Bölüm 128: Biyolojik?

avatar
4868 4

Tales of Demons & Gods - Bölüm 128: Biyolojik?


 

Çeviri: Nameless Customer Düzenleme: Accoladia

 

 

Shen Fei ağzının köşesinin seğirmesine mani olamıyordu. Gerçekten de Nie Li ile savaşacak cesareti yoktu. Zaten turnuvada sefil bir biçimde yenilmişti. O günden bu yana Nie Li nin ne kadar güçlendiğinden bahsetmiyordu bile.

 

Shen Fei babasından biraz destek görmek için başını kaldırıp baktı. Bununla birllikte Sheng Hong’un yüzü karanlıktı ve şu anda ne olduğunu umursamıyor gibiydi.

 

Shen Fei’ nin hareketlerini görünce Nie Li içinden güldü. Shen Fei çok korkak bunu daha fark etmediniz mi? Ye Zong sözleriyle Shen Hong'u sıkıştırmıştı. Eğer harekete geçerse bu zorbalık sayılırdı. Bu yüzden Shen Hong harekete geçemezdi.

 

Nie Li bu salona girdiğinden beri oldukça kibirli davranıyordu. Elinden geldiği sürece Shen Fei’ nin üzerine oynayıp Aziz Ailesi duyduğu nefreti göstermeyi amaçladı. Kasıtlı olarak gücünü bir uyarı olarak gösterdi. Aziz Ailesi üzerine oynuyordu ki; bu onların Nie Li den daha çok nefret etmesine sebep olacak böylece ona karşı hızlı bir şekilde harekete geçeceklerdi. Dolayısıyla kusurlarını sızdıracaklardı.

 

Şanlı Şehir in önceki hayatında yıkılmasının nedeni içten çökmesiydi. Aziz Ailesi Şanlı Şehir için tam bir saatli bomba gibiydi. Onlar halledilmek zorundaydı! Hem Simyacılar Birliği ve hem Kar Rüzgarı Ailesi onlara karşı tedbirler almaya başladılar. Artık Aziz Ailesi kışkırtmanın zamanı gelmişti.

 

Ye Han soğukkanlı bir sesle "Nie Li , Shen Fei Şehir Lordunun Konağı’nın bir konuğu. Tam olarak benim Şehir Lordunun Konağımda böyle yaparak kötü bir izlenim yaratıyorsun." dedi.

 

Nie Li öfkeyle Ye Han'a baktı. "Misafir olursa olsun umurumda bile değil. Onun buradan defolmasını istiyorum, aksi takdirde onu elime alıp bir güzel döverim. Eğer bu konuya müdahil olmayı düşünüyorsan sonuçlarına katlanmaya hazır olsan iyi olur." 

 

(Ç.N: Bu Shen Fei ye özüldüm valla . Bacak kadar çocuktan ayar yiyor. Bir arka çıkanı bile yok )

 

Nie Li‘nin kibirli görünüşü ve konuşması Ye Han’ın biraz öfkelenmesine neden oldu. Bununla birlikte biraz düşününce Nie Li ‘nin kim olduğunu hala tam olarak anlamamıştı ve Ye Zong ona karşı korumacıydı bu yüzden ona karşı harekete geçmekten vazgeçti. Sonunda öfkesini yutmaya karar verdi.

 

Ye Han omuzlarını silkti ve başka tarafa yöneldi.

 

Ye Han’ın geri çekildiğini görünce Nie Li’nin bakışları Shen Fei’ye dönerek "Sen hala burada mısın?" dedi.

 

Shen Fei soğukkanlı bir sesle "Bunu unutma er geç bunu sana ödeteceğim." diye hırladı ve koridorun çıkışına doğru yürüdü. 

 

(Ç.N: Gidiyor selvi boylum, güzel bakışlım ,boynu bükük yetim fidanım )

 

Shen Fei gerçekten gidiyor mu? 

 

Herkes şaşkındı. Katıldığı Şehir Lordunun ziyafetinde kovuldu. Bu sadece çok utanç vericiydi.... Diğer insanlar Shen Fei ile kurdukları ilişkiden utanmaya başladılar. Bu çok korkakça değil miydi?

 

Nie Li’nin bakışları Shen Fei’nin gittikçe uzaklaşan sırtından Ye Han’a kaydı ve onu bir kontrol etti. Bu Ye Han oldukça kurnazdı. Ne zaman geri çekileceğini ne zaman hamle yapacağını gayet iyi biliyordu. Bu başa çıkması en zor kişilikti. Ye Ziyun’un önceki hayatında neden Ye Han'dan bahsetmek istemediğini biraz anlamıştı. Bununla birlikte Nie Li bir şeyi belirtmek zorundaydı. Ye Han şu andan 3 yıldızlı Altın Seviye Şeytan Ruhçusuydu. Önceki hayatında Şanlı Şehir düşerken savaşa katılmış olmalıydı. Neden Nie Li önceki hayatında Ye Han’ın ölümüyle ilgili bir şey duymamıştı.

 

Bu tam bir gizemdi.

 

Gerçek benliğini ne kadar gizlediğin önemli değil, bir gün sahte benliğini kazıyıp altındakine bakacağım.

 

Shen Fei’nin Nie Li tarafından kovulduğunu görünce Shen Hong ayağa kalktı. Bütün patriklerin önünde yüzü tamamen renk atmıştı. Shen Fei o piç kurusu Nie Li tarafından dövülseydi bile bir şey olmazdı. En fazla Nie Li kadar güçlü olmadığı anlamına gelirdi. Nie Li bu kadar kişinin önünde onu öldüremezdi. Ancak o kuyruğunu kıstırıp kaçmayı seçti. Tam bir korkak piç kurusu.

 

Shen Hong soğuk bir sesle "Şehir Lordum, Aziz Aile Şehir Lordunun Konağı’nda hoş karşılanmıyor, biz gidiyoruz." dedi ve çıkışa doğru yönlendi.

 

Ye Zong doğal olarak Shen Hong’un daha fazla burada kalmak için yüzü olmadığını biliyordu. Kibarca "Kardeş Shen, niye böyle yapıyorsun? Sadece gençler arasındaki küçük bir atışma, bunu ciddiye almaya gerek yok. Kardeş Shen ayrılmakta ısrar ederse engel olmayacağım. Ye Xiu’nun sizi geçirmesini rica edeceğim."

 

Shen Hong kollarını attı ve "Gerek yok." deyip döndü ve gitti.

 

Shen Fei ve Shen Hong biri önde biri arkada olarak Şehir Lordunun Konağından ayrıldılar.

 

Bazı patrikler bir şeyler anlamış gibiydiler. Shen Hong tütsülemeyi bırakmıştı ve Ye Zong onu korumak istermiş gibi konuşmadı. Bu konuda bir sorun varmış gibi görünüyordu. Bazı patrikler bir süre Aziz Ailesi ile olan ilişkilerini minimuma indirmeleri gerektiğini düşündüler. 

 

Onlar gittikten sonra Nie Li’nin şölende kalmak için sebebi kalmamıştı. Başını çevirdi ve Huyan Lanruo’nun hayranlıkla dolu bakışlarını fark etti. İçinden "Shit!" diye çığlık attı.

 

Nie Li döndü, Ye Xiu ve Ning Er'e baktı ve "Artık bu ziyafette kalmanın anlamı yok, hadi gidelim." dedi.

 

Ye Ziyun başını salladı ve "Tamam." dedi. Şahsen bu tür ziyafetleri sevmiyordu.

 

Doğal olarak Ye Ziyun ile Ning Er de Nie Li ile birlikte ayrıldı.

 

Huyan Lanruo Nie Li’nin karşısına çıktı ve "Oh Nie Li gidiyor musun?" diye bağırdı.

 

Huyan Lanruo’nun sesini duyan Nie Li hızlı bir şekilde kaçtı. "Lanet olsun! Senin gibi bir iblisin olduğu yerde ben nasıl durabilirim?"


Huyan Lanruo onun peşinden koşmak istedi, ama giydiği elbise yüzünden hiç koşamıyordu.

 

Şehir Lordunun Konağında böyle bir olay çıkardıktan sonra hemen kaçmıştı. Hemen hemen herkes yerinde donmuştu, sadece mükemmel zihinler olayların arkasındaki anlamları görebiliyordu. Chen Linjian ve bir grup arkadaşı da bunların arasındaydı. Hepsinde eğlenmiş ifadeler vardı.

 

Herkes kendi düşüncelerine daldı. Ziyafet, böyle bir olay olmasına rağmen gece yarısına kadar devam etti.

 

 

Gecenin köründe , Kutsal Ailenin salonu

 

Bir tokat sesi duyuldu. Shen Fei, Shen Hong tarafından sertçe tokatlanmış ve yere düşmüştü. Yüzünde kırmızı bir beş kardeş izi vardı.

 

"Baba......" Shen Fei korkuyla Shen Hong'a baktı. Çocukluğundan beri Shen Hong ona hiç böyle vurmamıştı.

 

Shen Hong öfkeyle azarladı ”Çöp! Neden gidip ölmüyorsun? O sana gitmeni söyledi ve sen gittin! Aziz Ailesinin şerefini 5 paralık ettin.”

 

“Baba bana bir şey demedin bu yüzden düşündüm ki...”

Sheng Hong son derece öfkeliydi. ”Ne düşündün! Kafanın içinde beynin yok mu? Bu gibi durumlarda nasıl harekete geçebilirim? Kahretsin! Aziz Ailesi de neden senin gibi çöpler var?“

 

Shen Hong Shen Fei'ye sertçe baktı. Aziz Ailesi çok gelişmişti ancak ana soydan gelenler arasında uygun bir halefi yoktu. Aziz Ailenin konumunu hayat boyu güçlendirmediği taktirde, Aziz Aile kesinlikle gerileyecekti. O zaman Aziz Aile üç büyük aileden biri olmayacaktı.

 

Shen Hong öfkeyle Shen Fei'ye bakarak “Unut gitsin, dikkatli dinle. Bu süre zarfında dışarı çıkmana izin vermiyorum. Kar rüzgarı ailesi kesinlikle bizi izleyecekler. Dikkatli olmanı istiyorum anlıyor musunun?“ dedi.

 

Shen Fei aceleyle başını sallayarak "Evet." dedi. Gözleri soluk bir soğukkanlılıkla parlıyordu. ‘Ning Er ve Nie Li patrik pozisyonunu ele geçirene kadar bekleyin. İkinizi de işkence yapacağım!' diye düşündü.

 

Shen Hong kaşlarını çattı. Kar Rüzgarı ailesinin takibinde olmak hiç iyi bir şey değildi. Başlangıçta her şeyi sessizce kimse fark etmeden halledebiliyorlardı ancak o küçük sıçan Nie Li yüzünden her şey mahvolmuştu. Bu durum onda kusma isteği uyandırıyordu. Bazı planlarını ertelemekten başka şansı yoktu.

 

Nie Li bütün bunları bilerek yapmış olamaz değil mi? Shen Hong'un kalbi sarsıldı. Daha önce, Aziz Aileden o kadar çok para kazanmıştı ki Aziz Ailenin belli bir süre için maddi zorluklarla karşılaşmasına sebep olmuştu. Hepsi planlanmış mıydı? Durum buysa bu serseri çok kurnazdı. Kesinlikle önlem alınmalıydı!

 

 

Şehir Lordunun Konağı, Ye Ziyun'un bahçesi,

 

Ye Ziyun ve Ning Er çoktan uyumuşlardı. Nie Li tek başına oturmuş pratik yapıyordu.

 

(Ç.N:  La Ning Er ne ara burada kalmaya başladı. Bu Nie Li de iş yok valla orada 2 tane peri uyuyor Nie Li..... )

 

Bir süre eğitim yaptıktan sonra Nie Li ruh gücünde bir artış hissetti. Diğer güçlü geliştirme teknikleriyle karşılaştırıldığında Göksel Tanrı Geliştirme Tekniğinin hızı biraz düşüktü lakin diğer çöp tekniklerinden bir kaç kat hızlıydı.

 

Nie Li yavaşça nefes aldı ve yan tarafa baktı “Uzun zamandır oradasın, neden dışarı çıkmıyorsun?“ dedi.

 

Yeşillikten yavaşça bir siluet çıktı, bu Ye Zong'du. 

 

(Ç.N: Bu adamda iyice röntgenci oldu ya....)

 

“Yani gerçekten auramı hissedebiliyorsun!” Ye Zong biraz üzgün hissetti. Kara Altın Seviye Şeytan Ruhçusuydu ama 5 yıldızlı Gümüş Seviye Şeytan Ruhçu tarafından algılanmaktan kaçamıyordu. Bu, Nie Li’yi izlerken Nie Li’nin bunun farkında olduğu anlamına mı geliyordu?

 

Nie Li başkalarına baş ağrısı vermekte gerçekten çok iyiydi.

 

Nie Li dudaklarını küçümseyen bir tavırla kıvırarak “Yanlızca Kara Altın Seviye Şeytan Ruhçususun. Gerçekten auranı benden saklayabileceğini mi sanıyorsun?“ dedi.

 

Ne? Sadece Kara Altın Seviye Şeytan Ruhçusu mu?

 

K.N: Valla bıktım şunun egosundan

 

Nie Li Kara Altın Seviye Şeytan Ruhçusunun nasıl bir seviye olduğunu bilmiyor mu? Şanlı Şehir'in tamamında Ye Zong, Efsane Seviye Şeytan Ruhçusu Ye Mo‘dan sonra güç bakımından 2. Sıradaydı.

 

Nie Li omuzlarını silkti ve “Buraya geldiğine göre bir şey konuşmak istiyorsun.“ dedi.

 

Ye Zong “Her ne kadar Ye Han‘ın entrikacı bir hali olsa da onun karakteri kötü değil. Gelecekte onunla iyi anlaşmanızı arzu ediyorum. Şehir Lordu konumuna gelince onu da Ye Ziyun’a devretmeye karar verdim!" dedi. Düşünebildiği en iyi seçenek buydu. Ye Han’a koltuğu devretmek isteseydi Nie Li çok büyük bir çatışma çıkaracaktı. Eğer koltuğu Nie Li’ye devretmek isteseydi, Kar Rüzgarı Ailesi buna kesinlikle karşı çıkarlardı. Bu durumdan sadece Ye Ziyun’a teslim ederek kurtulabilirdi. Ancak gelecekte bir çatışma olması kaçınılmazdı.

 

"Doğru. Şehir Lordum, sormak istediğim bir şey var. Ziyun sizin biyolojik kızınız mı?" diye sordu Nie Li Ye Zong bakarak.

 

Ye Zong öfkeyle Nie Li'ye baktı ve "Tabii ki o benim biyolojik kızım." dedi.

 

Nie Li “Ye Han, gayri meşru çocuğun olabilir mi?“ diye sordu.

 

“Ne saçmalıyorsun sen!“

 

Ye Zong öfkeliydi. Nie Li’nin söyledikleri onu gerçekten sinirlendirmişti ve neredeyse kontrolünü kaybedecekti.

 

Nie Li somurtarak “Ziyun biyolojik çocuğun ve Ye Han gayri meşru çocuğun olmadığına göre, neden Şehir lordu makamını Ziyun’a geçirmekte gönülsüzsünüz?“

 

Ye Zong Nie Li’nin sözlerini duyunca uzun bir süre sessiz kaldı. Uzun bir süre sonra iç geçirdi , başını salladı ve “Anlamazsın! Bu ebeveynliğin zorlukları. “ dedi

 

“Oh ? Bana bu zorluklar konusunda biraz bilgi verirseniz sevinirim.“ dedi. Nie Li’nin kalbi hafifçe titredi. Nede olsa Ye Zong ile doğru dürüst konuşmamıştı. Ye Zong hakkındaki her şeyi Ye Ziyun'dan dinlemişti. Bu nedenle onun hakkında merak ettiği yığınla şey vardı. 

 

(Ç.N: Bunlar baya yakınlaşmaya başladılar )

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44235 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr