King of Gods - Bölüm 181: Takibin Başlaması

---

 

Çevirmen:RassNt  Düzenleme:Berkay Lamba

    10 figür buzun içine mühürlenerek küçük bir tepe yarattı.   Bunların arasından tam ortada duran Quan Chen de vardı.   Zhao Feng’in gördüğüne göre yarım gün ile 3 gün arasında Quan Chen soğuktan dolayı ölecekti.Quan Chen daha 5.Semaya ulaşamadığından iki okun gücünü kırması onun için imkansızdı.Sadece Yang Gan’ın bunu yapabilmeye gücü yeterdi.   “Okun kendisi bu kadar güce sahip değil, ama ekstra etki inanılmaz.”   Zhao Feng başını salladı ve gülümsedi.Şuan ki durum Zhao Feng için harikaydı.Küçük tepecik girişi kapatmıştı ve koruyucu bir bariyer görevi görüyordu, bu onun içerideki düzenekleri yok etmesine olanak sağlayacaktı.   Zhao Feng göz açıp kapayıncaya kadar yarısı saydam, eski pelerinin bulunduğu çekmecenin önünde belirdi.Onun yaydığı kadim ve gizemli aura Zhao Feng’in kalbinin hızlanmasına neden oldu.   Biraz önceki müdahaleden dolayı düzenek kendini yenilemişti, yani Zhao Feng’in en baştan başlaması gerekiyordu.   Peng! Si!   Zhao Feng avcunu ileri doğru itti ve bir ışık ışını ortaya çıktı, bu ışık ışını çekmecenin hafiften sarsılmasına neden oldu ve beyaz parıltı hafiften dönükleşti.   Yüzen Taç Yıldırım Mühründen biraz içgörü kazandıktan sonra Zhao Feng’in Yıldırım Rüzgar Avcu daha yüksek seviyeye gelmişti.   Yıldırım Rüzgar Avcunun 5.seviyesi 4.seviyeden çok daha güçlüydü.Bu seviyede kişi yıldırımı rakibini uyuşturmak için kullanabilirdi, ama ilk önce yıldırım ile ilgili ilim kazanması gerekiyordu.   Zhao Feng eğer Yüzen Taç Yıldırım Mührünü almasaydı muhtemelen ilim ve kavrayış kazanmak için uzun bir süre harcayacaktı.   Peng! Si! Peng! Si!   Zhao Feng’in saldırı sıklığı yüksek değildi ve tüm gücünü kullanmıyordu, ama her bir hamlenin hasarı 4.Sema ile karşılaştırılabilirdi.   “Yıldırım Rüzgar Avcunun 5.seviyesi gerçekten de çok güçlü.Yüzen Taç Yıldırım Mührünün bir parçasını onunla birleştirince bir kaplan bir çift kanat takmış gibi oldu.”   Zhao Feng her avuçta rakibi uyuşturabilecek yıldırımı hissedebiliyordu.Eğer rakip zayıfsa Zhao Feng’in ilk avcu onu şoka sokabilirdi, bu da onun hareket edememesine neden olurdu.   Saldırılar boyunca Zhao Feng bu yeteneği kusursuzlaştırmaya çalıştı, bu yetenek kabataslak bir haldeydi yaratıcısı onu kusursuz hale getirmemişti.   Zhao Feng onu değiştirmeye devam etti ve Yüzen Taç Yıldırım Mührü de ona yardımcı oldu.Kusursuzlaştıkça içerdiği tehlike de düşüyordu.   Yani Zhao Feng’in Yıldırım Rüzgar Avcunun 5.seviyesi bu yeteneğe çalışan diğer kişilerinkine göre daha güçlüydü.   Biraz önce bunu Quan Chen’i geri çekilmeye zorlamak için kullanmıştı.Quan Chen 4.Semanın zirvesindeydi ve bir de Orta derece Ölümlü silahı vardı.   Bu duruma rağmen yine de Zhao Feng tarafından doğrudan geri püskürtülmüştü, buradan Yıldırım Rüzgar Avcunun gücü net bir şekilde görülebiliyordu.Eğer Zhao Feng soy gücünü tamamen aktifleştirseydi Quan Chen’i tek avuçla öldürebilme becerisine de sahipti.   Peng! Si! Peng! Si…!   Zhao Feng’in saldırıları belli bir ritmi takip etti, ne hızlı ne de yavaştı, ama yine de her vuruşla düzeneğin sönükleşmesine neden oluyordu.   Aynı zamanda düzenek kendini yeniliyordu ve Zhao Feng’in hasarını düşürüyordu ama toplamda düzeneğin de gücü düşüyordu.   Saldırılar boyunca Zhao Feng Yıldırım Rüzgar Avcunun kusursuzluğunu ilerletiyor ve tehlikeyi düşürürken gücünü artırıyordu.   Tabii ki onun dayanıklılığının da bir sınırı vardı.Her saat kısa bir mola veriyordu ve her 4 saatte bir yudum ruhani şarap içiyor ya da bazı haplar yutuyordu.   Göz açıp kapayıncaya kadar 2-3 gün geçti.   Peng! Kraaak!   Kulakları sağır eden bir avuç beyaz ışık parıltısının üzerine vurdu ve onu paramparça etti.   Zhao Feng’in keyfi yerine gelirken hemen eskimiş pelerini kavradı.   Zhao Feng’in anladığına göre düzenek tamamen kırılmış olsa da kendi kendini yavaş yavaş onaracaktı.Zhao Feng koyu gri pelerini inceledi ve Gerçek Gücünü onun içine sokarak inceleme yaptı.Küçük bir miktar Gerçek Güç koymasıyla pelerin sadece daha da saydamlaştı.   Zhao Feng pelerini giydi ve daha fazla Gerçek Gücün yanı sıra biraz soy gücünden de pelerine aktardı.Aniden Zhao Feng’in vücudunu görünmez bir aura sardı, bu ona sanki havayla bütünleşmiş gibi bir hissiyat verdi.Sol gözüyle yaptığı inceleme sonunda onun bulunduğu noktaya gelen ışığın kırıldığını, diğerlerinin görüşünü etkilediğini fark etti.   “Görünmezlik?” Zhao Feng gözleri parlayarak konuştu.   Diğerlerinin gözünde Zhao Feng havanın ta kendisi gibiydi.Pelerinin böylesine eşsiz bir becerisinin olacağını hiç düşünmemişti.Bunun dışında Zhao Feng vücudunun bir tüy kadar hafiflediğini hissetti.   Shua!   Hayalet gibi bir figür şimşek gibi çakarak hazine odasında onlarca metre ilerledi.Zhao Feng hem çevikliğinin hem de hızının önemli ölçüde arttığını hissetti.İncelemeleri sonucunda pelerinin görünmezlik becerisi ve hız artışına sahip olduğunu fark etti.Ama her nasılsa sadece Gerçek Gücünü aktarınca işe yaramıyordu, sadece soy gücünü koyunca etkisi ortaya çıkıyordu.   “Belki de pelerin hafiften bozuk olduğu içindir.”   Zhao Feng bu konuya fazla kafa yormadı.Zamanı hesapladı ve siyah metal canavarın takibe başlamasına bir kaç saat kalmıştı.Hiç kimse Gerçek Ruh Alemi seviyesindeki saldırılarla yüzleşemezdi.   Zhao Feng hazine odasını taradı ve dışarı çıkmadan önce hafifçe iç çekti.Buz tepesinin soğukluğu önemli ölçüde azalmıştı.Ona bakınca Zhao Feng’in ifadesi değişti.   Yıldırım Rüzgar Avcu!   Zhao Feng avcuna tüm gücünü koydu ve buz tepesine doğru vurdu.   Çaaaatttt!   Buz tepesi paramparça oldu ve donmuş muhafızlar parçalandı.Fakat buz tepesinin merkezinde hiçbir şey yoktu.   Quan Chen’in figürü ortadan kaybolmuştu.   “Yüzen Taç Sınavı oldukça nazik.Bir kişi ölümle yüz yüze geldiği an içlerindeki Yüzen Taç Nişanı onları dışarı yolluyor.”   Zhao Feng bu sonuca ulaşınca gözleri pırıldadı.Her katılımcının içinde Yüzen Taç Nişanı vardı.Bu nedenle bir kişi başkasını ancak mutlak güce ve anında öldürebilme becerisine sahip ise nişan onu dışarı göndermeden öldürebilirdi.   Önceki bir kaç gün boyunca Zhao Feng düzeneğe saldırı yapmaya devam ederken bir yandan da Yıldırım Rüzgar Avcunu kusursuzlaştırıyordu.Quan Chen’e ne olduğunu ya da nasıl ortadan kaybolduğunu bilmiyordu.   “Ah neyse, Quan Chen şuan ki gücümle kolayca öldürebileceğim bir sivrisinekten başka bir şey değil.”   Zhao Feng’in figürü parlayarak dışarı doğru gitti.   Hu!   Pelerini giydiğinde vücudunu tuhaf bir güç sardı.Zhao Feng anında saydam bir figüre dönüştü ve binayı sarmış olan muhafızların çoğu onu hissedemedi.   Bu eskimiş pelerin Zhao Feng’i görünmez yapıyordu ve sadece hızlı hareket ettiğinde dalgalanma ortaya çıkıyordu.O anda Zhao Feng’in hızı 5.Semayla kıyaslanabilirdi.Daha önemlisi soy gücünü sadece bir kez kullanmasına gerek vardı, bir kez kullandıktan sonra devamında onu Gerçek Gücüyle besleyebiliyordu.   “Haha, buna ‘Yin Gölge Pelerini’ diyelim.”   Zhao Feng gülerek kaleden çıktı.Bunu yaptığı an üzerine çöken bir baskı hissetti, sanki korkunç bir varlık ona kilitlenmiş gibiydi.   Aynı sırada.   Yang Gan, Bei Moi, Ran Xiaoyuan...Adanın dört bir yanında bulunan bütün katılımcılar bir baskı hissetti.Bu baskı kalplerinin teklemesine neden oldu.   “Takip başlamak üzere mi?”   Zhao Feng etrafı sol gözüyle incelerken mırıldandı.   Aniden.   10 metre uzakta, bir dalgalanma ve yıkıcı bir aura belirdi, bu onun nefes almasını zorlaştırıyordu.   Weng!   Dalgalanan alanda parlak beyaz bir kapı belirdi ve bu kapıdan bulanık bir figür adım attı.O bir çift kanat ve yeşil gözlere sahip metal bir canavardı.Etrafını yeşil bir katman sarmıştı ve bu onun aurasını yayıyordu, bütün yönlere doğru iten bir hava dalgası yaratıyordu.   “Koş!”   Zhao Feng’in ifadesi değişti ve başka bir yöne doğru hızlandı.Siyah metal canavar ruh-titreten bir uğultu koparınca Zhao Feng’in kalbi tekledi.   Huhu!   Kanatlar havada dalgalandı ve siyah metal canavar Zhao Feng’e doğru atıldı.   Takip!   Gerçek Ruh Alemindeki bir varlık onu takip ediyordu! Zhao Feng’in kemikleri dondu ve daha da uzaklaşmak için iyice hızlandı.Neyse ki canavarın hızı sadece 2.Sema seviyesindeydi, birinci aşamadakinden sadece biraz daha hızlıydı.   “Peh, en azından hızı yüksek değil.”   Zhao Feng rahat bir nefes aldı.   Eğer siyah metal canavarın hızı çok yüksek olsaydı ya da yetişimcilerle aynı seviyede olsaydı, hiç kimse bir gün bile devam edemezdi.Bunun nedeni onun Gerçek Ruh Aleminde olmasıydı, yani onun Gerçek Gücü Yükselme Alemindekilere göre10-20 kat daha yoğun olacaktı ve hiçbir problem yaşamadan onları aylarca kovalayabilirdi.   Zhao Feng kısa bir süre sonra canavardan kurtuldu, ama eğer mola verirse hemen ona yetişecekti.   Daha da korkutucu olan siyah metal canavarın hızı yavaş yavaş yükseliyordu.   “Bir kişi ne kadar uzun süre kalırsa, takip o kadar korkunç olacak.Bunun anlamı en sonunda, siyah metal canavar hız anlamında Gerçek Ruh Alemi seviyesine kadar çıkabilir…”   Zhao Feng derin bir nefes aldı.   Gökyüzü Sınır Adasında harika ödüller olabilirdi, ama sınav sana onları çalışmadan bulmana izin vermiyordu.Aynı sırada bütün öğrenciler bu kovalamacayla yüzleşiyordu.   Kadim unutulmuş bahçenin içinde.   “Ne yazık ki zaman geldi…”   Bei Moi hızla yeşil saraydan dışarı yürüdü ve bahçenin etrafında dolandı.Arkasında siyah metal canavar onu takip ediyordu ve onun korkunç aurası yakınlardaki hayvanların korkuyla kaçmasına neden oluyordu.Bei Moi o an öncekine göre daha güçlüydü, 2 gün önce 4.Semaya aşmıştı, ama yine de koşmak zorundaydı.   Uzun kule ormanı.   Yarım adım 6.Sema seviyesindeki Yang Gan’ın da tek seçeneği kaçmaktı.   Gerçek Ruh Alemindeki bir varlıkla yüzleşince 4. ya da 6.Semada olmanın bir anlamı yoktu her türlü tek vuruşta öldürülürdün!  Bütün katılımcı öğrenciler kaçıyordu.   “Sınavda daha uzun süre kalan, daha iyi puan alacak.”   ---Son aşama biraz önce başladı.