Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: bezald35

Siyah pelerinli adam Qin Haotian ve diğerlerine öğretmeye başladı. Farklı bir ses tonuyla dedi ki: “Parlak Güneş Qi’sinin farklı dereceleri var! Benim sahip olduğum Parlak Güneş Qi’si, üç ayaklı Altın Karga.”

Siyah pelerinli adam bunu söylerken kollarını uzattı. Bedeninden çatırtılar gelmeye başladı ve aniden pelerinli adamın bedeninden alevlere benzer dehşet verici bir enerji çıktı.

Qi dalgalanarak havaya yükseldi. Sanki o anda pelerinli adamın bedeni Güneş’e dönüşmüştü, çok sıcaktı!

Çok güçlü!

Yi Yun şok oldu. Görsel düzen diskini izlerken bile bu heybetli ve yıkıcı baskıyı deneyimliyordu. Elbette bizzat orada olsaydı bu his daha yoğun olurdu!

Yi Yun, siyah pelerinli adamın arkasındaki Parlak Güneş Qi’sini Altın Karga şeklinde gördü. Bu Altın Karga’nın üç pençesi vardı ve açılmış kanatlarından alevler yayılıyordu!

Altın Karga Parlak Güneş Qi’si bu muydu?

Yi Yun, Qin Haotian ve diğerlerine baktı. Hepsinin geri çekilmiş olduğunu gördü. Pelerinli adamın yaydığı Parlak Güneş Qi’sinin baskısına dayanamıyorlardı.

Pelerinli adam bir parlamayla Parlak Güneş Qi’sini geri çekti. Onun üzerinde tam kontrolü varmış gibi görünüyordu.

“Korkunç!” Qin Haotian’ın gözleri parladı. Bu güç, cezbediciydi!

“Artık hepiniz ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ni çalışmaya başladınız. Parlak Güneş Qi’sini yoğunlaştırabilmeniz etkileyici olacak! Yeteneğiniz varsa Parlak Güneş Qi’sini hayalî bir görüntüye dönüştürebilirsiniz. Vadiler yaratabilirseniz Tang Vadisi Parlak Güneş Qi’sine ulaşabilirsiniz. Bu seviyeye ulaşırsanız yeteneklerinizin inanılmaz olduğu söylenebilir!”

Tang Vadisi seviyesi mi?

Yi Yun kendi kendine konuştu. “Tang Vadisi’nde Gün Doğumu, Dünya’yı Dolaşan!”

Tang Vadisi, Güneş’in yükseldiği efsanevi yerdi. Güneş, Tang Vadisi’nde doğar, göğe yükselir ve Dünya’yı dolaşırdı!

Tang Vadisi’nde Gün Doğumu, Dünya’yı Dolaşan!

Tang Vadisi, Parlak Güneş Qi’sinin ilk adımıydı.

“Başlangıçta her şey zordur. Yapmanız gereken ilk şey, Güneş’in resmini hatırlamak. Şimdi, ruhunuzda bir resim çizmek için Yuan Qi’nizi kullanın. Güneş resmini çizmeyi tamamlayabildiğinizde, gördüğünüz resmin cazibesinin çok küçük bir parçasını taşısa bile, ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nin ilk cildinin küçük başarı aşamasına ulaşmış olursunuz.”

“‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ni tamamen öğrenenlerin ruhlarında hayattaymış gibi görünen ölümsüz bir Güneş resmi olur! Bu, ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ni öğrenmenin temelidir!”

Güneş resmini çizmek için Yuan Qi’yi kullanmak mı?

Qin Haotian ve diğerleri kendi düşüncelerine daldı. Çok geçmeden gözlerini kapattılar ve ilk ciltteki Güneş resminin bir kopyasını çıkarmaya başladılar.

Yi Yun hafifçe iç çekti. Pelerinli adamın tavsiyesi, Yi Yun’u seviye atlamış gibi hissettiriyordu.

Yuan Qi’yi kontrol etmek…

Yi Yun gözlerini kapattı ve ruhani enerjisini Mor Kristal ile eşleştirdi. Çok geçmeden, Yuan Qi’yi parmaklarından birini kullanıyormuşçasına kontrol etmeye başladı.

Yi Yun için enerjiyi ve Yuan Qi’yi kontrol etmek çok kolaydı.

“Zor değil gibi…” Yi Yun yeşim parşömendeki gibi Güneş’in resmini çizmeye başladı.

Önce ana hatlar, ardından gün ışığı ve alevler…

Yuan Qi ile çizdiği katman katman resim, güzel bir sulu boyaymış gibi bir izlenim veriyordu.

Ama Qin Haotan, Li Xiao ve Tai Ah İkiz Kahramanları olan Qiao Kardeşler’in düşünceleri tamamen farklıydı.

Kontrol ettikleri enerji kimi zaman çok hafif, kimi zaman çok ağırdı.

Enerji kontrol etmeyi boş ver, sadece elini kullanarak çizdiğini düşün. Aklında bir fikir olabilir ama birinin çizdiği şey aklındakinden farklı görünür. Sıradan insanlar bile cetvel kullanmadan düz çizgi çizmekte zorlanır.

Qin Haotian ve diğerlerinin alınlarında ter damlaları belirirken kaşlarını çattılar.

Güneş resmi çizmek çok zordu.

Tekrar tekrar başarısız oldular ve tekrar denediler.

Başarısızlık, bir başka kayıp zamandı!

Bu insanların ruhani güçleriyle, düşmanlarını öldürmek için Yer ve Gök Yuan Qi’sini kontrol etmeleri zor değildi, ama Yer ve Gök Yuan Qi’sini resim çizmek için kontrol etmek çok yorucuydu.

Bir dikkatsizlik anında, yerleştirdikleri Yer ve Gök Yuan Qi’si hemen dağılabilirdi.

Zor! Çok zor!

Qin Haotian alnındaki terleri sildi. Zor olduğunu düşünse de bunu yapmanın önemini biliyordu.

Aslında ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nde en önemli şey, bu kavramdı!

‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nin içindeki kavramı tek seferde anlamak gerçekçi değildi elbette ama denildiği gibi: “Bir kitabı yüz kez okursanız, onu anlarsınız.”

En gizemli, karmaşık kitaplar bile, birçok kez okunduktan ve yazıldıktan sonra anlaşılabilir.

‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ de farklı değildi. Biri, Güneş’in resmini kopyalamak için kendi bedenini kullanabilir ve sonrasında bir kavram barındıran her bir kelimeyi, yüz sekiz kelimeden oluşan prensipleri kopyalayabilir ve ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nde büyük bir aşama kaydedebilirdi!

Beş öğrenci arasında en rahat olan kişi Luo Huo’er idi.

Bir Metruk Gök Ustası olan onun ruhani enerjisi diğerlerinden daha güçlüydü.

Ama öyle olsa bile onun da burnu kırışmıştı ve yanakları kızarmıştı.

Saniyeler dakikalara dönüşürken Qin Haotian ve diğerleri resmi çizmek için sıkı çalışmaya devam etti. Ama Yi Yun resmin neredeyse yarısını tamamlamıştı.

Şimdiye kadar Yi Yun hiç enerjisi üzerindeki kontrolünü kaybetme tehlikesiyle karşılaşmamıştı. Yine de mükemmel olmayan birkaç nokta vardı.

Pelerinli adam tekrar açıklama yapmaya başladı. Resmi çizmekte kullanılacak teknikleri öğretti ve ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ kavramından bahsetti.

“Güneş resmine bakmak için “kalbinizi” kullanmalısınız. Süreç tekdüzedir ama temel budur. Temelinizi sağlam kurarsanız, ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nde ustalaştığınızda büyük fayda görürsünüz!”

“Daha yeni başladınız. İlk gününüzde resmin %5 kadarını bitirebilirseniz iyi sayılırsınız. %10 kadarını bitirebilirseniz yetenekli bir dahi!” Pelerinli adam Qin Haotian ve diğerlerini cesaretlendirdi ama şu anda Yi Yun resmin %60’ını tamamlamıştı bile. Pelerinli adamın bahsettiği “yetenekli dahi”den altı kat daha iyiydi.

Ve bu sonuç oldukça absürttü!

Ama yine de Yi Yun tembellik etmiyordu. Tamamen resmi çizmeye odaklanmıştı. Resmin %65’ini bitirdiğinde, sonunda zorlanmaya başladı.

Ama zor olmasına rağmen heyecan hissediyordu.

Resmi çizmeye çalışırken bedeninde Yer ve Gök Yuan Qi’sinin hızla dolaştığını hissedebiliyordu. Özümsediği Yang Cennet Mor Ginsengi’nin enerjisi resme girmiş ve yavaşça resmin bir parçası hâline gelmişti.

Yang Cennet Mor Ginsengi’nin enerjisi saf Yang Qi idi!

Ve ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nin tamamlayıcısıydı!

Yi Yun daha önce Kutsal Yaban Göksel Salonu’ nda ve #60 bitki dağında bol miktarda enerji özümsemişti ama yetiştirme tekniği olmadan özümsediği enerjinin tümünü bedeninde tutamıyordu. Zaman geçtikçe özümsediği enerji yavaş yavaş kayboluyordu.

Ama şimdi durum farklıydı. Çizdiği resim bir enerji havuzu gibiydi. Özümsediği enerjinin tümünü zapt edebilirdi. Ve enerji, Yi Yun’un yetişim seviyesinin soyut bir yoldan artmasına sebep olacak olan belli yasalara göre deveran edecekti!

Yi Yun ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nin ilk cildinde tamamen ustalaşamamıştı ama şimdiden birçok fayda görmüştü. Nasıl heyecanlı olmazdı?

‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ resmini tamamlama oranı %70’e yaklaşırken, enerjisinin tükenmek üzere olduğunu hissetmeye başladı.

Uzun süredir böyle hissetmemişti.

Vücudu enerji açlığı çekiyordu!

Ve bu, Yi Yun’un yetişim seviyesinin yükselmek üzere olduğu anlamına geliyordu.

“‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ne en uygun olan güç, saf Yang! Bir tane daha Yang Cennet Mor Ginsengi olsaydı…” Yi Yun kendi kendine konuştu. Yang Cennet Mor Ginsengi’ni teslim etmişti ve bir daha onu bulamazdı ama yine de sorun yoktu, hâlâ Kutsal Yaban Göksel Salonu’na gidebilirdi!

Yi Yun, Yang Cennet Mor Ginsengi’ni teslim ettikten sonra on bin ejder runu ve üç onur puanı kazanmıştı. ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ni almak içinse on bin ejder rununu harcamıştı. Ve sadece tek bir onur puanı kalmıştı.

Ama Yang Kan Çiçeği’nden de iki bine yakın ejder runu kazanmıştı.

Ve Wang ve Keltoş Qin’nden ikişer saat olmak üzere toplam dört saat Göksel Salon’da yetişim zamanı kazanmıştı ve kendi iki bin ejder runuyla birlikte de orada altı saat kalabilirdi.

Resmi çizerken sınırına ulaştığında enerji kazanmak Göksel Salon’a gitme kararını çoktan vermişti!

Bu nedenle tüm gecesini Güneş resmini çizerek geçirmişti.

Sabahın erken saatlerinde gözleri kan çanağına dönmüştü ve enerjisi tükenmişti.

Ama resmin de %70’ini tamamlamıştı!

Ve artık bu oranı arttırmasının başka bir yolu yoktu.

İki saat meditasyon yaptıktan sonra zindeliğini geri kazandı. Ardından doğruca Göksel Salon’a yöneldi.

Göksel Salon’a göz kulak olan kişi hâlâ Yi Yun’a ansızın saldıran beyaz sakallı yaşlı adamdı. Bu yaşlı adam beyaz bir elbise giymişti ve kaşlarının arasında kırmızı bir mücevher vardı.

“Yine gelmişsin.” Yaşlı adam önünde bir satranç tahtası olan bir sandalyeye oturuyordu. Kendi kendine satranç oynuyordu. Yi Yun’u görünce ona bir yabancı olarak muamele etmedi, tanıdıkmış gibi selam verdi.

“Kıdemli, bu astınız saf Yang güce sahip bir ilkel tür seçmek istiyor. Böyle bir şey var mı?”

“Saf Yang güç mü?” Yaşlı adam, Yi Yun’a düşünceli düşünceli baktı. Elindeki satranç taşıyla bir hamle yaptı. “Hehe, evlat, it gibi şansınla bir ilkel bitki yakaladığını duydum. Ne yaptın? ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ ile mi değiştirdin?”

Yaşlı adam, Yi Yun’un neden saf Yang gücünü sorduğunu kolayca tahmin etti.

Uh…

Yi Yun burnuna dokundu. Yaşlı adamın “it gibi şanslı” yorumu onu afallattı. Ardından cevap verdi: “Çok şanslıydım, ama belli miktar bir güç de kullanmak zorundaydım…”

Yi Yun’un anlattığı hikayeyi dinleyenler onun genç ve tez canlı olduğunu düşünüyordu. Ve bu sayede insanlar ondan daha az şüpheleniyordu.

“Ah! Siz gençler kesinlikle hırslısınız. ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ni çok erken öğrenmeye başlıyorsunuz. Böyle şeyleri öğrenmek kolay değil, kafan basmazsa sakın ağlama.”

Yaşlı adam münasebetsizdi ama Yi Yun’un sorusunu da cevapsız bırakmadı. “Saf Yang gücü istiyorsan Salon 6’ya git! İstediğin orada!”