Bölüm 260: Metruk Gök Tekniği Rekoru

avatar
10781 25

True Martial World - Bölüm 260: Metruk Gök Tekniği Rekoru


 

Çeviri: bebebiskuvisi

 


Yang Yuefeng bugünkü görüşmede gerçekten Yi Yun ile anlaşmayı istiyordu. Açık açık söylemek gerekirse, Yi Yun’un ‘Yasaların Gerçeği’ni geri vermesi için Chu Kraliyet Evi’nin ismini kullanarak onun üzerinde baskı kurmak istiyordu.


20,000 ejder runuysa sorunu çözmeyi sağlayacak ufak bir simgeydi sadece.


Ama Yi Yun hemen iki onur puanı istediğini söylemişti.


Yang Yuefeng sadece bir onur puanına sahipti. Ve bu yeterli değildi, yeterli olsaydı bile onur puanını ‘Yasaların Gerçeği’ için vermeye yanaşmazdı.


Sonuçta bu, Yang Dingkun’un problemiydi. Yang Yuefeng yalnızca durumu düzeltmek için buradaydı.


Yang Yuefeng en başta Yi Yun’dan kitabı alarak yetenekleriyle Chu Kraliyet Evi Kıdemlileri’nin gözlerinde değerini arttırmayı planlamıştı. Ama Yi Yun kadir kıymet bilmiyordu!


“Yi Yun! her şeyi kibar bir şekilde ve yüzümde bir gülümsemeyle söyledim. Sana yeterince yüz verdim ama sen bana zorbaymışım gibi davrandın!”


Yang Yuefeng çok yetenekli bir Metruk Gök Ustası idi ve çocukluğundan beri ailesi tarafından değer görmekteydi. Chu Kraliyet Evi’nin genç nesli arasında, Chu Kraliyet Evi’nin varisinden sonra en yüksek pozisyondaydı.


Hâl böyleyken, Chu Kraliyet Evi’nin genç kuşakları arasında bir lider olarak görülmüştü her zaman. Yani ona itaat etmeyen pek kimse yoktu!


Bugün Yi Yun ile pazarlık yapmak için kendini alçaltmıştı. Her kelimesi kibar ve samimi olmuştu.


Ama tüm bunları yaptıktan sonra bile bu çocuk ona karşılığını vermemiş, aksine ona bir maymunmuş gibi davranmıştı.


Bu çocuk onun kim olduğunu bilmiyor muydu?


“Yüz vermen mi?” Yi Yun gülümsedi. “Bana yüz verip vermemenin hiç bir önemi yok. Chu Kraliyet Evi’ne karşı çıkmak istemiyorum, ama ben sizin emrinizde falan değilim. İki onur puanı vermek istemiyor ve hiçbir şeyi riske etmeden her şeyi kazanmak istiyorsanız konuşacak bir şeyimiz yok demektir.”


Yi Yun, Yang Yuefeng’i reddetti.


Yang Yuefeng burnundan soluyordu. Öfkeli bir şekilde Yi Yun’a bakıp, “Buna pişman olacaksın!” dedi.


Bunu söylerken ayağa kalktı.


“Gidelim!” diyerek elini salladı ve hep beraber gittiler.


Yi Yun ona bir kez daha bakmadı, sadece başını eğip yemeğini yemeye devam etti.


Chu Kraliyet Evi ile başının belaya girmesi epey sıkıntı olacak olsa da Yi Yun, Tai Ah Kutsal Şehri’nden ayrılmadan önceki yıllarında insanlara geleceğin bilgesi olacağını kanıtlama konusunda kendine çok güveniyordu.


Bu olursa, onu kendi bünyelerine katmaya çalışan tüm o oluşumların arasında Chu Kraliyet Evi bir şey yapamazdı.


Hatta belki Chu Kraliyet Evi, onunla dostane bir ilişki kurmak bile isteyebilirdi. Sonuçta altı üstü dışarı sızdırılmış bir kitaptı. Böyle bir şey yüzünden geleceğin bilgesini gücendirmek pek mantıklı sayılmazdı.


Yi Yun yemeğini bitirmiş ayrılırken yemekhanede bir curcuna koptu. Birkaç kişi heyecanlı bir şekilde haber taşıyordu.


Yi Yun dikkatle onları dinledi. Tai Ah Kutsal şehri’nde büyük bir şey olmuştu.


Luo Huo’er otuz bin yıldır kırılamayan ‘Metruk Gök Tekniği’ rekorunu kırmıştı!


“Metruk Gök Tekniği’ rekoru mu?”


Yi Yun biraz şaşırdı. Rekorların çok önemli olduğu kesindi.


“Luo Huo’er çok etkileyici!”


İnsanlar, Luo Huo’er’in kırdığı rekor hakkında tartışırken çok heyecanlıydı. Sonuçta kimse Tai Ah Kutsal Şehri’nde binlerce yıldır bir rekor kıramamıştı.


Bitki toplama rekoru ile rekor kıran tek kişi Yi Yun idi.


Ama bitki toplama rekoru da, Tai Ah Kutsal Şehri’nin insanları daha sıkı çalışsınlar diye teşvik etmek için resmileşmiş bir rekordu. Bilgeler Yolu’nda bir kaydı bile yoktu.


Luo Huo’er’in ‘Metruk Gök Tekniği’ rekoruna kıyasla hiç önemli değildi.


‘Metruk Gök Tekniği’ rekoru, büyük rekorlardan biriydi. Tai Ah Kutsal Şehri’nde savaşlarla ilgili olmayan en büyük rekor olduğu söylenebilirdi.


Yetişimcilerin kısa ve sabit aralıklarla metruk kemikleri işlemek ve metruk kemik kalıntısı üretmek zorunda oldukları bir rekordu.


Sonuçta da Tai Ah Kutsal Şehri metruk kemik kalıntılarına bir değer biçecek ve ödeyecekti.


Yüksek kalite ve pahalı metruk kemik kalıntıları üretmek için ‘Metruk Gök Tekniği’ne sıkı çalışmış ve onda uzmanlaşmış bir Metruk Gök Ustası’na ihtiyaç vardı.


Bir Metruk Gök Ustası, rekoru kırmak için düşük bir başarısızlık oranına sahip olmalıydı. Ayrıca sahip olduğu Yuan Qi miktarının yüksek olması gerektiği gibi yüksek bir üretim hızına da sahip olmalıydı.


Dayanıklılık, hız ve hassasiyet, bunların hepsi de gerekli şeylerdi!


‘Metruk Gök Tekniği’ rekorunu kıran biri, hiç şüphesiz çok yönlü bir dahiydi!


“Çok kıskandım! Luo Huo’er İnsan Onur Listesi’nde birinci olmuştu zaten, şimdi de büyük rekorlardan birini kırdı. Elinde her türlü kaynak var. Rekoru kırdığı için, ödül olarak 100,000 ejder runu ve yirmi beş onur puanı verilecekmiş!”


Rekor kırmayı başaran yetişimciler için ejder runları sadece simgesel bir ödüldü, asıl ödül onur puanlarıydı!


“Yirmi beş onur puanı mı? İnanılmaz! Yi Yun bitki toplama rekorunu kırdığında iki onur puanı ile ödüllendirilmişti sanırım! Kutsal Şehir Kıdemlileri onu çağırdıktan sonra olmuştu bu!”


“Çok şanslıyız. Bin yıldır kırılmamış büyük bir rekor, bizim dönemimizde kırıldı. Birçok insan böyle bir şeye tanık olma fırsatı bulamaz!”


Birçok kişi tartışıyordu ve tartışanların hepsi de Luo Huo’er’e saygı duyuyordu.


Tai Ah Kutsal Şehri kurulduktan sonra bir sürü kişi tarafından her rekor tekrar tekrar kırılmıştı. Sonuçta dahilerin her şeye gücü yetmezdi. Bazı insanlar tek bir alanda uzmandı ve rekorlar kendi alanlarındaki en iyi uzmanlar tarafından bırakılmıştı.


Bundan dolayı da kırılan her rekor insanları biraz daha güçsüz hissettiriyor ve hayal kırıklığına uğratıyordu. Hatta rekor kırmaya çalışanların heveslerini bile baltalıyordu.


Luo Huo’er’in ‘Metruk Gök Tekniği’ rekorunu kırmasının Tai Ah Kutsal Şehri için çok anlamlı bir olay olduğunu söylemek abartılı olmazdı.


Bir yıl içinde Cennet ve Dünya Listeleri’nde ilk bine girmek bile, rekor kırmanın yanında hiç önemli değildi.


“‘Metruk Gök Tekniği’ rekoru...Luo Huo’er…”


Yi Yun kendi kendine mırıldanarak oradan ayrıldı.


‘Metruk Gök Tekniği’ rekoruna yirmi beş onur puanı verilmişti. Rekor kırmak, kesinlikle onur puanı kazanmanın en hızlı ve en etkili yoluydu.


Yi Yun ‘On Bin Hayvan Totemi’nin eksik sayfalarını ve ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nin sonraki ciltlerini almak istiyordu. Bunlar için de çok miktarda onur puanına ihtiyacı vardı!


Tüm bu can sıkıcı sorunlardan kurtulması için en az otuz onur puanına ihtiyacı vardı!



“Gerçekten de bunu düşünmeyecek misin?”


Uzun yüzlü, orta yaşlı adam elindeki yeşim parşömeni masaya vurarak önünde oturan kırmızı giysili kıza ciddiyetle baktı.


Luo Huo’er ‘Metruk Gök Tekniği’ rekorunu kırdıktan sonra, bu haber tüm Tai Ah Kutsal Krallığı’na büyük bir hızla yayılmıştı. Büyük oluşumların çoğu alarma geçmişti!


Bunun asıl sebebi, Luo Huo’er’in arka planının olmamasıydı. Sanki yoktan yere ortaya çıkmış gibiydi. Büyük oluşumlardan hangisi onu kendi bünyelerine katma umuduyla onun üzerine titremeyecekti ki?


Birçok büyük oluşum Kıdemli seviyesinde elçiler göndermiş ve bağlantılarıyla onları Tai Ah Kutsal Şehri’ne sokmuştu. Luo Huo’er’i ikna etmek için her türlü olumlu koşulu bizatihi sağlamışlardı.


Bu oluşumların çoğu münzevi aşiretlerdi. Onların çoğu da Chu Kraliyet Evi’nden çok daha güçlüydü.


Ama Luo Huo’er onlara karşı ilgisizdi.


Luo Huo’er tatlı gülümsemesi ile herkese şöyle cevap vermişti. “Nazik jestleriniz için teşekkür ederim ama Luo’er bir yere bağlı olmaktansa özgür olmayı tercih ediyor.”


“Koşulları beğenmediysen üzerinde tartışıp iyileştirebiliriz.” Uzun yüzlü, orta yaşlı adam hemen vazgeçmeye isteksizdi.


“Gerek yok. Song Amca’nın nezaketi için minnettarım ama, Huo’er yine de gitmek istediği yere gitme özgürlüğünü tercih ediyor.” Luo Huo’er bir tarla kuşu kadar keyifli bir sesle kibarca söyledi bunları.


“Gerçekten mi? Çok yazık öyleyse…” Uzun yüzlü, orta yaşlı adam uzun bir süre boyunca ikna etmeye çalışmıştı ama Luo Huo’er’in ilgisizliğini görünce sessizce ayrılmaktan başka yapabileceği bir şey kalmamıştı.


Kapı kapandığında Luo Huo’er’in parlak gülümsemesi hemen kayboldu. Ağzını kıvırıp homurdandı. “Küçük, dandik bir oluşum. Bir de utanmadan kendilerine münzevi aşiret diyorlar. Aşiretlerine katılmam için beni ıvır zıvırlarla kandırmaya çalışıyorlar. Çok beklerler!”


Hizmetçisi Dong’er odanın kapısından başını uzattı. “Hanımefendi, bu insanlar baş belası.”


“Öyle hakikaten!”


“Hanımefendi, daha şimdi bir davetiye gönderildi. Chu Kraliyet Evi’nden Yang Yuefeng sizi görmek istiyormuş.”


Luo Huo’er bir süre duraksadı. “Yang Yuefeng de kim?”


“Uh...O, İnsan Onur Listesi’nin onuncu sırası. Sizden çok geride değil. Kıdemli Yuehua’dan ders alırken size yakınlaşmaya çalışıyordu!”


Dong’er şaşkın bir şekilde konuştu. Yang Yuefeng olağanüstü biriydi ve sırası da Luo Huo’er’e yakındı, ama Luo Huo’er onu tanımıyordu bile.


Ama Dong’er, bunun sebebinin Luo Huo’er’in hafızasının kötü olmasından dolayı olmadığını biliyordu, önemsiz insanları filtrelemeyi seçiyordu.


Güçlü olan biri, güçlü olanları hatırlardı.


Luo Huo’er’in sözleriyle ifade etmek gerekirse, bu beş para etmez insanları hatırlamak tam bir zaman kaybıydı.


“Başka bir kurbağa işte, görüşmeye gerek yok!” Luo Huo’er sabırlı bir şekilde tüm büyük oluşumların kıdemlileriyle görüşüyordu ama genç nesilden olanlarla görüşmek için zamanını harcamazdı.


“Tamam.” Dong’er hızlı hızlı başını salladı. “Beklendiği gibi Hanımım en iyisi! İnsanlar, Hanımım’dan, Qin Haotian’dan ve Yi Yun’dan Tai Ah’ın üç eliti olarak bahsediyorlardı. Artık Yi Yun ile Qin Haotian’ı Hanımım ile kıyaslayamayacaklar!”


Dong’er gururla söyledi. Luo Huo’er ile kalpten gelerek gurur duyuyordu.


“Qin Haotian ve Yi Yun, Tai Ah Kutsal Krallığı gibi bir yerde doğup böyle bir seviyeye ulaştıkları için fena değiller!” Luo Huo’er aniden bir şeyler hatırlayıp ağzını büktü. “Yi Yun açıkları nasıl kullanacağını bilen bir serseriden başka bir şey değil gerçi, benden önce rekor kırmayı başararak birinciliğimi çaldı.”


Yi Yun’un rekoru, Luo Huo’er’in 'Metruk Gök Tekniği' rekoruyla kıyaslandığında bir şey değildi ama yine de Luo Huo’er’i sinirlendiriyordu. Yi Yun’u da sadece bu sebepten hatırlıyordu. Bu olmasaydı çaylak sıralama yarışması gibi şeylerle ilgilenmediğinden Yi Yun hayatta hatırlamazdı.


“Dong’er, ses geçirmez bariyer düzenini kur. Eğitimime devam etmek istiyorum! Sonuçta ‘Metruk Gök Tekniği’ eğitimimden dolayı yetişimimi bir kenara bırakmaktayım…”

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44266 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr