True Martial World - Bölüm 10: Tuhaf Bedenin Hissi 

---

 

   

Davetsiz misafiri görünce Yi Yun kaşlarını çattı.Gelen kişi daha önce erzak dağıtımı esnasında sıkıntı yaşadığı adamdı.

 

Yi Yun adamın adını da biliyordu,Zhao Tiezhu. 

 

“Ne istiyorsun?” Zhao Thiezhu’nun pat diye içeri girmesiyle Jiang Xiaorou gerilmişti.Eli yavaşça battaniyenin altındaki oka gitti ve gizlice onu eline aldı. 

 

“Hey,küçük kız,Ne bu gerginlik.İş için burdayım.Geng efendi Lian kendini antrenman için izole etti ve 3 ay boyunca öyle kalacak.Bunun nedeni Tai Ah Kutsal Krallığının yapacağı seçimler için Mor Kan Savaşçısı seviyesine erişmek.Reis bütün kabileyi Genç efendi Lian’ın emmesi için dağlardan bitki toplamakla görevlendirdi.Herkes günlük 8 oz bitki teslim etmek zorunda!” 

 

Ç.N: 1 oz 28 gram 

 

“Bitki toplamak? “ Yi Yun biranda dağlarda bitki toplarken düşüp “öldüğünü” hatırladı. 

 

Demek toplanılan bitkiler savaşçıların emmesi içindi. 

 

Başkası için bitki toplarken düşüp ölmek gerçekten içler acısı birşeydi.Buna karşı bir tazminat alamadıkları gibi birde erzakları alıkonulmuştu. 

 

“Kişibaşı günlük 8 oz bitki mi? Bu nasıl mümkün olacak?” Jiang Xiaorou öfkelenmişti.”Üstelik, bitki toplamakla uğraşırken ne zaman ok yapacağız? Silahlar olmadan büyük kabilelerle nasıl erzak takası yapacağız? Açlıktan ölürüz!” 

 

“Hahaha! Sen hala erzak takasını mı düşünüyorsun? Genç efendi Lian Mor Kan Savaşçısı seviyesine ulaşıp Tai Ah Kutsal Krallığı tarafından seçilince artık erzak takasına ihtiyacımız olmayacak.Hepimiz şehre gideceğizve size garanti ederim yeterince yiyecek ve içeceğiniz olacak!” 

 

Adam alaycı bir şekilde konuşurken bir yandanda Jiang Xiaorou’ya aç gözlü bir şekilde bakıyordu.Bu küçük fıstık güzeldi,zamanı geldiğinde iyi bir beslenmeyle kesinlikle daha da güzelleşecekti. 

 

“Kardeşim daha önce bitki toplarken kendini inciti.Ayağı hala iyi değil.Şimdi gelmişsin ona bitki toplaması için diretiyorsun,cidden onun hayatını mı istiyorsun?” Jiang Xiaorou titrek bir sesle konuşmuştu.Yi Yun daha önce ölümcül bir şeklide düşmüştü ama birşekilde tekrar hayata dönmüştü.Bu yüzden hala vücudu zayıftı.Onu şimdi tekrar dağlara yollamak ölüme yollamakla aynı şeydi! 

 

Üstelik bitki toplama işinin onlara hiçbir getirisi yoktu.Kabileye verilen bitkiler karşısında hiçbir şey almıyorlardı! 

 

Adam Jiang Xiaorou’yu dinledikten sonra kibirli bir şekilde kahkaha attı,”Nasıl bir kişinin hayatıyla tüm kabilenin zaferini karşılaştırabilirsin! Genç efendi Lian Mor Kan Savaşçısı seviyesine gelip Tai Ah Kutsal Krallığı tarafından seçilince gelecek nesillere yararlı olacak ve kabilemizi 100 yıl boyunca koruyacak.Kabilenin tarih kitapları hepinizin övgüye değer işlerinizi kaydedecek!” 

 

“Gelecek nesiller için böylesi bir lütuf, ama sen hala pazarlık ediyorsun, kesinlikle bunun anlamını kavrayamıyorsun!” 

 

“Üstelik bu reisin emri.Vücudunuzu güçlendirin ve enerjik olun.Bitkiler demlendikten sonra kalıntıları sizlere geri verilecek.Sonra onları kullanabilirsiniz.Geçmişte bu artıklar sadece savaşçı hazırlama kampı için ayırılıyordu.” 

 

Adam konuştukça,Jiang Xiaorou oku daha sıkı tutuyordu.Parmakları bembeyaz olana kadar sıkmıştı.”Ya günlük kotayı dolduramazsak?” 

 

“Yapamazmısın?” adamın yüzü sertleşti.”Hımph! Kabilenin çöplere ihtiyacı yok,eğer bitki toplayamazsanız yemek yemeye ne hakkınız var? Kotayı dolduramazsanız erzağınıza el konulacak.Herkes yiyecek için can atıyor!” 

 

Adam konuştuktan sonra yatakta yatan Yi Yun’a baktı.Onun kalabalığın önünde ona sıkıntı çıkardığını hatırladı.Daha sonra Lian Chengyu onu erzak dağıım esnasında beceksizlik yaptığı gerekçesiyle azarlamıştı. 

 

Zhao Tiezhu’nun kalbi hemen öfkeyle doldu,”Çocuk,ölü taklidi yapmayı bırak.Yaralandığını duymuştum,bu yaranın nerende olduğunu göster bakalım!” 

 

Adam Yi Yun’u tutmak için elini uzattı! 

 

O kasti olarak Yi Yun’a acı vermeye çalışacağı belliydi.Hamlesi son derece sert olacaktı. 

 

Yi Yun adamın ani saldırısından kaçınmak istedi.Biranda gözlerinin önünde dünyanın sanki yavaşladığını hissetti.Adamın öfkeli görünüşü,hareketleri net bir şeklide Yi Yun’un gözlerine yansıyordu. 

 

Jiang Xiaorou’nun endişeli yüzüde dahil,battaniyenin altında elindeki okuda görüyordu. 

 

Sanki zaman donmuş gibiydi.Sesler ve hava sanki vücudunun bir parçası olmuştu.Herşeyi net bir şekilde algılayabiliyordu. 

 

Herşey böyle yavaşlamışken,Mor Kristalden soğuk ve kesin bir his yayılıyordu. 

 

Mor Kristal? 

 

Mor Kristalden gelen bu serinlik hissi Yi Yun’un vücudunu sarstı! 

 

Yi Yun bir anlığına,adamın hamlesinden kaçınıp,Jiang Xiaorou’nun okunu alıp,vücudunu kaldırarak oku adamın boğazına saplayıp öldürmeyi düşündü! 

 

Bu his çok kuvvetliydi ve bu işi gerçekleştirmek için yapması gereken hareketler zihninde kusursuz bir şekilde hazırdı.Bunu yapması gerektiğine dair Yi Yun’u dürtüyordu. 

 

Ç.N: Sherlock Holmes sahnesi gibi işte 

 

Ama sonunda Yi Yun aksine karar verdi.Şimdi Lian kabilesini karşısına almanın zamanı değildi. 

 

Daha yeni Lian Chengyu’nun onu öldürmek istemesine yol açacak bir şey yaptıktan sonra,eğer bir kabile savaşçısını öldürürse yada alt ederse,sonuçlar çok sert olacaktı.Üflesen uçacak olan böyle zayıf bir çocuk bir savaşçı hazırlama kampı üyesini nasıl öldürebilirdi? Bu olay kabilenin üst seviyelerinin ilgisini çekmezmiydi? Gücünün kaynağını açıklamasına imkan yoktu! 

 

Onu yakalamak için yaklaşan Zhao Tiezhu’ya baktı ve hızlıca geri çekildi.Zhao Tiezhu sadece derisini biraz sıyırıp elbiselerini tutmayı başarabildi. 

 

Zhao Tiezhu aslında Yi Yun’u hırpalamak istemişti ama Yi Yun’un geriye doğru büzülerek kaçabileceğini hiç düşünmemişti! 

 

Eğer hırpalamak için bir hamle daha yapsaydı,Zhao Tiezhu karizmayı çizdirebilirdi.Bu yüzden bir homurtuyla Yi Yun’u elbisesinden tutup kaldırdı ve sonra tekrar yatağa fırlattı. 

 

“Görünüşe göre bu maymunun birşeyi yok!Yarın güneş batarken bitkileri teslim edin.Eksik olan her oz başı 4.5 kilo erzağa el konulacak!” Cümlesini bitirir bitirmez Zhao Tiezhu çıktı ve gitti. 

 

“Yun’er iyi misin?” Jiang Xiaorou’nun endişeli sorusuna karşı Yi Yun hiçbirşey söylemedi. 

 

Biraz önceki histe neydi? 

 

İyi eğitimli Zhao Tiezhu önünde kaplumbağa kadar yavaş hareket etmişti.Yi Yun istese onu kolaylıkla öldürebilirdi. 

 

Bu Zhao Tiezhu’nun yavaşlığından mıydı… yoksa kendisinin hızı mı artmıştı? 

 

Bedenim… acaba? 

 

Xiaorou abla, ben kaçıncı kademeyim?” Yi Yun birşey farketmiş gibi sabırsızca sordu. 

 

“Niye böyle birşey sordun aniden? Yun’er sen hiçbir kademede değilsin.En düşük kademe olan 5. kademeler 45 kilo kaldırabiliyor.Yun’er senin kaldırabildiğin 13.5 kilo…” 

 

“13.5 kilo demek ha…” Yi Yun diyecek birşey bulamamıştı.13.5 kilo yaklaşık bir torba pirinçe denk geldiğini düşünürsek,zayıf bir çocuk bunu başının üstüne kadar kaldırmakta sıkıntı çekeceği belliydi. 

 

Yi Yun “Kabilenin ağırlık taşları nerde tutuluyor?” diye sordu. 

 

Köyün arkasında,eğitim alanında.Niçin sordun?” 

 

“Hiç.” Yi Yun gülümsedi. “Abla erken yatalım bu gece.Yarın bitki toplamamız gerekiyor.” 

 

Gecenin ortasında,Karanlık gökyüzü sayısız parlak yıldızlarla doluydu. 

 

Bu çağda hiç sokak lambası yoktu ve fakir insanlar yağ lambalarını kullanmaktan çekiniyordu.Bu yüzden tüm Lian kabile köyü zifiri karanlıktı. 

 

Köyün arkasındaki eğitim alanı genişti.Savaşçı hazırlama kampının üyeleri burda antrenman yapıyordu.Karanlık bir gölge eğitim alanına sızdı ve etrafına şöyle bir baktı. 

 

“Buldum!” Yi Yun heyecanlanmıştı.Jiang Xiaorou’nun tarif ettiği taşlar eğitim alanın bir yerinde düzenli bir şekilde sıralanmıştı. 

 

9 kiloluktan 450 kiloluğa kadar. 

 

Yi Yun bugün burda gücünü test edecekti! Vücudunda neler değiştiğini öğrenmek istiyordu…