Bölüm 161: Şeytani Fikir

avatar
6348 4

Tales of Demons & Gods - Bölüm 161: Şeytani Fikir


 

Çeviri: AllenWalker Düzenleme: Dunklesplatz

 

Korkunç şeytani canavarların kükremeleri birer gök gürlemesine benziyordu ve çıkan seslerden dolayı şehir surlarının üstündeki tozlar havalanmıştı.


Karşılarındaki  şeytani canavar sürüsünü gören Lu Piao, Du Ze ve diğerlerinin yüzü kül rengine dönmüştü.


"Tanrım!! Bu kadar çok Kar Rüzgarı Tipi şeytani canavarla savaşırsak bu savaşta çok fazla ölen insan olacaktır. Bu şeytani canavarların dışkısı olmak istemiyorum!" Lu Piao'nun suratına acı bir ifade yerleşti. "Tanrım! Lütfen acı bana ben, hâlâ bakirim!"


"Seni beş para etmez adam!" Xiao Xue, Lu Piao'nun kıçına tekme attı ve, "Eğer bu Kar Rüzgarı Şeytani Canavarları şehir surlarına tırmanmayı başarabilirse her birini güveç yapacağım." diye bağırdı.


Du Ze içinden Xiao Xue'yi övdü. 'Xiao Xue gibi bir kadın bu şeytani canavar sürüsünden korkmuyorsa, kendine adam diyen birisi nasıl olur da korkabilir' diye düşündü. Lu Piao her ne kadar sızlansa da hâlâ şehir surlarının üstünde dikilmeye devam ediyordu. Her ne kadar bulunduğu durumu şikayet etse de, yine de suların üstünde durup savaşacak taşaklara sahipti, aksi taktirde önceki hayatında ölüme o kadar sakin gitmeyi başaramazdı.


Xiao Ning'er ve Ye Ziyun, Nie Li'nin arkasında tek kelime dahi etmeden duruyorlardı.


Ye Ziyun, Ye Zong'a doğru bir bakış attı. Şehir Lordu'nun kızı olarak, diğerlerinden daha kötü bir durumda olamazdı. Şeytani canavar sürüsüyle karşılaştığı zaman geriye tek adım dahi atmayı düşünmüyordu. Tüm bunlar Kar Rüzgarı Ailesi'nin gururuyla ilgili konulardı.


Şanlı Şehir onlardan kendilerini korumalarını bekliyordu!


Xiao Ning'er, Nie Li'nin sırtına bakarak düşüncelere dalmıştı. Cehennem Hapsi Bölgesi'ndeyken, ölümü yakından tecrübe etmişti, bundan dolayı ölüm onun gözünde çok korkulacak bir konu değildi. Eğer şeytani canavar sürüsü, Şanlı Şehri yıkmayı başarırsa; o, Nie Li ile birlikte ölmeyi memnuniyetle kabul ederdi.


Nie Li uzaklara bakıyordu. Şeytani canavarlar çoktan ilk defans hattının içine girmişlerdi. Eğimli alandan geçmeye çalışan şeytani canavarların hızı önemli ölçüde azalmıştı. Şeytani canavarlar eğimli alanı geçip eştikleri çukurların ön taraflarına ulaşmayı başarmışlardı.


Şeytani canavarlar yere adım attıkları zaman çukurların içine giriyorlardı ve bedenleri sıvılar tarafından çevreleniyordu.


Çukurların içindeki sıvı Kar Rüzgarı Şeytani Canavarlarının kürkleriyle temas ettiğinde çok hızlı bir biçimde patlıyordu ve bir anda ateş denizine dönüşüyordu. Ön saflardaki ateşten denizin içinde kalan şeytani canavarlar acı içinde kükremeye başladılar. Ateş denizi çok hızlı bir şekilde yayılmaya devam ediyordu ve bir anda binlerce şeytani canavar bu ateş denizinin içinde kalmıştı. Ateş denizi anında binlerce şeytani canavarı yutmuştu.


Kar Rüzgarı şeytani canavarlarının en çok korktukları şey ateşti. Fakat sıradan alevler kesinlikle bu şeytani canavarlara zarar  veremezdi. Nie Li'nin çukurların içine döktüğü sıvı 'Kırmızı Yağ' idi. Bu kırmızı yağın içine Nie Li birkaç mika malzemesi de ekleyerek, yağın şeytani canavarların derisine veya kürklerine değdiği an ateş almasını sağlamıştı. Bu alevlerden ortaya çıkan ısının herhangi bir soğuğun önleyeceği türden bir ısı olmamasına neden olmuştu.


Arka sıradaki şeytani canavarlar sürekli ilerlemeye devam ediyordu ve bundan dolayı ön sıralardaki alevlerin içinde kalan şeytani canavarlar çaresizce ileri doğru itiliyordu. Arka sıradaki şeytani canavarların birbiri ardına ilerlemeye devam etmesinden dolayı ateşten deniz daha da bir hiddetlenmişti.


Sadece birkaç dakika içerisinde Kar Rüzgarı şeytani canavarlarının cesetlerinden oluşan koca bir alev dağı ortaya çıkmıştı.


Bir anda binlerce şeytani canavar ölmüştü!


Bu sahneyi izleyen insanların ağzı açık kalmıştı. Nie Li'nin çukurların içine döktüğü sıvının bu kadar büyük bir yıkım gücüne sahip olacağını kim düşünebilirdi ki? Bir anda binlerce şeytani canavarın ilerleyişini durdurmuştu.


Şu anda Ye Zong da dahil, Ye Xiu ve bir çok aile reisi, ağzı açık bir şekilde bu sahneyi birkaç dakika boyunca izlediler ve daha sonra yüzlerine neşeli bir ifade oturdu. Onların Nie Li'nin bu şeytani canavarlara karşı bu kadar büyük bir yıkım gücü sağlayan ne tür bir sıvı kullandığına dair herhangi bir fikirleri yoktu.


"Nie Li'nin gerçekten de etkili bir kaç yöntemi varmış. Sadece bu sıvıdan dolayı bizim gücümüzün büyük bir kısmı yok olmaktan kurtuldu!" dedi Ye Xiu neşeli bir tonda.


Ye Zong'un gözlerinde Nie Li'ye karşı yanıp sönen bir hayranlık parıltısı oluştu. Nie Li gerçekten de iyi bir iş ortaya çıkartmıştı.


Shen Hong'un yüzü bir anda kararmıştı, şeytani canavar sürüsünün bir anda bu kadar kolay bir şekilde engelleneceğini asla düşünmemişti.


"Bakın!!" Şehir muhafızlarından birisi bir anda bağırmıştı!!


Şeytani canavar sürüsü, ön saflarının engellenmesinden sonra ikiyi bölünmüştü ve bir kısım sol bir kısmı sağ olmak üzere, iki yana hızlıca hareket etmeye başlayıp ateş denizinin yan taraflarına yönelmişlerdi.


Ye Zong'un ifadesi aniden değişti ve, "İyi değil. Eğer şeytani canavarlar bu şekilde ilerlemeye devam ederse şehrin doğu ve batı kısmına doğru gitmiş olurlar. Oraların savunması burası gibi güçlü değil!" dedi.


Aniden uçları yanan iki ok karanlıkta parlayarak ilerlemeye başladı ve iki tarafta bulunan hendeklere girdi.


Aniden boyutları beş altı metre yüksekliğinde iki büyük alev sütunu diğer tarafa doğru hızlıca ilerlemeye başladı.


Kar Rüzgarı şeytani canavarlarının tepki hızı normalde çok hızlıydı, fakat bu iki alev duvarı karşısında tepki göstermekte geç kaldılar. Bir anda alevlerin içinde kaldılar ve acı dolu çığlıklar atarak çılgınca koşmaya başladılar. Birer birer, ölen şeytani canavarlar yere düşmeye başladılar. Karşılarında oluşan duvara zamanında tepki veremeyen binlerce şeytani canavarı bir anda ortadan kalktı.


Şeytani canavarların önünde ilerleyecek tek yol kalmıştı, o da şehrin kuzey kapısının olduğu yerdi.


Ye Zong ve diğerleri basitçe şok olmuşlardı. Nie Li çoktan şeytani canavarların rotasını değiştirmeyi çalışacaklarını düşünmüş ve diğer taraflara gitmelerini engelleyecek ateşten duvar örmüştü. Kar Rüzgarı Şeytani Canavarları çok akıllı yaratıklar değillerdi; önlerinde açık olan tek yolu takip etmeye başladılar.


"Yakında ikinci defans hattına girecekler." Nie Li'nin ağzının kenarı kıvrıldı. Şu ana kadar olan her şey kendi kurduğu plana göre işliyordu.


İki alev duvarı tarafından kaçış yolları kapatılan şeytani canavarlar açık olan yolu takip etmeye başladılar. Şeytani canavarlardan bazılarının kürkleri hâlâ yanıyordu. Şeytani canavarlardan birisinden yere bir parça ateş düştü.


Booom!!! Boooom!!! Boooom!!!


Kulaklara zarar veren büyük bir patlama gerçekleşti. Surların üstünde duran insanlar bile bu ses karşısında kulaklarını tutamadan edemediler. Bu patlama sesleri basitçe çok korkunçtu.


Önlerinde duran bu sahne surların üstünde duran insanları az önceki sahnelerden kat be kat daha fazla şok etmişti.


Bir dizi patlama sonucunda patlamaya yakalanan şeytani canavarlar paramparça olmuşlardı. Onlardan sadece havada uçan et parçaları kalmıştı.


Bu patlama dizisi on binlerce şeytani canavarın ölmesine sebep olmuştu. Bu ölen şeytani canavarların içinde bir grup Altın Seviye ve iki tane Kara Altın Seviye canavar da vardı.


Bu patlama basitçe çok çok korkutucuydu. İki tane Kara Altın Seviye şeytani canavar bile ölmüştü.


"Nie Li'nin kullandığı taktik tam olarak nedir?" dedi Ye Zong.


Tam o anda Shen Hong çok daha fazla korkmuştu. Bu patlama dizilerinin gücü çok fazlaydı. Eğer birisi bu patlama dizisini gizlice Aziz Aile'nin üstünde kullanmak isterse, onlar kendilerini sadece havada paramparça olmuş bir şekilde bulurlardı.


Binlerce şeytani canavarı birebir savaşmadan öldürmeyi başarmıştı. Bu kadar şeytani canavarı öldürmeyi başarmak bile Şanlı Şehrin büyük bir kayıp vermesini engellemeye yeterdi. Üstüne bu patlamalardan dolayı ölen iki tane Kara Altın Seviye Şeytani Canavar bile vardı.


Bu patlama dizisi basitçe çok çok korkunç bir güce sahipti. Bu patlamalardan dolayı sürünün içinde bulunan bazı Kar Rüzgarı Şeytani Canavarları ilerlerken biraz tedirgin bir hâl almıştı.


Fakat yine de sürüde bulunan şeytani canavarların sayısı çok çok fazlaydı. Arka saflarda bulunan şeytani canavarlar sürekli ileriye doğru hücum ettiklerinden, ön tarafta bulunan tedirgin olmuş şeytani canavarların ileriye gitmekten başka bir seçeneği yoktu.


Booom!!! Boooom!!! Boooom!!!


Bir dizi patlamada daha meydana gelmişti. Bir anda on binlerce şeytani canavar daha hayatını kaybetmişti.


Kar Rüzgarı Şeytani Canavar sürüsü bu patlamalara  yakalansalar bile ilerlemeye devam ediyordu ve Şanlı Şehrin surlarına iyice yakınlaşmışlardı. Saldırı hızları bir nebze azalsa da çok fazla sayıda olmalarından dolayı surların üstünde duran savaşçıların çoğunun yüzüne bir korku ifadesi yerleşmesine sebep olmuştu.


"Şu anda üçüncü defans hattının oraya vardılar!" diye tahmin etti Nie Li.


Tüm bu engeller şeytani canavarların ilerlemesini durduramasa da sayılarının yavaş da olsa azalmasını sağlıyordu. Bu durum da, Şanlı Şehrin karşılaşacağı felaketin git gide azalmasına sağlayacaktı. 


Kar Rüzgarı Şeytani Canavarları şehir sularına birkaç kilometre yakınlaşmışlardı ki, Nie Li bir tane bambu mızrak çıkarttı ve sürünün kalabalık olan bir kısmına doğru fırlattı. 


Bambu mızrak havada keskin bir yay çizerek sürünün kalabalık bir kısmına doğru inmeye başladı. Yere değdiği anda büyük bir patlama gerçekleşti. Bambu mızrağın ucundaki şişe parçalandı ve etrafa bir sıvı yayıldı.


Roaarrr!!!


Sıvının bulaştığı şeytani canavarların gözleri kızardı ve çıldırmış bir hâle büründüler. Çıldıran şeytani canavarlar yanlarında bulunan diğer şeytani canavarları ısırmaya başladı ve bir anda tüm savaş alanında büyük bir karmaşa meydana geldi.


Surların üstünde duran savaşçılar da ellerindeki bambu mızrakları şeytani canavarların olduğu bölgeye doğru fırlatmaya başladılar. Mızraklar yere düştüğü anda bir patlama meydan geliyordu ve mızrağın ucundaki sıvılar etrafa saçılıyordu. Sıvının temas ettiği her şeytani canavar çıldırmaya başlayıp yanındaki arkadaşlarını ısırmaya başlıyordu. 


Bu bambu mızrakların tek dezavantajı kısa sürede Simyacılar Derneği'nin fazla miktarda materyal bulamamasından dolayı sadece beş bin adet olmasıydı. 


Şeytani canavarlar birbirlerine saldırmaya devam ediyordu. Her bambu mızrak en az bir düzine şeytani canavara etki edecek şekilde fırlatılıyordu.


Şeytani canavarların her ilerleyen dalgasından bir dalga bambu mızrak fırlatılıyordu ve bu da toplamda elli bin veya altmış bin arası şeytani canavarın ölümle yüzleşmesine sebep olmuştu. 


Surların üzerindeki savaşçılar bambu mızraklarının oluşturduğu yıkım gücünden dolayı neşeli bir havaya büründüler. Onlar şeytani canavarlara karşı böyle bir metodun kullanacağını asla tahmin etmemişlerdi. Şu anda ölen şeytani canavarların sayısı yüz bini geçmişti bile. Surların üstünde bulunan savaşçılar, bir sonraki taktiği görmek için heyecanla bekliyorlardı.


Bambu mızrakları atan sıradan savaşçılar ise daha fazla heyecanlanmışlardı. Normalde sıradan savaşçılar bir takım oluşturup zar zor bir tane şeytani canavar öldürmeyi başarabiliyorlardı. Fakat şu anda bir tane mızrak fırlatan savaşçı bir düzine şeytani canavarı öldürmeyi başarabiliyordu.


Tam bu anda birçok ailenin Patrikleri kendi aralarında konuşmaya başlamıştı.


"Bu fikri kim ortaya attı? Bu fikir benim bir gözlerimin açılmasını sağladı!"


"Evet, onca yıl şeytani canavarlarla savaştıktan sonra onları öldürmek için böyle bir metodun olacağını asla tahmin etmezdim."


"Anahtar madde mızrakların ucundaki şişe! Bu şişlerin içindeki sıvı olmadan mızrakların hiç biri bir tane bile şeytani canavarı öldürmeye yetmezdi!"


"Bu fikirle gelen her kimse Şanlı Şehir için akıl almaz bir yarar sağladı. Eğer o olmasaydı kim bilir kaç savaşçımız bu savaşta ölecekti!" dedi İlahi Ailenin Patriği.


"Evet. Olağanüstü bir hizmet!! Tek başına bu kadar katkı yapabilmek bu kesinlikle bir ilk!!"


Shen Hong iyice sessizleşmişti, tek kelime dahi etmedi. Yüzünde herhangi bir duygu ifadesi yoktu, fakat kalbinde büyük bir üzüntü vardı. Sonuçta Kara Lonca bu şeytan sürüsünü Şanlı Şehre yönlendirmek için büyük bir efor sarf etmişti; tüm bu efor boşuna mı olacaktı? Fakat iyi haber olarak şu ana kadar ölen şeytani canavarların sayısı sadece yüz bin civarıydı. Geride yaklaşık olarak bir milyon şeytani canavar daha vardı. 


"Bu konuyla ilgili bütün teşekkürleri Nie Li'ye iletmemiz gerekiyor. Tüm bu fikirlerin hepsini Nie Li, ortaya attı." dedi gülümseyerek Ye Xiu.


"Dahi olan Nie Li mi?" 


"Hiçbir zaman sadece yeteneğiyle değerlendirmemek gerek insanları, baksana nasıl da garip fikirlere sahipmiş!!"

 

"Garip fikirler mi? Bu, büyük bir bilgelik demek değil mi? Ben Huyan Xiong'un tek taktir ettiği şey vardır, o da zeki olmaktır." Huyan Xiong baş parmağını kaldırdı. "Yüz bin tane şeytani canavarı, savaşçıların kılıcını ve kanını görmeden öldürmeyi başarabilmek, aranızdan hanginiz bunu yapabilirdi ki?"

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr