Çeviri: Calosa Düzenleme: Meloonia

*Woş woş woş*

Peri ruhları çok güçlü olmanın yanında çok güzeldi. Bir ışıltı sürekli onun etrafında dönüyordu ve altın kılıcı parlıyordu, bir azize benziyordu.

Ancak Zhang Tianyi'nin Yüz Dönüşüm Yayıyla oluşturduğu kılıcı ile karşı karşıyayken güçsüzdü. Zhang Tianyi o kılıcı sadece tek eliyle bile tutarken Peri ruhunun saldırısını engellemişti.

Ayrıca kılıç yetenekleri çok güçlü ve çok hızlıydı. Hızlıca Peri ruhuna saldırdı ve onu zorlamaya başlamıştı.

"Eggy, bana gücünü ver!"

Zhang Tianyi'nun bu durumuna bakan Chu Feng yüksek sesle bağırdı. Chu Feng'in bağırmasından sonra Eggy en ufak tereddüt etmeden Bilge aleminin dokuzuncu seviyesindeki gücünü Chu Feng'e verdi.

Eggy'nin gücünden sonra Chu Feng'in gözlerinde altın yıldırım parladı ve aurası yükselmeye başladı. Gök alemine yaklaşmaya başlamıştı.

Hemen sonra altın yıldırımın yanında mavi bir yıldırım gözüktü ve ikisi bir biriyle birleşip garip bir şekil ortaya çıkardı. Ancak o anda Chu Feng, Gök alemine giriş yaptı.

Normalde Chu Feng'in Eggy'nin gücü ile beraber Gök aleminin ikinci seviyesine girmesi gerekiyordu. Ancak garip bir şekilde ikini seviyesine giremedi sadece birinci seviyesinde kaldı.

Bu durumda Chu Feng, Zi Ling ve Eggy aynı şeyi düşünüyordu. O düşünce ise Chu Feng, Eggy'nin gücünü aldığı için yıldırım sadece sınırlı derecede güç verebiliyordu.

Eğer Chu Feng'in kendisi Bilge aleminin dokuzuncu seviyesinde olsa başarıyla Gök aleminin ikinci seviyesine girebilirdi.

Bunların hepsi sadece tahmindi, Gök aleminin birinci seviyesinde olan Chu Feng'in gücü Elit silahla birleşince Gök aleminin dördüncü seviyesine eşit hale geliyordu.

*woş*

Chu Feng, Dokuz Gökte Seyahat Eden Ejderha'yı çağırdı ve üstüne bindikten sonra Asura Ruhu Baltasını çağırıp Zhang Tianyi'ye saldırdı.

*hmm* Chu Feng elindeki baltayı savurdu ve bir ışık çizgisi Zhang Tianyi'ye ilerlemeye başladı. Işık çizgisine bakan Zhang Tianyi bir eliyle savunmak için duruş aldı.

*patlama* Zhang Tianyi, Chu Feng'in Elit silahının  gücünü çok hafife almıştı ve bu yüzden elindeki altın kılıç kırılmıştı. Kılıcın kırılması bile ışığın gücünü hafifletmemişti.

Zhang Tianyi bu durum karşısında şaşırsa da paniklemedi ve sakin bir şekilde ışıktan kaçındı.

"Haha, Elit silahın çok iyi! Onu alacağım!" Zhang Tianyi yüksek sesle güldü ve Chu Feng'e ilerlemeye başladı.

*boom boom boom* Zhang Tianyi elinde ahşap bir kılıçla Chu Feng'in önüne geldi ve çarpışmaya başladı. Elindeki ahşap kılıç, Kılıç Tanrısı Vadisi'nin Elit silahı olan Ağaç Tanrısı Kılıcıydı.

*woş woş woş*

*bam bam bam*

Zhang Tianyi korkunç derecede güçlüydü, Gök aleminin enerjisiyle oluşturduğu kılıcın verdiği baskı ile Peri ruhunu bastırabiliyordu. Üstelik hala tam gücünü kullanmamıştı.

Zhang Tianyi'nin kılıcının etrafında ışıklar varken üst üste Chu Feng saldırı yiyordu. Chu Feng onları savunabiliyordu ancak karşı saldırı yapamıyordu git gide baskı altına giriyordu.

"Kıdemli Zhang, biz aynı okuldaydık neden benim karşımda savaşıyorsun? Neden benimle beraber düşmana karşı savaşmıyorsun?" Chu Feng'te tam gücünü kullanmıyordu, Zhang Tianyi ile savaşmak istemiyordu.

"Chu Feng, bir dağ iki kaplanı barındıramaz. Bu mantığı hala anlayamadın mı?"

ÇN: Burada söylenen anlam her kaplanın kendine özgün bir bölgesi vardır. Ve bir kaplan başka kaplanın bölgesine girerse bir biriyle savaşır, güçlü olan kazanır.

"Şu anda Dokuz il kıtasında herkes seni konuşuyor."

"Ancak Dokuz il kıtasında tek bir dahi var, oda ben Zhang Tianyi!"

"Ve onlara senden daha güçlü ve daha yetenekli olduğumu tek bir yolla kanıtlayabilirim, o yolda seni öldürmek!" Zhang Tianyi son derece acımasızdı ve her saldırısında Chu Feng'in ölümcül noktalarını hedef alıyordu.

Bu sözlerden sonra Chu Feng'in bakışları parladı, "Bu durumda Kıdemli Zhang sizden bir isteğim olacak. Acımasız olduğum için beni suçlamayın!"

Chu Feng konuştuktan sonra saydam  şeffaf, yeşil renkte bir zırh Chu Feng'in vücudunu kapladı. Hemen ardından beyaz bir sis onun vücudundan yayıldı ve Zhang Tianyi'yi içine aldı.

"İllüzyon formasyonu!"

Zhang Tianyi bir Dünya Ruhçusu olmamasına rağmen çok yüksek seviye bir algıya sahipti. Anında anlamıştı ne olduğunu ve bu da Chu Feng'i oldukça şaşırtmıştı.

Üstelik illüzyon formasyonu ona karşı işe yaramadı. Ağaç Tanrısı Kılıcının etrafında bir ışık oluştu ve her yöne saldırı yapmaya başladı.

"Lanet olası, illüzyon formasyonunu kırması imkansız olmalıydı!"

Zhang Tianyi'nin saldırılarıyla karşı karşıya kalan Chu Feng kaşlarını çattı. Gök mavisi Ejderha ayaklarının altında gözüktü ve oradan kaçmaya çalıştı.

"Kaçamayacaksın, o Asura Ruhu Baltası benim olacak!"

Chu Feng oradan kaçmaya başlamışken Zhang Tianyi yüksek sesle bağırdı ve altında iki tane mavi renkli alev belirdi. Ve bir gölge gibi ortadan kaybolup Chu Feng'in yanında belirdi.

Zhang Tianyi'nin hızını gören Chu Feng'in cilt rengi değişti ve ölüm korkusu hissetmeye başladı.

Zhang Tianyi'nin sadece hızı ondan fazla değildi, saldırı gücü, yetenekleri ve teknikleri hepsi Chu Feng'ten güçlüydü. Chu Feng genç nesilde bundan korkunç bir rakiple karşılaşmamıştı.

"Chu Feng, geri dön."

O anda Zi Ling, Chu Feng'in önünde bir anda ortaya çıktı ve onun etrafını saran mor renkte bir aura vardı. Şu anda gücü Gök aleminin birinci seviyesindeydi.

Zi Ling şu anda Ilahi vücudun gücünü kullanarak bir çan oluşturdu ve o çan Zhang Tianyi'ye baskı yapmaya başladı.

"Özel yöntemlere sahip olabilirsin ama beni engelleyemezsin."

Zi Ling'e bakan Zhang Tianyi alaycı bir şekilde güldü. Ve hemen ardından mavi renkte bir aura onun vücudunda ortaya çıktı ve bir zırh gibi onu korudu.

Hemen sonra aura değişmeye başladı ve mavi alevlere dönüştü.

O alevler her şeyi yakabilecek gibiydi ancak Zhang Tianyi'ye en ufak zarar vermiyordu.

Mavi renkli alevlerin ona zarar vermeme sebebi Zhang Tianyi'ye ait olduğu içindi. Ama en önemli şey mavi renkli alevler göründükten sonra saldırı gücü iki kat artmıştı. Zi Ling bile artık ona etki edemiyordu.

"Bu özel güç bir Ilahi vücuda benziyor!" Chu Feng şaşkınlıkla konuşmuştu. Zi Ling'te en az onun kadar şaşırmıştı çünkü Zhang Tianyi'nin alevleri onun mor renkli aurasına benziyordu.

Benzer şekilde güçlü olmalarının yanında benzer şekilde dehşet vericiydiler. Ve son derecede yüksek seviye tekniklere sahiptiler. Onlar bir birine  çok fazla benziyordu.