Kapsül açılırken Kral Chu 58 yıl sonra uyanan oğluna bakıyordu,saçları çoktan bir kaç metre boyu ise Urratama insanlarına uyuyor iki metreyi aşıyordu.Bu gelişmelerin yanı sıra artık gözleri küçükken annesin dediği gibi yıldızları değil tıpkı bir ejder gözünü andırıyordu...

-Yuudai Ryuu-

Kapsülden çıktığımda bana uzatılan kıyafetlere giymiş 58 yıl öncesinden hiçbir farkı olmayan ailem bana bakıyordu duygu yüklü gözleri uyuduğum süreçte yaşadıklarımdan dolayı bana hiçbir önem arzettirmiyor.

''Bir an önce bulduğunuz ejderhayla ya da yumurtasıyla bağ kurmalıyım.''

Ağzımdan çıkan ilk sözlerin bu olması onları son derece şaşırtmışa benziyordu.

Kapsüllerin bulunduğu salondan çıktıktan sonra hizmetkarın yardımıyla benim için hazırlanan odaya geçip bir süre uyumaya karar verdim.

O sırada dışarıda ki ailesi onun için kaygılıydı..

Chu karısı Xianere bakarken ikisinin aklındada aynı şey vardı Ejderha Binicisinin karakteri oluşmuş Yuudai dünyevi duygulardan arınmıştı,bu kadar erken olmasını beklemedikleri bir olaydı ama zaten buna yapabilecekleri bir şey yoktu.

****

****

Ertesi Gün

Odanın ortasında Kızıl-Siyah beyaz rünlerle çevrili bir yumurta dururken bunun nasıl bir ejderha yumurtası olduğunu anlayamamıştım kitaplarda gördüğüm resimlerden bilinen bir tür olmadığını anlayabilmiştim.

Sabah aynada gördüğüm gözlerimin şu an da karşımda bulunan ejderin sebep olduğunu anlamak yüzümde bir gülümseye yol açtı.Yumurtaya yaklaşırken içimde inanılmaz bir heyecan ve özlem hissediyorum.

Ne yapacağımı bilemez bir şekilde arkamda duran babama baktım.O da anlamış olacak ki gelip elimi yumurtanın üstüne koyup bir takım sözler mırıldanmaya başladı,doğru yolda olmalıydık ki ellerimin altında oluşan parıltı canımı yakmak yerine tenimi okşuyordu.Ne olacağını beklerken yumurtanın üstünde ki rünler ellerime geçip tenimi dağlayarak kendilerine yer ediniyordu bunu gören babamın duracağını anlayınca boşta olan elimle ona devam etmesini belli etmeye çalıştım.

Çatladıkça içinden kasvetli ve ölüm kokan bir aura çıkmaya başladı,bize sadece beklemek ve tamamen kırılmasını,Ruh Ortağımın çıkmasını beklemek düşüyordu.

Aradan geçen bir kaç dakika sonra tamamen kırılan yumurtadan çıkan yavru ejderhadan gözlerimi alamıyordum.Adeta kanla yıkanmış gibi bir renge sahip yavru sersemlemiş bir şekilde etrafa bakmış ve aramızdaki bağdan dolayı yalpalayarak bana doğru gelmeye başladı,yeni doğmuş olmanın verdiği affalama ve kendi türünden birini görememenin telaşı onu saldırganlaştırmadan sakinleştirmeliydim.

O bana gelmeden yanında belirmiş güvende olduğunu hissetirdim.Sakinleştiğini hissettiğimde rahatladım.

****

****

****

Ertesi Gün

Kral Chu ana salonda oğlunun gelmesini beklerken son 25 yılda güçlenen kabilelerin baskısı altına kalmış ve hükmettiği toprakların belirli kısmını kaybetmişti.Uyanan oğluyla bunu paylaşmalı ve sınırları öncelikle korumalı ve sonra genişletmeliydi ve onu bekleyen sürprize ise ne tepki vereceğini bilemiyordu.

Yuudai ana salona girdiğin Kral Chunun tek başına oturduğunu gördü.

''Evlat biliyorum daha yeni uyandın vücuduna alışman ve bir süre beklemen lazım lakin bu konuların acilen konuşulması gerek ve tek koruyucu olan senin büyük ölçüde yardımın gerek.''

Yuudai babasının bu kadar çabuk konuya gireceğini düşünmediğinden sadece başıyla onayladı.

''Senin uyku döneminde kabileler bilinmeyen bir güç tarafından desteklendi ve baskımızı altından çıktılar,onları tekrar baskı altına almak için Hükümdarlığın iç meseleleri ve siyasi baskılardan dolayı onları öldürmek için kendim gidemedim.''

Dediğinde Konseyin Babamın iktidarının zayıfladığını ve onu güçten düştüğünü düşündüklerini anlamıştım.

O ise gülümseyerek;

''Bu yüzden sen uyandığın için içeride ki Orospu Çocuklarının soyunu kurutabilirim.''

Demiş bir şey dememi beklemeden çıkmak için hareketlendi,çıkacakken;

''Ha Yuudai bu arada seni bekleyen bir Eşin var kendisi senin gibi bir Ejderha Binicisi ve bu diyarda bulunan diğer gezegenin kralı Aziz dostum Katsuo'nun kızı Kaoru Ebisu.''

Kahkası odayı geçip holde yankılanırken ne dediğini hazmetmeye çalıştım,yıllardır uyuyordum dünyadan mahrum kaldığım yetmezmiş gibi bir evlilik belası mı örmüştü bu ihtiyar herif dalga geçiyor olmalıydı.

****

****

Sabah uyanmış ilk iş kendime silah dövdürmek için diyarda ki en iyi demirci olan Hansa geldim.

''Hans döveceğin ikiz kılıçların ana malzemesi bu yumurtanın kabukları olacak kılıçlardan biri bir kol boyunu geçmezken diğeri uzun bir kılıç olmalı ve dengeleri asla bozulmamalı Hans beni anladın değil mi?''

''Evet Prensim kılıcınızı bir kaç gün içinde oluşturup saraya yollayacağıma emin olabilirsiniz.''

Demirhaneden çıkıp Başkenti gezmeye karar verdim hazır kimse beni tanımazken tadını çıkarmalıydım.

Gece olana kadar Başkentin heryerini karış karış gezen Yuudai saraya giderken gökyüzünde sürekli hareket halinde olan yıldız benzeri cisimler dikkatini çekmişti.

İncelemek istese de ejderhası daha yavru olduğundan uçamayacağı için ne yapacağını düşünürken az önce yetenek kitapları satan dükkanda ki mana manipülasyonu kitabı geldi o kitabı satın alıp belki yeterli düzeyde manayı manipüle ederse uçabilirdi

Kitapta yazanları tekrar eden Yuudai bilinç altnda yaşadığı yıllarda öğrenme hızı inanılmayacak bir seviyeye çıkmıştı.Odaklanıp manayı vücudunun etrafında sürekli döndürüp yeterli seviyede manayı sıkıştırırsa gezegenin kanunları onun için işlevsiz hala gelecekti.

Bir süre santim santim yerden yükselen Yuudai istediğini yaptğını farkına varınca hızını artırmış ve bir süre sonra hareket eden cisimleri gördüğü yere yükselmişti.

Etrafına bir süre bakınca görüşüyle bir şey elde edemeyeceğini anlayan Yuudai aurasını yaymaya başladı,bir süre sonra hissettikleriyle kaşları çatılmaya başlamıştı.

Onlarca gemi gökyüzünde onların göremeyeceği kısma yerleşmiş ve dünyalarını inceliyordu...