Bölüm 106: Ye Xiu

avatar
4059 4

Tales of Demons & Gods - Bölüm 106: Ye Xiu


 

Çeviri: Nameless Customer

 

 

Çok geçmeden Lu Piao'nun gelişim seviyesi babasını geçecekti. Lu Ning biraz kızgın hissetse de aslında gururluydu. Çünkü Lu Piao onun oğluydu.

 

Lu Ning yumuşak bir sesle "Lu Piao ...... Burada evde yaramazlık yapmakta bir şey yok biz seni idare edebiliriz. Lakin Xio Ailesinin kızını banyo yaparken gözetlemişsin. Eğer bu yayılırsa Lu Ailesinin itibarı düşecektir." dedi. 

(Ç.N: Nie Li nin izinden gittiği belli .....)

 

Lu Piao'nun yüzü utanç duygusundan kıpkırmızı olmuştu "Baba yanlışlarımın farkındayım." dedi.

 

Lu Ning başını salladı ve "Bunu bilmen güzel, en büyük erdem yanlışlarından ders çıkarmaktır." dedi.

 

Lu Piao yumruklarını sıkarak ciddi bir şekilde "Bir sonraki gözetlememde kesinlikle yakalanmayacağım." dedi. 

(Ç.N: Bizide götürsene la......)

 

Lu Piao, Lu Ning'in ağzının titrediğini görünce terlemeye başladı. Bu çocuk nasıl yetişti böyle... Lu Piao'ya karşı sabırlı olmaya çalıştı. Lu Ning her ne kadar onu bir güzel pataklamayı çok istesede herhangi bir şey yapmadı. Şu anki Lu Piao Lu Ailesinin gözdesiydi ve kimse ona dokunmaya cesaret edemezdi.

 

Lu Ning "Bu konuyla ilgili birisini gönderdiler." dedi.

 

Lu Piao bunu duyunca hemen heyecanlandı "Gerçekten mi ? Ne dediler ? Sana evlilikten bahsettiler mi?" diye sordu  

(Ç.N: dünden meraklı kerata)

 

Lu Piao'nun sözlerini duyan Lu Ning şaşırdı ve nihayet olayı kavramıştı. "Yani Xio Ailesinin kızından mı hoşlanıyorsun? Xio Ailesi ile evlilikten bahsetmemi mi istiyorsun? Hmph , Xio Ailesine çok fazla yüz veriyorsun!" dedi.

 

Bir yıl önce olsaydı Lu Ning böyle bir şey söyleyemezdi. O zaman Lu Piao'nun Xiao Xue ile evlenmek istemesi bile suç sayılabilirdi. (Ç.N: fark o derece yani...) Bunu ancak rüyasında görebilirdi. Ancak şimdi durum farklı. Lu Piao'nun ne kadar geliştiğini düşündüğünde Lu Ning hoşnut oldu.

 

Lu Ning'in sözlerini duyunca Lu Piao birden dondu. Lu Piao çoğu zaman işleri alaya alsa da kurallara her zaman uyardı. Sadece Xiao ailesinin Xiao Xue'sine karşı yumuşak bir notası vardı. O ve Xiao Xue çocukluk sevgilileriydi. Daha sonra iki tarafta büyümeye başladıklarında aile durumları yüzünden pek görüşemez oldular. Görüşmeleri Aile toplantıları ile sınırlı kaldı.

 

Lu Piao'nun düşünceli bakışlarını gören Lu Ning mutlu oldu. Lu Ning evlilikten bahsetmemişti lakin Xiao ailesi evlilik talebi getirmişti. Lu Piao, Xiao Ailesine çok fazla yüz veriyordu.

 

Bir hizmetçi içeri girdi.


"Saygılar efendim, Xiao ailesinden bir bayan geldi."
 diye haber verdi.

 

Hizmetli konuşurken dışarıdan bir kadın sesi geliyordu.


"Lu Piao çık dışarı!"

 

Konuşan kişi Xiao Xue'den başkası değildi. Kıvrımlı hatlara sahip vücudunu ön plana çıkaran ateş kırmızısı bir elbise giyiyordu. At kuyruğu yapılmış saçlarıyla oldukça şirin gözüküyordu. Cildi pürüzsüz gözüküyordu.

 

Xiao Xue'yi görünce Lu Piao kafasını eğdi ve kaçmaya yeltendi.

 

Xiao Xue keskin bakışlarla Lu Piao'yu görünce "Eğer kaçarsan gelecekte benim yüzümü bile göremezsin." diye seslendi.

 

Lu Piao başını kaldırdı ve itaatkar bir şekilde olduğu yerde durdu.

 

Xiao Xue'nin ince parmaklarıyla Lu Piao'nun kulaklarını tutup çekmeye başladı ve öfkeyle "Lu Piao dün beni banyo yaparken mi gözetledin?" diye sordu.

 

Lu Piao kafasını çılgın tavuklar gibi sallayarak "Hayır yapmadım." dedi.

 

Xiao Xue dik dik bakarak "Hayır mı? Birde inkar etmeye cesaret mi ediyorsun?" dedi.

 

"Yaptım!" dedi Lu Piao acı içinde. "Yavaş ahhh yavaş, Xiao Xue yaptığım yanlışı biliyorum." dedi.

 

"Beni şu ana kadar kaç kere gözetledin?"

"Bir ......Bir kere..... Ahhhhgghh, Yanlız bir kere değil, sadece bir kere değil..."

(Ç.N: bu çoçuk şimdi böyle kılıbıksa işi var yani şu yazara söyleyinde hikayeye bi taş fırın erkeği koysun )


"Kaç sefer?"

 

Lu Piao yüzü acı içinde "Hatırlamıyorum."

 

Xiao Xue, Lu Piao'ya baktı "Ne gördün? Söyle bana!" diye sordu.

 

Lu Piao'nun yüzü artık patlıcan gibiydi "Pek bir şey görmedim.... Ahhh, hayır hepsini gördüm." dedi

 

Xiao Xue, Lu Piao'nun kulaklarını öfkeyle daha sert bir şekilde çekerek "Gördüğün şeyleri beğendi mi peki?" diye sordu.

 

Lu Piao bir kaç sahneyi hatırlayarak "Evet çok hoştu." dedi.

 

Xiao Xue, Lu Piao'nun kulaklarını yukarıya doğru kaldırarak "Bunu söylemeye hala cesaret ediyor musun?" dedi.

 

Lu Piao hemen başını salladı "Hayır değildi." dedi.

 

Xiao Xue, Lu Piao'ya öfkeyle baktı ve bir kez daha kulağını sert bir şekilde çekti "Yani benim hoş olmadığımı söylüyorsun." dedi. 

(Ç.N: Bu da karar veremedi ha...)

 

Lu Piao kulağının ağrısıyla kendinden geçecek gibi oldu. 'Bu kız ne istediğini bilmiyor ne söylersem daha da kızıyor' diye düşündü.

 

Bu sahneyi izleyen Lu Ning düşüncelere daldı. Xiao Xue tıpkı Lu Piao'nun annesi gibi diye düşündü. Sonra yavaş yavaş kenara kayarak iç avluya girdi.

 

Lu Piao babasından yardım istemek için yeltendi ancak arkasına baktığında babasının çoktan kaçtığını fark etti. 'Hiç vicdanı yok mu?' diye düşündü.

 

Şehir Lordunun Konağı

 

Şehir lordu birkaç Kara Altın Seviye Şeytan Ruhçu ile bir şeyler tartışıyorlardı.


"Saygıdeğer Şehir Lordu, Lord Ye Mo'dan haberler var. İklim değişiklikleri yüzünden önceki yıllara kıyasla bu sene Şanlı Şehir etrafındaki iblis canavarları daha fazla. Şanlı Şehir in etrafındaki bu canavarların miktarını kontrol etmek ve avlamak için bazı insanlar göndermeliyiz. Eğer bu iblis ruhları gelişirse Şanlı Şehir için büyük tehdit oluşturacaklar."
 dedi Kara Altın Seviye Şeytan Ruhçulardan biri. Bu adam Lordun konağındaki en yüksek 3. otoriteydi. Adı Ye Xiu. Onun gelişim seviyesi Ye Mo ve Ye Zong'un hemen altındaydı.

 

Ye Zong bir süre sessiz kaldıktan sonra başını sallayarak "Evet, iblis ruhçularının bir kısmını onları avlamak için göndeririz. Simyacılar Birliğinden gelen iksirler sayesinde gücümüzü biraz arttırdık ve bu iyi bir şey. Ayrıca Dokuz Dönüşüm hapı ile yaralılarımızı hızlı bir şekilde iyileştirebilir ve ölümlerimizi azaltabiliriz." Ye Zong bir an düşündü. Bu noktadan sonra Nie Li'ye iltifat etmesi gerekiyordu. Ancak Nie Li'nin kızına yanaştığı düşüncesi aklına gelince, Nie Li'yi parçalamak istedi.

 

"Ancak Karanlık Loncanın adamlarına karşı dikkatli olmalıyız." diye ekledi Ye Zong. İblis ruhçularını şehir dışına gönderirlerse, Karanlık Lonca tarafından saldırıya uğramayacakları garanti değildi.


"Bunun dışında Ye Mo bir öğe getirmemi istedi. Lütfen bir göz atın!"
Ye Xiu uzaysal boşluk yüzüğünden bir kitap çıkararak "Lord Ye Mo bunu eski bir mağarada buldu. Bunun hangi materyalden oluştuğuna ve içinde ne yazdığına dair hiç bir bilgi yok." dedi.

 

Ye Xiu kitabın kapağını açtı ve görkemli taslakları ortaya çıkardı. Kitap tuhaf hecelerle doluydu ve ayrıca tüm iblis ruhlarının resimlerini de taşıyordu.

 

Gizemli bir güç patladı.

 

Bu güç son derece saftı. Ye Zong bile daha önce böyle saf bir güç hissetmemişti.

 

Ye Zong "Bu kitabı nerede buldunuz?" diye sordu. Kitabı eline alarak inceledi ancak kitabın içindeki kelimeler ve çizimleri anlayamadı.

 

"Lord Ye Mo bir iblis canavarının mağarasının derinliklerine indi ve bir uzmanın cesedinden bunu çıkardı. Yaptığımız incelemelere göre bu uzman yaşarken Efsane Seviye Şeytan Ruhçuluğun zirvesine ulaşmış." dedi Ye Xiu. Ye Mo sık sık etrafta gezerken son derece tehlikeli yerler keşfediyor ve Şanlı Şehir için tehlike yaratabilir düşüncesiyle oraları inceliyordu. "Mağara çok tehlikeliydi. Lord Ye Mo bile fazla ilerlemeye cesaret edemedi. Kitabı elde ettikten sonra geri çekildi."

Açıkçası bu kitabın bir hazine olduğunu bilseler de kimse bunun nasıl kullanacağını bilmiyordu. Doğal olarak depresyondaydılar.

 

Ye Xiu biraz düşündü ve sonra heyecanla "Lord Ye Zong, son zamanlarda Şanlı Şehir'de İlahi Yıldırım Ateş Kitabı dahil olmak üzere eski kitapları anlayabilen dahi bir geç olduğunu duydum. O çocuğu davet edip incelemesini isteyelim mi?" diye sordu.

 

Ye Xiu'nun sözlerini duyduğunda Ye Zong'un yüzü karardı ve "Onu anmayın." dedi.

 

Ye Xiu biraz şaşırdı ve "Neden?" diye sormaktan kendini alamadı.

 

Ye Zong son derece öfkeliydi. Korumak için onu konağına davet eden şehir lordunun kendisiydi. Ancak onun kara bir çıban olduğunu nereden bilebilirdi ki ? Ye Ziyun'a asılıp onu yoldan çıkarmaya çalıştı. Bütün bunlar bir yana Nie Li hala onun yükümlülüğündeydi ve aralarındaki meseleyi çözüme kavuşturmamışlardı. Şimdi de gidip ondan bir şeyler rica etmesi mi gerekiyordu?

 

Ye Zong'un ifadesine bakınca Ye Xiu bir şeyler anladı. O ahmak kesinlikle Ye Zong'u kızdıracak bir şeyler yapmıştı. Bununla birlikte bu konu da oldukça önemliydi. Ye Xiu hafifçe selam verdi ve "Lordum bu kitap Lord Ye Mo hayatını tehlikeye attı için ele geçirilebildi, bu kesinlikle sıradan bir kitap değil. Üzerindeki gizemi çözebilirsek tüm Şanlı Şehir için büyük bir gelişme olacak. Şehir Lordunun  kişisel kinini dindirmesini rica ediyorum." dedi.

 

Ye Zong kalbinde öfkeliydi ancak yapabileceği bir şey yoktu. Sonuçta çoğunluğun güvenliği ve ihtiyaçları önde gelirdi. Elini salladı ve "Gidip onu sen davet edeceksin ve bu konuda kendimi asla ön plana çıkarmayacağım." dedi.

 

Ye Xiu başını salladı "Peki lordum." dedi ve eğilerek dışarı çıktı.

 

Nie Li'nin Bahçesi

 

Ye Xiu bahçeye girince etrafa bakındı. Buradaki koşullar oldukça iyiydi. Ye Zong burada Nie Li'ye oldukça iyi davranmıştı.

 

Etrafa bakınırken 6-7 yaşlarında küçük bir kızın kendi başına pratik yaptığını gördü. Ruh gücü vücudunu sarmış dalgalanıyordu.

 

Bu sahneye baktığında Ye Xiu birden şaşakaldı. Gördüğü kadarıyla bu kız en azından 3 yıldızlı Bronz Seviye şeytan Ruhçusu seviyesindeydi.

 

Ama sadece 6-7 yaşında ki bir kız!

 

Böyle bir dahinin varlığı öğrenilirse Şanlı Şehirdeki insanlar kesinlikle şok olurlardı.

 

Ye Xiu derin bir nefes aldı. Böyle bir dehanın Lordun Konağında olması iyi bir şeydi. Karanlık Loncanın eğer bu kızdan haberi olsaydı onu ele geçirmek için her şeyi yaparlardı.

 

Ye Xiu içeri doğru yürümek için niyetlendiğinde, içerinden uzun boylu bir genç çıktı. Bu genç Nie Li' ydi.

 

Nie Li başını kaldırdı ve Ye Xiu'ya baktı. Ye Xiu'nun ruh gücünü hissetmesine rağmen Nie Li hiç gergin gözükmüyordu. Sadece bir bakış attı ve "Lordun Konağında mevki olarak 3. Sırada olan kıdemli Ye Xiu'nun beni neden ziyarete geldi acaba?" diye sordu.

 

Nie Li'nin sözlerini duyunca Ye Xiu biraz şaşırdı. Bir bakışta tanınacağını hiç düşünmemişti. Ye Mo ile sıklıkla dışarıda olduğu için Şanlı Şehir'de pek bulunmuyordu. Nie Li gibi bir çocuğun onu bir görüşte tanıması oldukça zordu.

 

Ye Xiu şaşkınlığını atarak hafifçe gülümsedi ve "Doğru bildin benim." dedi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr