Çeviri: Nameless Customer Düzenleme: Kharsmi

Ye Ziyun yavaşça Nie Li'yi kapıya doğru götürürken başını eğip "Nie Li bir daha beni görmeye gelme " dedi.

Nie Li kaşlarını kaldırar "Neden?" diye sordu.

Ye Ziyun kafasını kaldırarak Nie Li ye baktı. Gözleri hayretle kocaman açılmış bir şekilde "Sen ölümden korkmuyor musun? Sen babam tarafından öldürülmekten korkmuyor musun?" dedi.

Nie Li derin derin bakarak "Beni öldürmek mi? Eğer baban beni öldürmek isteseydi anında öldürebilirdi. Varsayalım elini benim kanımla kirletmek istemedi. Eğer beni konaktan atsaydı. Karanlık Lonca beni hemen öldürürdü ama bunu da yapmadı." dedi.

Ye Ziyun kafası karışmışmış bir şekilde "Peki o zaman neden öldürmedi?" diye sordu.

Nie Li, Ye Zong'un yürüdüğü yere baktı. Uzaktan Ye Zong güneşin altında ıssız ve yanlız duran bir demir kule gibi görünüyordu. İşte o zaman Nie Li ,Ye Zong un onu neden öldürmediğini anladı ve "Bu erkekler arasındaki bir mesele. Her neyse artık benim direktiflerime uyman gerekiyor" dedi.

Nie Li hemen anladı. Ye Zong, Ye Ziyun'u önemsediği için onu canlı bırakmamıştı. Sadece Ye Zong'un omuzunda taşıması gereken çok şey vardı.

"Neden seni dinleyecek mişim ki?" diye memnuniyetsizlikle bağırdı Ye Ziyun. Bu gün çok fazla şey yaşamıştı. Ye Zong ile olan ilişkileri baba –kız ilişkisi olsada biç bir zaman birbirlerine yakın olmamışlardı. Ancak ilk kez babasıyla aralarına bu kadar soğuk girmişti. Ye Ziyun kalbinde bir sızı hissetti.

Ye Ziyun'nin ateşli görünümü son derece çekiciydi.

"Cough couugh " Nie Li biraz kan kustu ve gülümseyerek "Sen beni bu halde göndermeyeceksin değil mi?" diye sordu.

(D.N: Yeter la sömürdün kızın iliğini :D)

Ye Ziyun, Nie Li'yi tutarak aceleyle "Sen ne kadar kötü yaralandın?" diye sordu.

Nie Li göğsünü tutarak "Benim yaralarım oldukça kötü. Muhtemelen 2 gün burada kalıp kendimi tedavi etmeliyim." dedi.

Ye Ziyun Nie Li'ye şaşkınlıkla dolu bir bakış attı. Nie Li kadar utanmaz bir insan var mıydı bu dünyada? Babası tarafından yaralandıktan sonra bile hala burda iki gün kalmaktan mı bahsediyor? Nie Li geçmişi tamamen unuttu mu? O babasının öfkeyle kontrolden çıkıp onu öldürmesinden korkmuyor mu?

Bu sırada Lordun konağının bir köşesinde iki adam gururlu bir şekilde ayakta duruyordu.

Bir tanesi Ye Ziyun'un bahçesinden yeni çıkıp gelmiş olan Ye Zong, diğeri de simyacılar birliğinin başkanı Gu Yan'dı.

Gu Yan yüzünde büyük bir gülümsemeyle Ye Zong a bakarak "Şehir lordu onu çok kötü yaraladınız. Eğer onun ustası harekete geçerse, bu Şanlı şehir için hiçte iyi olmaz" dedi.

Ye Zong öldürme arzusu taşıyan gözlerle Gu Yan'a bakarak "Onu kötü mü yaraladım? Onu öldürmediğime dua etsin. Benim evimde benim kızımla flört edip, kızımın saflığını çaldı."

Gu Yan da çaresizdi. Nie Li'nin bu yaptığı gerçekten fazlaydı. Şehir lordunun kızıyla kendi konağında flört etmek? Buna zaten ancak Nie Li cesaret edebilirdi. Şehir lordu onu öldürseydi hiç bir şey diyemezdi.

"Peki Şehir lordu onu neden konaktan kovmadı?"

Ye Zong yüzünü ekşiterek "Onu dışarı atmak ne işe yarardı ki? Tanrı bilir hangi şeytan ruhuyla birleşmiştir? O görünmezlik yeteneğine sahipti. Sadece Kara Altın seviyesinde ki insanlar onun varlığını tam olarak tespit edebilir. Bu yüzden istediği zaman zaten buraya gelip gidebilir. Aynı zamanda kızımla aralarında ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Bu durum beni delirtecek. Acaba kızımı kilitli bir yerde mi saklamalıyım? O hali hazırda bu yaşında altın seviye şeytan ruhçusu olmuş. Aynı zamanda bizim için çok önemli iksirlerin bazılarının formüllerini bizimle paylaştı ve Şanlı Şehre büyük katkılar yaptı. Şanlı şehirin gelecekte ona ihtiyacı olabilir. Şanlı şehir için bu kadarına dayanmalıyım." dedi.

Ye Zong'un sözleri Gu Yan'a biraz komik geldi. Büyük ve ulu Şehir lordu kendi konağında 13 yaşında ki bir çocuk karşısında çaresiz kalıyor.

"13 yaşında ve Şehir lordunun konağında flört ediyor. Bu çocuklar nasıl büyüyorlar? Benim görüşüme göre Ye Ziyun eğer onu takip ederse acı çekecek. Ben bu çocuğun sadece bir kızla takılmadığını duydum. Kanatlı Ejderha ailesinin kızı ve Huyan ailesinin kızı, muhtemelen bu çocuk birden fazla kıza yapışmış durumda." diye öfkeyle söylendi.

(D.N: Adam hemen teşhisi koydu :D) (D.N: Yapışmak çok doğru bir kelime seçimi çevirmenimizi tebrik ediyorum. :D)

Gu Yan Şehir lorduna gülümseyerek batı ve ’Peki Şehir lordu ne yapmak istiyor?" diye sordu.

Ye Zong dişlerini sıkarak "Ben ne yapabilirim ki ? Yapabileceğim tek şey buna katlanmak..." dedi.

Ye Zong şehir lordu olduğundan beri hiç bu kadar taviz vermemişti. "Eğer bu çocuk Ye Ziyun'un arkasından geçinmeye çalışır veya ona zarar vemeye çalışırsa arkasında ki hocasını karşıma alma pahasına bile olsa onu öldürürüm ve arkasından kemiklerinin kırıntısını bile bırakmam. Gelecekte etrafında bir çok kız olmasına rağmen Ye Ziyun'u bırakacağını sanmıyorum." dedi.

Gu Yan, Ye Zong'un sözlerini duyunca rahatladı. İşlerin bu raddeye gelmemesini umut etti.

Ye Zong "Gu Yan sen hiç Tersine Ruh Çevirme tekniğinin ne olduğunu biliyor musun?" diye sordu.

Gu Yan kafasını sallayarak "Hayır böyle birşey bilmiyorum" dedi.

Ye Zong biraz kounuşmadan durdu ve "Bu sözleri çocuktan duydum. Eğer Tersine Ruh Çevirme tekniğini kullanırsa beni yenebilirdi. Ancak yan etkisi çok büyük olduğundan onu kullansaydı kendisi de ölecekti. Muhtemelen son koz olarak saklıyordu bu tekniği . Eğer mümkünse sizden ricam bu tekniğin detaylarını ondan öğrenmenizdir" dedi.

Gu Yan saşkına döndü ve "Şehir lordu bu tekniği kullanmak mı istiyor? Az önce kendisi bu tekniğin çok büyük dezavantajları olduğunu söylemedi mi?" dedi.

Ye Zong biraz sessiz kaldıktan sonra düşük bir enerjiyle "Böyle büyük götürüsü olan teknikler zorunda olunmadığı sürece kullanılmaz. Lakin herşeye karşı hazırlıklı olunmalı. Son zamanlarda Karanlık Lonca gittikçe kontrolden çıkmaya başladı" dedi.

Gu Yan merakla "Yeni haberler mi edindiniz?" diye sordu.

"Evet, ne yazık ki kötü haberler var. Karanlık Lonca Şanlı Şehirini yoketmek için iblis canavarlarını topluca şehire sürmeyi planlıyor." dedi.

Gu Yan "İblis canavarlarını şehire sürmek mi? Bunu nasıl yapabilirler? Karanlık Lonca çıldırmış mı? Eğer Şanlı şehir yok edilirse onlar hayatta kalabilirler mi?" diye soğukça sordu.

Ye Zong "Onların iblis canavarların saldırısından kurtulmak için bir methodları varmış." dedi.

Gu Yan biraz düşündü ve "Neden bu konuda Nie Li ile konuşmuyoruz? Belki Nie Li bu konuda bize yardımcı olabilir?" dedi.

Ye Zong'un yüz ifadesi değişti ve "Ondan rica de bulunmak mı? Onu öldürmemek için kendimi o kadar tutum ama şimdi benden gidip bu konuda rica da bulunmamı mı istiyorsum? Bu kesinlikle imkansız." dedi.

Ye Zong'un bu sözlerini duyunca Gu Yan kendini gülmekten alıkoyamadı. Artık Şehir lordu ile Nie Li arasında arabuluculuk yapabileceğinden emin değildi.

O sırada Ye Ziyun'un odasında;

Nie Li yatağın üzerine bagdaş kurmuş pratik yapıyordu. Nie Li Ye Zong tarafından kötü yaralanmasına rağmen , Nie Li'nin ruh bölgesi ciddi bir yara almamıştı, sadece çatlamıştı. Ancak bundan dolayı gelişim ve ilerleme belirtileri gördü. Sürekli olarak pratik yaptı. Ruh gücü etrafını sarıyordu. Bu pratikten sonra ruh gücü belirgin bir şekilde arttı. Yakında seviye atlayabilirdi.

Ye Ziyun Nie Li ile hiç aynı odada kalmadı. Ancak kısa bir süre sonra ortama uyum sağladı. Babasının öfkeli yüzünü hatırlayıp bir iç geçirdi. Annesi çok erken ölmüştü. Babasıyla olan ilişkisi çok yakın değildi. Küçüklüğünden beri babasının katı bir kuralı vardı. Ruh gücü, bilgisi ve edebiyle akranlarının hep bir adım önünde olmasıydı. Ancak bugün gördüğü babasının katılığı daha önce hiç görmediği bir şeydi.

‘Nie Li ben seninle ne yapacağım‘ diye düşündü. Nie Li, babasına rakip olamayacağını bile bile onu korumak için öne çıkmıştı. Bu onun kalbinde bir dalgalanmaya neden oldu. Nie Li tam bir salak ve düşüncesiz olmasına rağmen oldukça cesur birisi. Bu onun kalbinin karışmasınna sebep oldu.

Aynı zamanda babasının davranışı da onu oldukça şaşırtmıştı. Başlangıçta babasının öfkesiyle kuduracağını düşünmüştü. Bununla birlikte babasının ona Altın seviye şeytan ruhçusu olması için 1 yıl süre tanıyacağını hiç düşünmemişti.

Ye Ziyun babasının aklından geçenleri bilmek istedi. Ama ne olursa olsun çok sıkı çalışacak ve babasına kendisini kanıtlayacaktı.