Bölüm 193: Yang Cennet Mor Ginsengi Özümsemek

avatar
9013 28

True Martial World - Bölüm 193: Yang Cennet Mor Ginsengi Özümsemek


 

Çeviri: bebebiskuvisi

 

 

Yi Yun, Mor Kristal’i tüm bitkiyi özümsemek için kullanırsa kolayca dikkat çeker ve Tai Ah Kutsal Şehri’nin simyagerlerini kuşkulandırırdı.

 

Ama mevcut durumda Yang Cennet Mor Ginsengi ciddi hasar görmüştü. Yi Yun’un sadece havaya dağılan bitkisel özü özümsemesinin bir zararı dokunmazdı.

 

Elbette bu Yi Yun’un her zaman yapabileceği bir şey değildi. Ciddi hasar görmüş bitkileri geri götüremezdi. Üstelik hasarlı bitkinin değeri de düşer, daha az ejder runu kazanırdı.

 

Sonuç olarak Yi Yun için pek yararlı bir yol değildi.

 

Mor Kristal’in kontrolü altında Yang Cennet Mor Ginsengi’nin dağılan bitkisel özü heba olmadı. Yi Yun tamamını özümsedi. Bu ışık noktaları, dans eden periler gibi bir araya toplandı.

 

Yi Yun bu enerjiyi özümsemekle uğraşırken ölü bir sopa gibi görünen Yang Cennet Mor Ginsengi birden hareket etti ve yere bir tünel açtı!

 

İlkel bitki böylesine ciddi hasar görmüşken bile kaçmaya çalışıyordu.

 

Ama işe yaramadı. Yang Cennet Mor Ginsengi kaçmaya başladıktan bir saniye bile geçmeden siyah bir ışık parladı. Işık perdesi büyüyerek otuz metre yarı çaplı bir mühürleme bariyeri oluşturdu.

 

“Peng!”

 

Yang Cennet Mor Ginsengi ışık perdesine çarptı ve geri sekti.

 

Bu, ruhu olan varlıkları mühürlemek için kullanılan Ağustos Böceği Düzeni idi. Yang Cennet Mor Ginsengi zirve kondisyonunda olsaydı bu düzenden kaçabilirdi ama şimdiki hâliyle yapacak bir şeyi yoktu.

 

Yang Cennet Mor Ginsengi daha önce hiç bu kadar ciddi biçimde yaralanmamıştı. Ruhu bir kaos içindeydi, enerjisi yavaş yavaş dağılıyor ve dağılan enerjisi Yi Yun’a doğru sürükleniyordu.

 

Yi Yun, Yang Cennet Mor Ginsengi’ne yaklaşırken elinde Bin Ordu Kılıcı’nı tutuyordu.

 

Kendini tutacak hâli yoktu sonuçta. Yang Cennet Mor Ginsengi o kadar kurnazdı ki, Yi Yun onu depolamadan önce parçalamayı bile düşünüyordu. Yoksa yarı yolda kaçabilir, tüm o uğraşları boşa çıkarabilirdi.

 

O sırada, ilkel bitki tiz bir çocuk çığlığı attı. Yi Yun’un kaşlarının ortasına saplamak için saf Yang Qi’den ruhani bir kılıç oluşturup Yi Yun’un üzerine atıldı!

 

Her şeyini bu son saldırısına yatırdı.

 

Yi Yun tereddüt etmeden Bin Ordu Kılıcı’nı ileri doğru savurdu!

 

“Ka-cha!”

 

Biri gücünü tüketmişti, diğeri bitkin düşmanının önünde rahat ve formda bir şekilde bekliyordu. Bu çarpışmanın sonucunun ne olacağı açıktı. Yıkıcı bir etkiyle, Bin Ordu Kılıcı aşağıya doğru indi!

 

Peng!

 

Yang Cennet Mor Ginsengi, Bin Ordu Kılıcı’nın darbesine maruz kaldı!

 

Yi Yun onu ikiye bölmemişti. Öyle yapsaydı değeri çok düşerdi.

 

Yang Cennet Mor Ginsengi’nin ruhunun ölmek üzereymiş gibi zayıfladığını fark etti.

 

İlkel bitki öldüğünde binlerce yıllık yetişimi sonucu ortaya çıkmış ruhu da yok olacaktı.

 

Yi Yun bu konuda hiç merhamet göstermedi. O ve ilkel bitki arasında bir ölüm kalım savaşı yaşanmıştı. Yang Cennet Mor Ginsengi’ni öldürmemiş olsaydı onun illüzyon büyüsünce bastırılmış olabilirdi. Öyle bir şey olsaydı da Yang Kan Çiçeği’nin gübresi olurdu.

 

Yi Yun, Yang Cennet Mor Ginsengi’ne baktığında dışının karardığını fark etti. Saf enerji azar azar vücudundan ayrılıyordu. Artık yaşamak istemiyormuş gibi görünüyordu.

 

İlaç yapılmak üzere yakalanmışken, canlı veya ölü olması fark etmezdi.

 

“Oh? Bu enerji?” Yi Yun ilkel bitkiyi köklerinden tuttu. Mor Kristal’in sağladığı görüşle, Yang Cennet Mor Ginsengi’nin yarasından sızan saf mor enerjiyi görebiliyordu. Bu enerji, efsanevi yeşil ejderhanın özü gibi bir şekil almıştı.

 

Bu, Yi Yun’un yeşil ejderhanın öz enerjisini gördüğü ilk seferdi.

 

Şimdiye kadar görmüş olduğu tüm enerjiler ışık noktası formundaydı.

 

Yi Yun biraz tereddüt etti. Ardından Mor Kristal’i kullanarak ilkel bitkiden daha önce sızan enerji noktalarını ve yeşil ejderha özünü topladı.

 

Bunu yaptığında rahatlatıcı bir bitkisel rayiha burnuna doldu!

 

Bu fırsatı yakalayan Yi Yun, çabucak bir feet uzunluğundaki kare şekilli yeşim kutuyu çıkardı.

 

Bu, nilüfer yeşiminden yapılmış bir bitki kutusuydu. Bitkisel özü büyük ölçüde koruyabilirdi.

 

Yang Cennet Mor Ginsengi çok ciddi hasar gördüğünden, bitkisel özünün tümünü korumayı ummak çok gerçekçi değildi. Geriye ne kaldıysa onu korumak zorundaydı.

 

Dağılan özün ise, tamamını Mor Kristal ile özümsemişti.

 

Yi Yun, bu enerji noktaları bedenine girdiğinde, vücudunun ısındığını hissetti. Yang Cennet Mor Ginsengi’nin bitkisel özü yavaş yavaş etkilerini gösteriyordu.

 

Yi Yun’u şaşırtan, sıradan ışık noktalarından ziyade yeşil ejderhaya benzeyen enerjiydi.

 

Bu enerji, doğrudan Yi Yun’un ruhuna girmişti.

 

“Boom!”

 

Bu enerji Yi Yun’un ruhuna girdiğinde, Yi Yun bir ürperti hissetti. Bu ürpertiyi de gözlerinin önüne gelen görüntüler takip etti.

 

Bu görüntüler rastgele ve karışıktı. Bazıları kutsal yabandandı, bazıları Tai Ah Kutsal Şehri’nden! Bazıları Lian kabilesindendi, bazıları ablasıyla beraber yaşadığı zorlu hayattan! Bazıları da önceki hayatındandı! Kendi hayatının farklı farklı küçük parçalarının birleşimiydi!

 

Oh? Bu…

 

Yi Yun bu kafa karıştırıcı görüntüleri görünce, bu yeşil renkli ejderha benzeri enerjinin, Yang Cennet Mor Ginsengi’nin ruhu parçalandıktan sonra arkada kalan psişik gücü olduğunu fark etti!

 

Yang Cennet Mor Ginsengi bir bitki olabilirdi ama bir ruhu ve son derece büyük bir psişik gücü vardı.

 

Öyle olmasaydı illüzyonlar yaratamazdı zaten.

 

Bu psişik güç, Yang Cennet Mor Ginsengi’nin saldırı yolu olduğu gibi savunma yoluydu da. Ve ilkel bitki öldükten sonra ardında bıraktığı parçalanmış ruh, insan ruhu için en iyi ilaçtı.

 

Yi Yun bundan memnun oldu. Bu enerjiyi sessizce özümsemeye başladı. Çok geçmeden ruhunda bir suyun çağıl çağıl aktığını hissetti. Bu psişik güç, ilkbaharda fışkıran bir kaynak gibiydi, Yi Yun’un ruhunu temizledi ve onun ferahlamış hissetmesine neden oldu.

 

Yi Yun ruhunda ufak değişiklikler olduğunu hissetti ama bunların ne olduğunu çözemedi.

 

O sırada, bu psişik enerjinin yanı sıra bitkisel öz de etkisini göstermeye başladı. Yi Yun’un meridyenleri boyunca dolaştı ve bedeninin içinde güçlü Yang Qi harladı.

 

Yer ve Gök Yuan Qi’si zengin miktarda saf Yang Qi içeriyordu. Bu enerji, Yang Cennet Mor Ginsengi’nin binlerce yıl boyunca Yer ve Gök Yuan Qi’si özümsemesi sonucu toplanmış özdü. Sayısız kez arıtıldıktan sonra çok daha değerli bir hâle gelmişti.

 

Yi Yun’un bedeninden sıcak hava yükselmeye başladı. Derisi, üzerine kaynar su dökülmüş gibi kızardı.

 

Yi Yun hâlâ Yin Qi’nin yoğun olduğu gecenin ortasında dururken Yang Cennet Mor Ginsengi’nin bitkisel özünün doğası Yang idi. Yi Yun’un bedeni içerideki Yang ateşiyle yanıyorken dışarıdan da Yin Qi bedenine nüfuz etti. Yi Yun’un isteği dışında Yang Qi ve Yin Qi bedeninde birleşti.

 

Ve Yi Yun’un durumun farkına varıp müdahil olmasıyla bu iki Qi kusursuz bir Yin-Yang sembolü oluşturdu.

 

Bedeni içeride sıcak, dışarıda soğuktu. Sırasıyla bir ateşe atılıyor, bir buza gömülüyor gibiydi.

 

Bitkisel özü sindirdiğinde gözeneklerinden siyah kan çıktı. Bu, geçtiğimiz altı ay boyunca Yi Yun’un vücudunda birikmiş olan kötü kan ve kirdi. Bunlar bitkisel öz tarafından dışarı çıkmaya zorlanmıştı ve bu da Yi Yun’u tazelemişti.

 

Bitkisel özün etkisi altında kasları güçlenmiş, kanı güçle dolmuştu.

 

Bu uzun süreç boyunca Yi Yun kendi dünyasına dalmış hâldeydi.

 

Gece yarısından şafağa.

 

Ardından gün doğumundan öğleye…

 

Gökyüzünde parlayan güneşle birlikte uçurumun üzerindeki Yin Qi de dağılmıştı. Yi Yun uçurumun tepesinde bir heykel gibi hareketsizce oturuyordu.

 

Yang Cennet Mor Ginsengi’nin bitkisel özünü sindirmek ağır işleyen bir süreçti. Sonuçta o, ilkel bir bitkiydi. Yi Yun kimeranın enerjisini iki saat emdiğinde bu enerjiyi sindirmek için tüm bir gecesini harcamıştı.

 

Başka bir gün daha geçti. Gecenin geç vaktinde, gökte ince bir hilal asılıydı.

 

Bugün kameri ayın ikinci günüydü. Yin Qi azalmıştı ve etrafta bir sis toplanmıştı. Yi Yun’un bedeni, bir buz küpünün içindeymiş gibiydi. Saçlarında ve kaşlarında bir buz tabakası oluşmuştu.

 

Yi Yun, Yang Cennet Mor Ginsengi’nin bitkisel özünün %70’ini sindirmeyi bitirmişti.

 

Yang Cennet Mor Ginsengi’nin ruhani enerjisi, Yi Yun’un ruhani sağlığına öngörülemez faydalar sağlamıştı.

 

Zihninin büyüyüp güçlendiğini açıkça hissedebiliyordu. Ruhani enerjisi durmaksızın artıyordu!

 

Yi Yun dilediği takdirde, beyni her türlü komplike illüzyonu yaratırdı! Ve yine dilerse bu illüzyonların aklından çıkıp diğerlerini etkileyebileceğini düşünüyordu!

 

Yang Cennet Mor Ginsengi’nin illüzyon gücünü miras almış gibi görünüyordu!

 

İkinci gece de geçti.

 

Yi Yun üçüncü günün sabahında hâlâ meditasyon yapıyordu. Aniden ruhundan gelen hafif bir ses duydu, sanki bir şey kırılmış gibiydi.

 

Bundan hemen sonra, kafasında olan bir şey tarafından bedenindeki tüm ruhani enerjinin, kanın, iliğin kaşlarının ortasına doğru emildiğini hissetti.

 

Bedenindeki tüm kanın ve enerjinin çekilmesi hissi, Yi Yun’u dehşete düşürdü!

 

Bu da ne demek oluyor?

 

Kan, kemik iliği ve ruhani enerjisi, kaşlarının ortasında bir şey oluşturacakmış gibi birleşmeye ve cisimleşmeye başladı.

 

Bundan sonra, Yi Yun büyük bir acı hissetti. Kaşlarının ortası bir matkapla deliniyormuş ve gittikçe daha derinlere ulaşıyormuş gibiydi.

 

Çok acı verici!

 

Yi Yun’un alnı terle kaplıydı. Panik yapmıştı, sağlıklı düşünemiyordu.

 

Vücudundaki bu fırtınalı kanı ve enerjiyi sakinleştirmek için ruhani enerjisiyle Mor Kristal’i eşleştirdi. Ama o sırada, kaşlarının ortasında kendi kanından ve ruhundan boncuk benzeri bir cisim oluştuğunu ‘gördü’.

 

Bu boncuk kan çizgileriyle kaplıydı ve çevredeki meridyenlere ve kan damarlarına bağlantılıydı. Bedeninin ayrılmaz bir parçası olmuştu.

 

Boncuk ortaya çıktığında duyduğu kanın emilme hissi kaybolmuştu. Acı da hafiflemişti.

 

Her şey normale döndü. Farklı olan tek şey, Yi Yun’un kaşlarının ortasında ortaya çıkmış olan bu ufak boncuktu.

 

Bu da ne?

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr