Bölüm 121: Seçmelerin Bitişi

avatar
10533 31

True Martial World - Bölüm 121: Seçmelerin Bitişi


 

Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: bezald35

 

   

Kalabalık uzun bir sessizliğe gömüldü. Az önce olan şey pek gerçekçi değildi.


Ölümlü Kan savaşçıların anlama sınırının bile ötesindeydi.


Söğütleri kökleyip kayaları kırabilirlerdi ama savaştıkları zaman bedenlerini ve kaslarını kullanırlardı. Bazen Kılıç Qi’si ile yumruk rüzgarlarının çarpışması olurdu ama bundan öteye geçmezdi.


Ölümlü Kan savaşçıları arasındaki bir savaşta böyle bir aşamaya gelindiğini daha önce hiç görmemiştiler.


O kızıl kılıç hüzmeleri ile kaplan ve ejderhanın hayalî imgelerinin güneşin batışıyla birleşimi inanılmaz bir şeydi! Bir o kadar da şok ediciydi!


Ama Tao kabilesi tarafından kurulan taş sahnenin üzerindeki kocaman boşluk, yaşananların gerçek olduğunun kanıtıydı.


Parçalanmış kayalarla çevrili alanda beş feet genişliğinde derin bir çukur ve etraftaki kayalarda örümcek ağlarına benzer çatlaklar vardı. Bunların, Ölümlü Kan savaşçılar arasında yaşanan bir savaşın sonuçları olduğuna inanmak zordu.


Tao Yunxiao yadigârın yasak enerjisini kullanmış olduğundan böylesine yıkıcı bir gücünün olması anlaşılabilirdi.


Ama Yi Yun bunu nasıl başardı?


Yadigârın enerjisini kullanan Tao Yunxiao’yu gerçekten çıplak elleriyle yenmişti, değil mi?


Tao kabilesi insanları buna inanamıyordu. Gizlice Yi Yun’un tarafını tutan kızların bile ağızları beş karış açık kalmış, beyinleri durmuştu. Önceki gün Yi Yun’u taciz edenler de onlara dahildi. Sıradan görünen Yi Yun’un aslında böyle korkutucu bir gücü vardı.


Kendilerini bir dinozoru taciz eden fareler gibi hissettiler. Neyse ki, dinozor öfkelenmemişti de düşünmek dahi istemedikleri sonuçlarla karşı karşıya kalmamıştılar.


“Yuan Qi Tezahürü aslında Yuan Qi’nin dışavurumudur. Sadece Yer ve Gök Yuan Qi’sine hükmedebilenler böyle yıkıcı bir güce sahip olabilirler.” Tao kabilesi lideri koltuğuna yığılırken keyifsiz görünüyordu.


“Yuan Qi Tezahürü...Nasıl olabilir?”


Aslında kabile liderinin onayı olmadan da birçok kişi Yi Yun’un saldırısının Yuan Qi Tezahürü olduğunu biliyordu.


Sonuçta kükreyen Kutsal Kaplan ile Uçan Mor-Altın Ejderha’nın görüntüleri, hâlâ gözlerinin önündeydi.


Yuan Qi Tezahürü’nden başka ne olabilirdi ki?


Tao kabilesi insanları ne ‘Mor Hava Doğudan Gelir’ ne de Zaman Farkındalığı hakkında bilgiye sahipti, ama Yuan Qi Tezahürü’nü çok iyi biliyorlardı.


Bunun tek sebebi de tüm kabile içinde, genç neslin arasında Yuan Qi Tezahürü yapabilen tek bir kişinin olmasıydı, o da Hu Ya idi.


Hu Ya, Mor Kan’ın orta seviyelerine ulaşmıştı ve Beden Sertleştirme, Ejderha Nabzı durumuna ulaşmasına sadece bir adımı kalmıştı.


Bu nedenle Yuan Qi Tezahürü kullanabiliyordu. Daha dün tekniğini sergilerken Yuan Qi Tezahürü’nü de sergileyip büyük alkış almıştı.


Bundan keyif almışlar ve bunun hakkında heyecanla tartışmıştılar. Hu Ya, Tao kabilesinin gururuydu. Bundan önce Yi Yun, ön elemelerde ve yarı finallerde sivrilmiş, Tao kabilesi elitlerini utandırmıştı. Ama Hu Ya gururlarını geri kazandırmıştı.


Ama şimdi…


Yi Yun, Yuan Qi Tezahürü’nü kullanma aşamasına ulaşmıştı!


Bu nasıl mümkün olabilirdi?


Yuan Qi Tezahürü, sadece en iyi Mor Kan savaşçıların kullanabileceği bir şey değil miydi? Hu Ya bunu Mor Kan’ın orta seviyelerindeyken başarmıştı ama Yi Yun sadece Qi Gatherer’ın zirvesindeydi. Daha bu seviyedeyken bunu anlamayı nasıl başardı?


“Yi Yun, yeteneği hesaba katmadan da, güç açısından Hu Ya’dan daha iyi olabilir mi?” diye sordu Tao kabilesinden biri. Bu olanları kabul edemiyorlardı.


“Yi Yun, Hu Ya’dan daha güçlü olamaz. Yuan Qi Tezahürü’nü yapmanın güçle bir alakası yok. Bazı zirve Mor Kan savaşçılar bile Yuan Qi Tezahürü’nü kontrol edemiyor! Yuan Qi Tezahürü, kişinin idrak kabiliyetine bağlı. Savaşçının enerji kontrol yeteneğinin bir göstergesi. Ayrıca, Ölümlü Kan bir savaşçı Beden Sertleştirme, Ejderha Nabzı’na ulaşmayı başarırsa anca o zaman Mor Kan’dayken Yuan Qi’yi kontrol etme yeteneğini kazanabilir.” diye açıkladı bir Tao kabilesi savaşçısı.


Bu sözler, kuşkularını gidermek yerine şaşırmalarına sebep oldu.


Buz kestiler!


Beden Sertleştirme, Ejderha Nabzı mı?


Yi Yun böyle bir duruma mı ulaşmış?


Liderlerinden uzun zamandır, Hu Ya’nın Tao kabilesinde yüzyıllardır görülmeyen nadir bir dâhi olduğunu duymaktaydılar. Bunun sebebi de, on sekiz yaşında olması ve Beden Sertleştirme, Ejderha Nabzı’ndan bir adım uzakta olmasıydı. Tao kabilesinin yüzlerce yıllık tarihi boyunca kimse bu duruma erişememişti.


Bundan dolayı gurur duyuyorlardı. Hu Ya’nın kendini göstermesini, onları engin yabandan kurtarıp merkez bölgelerde bir aşiret kurmasını bekliyorlardı.


Ama Hu Ya bu durumdan bir adım uzaktayken, Yi Yun bu aşamaya daha on iki yaşındayken ulaşmıştı, öyle mi?


Bu nasıl mümkün olabilirdi?


Tao kabilesi insanları, hayalet görmüş gibi ifadelerle Yi Yun’a baktı.


Buna inanamıyorlardı ama Tao kabilesi savaşçılarının itirazı olmadığını ve kabile liderinin de sessizce kabul ettiğini gördüklerinde inanmaktan başka şansları kalmadı.


Daha on iki yaşındayken böyle bir seviyeye ulaşmıştı cidden!


Beden Sertleştirme, Yuan Qi Tezahürü, daha önce mor bulutlar da oluşturmuştu ve en güçlü ruha da sahipti…


Dahasını düşünmeye cesaret edemediler.


Düşünmek eziyetti çünkü, kıyasladıklarında kabilelerinin rezil olacağı aşikârdı!


Sonunda Hu Ya’ya derecesiz Mistik sınıfı reva görülürken neden Yi Yun’un Mistik sınıfı beşinci derece olarak kabul edildiğini anladılar. Jin Long Wei’nin adaletsizliğinden değildi, gerçek buydu!


Yi Yun, Hu Ya’dan daha güçlüydü!


Tao Yunxiao’dan ise bahsetmeye bile gerek yoktu. Kıyaslandığında hemen atılması gereken çöpten başka bir şey değildi.


Bir adım geri giderlerse, Lian Chengyu…


Bahsetmeye değmezdi. Tao Yunxiao ile bile kıyaslanamazdı, Yi Yun ile karşılaştırılması, inciyle kıyaslanan inek gübresi gibi olurdu!


Lian kabilesi savaşçıları taş kesildi. Düşünme yetilerini dahi kaybettiler. Yi Yun’un son savaşı, akıllarında muazzam büyüklükte bir etki bırakmıştı. Kendilerine gelmeleri uzun zaman alacaktı.


Yi Yun tarafından sakatlanmış Lian Chengyu ise, o zamandan beri bir kelime bile konuşmamıştı. Gözlerinde derin bir ümitsizlik vardı!


Bu ümitsizlik, metruk kemik özünü yuttuktan sonra Mor Kan’a girmekte başarısız olduğu zaman yaşadığı ümitsizlikten on kat daha beterdi.


Evet, Yi Yun, güçlü, acımasız olmakla ve Lian Chengyu’yu tüm gücünü göstermeden ezmekle kalmamış, bir başka gerçeği de açığa vurmuştu. Sakatlanan ve bir daha dövüş sanatları çalışamayacak olan Lian Chengyu, gelecekte Yi Yun’dan intikam alma şansını da yitirmişti.


Artık ruhen ölmüştü. Ayakta kalmak için intikam alma düşüncelerini kullanmıştı ama şimdi o ihtimal de ellerinden kayıp gitmişti. Lian Chengyu yaşama arzusunu yitirmişti. Bedeni yaşıyor olabilirdi ama zombiden farksızdı.


“Yi Yun kazandı!” Zhang Tan, Yi Yun’a keskin bir bakış attı. Yi Yun hakkında bu kadar olumlu düşünmüş olmasına rağmen yine de onu hafife almıştı.


Yi Yun’un sınıfını tekrar değerlendirseydi ona Mistik sınıfının altıncı derecesini verirdi!


Krallık Seçmeleri’nin Ölümlü Kan finalleri sona ermişti. Sonuç bir bakışla görülebiliyordu. Yi Yun hâlâ arenada duruyordu. Gerçi sağ eli fena yaralanmıştı. Sonuçta son saldırıda Tao Yunxiao’nun dövüş tekniği, Kan Kırmızısı Cehennem’e karşı Yuan Qi ile sarıp sarmaladığı elini kullanmıştı.


Yuan Qi Tezahürü’nü kullanmış olmasına rağmen yine de yumruğu ettendi. Bu vuruş, sağ elinin, kemiğin görülebileceği noktaya dek yaralanmasıyla sonuçlanmıştı! Beden Sertleştirmesi olmasaydı sağ eli ikiye bölünmüş bile olabilirdi.


Elbette Tao Yunxiao’nun yaraları daha kötüydü. Sadece Yi Yun’un yumruğundan değil, ayrıca dişi kılıcı beslemek için kan kullanmasından dolayı da yaralanmıştı ve iyileşmesi en az bir yıl alacaktı. 


“Doktor...Doktor çağırın…” Tao kabilesi lideri elini salladı. Daha fazla izlemeye dayanamadığından gözlerini kapadı.


Ama ne olursa olsun, Tao Yunxiao, kabilenin bol miktarda kaynak harcamış olduğu genç elitlerden biriydi. Tao kabilesini engin yabandan kurtarabilecek az sayıda kişiden biriydi.


Yaralansa bile onu tedavi etmek için en iyi ilaçları kullanmaları gerekiyordu.


Kabile lideri endişeliydi. Bu tecrübesi Tao Yunxiao’ya büyük bir darbe olacaktı. Kan ve yetişim seviyesi kaybıyla birlikte onun kadar gururlu biri bu zor günleri atlatabilir miydi? Bundan sonra tekrar toparlanabilecek miydi?


Tao kabilesinin en iyi doktoru ağır bir çantayla geldi. Çantanın içinde, Tao kabilesinin bitki dağından toplanmış pek çok bitki vardı. Bol bol ginseng, madımak ve lucidus vardı ve hepsi de en az yüz yıllıktı. Bu konuda cimri değildiler ve onları kullanmaktan çekinmiyorlardı.


Ç.N.: lucidus ne bilmiyorum, biraz bakındım ama bulamadım. Öyle bıraktım bende, idare ediverin.


D.N.: lucidus latince parlak demek. Belki buradan bir çıkarım yapılabilir. (‘Madımak’a delice güldüm XD)


Ç.N.: knotweed'in Türkçe karşılığı varmış, direk yapıştırdım madımak diye, hiç bakmadım. Ama sen öyle deyince ne yapayım bilemedim :D


Bunlar pahalı bitkilerdi. Yi Yun’dan daha iyi oldukları birkaç husustan biriydi bu da. Tao kabilesi kaynak bakımından zengindi!


Yi Yun da yaralıydı ama öyle kaliteli bitkilerle tedavi edilmedi. Sağ elindeki yara ciddiydi. Kemiği ve tendonları yadigâr tarafından kesilmişti. Normal biri olsaydı eli sakat kalırdı. Gerçi savaşçılar için bu kadar ciddi bir problem teşkil etmese de yine de iyileşme süreci sıkıntılıydı.


Yaşlı doktor, nefes nefese çantayı yere koydu. Dövüş sanatları bilmiyordu ve geçkin yaşıyla da birleştiğinde rüzgarda savrulan bir mum gibi görünüyordu.


Yaşlı doktor, Tao Yunxiao’nun kolunu tuttu. Tao Yunxiao’nun nabzına baktıktan hemen sonra kırışıklarla dolu yüzü asıldı.


Tao Yunxiao’nun nabzı tehlike arz ediyordu. Tao Yunxiao’yu iyileştirme olasılığının sıfıra yakın olduğunu düşündü…


Zhang Tan elini sallayarak Jin Long Wei doktorlarına yardıma gitmelerini işaret etti.


Jin Long Wei, bu gibi durumlarda hayat kurtaran birkaç ilaca sahipti. Ama bunlar yalnızca ölümü önleyebilirdi. Kaybedilen kanı yenileyemezdi. Doğrusu kanı yenileyebilecek ilaçlar paha biçilemez değerdeydi. Bir sürü metruk kemik özünden bile daha pahalıydı. Jin Long Wei böyle bir ilaca sahip olsaydı bile onları bir Krallık Seçmeleri katılımcısı için kullanmazdı.


Bu yüzden Jin Long Wei doktorunun çıkardığı şeyler sadece normal ilaçlardı. Yi Yun da Tao Yunxiao da yaralanmıştı ama hayati tehlikeleri yoktu, bu nedenle Jin Long Wei doktorları aceleci davranmıyorlardı.

 

İnsanlar aniden rüzgarda dalgalanan narin kıyafetlerin sesini duydular. Başlarını kaldırdıklarında hava gemisinden aşağı süzülen beyazlar içinde bir kız gördüler!


Ç.N: Pandalardan hoşlanmayan kardeşimizin çevirdiği dört bölümü saymazsak bu TMW'deki 100. bölümüm. Aslında yanlışlıkla çevrili olan üç bölümü de çevirmiştim ama o başka hikaye :) Umarım bir gelişme vardır. Günlük bir bölüm düzenini mümkün olduğunca bozmayacağız. Siz de takipte kalın. f5'i kınamayı ve kog okumayı unutmayın :)

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44226 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr