Bölüm 72: Zhao Tiezhu’nun Hayatının Zirvesi

avatar
9729 28

True Martial World - Bölüm 72: Zhao Tiezhu’nun Hayatının Zirvesi


 

Çeviri: bebebuskivisi Düzenleme: bezald35

 

     

Engin yabandaki karşılaşmalarda fazla kural yoktu. Sürecin ilerleyişi basitti, bir kişi sahnede kalacak ve diğerleri bire bir olmak üzere saldıracaktı. Her kimin yeteneği varsa yukarı çıkabilirdi.

 

Sonunda kimse sahneye çıkmadığı zaman arenada duran kişi bir yer kazanacaktı. O zaman zaferini simgeleyen bir ahşap tablet alabilirdi.

 

Böyle bir sistem kulağa karman çorman gelse de birbirine benzeyen iki kişinin eşleşip acımasız bir mücadeleye girişmesi mümkündü veya enerjisi tükenene kadar sahnede kalan bir savaşçı, bir takıma takılabilirdi, gerçi savaşçı hazırlama kampı üyeleri bu kadar fazla düşünme zahmetine girmezdi. Basit ve kaba olmak onların stilleriydi.

 

Başlangıçta ne Lian Chengyu ne de Yao Yuan bu anlamsız müsabakalarla canını sıkmadı. Yao Yuan, Zhao Tiezhu’ya kurallara karar verme yetkisi vermişti ama Zhao Tiezhu gibi bir hödüğün makul ve adil kurallarla gelmesi mümkün müydü? Kurallar çok karışık olursa yarışan insanlar anlayamazdı.

 

Maç başladığı zaman Zhao Tiezhu sahneye çıkan ilk insan oldu!

 

Gizli gücünü gösterebilme fırsatını uzun zamandır beklediği için sabır göstermekten acizdi.

 

Arena on feet(3 metre civarında) genişliğindeydi. Zhao Tiezhu arenanın ortasında durdu ve kaslarını sergilemek için poz kesmeye başladı. “Gelin! Kim benimle dövüşmek istiyor?”

Zhao Tiezhu bağırmaya başladı. Aynı şekilde izleyiciler de bağırmaya başladı.

 

Müsabakanın bir uzmanın düellosuyla başlayacağını düşünmüyorlardı. Zhao Tiezhu ünlü biriydi, herkesçe tanınan davranış biçimiyle birlikte, herkes Zhao Tiezhu’nun savaşçı hazırlama kampının ilk on uzmanından biri olduğunu biliyordu.

 

“Hehe, kardeş Zhao, sana karşı mücadele edeceğim!” Güçlü bir adam arenaya atladı. Soyadı Sun idi ve savaşçı hazırlama kampının ortalama üyelerinden biriydi. Zhao Tiezhu’nun dengi değildi ama Zhao Tiezhu ile arası iyiydi. Nadiren yaptıkları başarılı avlarda Zhao Tiezhu ile etini paylaşabilen bir arkadaştı.

 

Zhao Tiezhu’nun gösteri yapmasını istiyordu, bu yüzden onu tamamlamak için sahneye çıkmıştı.

 

Savaşçı hazırlama kampının üyeleri uzun süre birlikte eğitim almıştı, bu yüzden birbirlerinin durumunu biliyorlardı. Sun, en iyi dokuz kişi arasında yer alamayacağını biliyordu, bu yüzden Zhao Tiezhu’ya bir iyilik yapabilirdi.

 

“Haha, güzel. Kardeş Sun, hadi gel!” Hem Zhao Tiezhu hem de Sun agresif tutumlar sergiliyordu. Engin yabanın mücadele alanlarında karışık görgü kurallarının yeri yoktu. Arenaya girer girmez dövüş başlar!

 

Herkes izlediği için, ikisi de ellerinden geldiğince mücadele ediyordu.

 

Savaşçı hazırlama kampı üyeleri gerçekten de büyük bir güce sahipti. Teknikleri ve savaşma becerileri ise epey yüksekti. Onların mücadelesi, yumrukların yavaşça hareket ettiği, eğilerek diğerini yakalayıp birden yere düşürdükleri bir Hong Kong aksiyon filmine benziyordu.

 

Zhao Tiezhu gücünü arttırdıktan sonra Sun onun rakibi olamazdı. Bundan dolayı birkaç tur içinde Zhao Tiezhu onu arenadan aşağı atmak için belinden yakalamıştı.

 

Dövüşürken ikisi de hiçbir stil kullanmamıştı, daha önce öğrendikleri tüm yumruk tekniklerinin ve duruşlarının kullanımının kolay olmadığını fark ettiler. Birbirlerini kapmak ve yere yuvarlamak en pratiğiydi!

 

Daha güçlü olan kimse, o kazandı.

 

Bu aynı zamanda Brezilya Jiu Jitsu’sunun mantığıydı. Amerika’daki UFC gibi popüler karma dövüş sanatları yarışmalarında rakibinin kolunu bükebilen veya boynunu yakalayabilen kişi, tüm o garip görünümlü hareketlere rağmen zafer kazanırdı.

 

“Güzel!” Seyirciler bağırdı. Zhao Tiezhu’nun hareketleri şık olmasa da onların güreşmelerini görmekten dolayı heyecanlanan Lian kabilesi insanlarının gözleri için büyük bir zevkti.

 

Sun’dan sonra bir başkası da Zhao Tiezhu ile mücadele etmek için sahneye çıktı ama o da kaybetti.

 

İki maçtan sonra Zhao Tiezhu’nun mevkisi daha fazla savaştığı için daha iyi oldu, daha fazla cesaret kazandı.

 

“Haha, başka kim geliyor?” Zhao Tiezhu coşkuyla bağırdı. Bir şişe pirinç şarabı içmiş gibiydi.

 

İnsanlar, Zhao Tiezhu’nun bugün dokuz yerden birini ele geçireceğini söyleyebilirdi.

 

“Kardeş Zhao, seninle kapışmam için bir şans ver.” Bir adam sahneye atladı ve kısık bir sesle söyledi.

 

Bu adam sahneye çıktığı zaman hemen tezahüratlar yükseldi.

 

“Bu Zhang Da Li! Zhang Da Li doğuştan güçlü. On beş yaşındayken iki yüz librelik kayaları kaldırabiliyordu. Şu an ne kadar güçlü olduğu bilinmiyor!”

Lian kabilesinde savaşçı hazırlama kampının önde gelenlerinin isimleri de iyice biliniyordu.

 

Zhang Da Li, on beş yaşındayken iki yüz libre kaldırabildiği zaman, Lian kabilesinde ünlenmişti.

 

Zhang Da Li’nin dokuz kişi arasında girme şansı yüksekti.

 

Zhang Da Li ve Zhao Tiezhu gibi iki güçlü kişi arasındaki bu maç kalabalığın çıldırmasına neden oldu.

 

“Da Li, haha, iyi! Uzun süredir seninle kapışmak istiyordum, gel!” Zhao Tiezhu’nun gözleri parladı. Bir yıl önce Zhang Da Li’den biraz daha zayıftı ama bu yıl gücü önemli bir değişikliğe uğramıştı. Gücünü test etmek için güçlü bir rakip bulmaya can atmaktaydı!

 

Zhang Da Li sahneye atladı ve Zhao Tiezhu’nun üç yard uzağında durdu. Herhangi bir saygı gösterisi olmadan bir kükremeyle birbirlerine doğru koştular.

 

Her ikisi de güçlüydü, birbirlerine hücum eden boğalar gibiydiler.

 

“Peng!” Zhao Tiezhu ve Zhang Da Li herhangi bir şatafatlı görüntü oluşturmadan birbirleriyle çarpıştılar. İnsanların çarpışan kemiklerin ve etlerin seslerini duymaları korkudan renklerinin uçmasına sebep oldu.

 

Böyle bir çarpışma kendi bedenleri üzerinde olsaydı kemikleri kırılırdı.

 

Zhang Da Li ve Zhao Tiezhu arasındaki kavga, Sun ile arasında olana göre apaçık bir şekilde çok daha fazla agresifti.

 

Her ikisinin gücü de birinci seviye bir erkeğin iki katından yedi yüz pound daha fazlaydı. Güçlerindeki böyle bir farklılıkla bir düzine birinci sınıf adam Zhao Tiezhu’ya saldırsa bile Zhao Tiezhu hâlâ onları kolayca alaşağı edebilirdi.

 

“Tiezhu iyi hareket etti!” Kalabalığın içinde Lian Cuihua bağırabildiği kadar bağırıyordu. Geçenlerde Lian Chengyu tarafından ‘iş’ yapmak için tutulduğundan beri Zhao Tiezhu ile yakınlaşmıştı.

 

Zhao Tiezhu’nun önceki geceki muhteşem yiğitliğini düşünen Lian Cuihua ona karşı şehvetli bir arzu duymadan edemedi.

 

Lian Cuihua’nın desteğini ve insanların tezahüratlarını duyan Zhao Tiezhu açıklanamayan bir güç kazanmış gibi göründü ve fırtına gibi saldırmaya başladı. Ama Da Li yenilmeyi istemedi, onun büyük gücüyle birlikte hâlâ büyük bir avantajı vardı.

 

Savaşçı hazırlama kampı üyeleri arasındaki tipik bir kavganın özü, güç savaşıydı. Taş silindirleri kaldırmanın başlıca performansları olmasının nedeni buydu ve övünme haklarını kazanmanın yolu da buydu.

 

Uzun bir süre yerde güreştikten sonra nihayet Zhao Tiezhu, Zhang Da Li’yi yenmeyi başardı. Onu zapt etti ve o da daha fazla hareket edemedi.

 

Zhao Tiezhu’nun Zhang Da Li’yi zapt edebilmesinin ana nedeni bir sürü bitki yemesi sonucu dayanıklılığının artmasıyla birlikte formunun da yükselmesiydi.

 

Dayanıklılığı nedeniyle bu maçı kazanmıştı!

 

Zhang Da Li biraz nefessiz kalana dek bastırılmıştı. Zhao Tiezhu’nun nasıl yorulmak bilmez bir boğa gibi olduğunu anlayamıyordu, sonsuz enerjisi mi vardı?

 

Savaşçı hazırlama kampının ortalama bir üyesi çok güçlü olsa da sekiz kez beş yüz librelik taş silindiri kaldırdıktan sonra kollarının ağrıyacağını söylemek zorundaydı. Kavga ederken daha da güçlenen Zhao Tiezhu gibi olmak kolay değildi.

 

Zhang Da Li zorlukla nefes alırken sordu: “Sen...sen Vigor Alemi’ne ulaşmadın, değil mi?”

 

“Hahaha, neredeyse!” Zhao Tiezhu böbürlenmeye başladı. Savaşçı hazırlama kampı üyelerinin çoğu Valiant Alemi’ndeydi ama Zhao Tiezhu Vigor Alemi’nden bir adım uzaktı. Nasıl sahnedeki nefesleri bir yılanınki gibi kolay olabilir, fırlatılan bir ok gibi?

 

Zhao Tiezhu sadece dayanıklılığını biraz arttırmıştı, Lian kabilesi gibi fakir bir kabilede kalmış olsaydı Vigor Alemi’ni kırması asla mümkün olamazdı.

 

Çevredeki insanlar Vigor Alemi’nin ne manaya geldiğini biliyordu. Sonuçta krallık seçmeleri uzun zamandır bilinmekteydi ve Lian Chengyu Mor Kan Alemi’nin ne olduğunu uzun zaman önce duyurmuştu.

 

İnsanlar, Lian kabilesinin egemen sınıfının yanlış bilgilendirmesi altında Lian Chengyu’nun Mor Kan’a girmiş olduğuna tümüyle inanmıştı. Cahil izleyiciler için Mor Kan Alemi’nden biri Cennet’teki tanrılar kadar güçlüydü.

 

Zhao Tiezhu’nun bir boğa olduğu söylenirse, o zaman Lian Chengyu korkunç bir metruk hayvandı. Aralarındaki fark ise Cennet ile Dünya kadardı.

 

Onlar Lian Chengyu’nun gücünün daha da farkına vardıkça, Lian Chengyu’nun onları şehre götüreceği konusunda daha da umutlandılar. Aynı zamanda Lian Chengyu’nun altında bir hizmetçi olmanın kendileri için onur olacağını hissettiler. Bu kaotik dünyada insanlar özgürlük hakkında düşünmezlerdi. Midelerini dolduramayanlar için özgürlük bir saçmalıktı, kötü bir şakaydı. Tüm istedikleri iyi bir efendiyi takip etmek ve yemekle tatmin olmaktı.

 

“Hahaha!” Zhao Tiezhu kahkaha attı. Şimdiki durumdan çok memnundu. Krallık seçmelerini geçebilmesinin imkansız olduğunu da biliyordu ama Zhao Tiezhu gösteriş yapabilmesinin mümkün olduğu bu noktada hayatının zirvesine ulaşmış gibi hissetti.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44253 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr