Bölüm 111: Söylediğin Şey Bu

avatar
4279 5

Tales of Demons & Gods - Bölüm 111: Söylediğin Şey Bu


 

Çeviri: Nameless Customer

 

   

 Nie Li On Bin İblis Canavarlı Düzenini yerleştirmeye başladı. Ye Xiu, Nie Li ne derse yapıyordu. Lordun konağında bazı yerler yıkılmış, bazı yerlere duvar örülmüş bazı yerlere ise yazıtlar döşenmişti.

 

Lordun Konağında sadece birkaç kişi gerçekte ne olduğunu biliyordu.

 

Gökyüzü karardığında ay ve bulutlar parlamaya başlamıştı.

 

Nie Li bahçede dolaşıyordu. Uzaktan baktığında ay ışından periye benzer bir silüet gördü. İleride bir sisin içinde insan türü şeytan ruhunun belli belirsiz silüeti gözüküyordu. Beyaz bir elbise giyinmişti. Son derce şıktı ve başında bir kraliçe gibi taç giyiyordu.

 

Bu Ye Ziyun'un Kar Kraliçesi Şeytan Ruhuydu.

 

Sayısız Şeytan Ruhunu yiyip tanrı seviyesinde gelişme hızına ulaşan bir ruh olarak Kar kraliçesi son derece korkutucuydu. Bahçede soğuk bir hava vardı.

 

Bu sahneyi gören Nie Li hafifçe gülümsedi. Ye Ziyun ile Kar Kraliçesinin arasındaki uyum gittikçe güçleniyordu. Kar Kraliçesinden gelen auraya bakarak Nie Li, Ye Ziyun'un en az 2 savaş becerisine sahip olduğunu anladı. Bu iki dövüş yeteneği ve geliştirme seviyesini de hesaba katarsak 3 yıldızlı bir Altın Seviye Şeytan Ruhçu bile ona rakip olamazdı.

 

Nie Li, Ye Ziyun'ye doğru yürüdü.

 

Diğer küçük bir yapının yanında başka bir figür duruyordu. Ay ışığı yüzünde parlıyordu. Bu kişi Ye Ziyun'un babası Ye Zong'dan başkası değildi.

 

Ye Zong kabaran duygularını uzun süre sakinleştiremedi.

 

Ye Ziyun'un gelişme seviyesinin çok fazla arttığını hissetti. Dahası Ye Ziyun'un birleştiği Kar Kraliçesi İblis ruhunun nereden geldiğini bilmiyordu. Ye Ziyun'un seviyesinin bu kadar hızlı gelişeceğini düşünmemişti. Geçmişte Ye Ziyun onu hayal kırıklığına uğratmıştı. Güçlü Geliştirme tekniğini miras alamamıştı. Çok fazla eğitim yaptığı halde 1 yıldızlı Bronz Seviye rütbesine ulaşamamıştı. Şehir lordunun kızı olduğu için, akranlarını göre iyi olmasına rağmen yeterli değildi.

 

Fakat şimdi Ye Ziyun'un gelişim seviyesi korkutucuydu. Ye Zong, Ye Ziyun'un 5 yıldızlı Gümüş Seviye Şeytan Ruhçu olduğunu söyleyebilirdi. Dahası Ye Ziyun'un birleştiği Kar Kraliçesi sıradan bir Kar Kraliçesinden birkaç kat daha güçlü görünüyordu. Ye Ziyun eğer bir savaşa girseydi 1 yıldızlı Altın Seviye Şeytan Ruhçu denk bir savaş çıkarırdı.

 

Ye Zong'un kafası çok karışıktı. Çalışmaları yüzünden çok meşguldu ve aylarca kızını görmeyi başaramamış olsa da Ye Ziyun için hep endişeleniyordu. Ye Ziyun kısa bir zaman önce 1 yıldızlı Bronz seviye olmadığı halde şimdi nasıl 5 yıldızlı Gümüş Seviye Şeytan Ruhçusu olmayı başarmıştı?

 

Bu aklın sınırlarını zorluyordu.

 

Böyle bir yetenek Ye Zong'un utanmasına neden oldu. Kendisi 1 yıldızlı Bronz seviyeden 5 yıldızlı Gümüş seviyeye birkaç yılda ulaşmıştı.

 

Onu daha da şok eden şey birçok şeytan ruhu arasında Kar Kraliçesinin son derece ender ve güçlü olduğuydu. Şanlı Şehir tamamında sadece birkaç düzine kar Kraliçesi vardı. Ki hiç biri Ye Ziyun'un sahip olduğu Kar Kraliçesi kadar güçlü değildi. Böyle Bir Şeytan ruhuyla karşılaşma şansı milyonda 1'di.

 

Ye Zong şok olmanın yanında Ye Ziyun'dan memnundu. Şanlı Şehrin her an her saniye imha edilme tehlikesi vardı. Şanlı Şehrin durumunu düşündüğünde Ye Zong'un uykuları kaçıyordu. Ailesinin ve Şanlı Şehrin güvenliği için elinden gelen her türlü şeyi yapıyordu. Şehir Lordunun kızı olarak onu koruyan birçok kişi vardı ancak seviyesi yeterince güçlü olduğu sürece Ye Ziyun gerçekten güvende olurdu.

 

Ye Ziyun'un seviyesinin bu kadar hızlı yükselmesine mutlu oldu. Ye Ziyun'un annesini hatırladı ve kırışmış gözlerinden birkaç damla gözyaşı döktü.

 

Nie Li ile olan mesele yüzünden Ye Ziyun ile araları soğuktu. Bu yüzünden uzun zamandır konuşmamışlardı. Ye Ziyun ile kalp meselelerini konuşmak için insiyatif kullanarak ortaya çıkmaya hazırlandı ancak ileride başka bir figür gördü. Bu figür Ye Ziyun'a doğru yürüyen Nie Li'den başkası değildi. Ye Zong'un derhal yüzü karardı ve homurdandı.

 

Nie Li'yi Ye Ziyun'un odasında yarı çıplak bir şekilde yakalamıştı ve bu affedilmez bir şeydi. Eğer Nie Li'nin arkasında sağlam kişiler olmasaydı Nie Li'yi duvarlara vurarak öldürürdü. Ancak olay Nie Li'nin On Bin İblis Canavarı Düzeni ile şantaj yapıp buraya taşınmasıyla sonlanmıştı.

 

Şanlı Şehir'in geleçeği için Ye Zong'un geri adım atıp Nie Li'nin burada yaşamasına izin vermekten başka şansı yoktu. Bununla birlikte Nie Li'nin elinin kolunun rahat durduğuna emin olmak için buraya taşınmıştı. Nie Li buraya taşınalı birkaç gün geçmişti. Nie Li'yi kovmamak için kendini zor tutuyordu. Çok fazla öfkeli olmasına rağmen dayanmaya çalışıyordu. Nie Li'ye On Bin İblis Canavarı Düzeni oluşturması için ihtiyaçları vardı.

 

Ye Zong  'Şimdi ben ne yapacağını izleyeceğim, eğer Ye Ziyun'uma bir şey yapmaya cüret ederse On Bin İblis Canavarı Düzeninden vazgeçmek anlamına gelse bile ona bunu ödetirim.' diye düşündü.

 

Ye Ziyun, Ye Zong'un varlığını fark etmemiş gibi görünüyordu. Ne de olsan Ye Zong Kara Altın Seviye Şeytan Ruhçu idi. Eğer kendini gizlemek isterse tespit edilmesi çok zordu.

 

Birinin yaklaştığını hisseden Ye Ziyun gözlerini açtı.

 

Nie Li'yi görünce "Sen misin?" dedi. Nedeninin bilmemesine rağmen kalbinde biraz panik hissetti ve yanakları kızardı. Bu utangaç bakışları onu dahada çekici kılıyordu.

 

Nie Li gülerek Ye Ziyun'a göz kırptı ve "İyi akşamlar." dedi.

(IHATEPANDA NOTU: Cem Yılmaz - iyi akşamlar süt lazım mı? Buyrun iki litre yalayın!)

 

Ye Ziyun Nie Li'nin bakışlarından kaçınmak için başını indirdi ve "Neden geldin?" dedi. Bilinçsizce geri çekildi. Nie Li'nin varlığı onu sinirlendirmişti. Her şeyden önce bu gece vakti bir kız ve bir erkek avluda yalnızlardı.

 

Nie Li, Ye Ziyun'dan kabaca 3 metre uzaklıkta durdu. Keskin duyusu avlunun her köşesindeki auraları hissetti. Hafifçe gülümsedi. Ye Zong aurasını saklayarak kendini Ye Ziyun'dan gizlese de bunun Nie Li üzerinde etkisi yoktu.

 

Nie Li gülümseyerek "Yemeğimi bitirdikten sonra yürüyüşe çıkmıştım. Seni burada görünce gelip selam vereyim dedim." dedi.

 

Ye Ziyun başını kaldırdı Nie Li'ye baktı ve tekrar indirdi. Kederle iç geçirdi ve "Nie Li Ye Xiu amcamı seni buraya getirmesi için nasıl bir oyun kullandın bilmiyorum ama gelecekte artık görüşmeyelim." dedi.

 

Nie Li "Ne beni artık görmek istemiyor musun? Aslında senin gibi çocukların sıradan insanlarla arkadaş olmak istediklerini sanıyordum." dedi.

 

Nie Li'nin ifadesini gören Ye Ziyun hemen ellerini sallayarak "Bu durum böyle değil..... Nie Li bana ve diğer arkadaşlarına nazik davrandığını biliyorum. Aksi takdirde bana bu kadar yardımcı olmazdın. Sık sık gelip bana yardım etsen de sana sinirlenmiyordum. Hatta beni ziyaret etmeni diledim. Çünkü Lordun konağında büyük bir yalnızlık içindeyim. Burada sadece Xur teyzeyle konuşabiliyorum. Bir zamanlar arkadaşım vardı oda Ning Er'di. Ancak bir süre sonra onunla da irtibatı kaybettim. Onuda sayarsam sen benim 2. Arkadaşımsın."

 

"Fakat sende biliyorsun ki babam görüşmemize izin vermiyor." dedi.

Nie Li avlunun uzak köşesine bir bakış fırlattı ve soğuk kanlılıkla "Ye Zong'da babalık gibi bir nitelik yok. O seni hiç bir arkadaşının hatta konuşacak kimsenin olmadığı bu bahçeye koydu. Ve seni hiç arayıp sormuyor. Ye Zong senin baban olmaya layık değil." dedi. 

(Ç.N : Ver gazı ver gazı )

 

Nie Li'nin sözlerini duyan Ye Zong öfkelenmedi. Gözlerinde derin bir acı ve üzüntü vardı.


"Nie Li sana bunları konuşmayı yasaklamıştım. Babamın başka şansı yoktu, Şehrin lordu olarak Şanlı Şehrin güvenliği ile sorumlu. Ayrıca günlük meseleleriyle çok meşgul bu yüzden benimle ilgilenemiyor. Benimde babama yardımcı olmak için güçlü bir şeytan ruhçusu olmam lazım. Geçmişte ne kadar çalışsamda seviyem çok yavaş ilerliyordu. Sana teşekkür......"
dedi Ye Ziyun Nie Li'ye minnetle bakarak.

 

Ye Ziyun'un söylememesi gereken şeyleri söyleyeceğini hisseden Nie Li elini salladı ve "Artık bunlardan bahsetmeyelim." dedi. Sonuçta Ye Zong da onları dinliyordu. "Ye Zong senin baban tabii ki doğal olarak bunları söyleyeceksin. Ancak o beni daha önce kötü bir şekilde yaraladı. O yüzden ona bunu ödetmeden peşini bırakmayacağım." 

 

Ye Zong, Ye Ziyun'un sözlerini duyduktan sonra duygulandı ancak Nie Li'nin sözlerini duyduktan sonra hemen öfkelendi. Kim kime ödetecek. Sen kızımın odasında yarı çıplak bir şekilde yakalandın.

 

Nie Li gülümsedi ve "Kısa bir süre burada kalacağım . Merak etme baban bana bir şey yapmaz. On Bin İblis Canavarı Düzeni için bana ihtiyacı var. O zaten On Bin İblis Canavarı Düzeni için seni bana sattı." dedi. 

( Ç.N: O ne biçim laf la bana bile koydu yemin ediyorum.)

 

Ye Ziyun'un parlak gözleri genişledi ve "On Bin İblis Canavarı Düzeni de ne?" diye sordu.

 

Nie Li "On Bin İblis Canavarı Düzeni On bin Kara Altın seviye iblis canavarlarından ve yazıtlardan oluşturuluyor. Yerleşim tamamlandıktan sonra etkinleştirildiğinde Efsane Seviye Şeytan Ruhçuların bile saldırılarından koruyabilecek bir seviyede koruma sağlayabilir." diye açıklama yaptı Nie Li.

 

Ye Ziyun bir an için haykırdı "Öyleyse durum böyle... Şimdi babamın niye kabul ettiğini anladım..." dedi.

 

Nie Li "Artık babanın gerçek yüzünü görmüş oldun." dedi.

 

Nie Li'nin sözlerini duyunca Ye Zong'un yüzü hemen endişeyle doldu. Doğal olarak kızını On Bin İblis Canavarı Düzeni karşılığında satmamıştı. Ye Ziyun'a açıklama yapmak için kendini göstermek üzereyken Ye Ziyun'un ciddi ifadesini gördü ve vazgeçti.

 

Ye Ziyun ciddiyetle "Nie Li On Bin İblis Canavarı Düzeni oluşturursan Şanlı Şehir'in güvenliği için büyük bir katkıda bulunmuş olursun. Babam yapmış olsa da.... bir şikayetim yok. Eğer bunun karşılığında avlumda kalacaksan kalabilirsin hatta istersen kız arkadaşın bile olurum." dedi. Bunu söylerken yanakları kızarmıştı ancak ciddiyetini bozmadı.

 

Nie Li, Ye Ziyun'a baktı ve kalbi sevgiyle doldu. 'Tıpkı babası gibi. Şanlı Şehir için herşeylerininden vazgeçebilir.' diye düşündü.

 

Nie Li gülerek "Bu söylediğin şey, artık sözünü geri alamazsın." dedi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr