Bölüm 151: Fırtına Karşısında Ejderhaya Dönüşmek

avatar
9475 34

True Martial World - Bölüm 151: Fırtına Karşısında Ejderhaya Dönüşmek


 

Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: bezald35

   


Jing Eyaleti’nin genç efendileri inanmazlık içindelerdi, durumu bir türlü kabul edemiyorlardı.


Bu parlak giysi on bin lbs ağırlığında mı yani? Ve Yi Yun bunu giyiyorken mi on beşinci seviyeye dek zorlanmadan gelebildi?


Nasıl bir şaka bu!


“Gömleği...Görebilir miyim…?” Song Zijun gözlerinden belli olan bir saygıyla Yi Yun’a bakarken ellerini de ona uzattı. Güçlüye gösterilen saygı böyle bir şeydi sonuçta.


Yi Yun, Akan Cıva Elbisesi’ni ona verdi.


Song Zijun giysiyi iki eliyle birden tuttu ve büyülenmiş gözlerle ona bakarken elbisenin yumuşaklığını hissetti.


“İnce işçilik, üstün kalite. Gerçekten de mükemmel…” Song Zijun isteksizce Yi Yun’a giysiyi geri verdi. Piyasada satılan ağır kıyafetler vardı ama onların ağırlıkları sabitti ve giysiden çok zırha benziyorlardı, giyen kişiyi hantallaştırır, hareketlerini kısıtlarlardı.


Akan Cıva Elbisesi’nin ise hem ağırlığını istediğiniz gibi değiştirebiliyordunuz hem de yumuşak ve inceydi. Ağırlını göz ardı ederseniz hareketlerini de etkilemezdi.


Kalite farkı muazzamdı.


Song Zijun daha önce benzer kıyafetler giymişti ama kaliteleri, Yi Yun’un ellerindekiyle kıyaslandığında hiçbir şeydi.


Song Zijun’un ciddi ifadesini gören genç efendilerin buna inanmaktan başka bir seçeneği kalmamıştı. Song Zijun’un dediği gibi Akan Cıva Elbisesi giyildiğinde en az on bin lbs ağırlığındaydı.


Yi Yun on bin lbs’lik bir giysi giyerken Zaman Farkındalığı kullandı, ha? Bu nasıl iş arkadaş?!


Jing Eyaleti genç efendileri bunu bir türlü anlamlandıramıyordu.


O sırada Yi Yun aniden düzenin içine geri girdi.


Akan Cıva Elbisesi’ni çıkardığı için vücudu bir kırlangıç kadar hafifti.


Uzun zamandır giysiyi giydiğinden bu ağırlığa alışmıştı. Ama şimdi onu çıkarmasıyla birlikte vücudunun bir ağırlığı yokmuş gibi hissediyordu.


Her hareket edişinde üstesinden gelmek zorunda olduğu etkili bir bağlayıcı güce sebep olan giysinin kısıtlayıcılığına alışmıştı. Şimdi bu kısıtlayıcılığın ortadan kalkmasıyla, Yi Yun’un vücudu üzerindeki hakimiyeti eskisinden bile mutlak olmuştu. Bu da istediği şeydi zaten!


“Shoo! Shoo! Shoo!”


Yi Yun tüm toplardan kolayca kaçıyordu. On altıncı zorluk seviyesi artık onu zorlamıyordu!


“Haha. Çok hoş.” Yi Yun keyifliydi. Uzun zamandır hayatının parçası olan kısıtlamadan kurtulmak, istediği hareketi istediği gibi yapabilmek ona hem mutluluk hem haz veriyordu!


Ama kan incileri yeterince hızlı değildi. Bu da Yi Yun’a eksik bir şey varmış gibi hissettiriyordu!


“Bir seviye daha ekleyin!” diye bağırdı Yi Yun.


Genç efendiler bu sözleri duyduklarında ne diyeceklerini bilemediler.


Daha önce Song Zijun onlara Akan Cıva Elbisesi hakkında bilgi verdiğinde Yi Yun’un yeteneklerinin mantıksız bir seviyeye ulaşmış olduğu düşüncesine kendilerini zihinsel olarak hazırlamışlardı.


Ama Yi Yun’un tüm toplardan kolayca kaçındığını ve bir zorluk seviyesi daha eklemek istediğini gördüklerinde üzüntü duydular.


On yedinci zorluk seviyesi!


Zorluktaki bu artış azımsanacak bir şey değildi!


Kontrol panelinin başındaki genç efendi kurumuş dudaklarını yalarken titreyen parmağıyla on yedinci kristale bastı.


Boom!


Zorluk arttığı an, tüm düzen kükreyip sarsıldı.


Toplar havada çığlık atıyor, savrulan meteorlar gibi hareket ediyordu. Topların rüzgarları, çıplak gözle görülebilen bıçak benzeri rüzgar formları oluşturuyordu.


Rüzgar bıçaklarından biri, bir askerin yakınından geçerken askerin acı içinde yüzünü tutmasına neden oldu.


Bu gücün rüzgarı bile dehşet vericiydi! Düzenin gücü, önceki seviyelerle kıyaslanamazdı.


Akan Cıva Elbisesi’ni çıkarmasının ardından böyle bir zorlukla karşı karşıya gelmesi sonucunda Yi Yun’un gözlerinde savaşçı ruhu alevlendi.


Güçlü rüzgar, Yi Yun’u bir bataklığa yakalanmış gibi hissettiriyordu. Her gözeneğinde muazzam bir baskı hissediyordu.


On yedinci seviyede artık kan topları basitçe saldırmıyordu. Tüm kan topları bir şekilde birbirine bağlıydı ve birlikte hareket ediyorlardı.


Artık iş birliği yapabiliyorlardı!


Tüm kan topları birbirine çarpıp binlerce olasılık yaratıyordu. Her çarpışma farklı bir güce sahipti, bu da anlaşılması da çözümü de zor değişiklikler yaratıyordu. Artık düzen, önceden tahmin edilemezdi, ve buna bulunabilecek bir çözüm yoktu.


“Shoo! Shoo! Shoo!”


Üç kan incisi bir düzen içinde Yi Yun’a doğru uçarken on kan incisi de Yi Yun’un arkasında toplanarak kaçış yolunu engelledi!


Yi Yun’un göz bebekleri daraldı ve ardından vücudunu büyülü bir açıyla bükerek tüm toplardan kaçındı!


On yedinci zorluk seviyesinde, Yi Yun hesap yapabilmek için öncekilere kıyasla kat kat fazla zihinsel güç tüketmek ve bitip tükenmek bilmeyen zor durumlarla zar zor da olsa başa çıkabilmek için binlerce küçük ayarlama yapmak zorundaydı.


Trans hâlindeymiş gibi hareket eden Yi Yun, zihninin ve bedeninin mükemmel bir şekilde koordine olmuş olduğunu hissetti.


Yüksek seviyeli bir konsantrasyon hâlinde gizemli bir âlemi deneyimliyordu.


Bedeni o kadar yumuşaktı ki, kemikleri yoktu sanki. Vücudundaki her eklemi ve her kası istediği şekilde hareket ettirebiliyordu. En ufacık değişiklikleri bile yapabiliyor, mükemmel bir kombinasyon sergiliyordu.


Bu üst seviye konsantrasyon ve fiziksel değişim, bedenini inanılmaz bir seviyede kontrol edebildiği bir noktaya ulaşmasına sebep oldu.


Zaman geçtikçe yavaş yavaş şiddetli bir yorgunluk hissetmeye başladı. Bedenindeki ter yavaşça buhara dönüşmeye başladı.


Bu, sınırlarına ulaştığının işaretiydi. Vücudu o kadar ısınmıştı ki, teri bile kaynıyordu.


“Bu duygu...sahiden keyifli. İleri doğru bir adım daha...atabilmeliyim!” Yi Yun hem acı hem keyif duyuyordu. Bu büyük miktardaki acı, bedenindeki tüm değişiklikleri her detayıyla anlamasını sağlıyordu.


Zaman Farkındalığı aslında her şeyi gözlemlemekti ve şimdi Yi Yun onun sınırlarını zorluyordu.


Yi Yun tarif edilemez bir mutluluğun derinliklerine dalmıştı. Vücudundan gelen güç dalgaları yavaş yavaş etrafa yayılıyordu…


Ardından yüzündeki ifade kayboldu. Tekrar trans benzeri gizemli bir duruma girmişti.


Durduğu yerin bir adımlık alanı dahilinde vücudu herhangi bir yerde olabilirmiş gibi illüzyonlar vardı.


O bir adımlık alanın içi kendi bölgesi, kendi dünyasıydı sanki.


Bu duyguya kapıldığında düzenin içindeki duruşu yumuşadı.


Bir kan incisi onun bir adımlık alanına girdiğinde anında tepki verecekti. Kan incisi yönünü değiştiremeden önce hafif bir hareketle ondan kaçınacaktı.


Seyircilerin gözündeyse, Yi Yun öngörü yeteneği kazanmış gibiydi.


Buzz!


Ama aniden düzen, garip bir değişiklik yaşadı. Yedi top aynı anda birbirine çarptı ve havada yön değiştirdi. Yi Yun’a manevra alanı bırakmayarak her yöne uçtular!


“Yedi inci silsilesi!” diye haykırdı insanlar. On yedinci zorluk seviyesinde tuhaf değişiklikler vuku bulurdu; kan incileri inanılmaz hızlı olmakla kalmaz, saldırıları da kendine özgü bir garipliğe sahip olurdu!


Bu sahneyi gören engin yabanın oğullarının kalpleri sıkıştı.


Donmuş Metal Kan Topları, ter ve buharla kaplı olan Yi Yun’a vurmak üzereymiş gibi görünse de Yi Yun’un aklı hâlâ başındaydı.


Gözlerini kapadı. Yedi kan incisi bir adımlık alanına girdiği zaman, kan incileri kendi alanında görünmez güç dalgaları oluşturuyormuş gibi onları tamamen algıladı!


Derhâl Yuan Qi’yi limitlerine dek zorlayarak bedeninde dolaştırdı. Kaslarının her bir santimi yüksek hızda uyarıldı. Aldığı her nefeste, öldürücü bir hızda ona doğru uçan incilerin metalik kokusunu alabiliyordu. İnciler üzerine yoğunlaştı. Ona doğru uçan yedi topun görüntüsü zihninde tekrar tekrar oynamaya başladı.


Hareketlerinde ve ayak oyunlarında mucizevi bir şekilde bir an içinde yüz küçük değişiklik yaptı. İzleyenlere göre, Yi Yun sanki şekilsiz bir su birikintisinde yürüyor ve her hareketi harika bir su sesi yaratıyordu.


Whew!


Toplar Yi Yun’un figürünün içinden geçti. İnsanlara, Yi Yun’un bedeni delik deşik olmuş gibi geldi!


Ah!


Pek çok insan çığlık attı. Ama bir sonraki an kan incilerinden hiçbirinin Yi Yun’a vurmadığını fark ettiler!


Yi Yun sakin ve akıcı hareketler yapmaya deva etti. Arkasında kalan gölgeler, çabucak kaybolmuyordu.


Yi Yun, izleyicilerin anlayamadığı bir şekilde yedi inci silsilesinden kaçmıştı!


“Bu...bunu...nasıl yaptı?”


Hem engin yabanın çocukları hem de genç efendiler grubu şaşkınlık içerisindeydi.


Yi Yun’un hareketleri sihir gibiydi. Vücudu katılığını kaybetmiş de havayla bir olmuş gibi görünüyordu. Bu yüzden de Donmuş Metal Kan Topları nasıl saldırırsa saldırsınlar, Yi Yun ile temas edemeden havda gidip geliyorlardı!


“Zaman Farkındalığı...Büyük başarı aşaması! Yi Yun, büyük başarı aşamasının eşiğine ulaştı bile…” General Yan’ın gözleri parlıyordu. Yi Yun’un bu âleme ulaşması şaşırtıcıydı çünkü!


“Zaman Farkındalığı’nın...büyük başarı aşaması mı?” Song Zijun’un ifadesi karmaşıktı.


Jing Eyaleti’nin genç efendilerinin ise yüzleri seğiriyordu. Başka bir ifade yapabilecek hâlde değildiler. Yi Yun, onları ne hissedeceklerini bilemedikleri bir hâle sokmuştu.


Zaman Farkındalığı’nın başlangıç aşamasında vücudun kontrolü kesindir. Ufacık hareketler kullanılarak saldırılardan kaçınılabilir. Hareket verimliliği %90’ın üzerindedir.


Zaman Farkındalığı’nın küçük başarı aşamasında saldıranın gücü hissedilebilir ve bu güç kullanılarak hareket edilebilir. Rakipten kaçınmak için, rakibin gücü kullanılır.


Zaman Farkındalığı’nın büyük başarı aşamasında ise Yer’in ve Gök’ün gücü hissedilerek bu güç kişiyi çevreleyen alanla birleştirilir ve kişi kendisine mutlak bir bölge yaratır!


İşte Yi Yun da etrafındaki bir adımlık alan içinde böyle bir bölge oluşturmuştu. Odaklandığı sürece her hareketini kusursuz ve mükemmel bir uyumla yapabilirdi.


Yi Yun büyük başarı aşamasına güç bela ulaşmış ve hâlâ bunu tam olarak anlayamamıştı. Ama Jing Eyaleti’nin genç efendileri bunu kavramaktan acizlerdi zaten.

 

“İnanılmaz! Altın sazan havuzda yaşayan yaygın bir canlıdır ama fırtına karşısında ejderhaya dönüşür!” O sırada Yan Menglong’un içine, bir gün Yi Yun’un bir patlama yaparak Tai Ah Kutsal Krallığı’nın yükselen yıldızı olacağı doğdu!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr