Bölüm 98: Buz Kralı Zhang Yun

avatar
4231 4

God and Devil World - Bölüm 98: Buz Kralı Zhang Yun


 

Çeviren ve Düzenleyen: Arthas

 

 

Hou Jinbiao’nun toplarının Yue tarafından patlatıldığını gören ve pala tutan yedi adamın bakışları vahşi bir hâl aldı ve doğrama hareketleri yaparak Yue’ya doğru ilerlediler.

Yue sakince yerinde durup kendine doğru ilerleyen yedi otlakçı adama baktı.

White Bones insan kılığına girmiş bir biçimde Yue’nun yanında duruyordu. Yue tam doğranmak üzereyken White Bones palalı adamlara doğru atıldı. Kullandığı güç bir insanın gücünün üç katıydı ve yumruklarının hepsi adamların bedenlerinde patladı.

Birkaç raunt içinde pala tutan yedi adam kaburgaları bıçak ve kurşunun işlemediği White Bones tarafından kırılmış bir biçimde yerde yatıyordu. Adamlar kan kusarken palalarını ellerinden bıraktılar.

Chen Zhiguang, Hou Jinbiao’nun grubunu yenmek çok kolaymış gibi gösteren Yue’ya bakarken kalbi heyecanla doldu ve “Usta! Çok güçlü!”dedi.

Z-Çağının kanunları orman kanunlarıydı. Sadece güçlü olan yaşamaya devam edebilirdi. Zayıfta sadece hayatta kalabilmek için güçlü birini takip etmeyi seçebilirdi.

Liu Yan gözlerinde keskin bir ışıkla parladı ve “Kaptan Yue, onları öldürmemizi ister misin?”dedi.

Liu Yan orijinalde Tiger Wang’i takip ediyordu ama şimdi Yue’nun tarafındaydı. İki tarafta da eline kan bulaşmıştı ve diğer insanların hayatına olan saygısını kaybedeli uzun bir süre geçmişti.

Liu Yan’ın sözlerini duyan yedi adamın gözlerinde korku belirdi. Onlarda daha önce birkaç kişiyi öldürmüştü ama bunu sokağın ortasında yapmaya cesaret edemezlerdi.

Chen Zhiguang da korkmuştu ve hızlıca “Kardeş Yue! Kardeş Yue, öldüremezsiniz! Sokak ortasında birini öldürmek kendi ölümünüze imza atmaya benzer! Kamp sizi temizlemeleri için kesinlikle birilerini gönderecektir!”dedi.

Yue etrafa bakınınca kendi gruplarına korkuyla bakan birkaç kişi ve uzaktan burayı inceleyen polis üniformalı üç adam gördü.

Z-Çağının gelmesi ile etraf kaosa sürüklenmişti. Ve mükemmel bir şekilde gelişimciler ortaya çıkmıştı. Bu yüzden kimse ölmediği sürece polisler aralarındaki güç çekişmelerine karışmak istemiyordu.

Yue’nun gözleri soğukça parladı ve White Bones’a şu emirleri iletti: “Sağ ellerini kır ve ardından onları kaçırt!”

Sağ ellerini kaybettikten sonra Yue’ya bir daha karışmaya cesaret edemezlerdi.

White Bones emirleri alır almaz ilerlemeye başladı, bir adamın elini yakaladı ve sıktı. Adamın elinden kemik çatırdamaları geldi.

Adam direkt elini tuttu ve acısından ağlamaya başladı. Elini sıkıca tutup acının üstünden gelmeye çalıştı.

Kalan adamlar kaçmayı düşündü fakat White Bonestan biraz bile daha hızlı değillerdi. Birer birer yakalandılar, White Bones birer birer ellerini kırdı ve birer birer ağladılar.

White Bones’un elleri birer birer kırmasını izleyen Chen Zhiguang bir şey yapmadı ama kalbi titredi. Eğer acilen Yue’nun grubuna katılamazsa başına gelecekler hakkında en ufak bir tahmini bile yoktu.

Arkalarında acıdan çığlık atan adamlarla dolu bir görüntü bıraktıktan sonra Yue ve grubu şehre geri döndü.

Çok uzun süre geçmeden bir grup adam gelerek Hou Jinbiao ve kalanlarını alıp götürdüler.

Qingyan İlçesi, Jingshan Gardenda güzel bir villanın içinde yakışıklı, 27-28 yaşlarında bir adam göğsünü açığa vuran beyaz bir tişört giyiyor abolon kuşu yuvası çorbasını içiyordu. İnanılmaz güzellikte Çin elbiseleri giyen iki kadın onunla ilgileniyordu. Bu 27-28 yaşlarındaki adam Qingyan İlçesi Buz Kralı Birliği patronu Buz Kralı Zhang Yun idi.

İfadesiz bir yüzü ve ortalama bir vücuda sahip olan bir adam içeri girip kısık bir sesle “Patron, size rapor etmem gereken bir şey var.”dedi.

Zhang Yun elini kadınlara doğru salladı ve iki kadın da geri çekildi.

Zhang Yun kaşlarını çattı ve ardından orta yaşlı adama dönerek “Zhao Xiong! Seni bu kadar gergin yapan ne? Neden beni yine beklenmedik bir biçimde rahatsız ettin!”dedi.

Zhang Yun yemek yerken rahatsız edilmekten nefret ederdi. Zhao Xiong onun yakın bir arkadaşıydı ve bu konuyu oldukça iyi biliyordu fakat buna rağmen geldiyse aciliyet gerektiren bir olay vuku bulmuş olmalıydı.

Zhao Xiong yine kısık bir sesle “Bugün kampa Yue Zhong adında biri geldi ve Hou Jinbiao’nun toplarını bir tekme ile patlattı. Ayrıca yanındakilere diğerlerini sağ ellerini kırılmasını emretti ve kırdırdı!”dedi.

Zhang Yun’un yüzü değişti ve avuç içi sertçe masaya çarptı. “Sikerler! Birileri benim adamlarıma dokunmaya cesaret etmiş! Bu Yue Zhong denene adam oldukça lakayt davranıyor! Zhao Xiong, onun nerede yaşadığını buldun mu?”diye bağırdı.

Zhang Yun, Dört Büyük Gelişimci den biri olarak anılmasına rağmen gerçekte o Z-Çağından önce önemsiz biriydi. Z-Çağının başlangıcında öldürdüğü bir zombiden düşen ve buzu kontrol etmesini sağlayan bir yetenek üzerine her türlü şanslı olayın başına gelmesi üzerine Qingyuan’ın Buz Kralı olarak anılmaya başlamıştı. Zaten güçlü bir insanın zarafeti onda yoktu.

Zhao Xiong “Hepsi kampın Shiyuan bölgesinde yaşıyor.”diye raporunu devam ettirdi.

Zhang Yun dinledi ve basitçe “Ma Jin’i bu gece Yue Zhong denen herifi öldürmek için gönder!”dedi.

Zhao Xiong bir saniye duraksadıktan sonra Zhang Yun’a “Peki Hou Jinbiao ve adamları ne olacak?”diye sordu.

Zhang Yun sinsi bir kahkaha attı ve “Öldür onları! Eğer Ma Tie bu gece onları öldürmeye başaramazsa yarın suçu onların üstüne atarız.”dedi.

Zhao Xiong yapabildiği tek şeyi yapıp “Patron bu kötü bir karar olmaz mı?”dedi.

Zhang Yun bunun anlaşılması ile kolayca halk tarafından reddedilebilirdi.

(ÇN: Tam çeviremedim burayı sanki ama en mantıklısı olarakta bunu buldum.)

Zhang Yun elini salladı ve sabırsızca “Eğer onları öldürmezsem onlara tıbbi yardım yapmak zorunda kalırım. Şu anki durumu bilmiyor musun? Nereden onları iyileştirecek bir doktor, yiyecek ve iyileşmeleri için ilaç bulabiliriz? Yiyeceğimiz olduğu sürece istediğimiz kadar insanı yeniden işe alabiliriz. Sakat insanlar için kaynak harcamamıza ne gerek var? Dediklerimi yap. Şimdi ayrılabilirsin.”dedi.

Long Hai Şehrinde birinin erzağı varsa insan gücü satın alabilirdi. İnsanlar en düşük değeri temsil ediyordu. Birkaç yakın arkadaşı dışında Zhang Yun diğerlerini insan olarak bile görmüyordu. Eğer ölürlerse, ölülerdi.

Zhao Xiong, Zhang Yun’un tavrını görmüştü ve şu anda kadınlarla oynamak istediğini biliyordu. Sessizce geri çekildi. Biraz daha konuşursa Zhang Yun’u sinirlendirmekten korkuyordu.

Diğer taraftan Yue ve ekibi evlerine varmıştı. Direkt olarak yemek pişirmeye başladılar. Sıkı bir çalışma sonrası yemek çabucak hazırlanmıştı.

Chen Zhiguang, Yue ve grubunun akşam yemeğini görünce salyasını akmasını engelleyemezken “Ne kadar da zengin!”demekten kendini alamadı.

Chen Zhiguang altı üstü bir devlet memuruydu. İki haftadan beri hiç et yememişti. Konserve etlerin çoğu özel bölgeye verilmişti. O sadece açlıktan ölmemesine yetecek kadar yiyebilirdi. Et gibi bir şeyi yemek onun için sadece bir rüyaydı.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr