Bölüm 159: Bilgeler Yolu

avatar
10740 29

True Martial World - Bölüm 159: Bilgeler Yolu


 

Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: bezald35

   


Bu sokak, şehrin kalbine doğru dümdüz ilerliyordu. Şehrin güney kapısından şehir merkezine giden ana yol buydu. Güney girişinden gelen herkes bu caddeden geçmek zorundaydı. Yani bu heykellerin buraya yerleştirilmiş olması, heykeli yapılan kişiler için muazzam bir şerefti!


Kel adam konuştu: “Bu yol, Bilgeler Yolu olarak bilinir! Kutsal yaban kampından biri, Kutsal Şehrin rekorlarından birini kırdığında heykeli bu yola dikilir! Bir heykel ustası, platformlardan birinin üzerine onun heykelini yapar!”


“Bir büste sahip olmak ve isminizi Kutsal Şehir’e kazımak büyük bir onurdur. Bunun hayalini kurmayan insan yoktur!”


“Ama bu kolay bir şey değil. Son iki yüz yıl içinde ne yeni bir isim çıktı ne de bir büst yapıldı. O kadar yetenekli biri olsaydı bir bilge olma şansını elde ederdi zaten!”


“İşte tüm bu sebeplerden dolayı bu yol, Bilgeler Yolu olarak biliniyor.”


“Bir bilge olmak mı?” Bu sözleri duyan genç savaşçılar heyecandan yerlerinde duramayacak hâle geldi. Bilge dediğin, parmağını şıklatmasıyla yağmur yağdırabilen insanlardı sonuçta!


Tai Ah Kutsal Krallığı’nın kurucu imparatoru da bir bilgeydi! Elbette, Tai Ah Kutsal Krallığı’nın bilgeleri arasında en iyilerinden biriydi.


Onların bilgeler arasında en iyilerinden biri olması gerekmiyordu. En güçsüz bilge bile inanılmaz bir figürdü sonuçta! Nereye giderlerse gitsinler onlara saygıda kusur edilmezdi. Kadim aşiretler bile onlara saygısız davranmazdı!


Kutsal yaban kampına gelen gençlerden hangisi üst seviye bir savaşçı olmak istemezdi ki? Bilgeler Yolu’nun hayali onları heyecana boğmuştu.


İçlerinden çoğu yürümeyi bıraktı ve metal platformlarda yazılanları okumaya başladı.


Kel adam onları engellemeyerek heykelleri incelemelerine müsaade etti. Sonuçta bu şeyler, kadim kahramanları onurlandırmak ve yeni nesilleri teşvik etmek için buraya dikilmişti. Bu sebepten de bu gençlerin bu heykellere göz atmasına müsaade etmek, fena bir şey değildi.


“Oh? Qingfeng Yılı 634. Zhou Tianping aynı anda üç onur listesinde de ilk binin içine girdi. Ataların rekorlarını kırdı. Bu kayıt, gelecek nesilleri teşvik etmek için bırakılmıştır!”


“Qingfeng Kutsal İmparatoru, yüz bin yıl önce yaşamamış mıydı? Üç onur listesinde de ilk bine mi girmiş? Üç onur listesi ne ki?”


Tai Ah Kutsal Şehri her zaman gizemlerle dolu olmuştu. Bazı küçük aşiretlerden gelen gençler bile Tai Ah Kutsal Şehri’nin kanunlarından bihaberdi.


“Üç onur listesi, Cennet, Dünya ve İnsan listeleridir! Üçü de Tai Ah Kutsal Şehri için çok önemlidir. Gelecekte anlayacaksınız!” Kel adam ilerlemeye devam etmeden önce söyledi.


Yüz genç savaşçı, gözlerini yolun her iki yanına da yerleştirilmiş metal platformlardan ayırmadan onu takip etti.


Metal platformların üzerine isimleri kazınmış bu olağanüstü insanlar, onların içini samimi bir hayranlıkla doldurdu.


“Oh? Jing Eyaleti’nden Wang Lixiao. O, dört ordunun komutanlarından biri değil miydi? O zamanlar General Lee eğitim için kutsal yaban kampına gelmişti, platformlardan birine ismi kazınmış.” Gençlerden biri bunu keşfettiğinde diğerlerine de haber verdi.


Jing Eyaleti’nden Wang Lixiao, birçok genç savaşçının idolüydü. İdollerinin ismini burada görmek onları heyecanlandırmıştı.


Eğer...onlar da isimlerini buraya kazıtabilirlerse bu harika bir şey olmaz mıydı?


Birçok insan bunu düşünüyordu. Elbette, bunun ne kadar zor bir şey olduğunun farkındaydılar.


Kel adam, onları şehrin arka tarafındaki sade bir binaya götürdü. Herkese bir nişan verildi.


“Nişanın içindeki mührü ruhsal enerjinizle işaretleyin. Önümüzdeki altı yıl boyunca, bu nişan sizin kimliğiniz olacak!”


Yi Yun bir nişan aldı ve onun ağır olduğunu hissetti. Bu nişan, avuç içi boyutundaydı ve ağırlığı birkaç düzine pound kadardı.


Nişanın ön yüzü yazılarla doluydu, arka yüzüne ise kadim dilde ‘Kutsal Yaban’ yazılmıştı.


Yi Yun ruhani enerjisini nişana yöneltti. Çok geçmeden de nişanın üzerindeki altın runlar parıltılar saçıp ışıldamaya başladı.


“Oh? Bu…” Bu altın runlar, ölçeğe benziyordu. Ki bu da Yi Yun’u şaşırttı.


“Bu ejder runları buradaki savaşçılar için en temel eşyadır. Onlar olmadan hiçbir şey yapamazlar.”


“Savaşçıların Tai Ah Kutsal Şehri içinde yapacakları her harcama, buna yetişim teknikleri, kalıntılar, eğitim alanlarına girişler ve kaynaklar da dahil, ejder runları ile ödenmek zorundadır! Yavaş yavaş onun önemini anlayacaksınız.” Kel adam açıklama yaptı.


“Anlıyorum, yani bu ejder runları, Tai Ah Kutsal Şehri’ndeki para birimi…” Yi Yun nişanının içinde bulunan ejder runlarını saydı. Sadece on tane vardı.


Kel adam konuşmaya devam etti: “Bugünden itibaren burada kalacaksınız. Arkanızdaki taş evler yaşayacağınız yerler. Bu taş evler, Tai Ah Kutsal Şehri’ndeki en düşük sınıf evlerdir. Bu evler için ücret ödemenize gerek yok. Ayrıca buradaki yiyecekler de ücretsiz, ama çok kaliteli şeyler beklemeseniz iyi olur.”


En düşük sınıf evler ve en dandik yiyecekler mi?


Buradaki tüm genç savaşçılar, sıra dışı insanlardı. Yani ‘en düşük’, ‘en dandik’ gibi kelimeler kulakları için zararlı sözlerdi.


Gençlerden biri sormadan edemedi. “Peki ya yüksek kalite konutlar? Onların faydaları ne? Onlardan birine geçmek istersek karşılamamız gereken koşullar neler?”


Kel adam cevapladı. “Tai Ah Kutsal Şehri’ndeki evler, düşük sınıf, orta sınıf, yüksek sınıf ve Merkezi İlahi Kule olarak ayrılmıştır! Düşük sınıf evler ücretsizdir. Orta sınıf evler günlük iki ejder runudur. Üst sınıf evler günlük beş ejder runudur. Merkezi İlahi Kule’deki evlerin günlüğü de en az elli ejder runudur.”


“Merkezi İlahi Kule’nin evleri mi?”


Tüm genç savaşçılar kasten başlarını şehir merkezindeki kuleye doğru çevirdi. Dağ gibi piramit, kendilerini çok küçük hissetmelerine neden oluyordu.


Tai Ah Kutsal Şehri’nde bulunan dört konut tipinden üçü, düşük, orta ve yüksek, üç aşağı beş yukarı denk fiyata sahipti.


Ama mevzubahis Merkezi İlahi Kule olduğunda fiyat on kat artıyor, elli ejder runundan başlıyordu!


Merkezi İlahi Kule’de yaşayanların pek çok avantaja sahip oldukları aşikârdı.


Kel adam devam etti: “Tai Ah Kutsal Şehri’nin Merkezi İlahi Kule’si, Yer ve Gök Yuan Qi’sini toplayan büyük bir düzendir! Tai Ah Kutsal Şehri, bir harikalar diyarının üzerine inşa edilmiştir ve buradaki Yer ve Gök Yuan Qi’si çok yoğundur. Merkezi İlahi Kule’nin düzeni ile birleştiğinde, yüz mil yarıçaplı bir alandaki tüm Yer ve Gök Yuan Qi’si, Tai Ah Kutsal Şehri’ne doğru toplanır. Bu yüzden de buradaki en yoğun Yer ve Gök Yuan Qi’si barındıran yer, Merkezi İlahi Kule’dir!”


“Merkezi İlahi Kule’de ne kadar yukarı çıkarsanız Yer ve Gök Yuan Qi’si de o kadar yoğunlaşır. En üst kattaki yoğunluk, akıl almaz bir seviyededir!”


“Elli ejder runu, Merkezi İlahi Kule’nin en alt katında kalmanın fiyatıdır. Üst katlara çıktıkça fiyat da artar!”


“Bu kulenin doksan dokuz katı vardır. Ellinci kattan sonra, fiyat abartılı rakamlara ulaşır. Yetmişinci kattan itibaren astronomik rakamlara çıkar. Tai Ah Kutsal Şehri’ne gelen genç savaşçıların bu fiyatları karşılaması mümkün değil!”


“Karşılanamaz mı? Öyleyse, yetmişinci katın üzerindeki odalarda kimler kalıyor?” Savaşçılardan biri sormadan duramadı.


Kel adam cevapladı: “Tai Ah Kutsal Krallığı’nda dükler, grandükler ya da münzevi ihtiyar canavarlar gibi pek çok yetkin insan var. Genellikle yetmişinci katın üzerinde kalan insanlar da bunlar…”


İşte olay bu!


Genç savaşçılar birbirlerine baktılar. Bu bahsedilen insanlar, onların anlayışlarının ötesindeydi.


Doğrusu, Tai Ah Kutsal Krallığı’nın bir numaralı şehri olan Tai Ah Kutsal Şehri’nin savaşçılara özel bir şehir olması sebebiyle, bu şehir, ülkenin dört bir yanından genç savaşçıların eğitim için geldikleri bir yerdi. Yine de bu şehir, sadece onlara ait değildi.


Yetmişinci kat ve üzerindeki en iyi yetişim yerlerindeki öncelik, elbette bu süper uzmanlara verilmişti. Yeni yetme gençlerin kullanımına tahsis edilecek değildi ya!


Çok meşakkatli!


Kel adam devam etti: “En iyi odalar doksan beşinci katın üzerindeki odalardır. Bu odalardan sadece yirmi tane var. Sayısız ejder rununuz olsa bile onlardan birinde kalamazsınız. Mutlak değeriniz olmadıkça ya da size yeterli onur puanı kazandıran çarpıcı başarılar kazanmadıkça o odalara giremezsiniz!”


Kel adamın sözlerini duyan herkes ümitsizliğe kapıldı. Merkezi İlahi Kule iyiydi, hoştu ama orada kalma gereksinimleri çok yüksekti, özellikle de üst katlarda! Onlar gibi gençler bu gereksinimleri henüz karşılayamazlardı.


Kel adamın sözlerinden yola çıkarak Merkezi İlahi Kule’nin alt katlarında kalmanın bile onlar için çok iyi olacağını anlayabiliyorlardı.


Birkaç olağanüstü insan birkaç katta yaşayabilse harika olurdu.


“Şimdilik burada kalın. Yarın sizi yetişim alanına götüreceğim. Yetişimleriniz sizin için bir fırsat, onun faydalarından yararlanmayı unutmayın!” Kel adam bu sözleri söyledikten sonra arkasını döndü. Gençler, kendi konutlarına yürümeden önce iç çektiler.


Bu düşük seviyeli konutlar, şehrin kenarındaydı. Sıra hâlinde yüz ev vardı. Yi Yun birkaç odayı dolaştığında bir şey fark etti.


“Oh? Bu ücretsiz odalar aynı, öyleyse yaşam koşulları arasındaki bu büyük fark neden?”


Odalardan bazılarında, Yuan Qi’nin daha yoğun olmasına neden olan ruh toplama düzenleri vardı. Bazılarında da yoktu ve bu düzenlerden mahrum olan odalardaki Yuan Qi ile dışarıdaki Yuan Qi arasında fark da yoktu. Böyle odalarda yetişim yapmak doğal olarak daha zor olurdu.


Yi Yun bölgeyi dikkatle inceledi ve çabucak Yuan Qi’si en yoğun olan evleri buldu.


Bu evlerin duvarlarının üzerinde şunlar yazıyordu:


Ev değerlendirmesi: Orta sınıf.


Gereken ejder runu: Yok.


“Oh? Orta sınıf oda!” Yi Yun bu düşük sınıf konutun beş orta sınıf odaya sahip olduğunu ve onların ücretsiz olduğunu görünce şaşırdı.


Orta sınıf bir evde kim yaşamak istemezdi ki?


Ama...kel adam onlara hangi odalarda yaşayacaklarını söylememişti. Bu nedenle de herkesin bu orta sınıf odalarda yaşamaya hakkı vardı.


Yi Yun, Tai Ah Kutsal Şehri’nde böyle bir sistem uygulanmasının nedenini az çok tahmin edebiliyordu.


Yi Yun bir süre düşünüp taşındıktan sonra orta sınıf odalardan birine doğru yürümeye başladı. Tam kapıdan girecekken arkasından soğuk bir ses geldi. “Üzgünüm, bu beş ev bizimdir!”


Yi Yun başını sesin geldiği yöne çevirdiğinde heybetli görünen genci gördü. Yi Yun’a dudak bükerken kollarını da göğsünde bağlamıştı.


Tai Ah Kutsal Şehri’ne gelen gençlerin neredeyse hepsi aynı yaştaydı. Ama önündeki adam, boy bakımından da vücut yapısı bakımından da genç birisinden çok yetişkine benziyordu.

 

Bu genç, yetişkinliğe eriştiğinde muhtemelen bir kule kadar güçlü olacaktı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr