Çeviri: Calosa Düzenleme: Meloonia

Jie Shi'nin konuşmasının ardından Gu Tianchen kaşlarını çattı. Jie klanı gerçekten de yetenekleriyle dağıtma formasyonunun nereye gidebileceğini bilebilirdi.

Fakat şu anda bunu kabul ederse Dünya Ruh Loncasındaki insanların morali aşırı bozulacaktı, bu yüzden sessiz kaldı.

"Moruk Jie'nin sözleri doğru gerçekten de formasyonun nereye gideceğini biliyordular. Bu yüzden peşlerinden uzmanlar gönderdiler. Bunların arasında Jie Qingming ve dört büyük gücün başkanları da vardı." Chu Feng konuştu.

"Chu Feng, şaka yapmıyorsun değil mi?" Chu Feng'in sözlerinden sonra Gu Tianchen'in yüzü soluklaştı. Aynı şekilde Dünya Ruh Loncasındaki bir çok insan titremeye başladı.

"Ben Chu Feng asla yalan söylemem.  Ancak, başkan yardımcısı Gao ve genç nesilde kiler ölmeden önce onlara yetiştik."

"Dünya Ruh Loncasının üyesi olarak bu olayı görmezden gelemezdim. Bu yüzden Jie Qingming ve dört büyük başkanı öldürdük!"

"Yalan söylüyorsun!!"

Bu sözleri duyan Jie klanının halkı ve dört büyük güçteki insanların yüz ifadesi değişti. Ve Chu Feng'i lanetlemeye başladılar.

Jie Qingming ile beraber dört büyük gücün başkanları ölmüş olsaydı gerçekten büyük bir darbe almış olurlardı.

Bu yüzden Chu Feng'in sözlerine inanmadılar ve onların morallerini bozmak için söylediğini düşündüler.

"Demek inanmıyorsunuz? O zaman buna iyi bakın!" Chu Feng elini Boşluk çuvalına soktu ve bir kafatası çıkardı, "Kim bu?"

“Qingming !!”

Jie Xingpeng, Chu Feng'in elindeki kafaya bakarken öfkeden titremeye başladı. Öfkeyle göklere doğru bağırmıştı.

Bir dünya ruhçusu olarak Chu Feng'in elindeki kafatasın sahte olmadığını biliyordu. Ve o kafatasına bakarken aklında sayısız an geçiyordu. Yıllarca Jie Qingmnig'i beslemişti ve Jie Qingming onun halefiydi, Jie klanının gelecek başkanıydı.

"Chu Feng, seni öldürüceğiz!"

O anda Jie klanındaki herkes öfke patlaması yaşamıştı. Jie Qingming'in ne kadar önemli olduğunu biliyorlardı ve Jie Shi'nin fazla ömrünün kalmadığını da biliyorlardı, Jie Xingpeng'ten sonra ise Jie Qingming başkan olacaktı.

Jie Qingming'in büyük bir potansiyeli vardı ve Jie klanının umuduydu.

Ancak Jie Qingming, götü boklu bir velet tarafından öldürülmüştü. Bu yüzden Jie klanındaki herkes Chu Feng'i on bin parçaya bölüp, her parçasını sidiğe bulandırıp, köpeklere yedirtmek istiyordu.

"Chu Feng, seni öldüreceğiz!!"

Sadece Jie klanı değil diğer dört büyük güçteki insanlarda öfkeden patlama durumuna gelmişti. Jie Qingming ölmüşse diğer dört büyük gücün müdürleri de ölmüş demekti.

"Chu Feng, sen yürek yemişsin ama yediğin yüreğin başına getirdiği belaların farkında değilsin!"

"Ben Jie Shi bugün yemin ediyorum, ne yapıp edip seni öldüreceğim!"

Jie Shi bile öfkelenmişti, son bir kaç gündür ortaya çıkmasına rağmen Jie klanının genel durumunu biliyordu. Üstelik Jie Qingming’i çok beğenmişti ve onu bizzat yetiştirmeyi düşünüyordu. Ama şimdi o ölmüştü, öfkelenmemesi garip olurdu.

Jie Shi konuştuktan sonra bir milyon kişilik seçkin orduyla beraber tam ölçekli büyük bir saldırı başlatmıştı.

"Haha Jie Shi, bundan yüz yıl sonra Dünya Ruh Loncasının genç jenerasyonu Jie klanından çok daha iyi olacak."

"Çünkü biz sizin gibi öfke ve nefret dolu değiliz!" Gu Tianchen gülümseyerek konuştu.

Gu Tianchen konuştuktan sonra hayranlıkla Chu Feng'e baktı ve ardından Jie Shi'ye uçtu.

* Patlama patlama patlama *

Bir göz kırpma süresince ikisi savaşmaya başladı. Onların savaşına kimse karışmaya cesaret edemedi çünkü enerji dalgalanmaları bile her hangi bir Gök seviyesindeki uzmanı öldürebilirdi.

"Chu Feng, bu andan itibaren Dünya Ruh Loncası sana bir yemin ediyor. Sen yaşadığın sürece Dünya Ruh Loncası senle yaşayacak. Sen tehlikeye girersen Dünya Ruh Loncası da gözünü kırpmadan senle tehlikeye girecek!"

Gu Tianchen, Jie Shi ile savaşırken aynı zaman da Chu Feng'e zihinsel bir mesaj gönderdi. Dünya Ruh Loncasını kurtaran insana teşekkür etmeyi unutmamıştı.

Sadece Gu Tianchen değil loncadaki bir çok yaşlı Chu Feng'e zihinsel mesaj gönderip teşekkürünü ifade ediyordu.

Chu Feng'in hareketleri ve söylediği şeyler Dünya Ruh Loncasındaki insanların moralini kat be kat arttırmıştı. Artık yorgun hissetmiyorlardı, korkmuyorlardı gözlerini bile kırpmadan ölüme gidebiliyordular.

Aynı zaman da Zhang Tianyi'de savaşa girdi ve dört büyük gücün atasını gücüyle bastırmaya başladı. Dakikalar içerisinde avantajlı olan taraf Dünya Ruh Loncası olmuştu.

"Chu Feng ne yapacağız? Asura Ruh Kulesine mi gidiyoruz yoksa burada mı kalıyoruz?" Zi Ling bir civciv gibi Chu Feng'in yanında duruyorken ona soru sordu.

Chu Feng çevresine bakındı, "İkimiz savaşa pek etki edemeyiz bu yüzden başka şeyler yapmalıyız."

"Bu yüzden hadi Asura Ruh Kulesine gidelim. O garip canavarı serbest bırakırsak Jie Shi ne kadar güçlü olursa olsun ölecek." Chu Feng konuştuktan sonra Asura Ruh Kulesine doğru bir ışık çizgisine dönüştü. Zi Ling'te gülümsedi ve o da ışık çizgisine dönüşüp onu takip etti.