Çeviren ve Düzenleyen: Arthas

Mutant yılan altı kurşun ile patladı ve vücudu delice kıvranmaya başladı. En sonunda güçsüzce yere düştü. Yue birkaç adım geri çekildi. Elini ileri uzatarak açtı ve oldukça keskin olan kemik ileri fırladı. Kemik kurşun deliklerinden birine girdi ve yılanın beynine zıpladı. En sonunda büyük bir deneyim küresi yılanın bedeninden çıktı ve Yue’nun bedenine girdi. Yue bilinç denizinde yine o tatlı sesi duymaya başladı. “Tebrikler, 21 seviye oldunuz. İki stat puanı aldınız.” “Tebrikler, 22 seviye oldunuz. İki stat puanı aldınız.” “Hepsini staminaya ver.” (Ji Qing Wu ve Chi Yang zombi ordusu kesse bile seviye atlamıyor ama Yue bir canavar kesiyor 2 seviye birden atlıyor.) Yue seçimini yaptıktan sonra kollarına doğru yayılan bir acı hissetti. Deniz yılanına baktı, acı bir şekilde gülümserken “Ne kadar dehşet verici bir mutant. İyi ki daha önce strengthimi artırmışım yoksa şu anda tüm kemiklerim kırık ve çatlaklarla dolu olurdu.”dedi. Yılanın darbesi ona ulaştığında korkusunu tetikleyen inanılmaz bir güç barındırıyordu. Saldırının çoğu White Bones’un zırh özelliği ve koruyucu giysisi tarafından engellenmiş olsada saldırı kollarına oldukça yoğun bir şekilde ulaşmış ve kollarını kırılmanın eşiğine kadar getirmişti. Eğer o iki şey olmasaydı vücudu deniz yılanı tarafından ölümüne ezilmiş durumuna getirilecekti. Yılanın bedeninden 200 Hayatta Kalma Parası ve bir yetenek kitabı çıktı. Yue ilerleyip düşen eşyaları aldı. Yabancı bir bilgi dizini zihninde gözükmeye başladı. “3. Derece yetenek kitabı: Tehlike Sezinleme: Pasif yetenek. Bu yetenek düşmanın size saldırmadan önce onu sezmenizi sağlar. Yetenekte ne kadar gelişeceğiniz Spiritinize bağlıdır.” Yue’nun zihni harekete geçti ve gizemli dairesel bir rün bilinç denizine kazındı. Yue, Da Gouzi’ye doğru “Buraya gelin ve yılanı köye götürün.” dedi. Da Gouzi heyecanlı bir şekilde takımına dönerek “Herkes beni takip etsin! Şu şeyi arabalara kadar taşıyacağız!”dedi. Da Gouzi ve yedi adamı artı White Bones’un da yardımı ile birlikte 20 metre uzunluğundaki yılan arabalara kadar taşındı. “Bu da ne?” "Bu şey de ne?” Arabaların köy meydanına varması ile birlikte direkt olarak bir merak seline yok açtılar. Always Bright köyünün yerlileri gözlerinde inanılmaz bir parıltı ile yılana doğru bakıyorlardı. Aralarından birkaçının ilk defa bir canavar görüşüydü. Yue arabadan inince kendine doğru gelmekte olan bir adet Gou Yu gördü. Gou Yu gözlerindeki şaşkınlıkla yılana baktı ve Yue’ya dönerek “Usta eminim ki bu bir mutant canavardır. Etiyle ne yapmayı planlıyorsunuz?”dedi. Yue’nun gözleri Gou Yu’ya odaklandı ve “Sen ne düşünüyorsun?” dedi. Gou Yu, Yu’ya bakmak için iki büyük gözünü kullandı ve “Bence tadına bakması birkaç gönüllü bulmalısınız. Öncelikle hiç zararlı b ir etkisi var mı diye bakmalıyız. Eğer yoksa bugünden itibaren başka bir yiyecek kaynağına sahibizdir demek olur.” dedi. Bu mutant canavarlar normal bir insanın zekâsından yoksun vahşi hayvanlar gibi değildi. Mutantlar birkaç kurşun yarasından sonra bile yaşamaya devam edebiliyorlardı. Yue Z-Çağı başladığından beri yiyecek bulmak için uğraşıyordu fakat bilinçaltında canavar etini çoktan reddetmişti. Bunun nedeni büyük ihtimalle yedikten sonra ne olacağını bilmemesiydi. Yue elini Gou Yu’nun başına koydu ve “Biliyordum! O zaman bunu ayarlamakta sen görevlisin. On tane gönüllü bul ve onlara eti test etmenin karşılığında beş kilogram pirinçle ödüllendirileceklerini söyle. Artı olarak eğer et zehirli değilse de beş kilogram yılan eti alacaklar. Eğer bu deney başarılı olursa bu gece masada oturabilirsin.”dedi. Yue’nun övgüsünü alan Gou Yu bir gurur patlaması yaşadı. Yoğun bir zevk seli tüm vücudunda yayılırken “Teşekkürler usta!”dedi. Birkaç gün önce Gou Yu, Yue’ya servis ediyor ardından Yue’nun yemeği bitince yemek yiyebiliyordu. Gou Yu ile birlikte yemek yemesi Yue’nun artık onun gücünü ve statüsünü tanıdığı anlamına geliyordu. O artık Tiger’ın Yue’ya verdiği bir hediye değildi. Bu da onun zekâsının ve sıkı çalışmasının sonucuydu ve bu da onu oldukça mutlu etmişti. Z-Çağından önce babası Gou Yu’yu mutlu etmek için ona 100.000 lik bir Luois Vuitton çantası hediye etmişti. (ÇN: 100.000 RMB, 75.000+ Lira) Gou Yu’nun yüzündeki gülümseme onu oldukça güzel, saf ve seksi yapıyordu. Ona bakmak Yue’nun kalbinde küçük oynamalara sebep oluyordu. “Bu küçük kız gerçekten sevimli.” Yue, Zhang Xiang’ın villasının içine girdi ve yılanın cesedini içeri taşıttı. Yue’nun bir elini sallaması ile bir düzine militan cesedi kaldırarak villanın içine girdi. Yue, İmitasyon Tang kılıcını kavradı ve yılanın boynunu kesti. İmitasyon Tang kılıcının inanılmaz bir şekilde seviye atlamış ve çok daha fazla şekilde güçlenmiş Yue tarafından tutulduğunu ele alsak bile yılanın boynuna bir çizik bile atmak mümkün olmadı. Yue’nun gözleri oldukça parlak bir ışıkla doldu. “Ne kadar inanılmaz!”dedi. Eğer bu yılanın derisini bir zırha eklersen zırhın dayanıklılığı çok ayrı bir seviyeye yükselirdi. Yue, Şeytan Alevi yeteneğini etkinleştirmek için bir ilahi söylemeye başladı. Parlak ve sıcak bir ısı enerjisi vücudunda fokurdamaya başladı. Yue odaklandı ve o enerji parmaklarında toplanan ve hoplayan zıplayan bir ateşe dönüştü. Yue elini ileri, yılanın başının üstüne uzattı. Isı direkt olarak yılanın pul zırhını yakmaya başladı. Yue parmaklarını biraz daha ittirdi ve uzun bir giriş açmak için alevleri kullandı. Yue, isli bir giriş açmak için Şeytan Alevleri yeteneğini kullandı ve içerdeki eti dışarı vuracak şekilde yılanın derisini ikiye ayırdı. Yue, 20 metre uzunluğundaki yılana bakarken “İlk önce safra kesesini çıkarayım.”dedi. İmitasyon Tang kılıcını kullanarak safra kesesinde bir yarık açtı. Safra kesesinin içinde kırmızı garip bir boncuk parıldıyordu. Yue kırmızı boncuğu eline aldı. Kırmızı boncuğa bakarken nereden geldiği belli olmayan bir istekle onu yemek istedi ve kendi iradesi dışında onu ağzına attı. Boncuk, Yue’nun midesine iner inmez vücuduna yayılmaya başladı. Yue’yu sürekli değiştiriyor ve güçlendiriyordu. (ÇN: Tam power up kısmında bitti be.)

Önceki Bölüm

Sonraki Bölüm