Stellar Transformations - Bölüm 1.4: Baba ve Oğul

---

Çevirmen: Darkcack

Editör: ÇHY

 

Çoktan gece olmuştu. Soğuk rüzgar dışarıda ıslık çalıyordu ama odada Qin Yu o kadar heyecanlıydı ki tüm vücudu çok sıcaktı.

 

“Büyükbaba Lian, lütfen bana dövüş sanatlarının nasıl uygulanacağını söyle. Pratik yapmak istiyorum. Kesinlikle bir Shangxian olacağım. Shangxian olamasam bile Xiantian uzmanı olacağım!” Qin Yu’nun gözleri aşırı kararlılığıyla parlıyordu.

 

Qin Yu zihninde gelecekteki senaryoları resmetmeye başladı. Babasının ona onaylayan gözlerle baktığını bile hayal edebiliyordu.

 

İstediği, babasının sevgisinden başka bir şey değildi. Babasının övgüsü, babasının gülümsemesi, babasının eleştirisi veya cezası bile Qin Yu'ya babasının sevgisinin varlığını hissettirebilirdi. Sadece babasının sevgisini istiyordu.

 

Şimdi babasının kaybolan sevgisini geri alma, yani pratik yapmayı denemenin ve ağabeyi Qin Feng gibi güçlü bir cesur dövüş sanatçısı olma, hatta… Ölümlüleri aşan Shangxian olma yöntemini bulmuştu.

 

Qin Yu, Lian Yun'a beklenti içinde baktı.

 

“Xiao Yu,” Lian Yun ne yapacağını bilmiyor, ama hiçbir şey söyleyemiyordu, bu yüzden gerçeği söylemekten başka seçeneği yoktu. “Bir Xiantian uzmanı olmak istiyorsanız, dahili teknikleri uygulamalısınız. İç teknikler, Houtian seviyesi ile Xiantian seviyesi arasındaki bariyeri aşmaktadır. Ama dantianınız içsel enerjiyi biriktiremiyor, bu şekilde içsel teknikleri nasıl uygulayabilirsiniz? Ve nasıl bir Xiantian uzmanı olabilirsiniz?”

 

“Dantianımın bir sorunu var ama Wang Amca gibi insanlar dünyada şaşırtıcı sayıda iç teknik olduğunu söyledi, belki de bunlardan birini uygulayabileceğim. İçsel uygulama yapamasam bile hâlâ dış uygulama var, değil mi? Aynı şekilde Xiantian uzmanı olacağım!” diyor Qin Yu hemen.

 

Uzman olamayacağını kesinlikle kabul edemezdi.

 

Çünkü… Bu 8 yaşındaki çocuğun saf kalbinde, babasının sevgisini kurtarmanın tek olası yolu buydu.

 

“Harici uygulama mı? Vücudu durmadan eğitmek için çeşitli yöntemler kullanılır, bu da onu daha güçlü ve daha hızlı hale getirir. Ama bu popüler olmayan bir yol. Bugüne kadar, büyük doğal güce sahip insanlar arasında bile vücutlarını daha zorlu hale getirmek için eğitilmiş olsalar dahi, hiç kimse dış uygulama yoluyla Xiantian uzmanı olamadı. Vücudunu eğitmek için sadece dış teknikleri kullanan bir kişi bir Xiantian uzmanı olamaz.” Qin Yu'nun çabalarını harcamasına izin vermek istemeyen Lian Yan, ona karşı dürüst oldu.

 

“Bir tane bile yok mu? Gerçekten umut yok mu?” Qin Yu ürküyordu. Hemen solgunlaştı.

 

Son umut kaybolmuştu, Qin Yu’nun kalbi donuyordu.

 

Qin Yu’nun solgun yüzünü gören Lian Yan, kalbinde bir ağrı hissetti, “Ah, o hâl3a bir çocuk!”

 

Lian Yan derhal şunları söyledi: “Xiao Yu aslında dış teknikler de çok zorlu. Dış teknikler, çok dayanıklı olan ve çok hızlı tüketilen iç enerjiden farklı olarak kas gücü ile ilgilidir. Dahası…” Lian Yan, Qin Yu'yu rahatlatmak için sürekli olarak dış tekniklerin avantajlarını düşünüyordu. Lian Yun’un sözlerini dinledikten sonra, Qin Yu’nun gözleri hafifçe parladı.

 

“Ayrıca, dış tekniklerin uygulanması zordur ancak sonuçta vücut bir kişinin temelidir. Vahşi Kaplan Birliği’nde, sadece doğal pratik ve dış pratik yapan bir adam var. Bir kolu ile 400 kilo taş bloğu kaldırabilir.”

 

“400 kilo mu? Bir kol ile mi?” umut tekrar Qin Yu’nun kalbinde parladı.

 

“Bu doğru 400 kilo. 1 kol ile 400 kilo taş bloku kaldırabilir. Silahı tek ayaklı bakır bir adam. Savaş alanında, Xiantian düzeyindeki uzmanlar bile onun kadar cesur değildi. Tek ayaklı bakır adamı her vurduğunda, büyük bir düşman grubu parçalandı.” Lian Yan durmaksızın dış tekniklerin avantajlarından bahsediyordu.

 

Sonunda şu sonuca vardı, “Dış teknik uygulayanların hiçbiri bir Xiantian uzmanı olmadı ancak Houtian seviyesinin zirvesine ulaşabiliyorsanız ve vücudunuz sınırına kadar eğitildiyse, gücünüz çok zorlu olacaktır. Xiantian düzeyindeki uzmanlardan daha zayıf olmayacaksınız.”

 

Qin Yu’nun yüzüne daha iyi baktıktan sonra Lian Yan gizlice rahat bir nefes aldı. Qin Yu'nun karakterini bildiği için Qin Yu'nun büyümesini izlediğine şüphe yoktu.

 

“Houtian seviyesinin zirvesine kadar dış teknikler uygulayan bir kişi, Xiantian uzmanlarıyla rekabet edebilir mi?” diye tekrar sordu Qin Yu.

 

Lian Yan tekrar tekrar başıyla onayladı. Şu anda, inkar etmeye nasıl cesaret edebilirdi? Eğer başını hayır anlamında sallasaydı, Qin Yu daha da üzülürdü.

 

“Büyükbaba Lian, dış teknikleri uygulayarak kimsenin Xiantian seviyesine ulaşamadığını söylemiştin?” diye sordu Qin Yu. Lian Yan endişeyle başıyla onayladı ancak Qin Yu heyecanlandı. Yumruklarını sallıyor ve şöyle diyordu: “Güzel. Kimse Xiantian seviyesine ulaşamadığı için ben kesinlikle yapacağım!”

 

Lian Yan hemen sersemledi.

 

“Hiç kimsenin bunu başaramamış olması, ulaşılamaz olduğu anlamına gelmez. Kendime inanıyorum!” Qin Yu’nun gözleri inanılmaz bir şekilde parlıyordu.

 

Lian Yan bir gülüşe zorladı.

 

Dış teknikler mi?

 

Bunları uygulamak, iç teknikleri uygulamaktan gerçekten hesaplanamaz bir şekilde daha zordu. Dış teknikler tamamen vücudu eğitmekle ilgiliydi. Bir kişi vücudunun en yüksek potansiyeline ulaşacaksa, şüphesiz vücudun sayısız dönüşüm geçirmesine neden olacak çeşitli eğitim yöntemlerini kullanması gerekecekti. Bu tür bir acı sıradan insanların dayanabileceği bir şey değildi.

 

Lian Yan, Qin Yu'nun bu tür acılara katlanmasına nasıl izin verebilirdi?

 

“Xiao Yu, dış sert teknikler uygulamak çok acı verici, günde 100 kirpik çektirmekten çok daha acı verici. Siz Doğu Fatihi Prens’in oğlusunuz, korunuyorsunuz, böyle büyük bir acı çekmenize gerek yok,” diyor Lian Yan. Gerçekten böyle küçük bir çocuğun acı çekeceğini görebilecek bir kalbi yoktu.

 

Qin Yu yavaşça başını sağa sola salladı.

 

“Hayır!” sadece bir kelime söyleyerek tartışmaya yer vermiyordu.

 

Lian Yan ne yapacağını bilmiyordur. Şöyle düşünüyor: “Qin Klanının insanları neden böyle? Dış görünüşleri ne olursa olsun, karakterlerindeki en temel şey sonsuz bir şekilde kararlı olmaktı. Hiçbiri hedeflerini belirledikten sonra geri dönmüyordu. Babası böyleydi. Şimdi de Qin Yu öyle.”

 

Qin Yu aniden gülümsedi. Büyükbaba Lian'ın onunla ilgilendiğini biliyordu.

 

“Endişelenme, Büyükbaba Lian. Belki hâlâ uygulayabileceğim iç teknikler vardır. Lütfen denemem için bazı iç teknikler bulun. Sadece iç teknikleri gerçekten uygulayamazsam, dış teknikleri uygulayacağım.” Qin Yu, Lian Yan'ın yanına yürür, omuzlarıyla kucaklar ve şöyle der, “Endişelenme, Büyükbaba Lian, Köşkte en iyi doktor, çeşitli uzmanlar ve fantastik bir kaplıca var. Neden endişelisin?”

 

Lian Yan, Qin Yu’nun kafasını okşadı. Yüzünde hafif, nazik bir gülümseme vardı.

 

Qin Yu'nun onu endişelendirmek istemediğini kesinlikle biliyordu.

 

“Pekâlâ, Xiao Yu, uyumalısın. Sadece bu konuyu bana bırakın,” dedi Lian Yan.

 

Ama Qin Yu aniden başını kaldırıp şöyle dedi: “Büyükbaba Lian, lütfen bana dış pratik yapan bir uzman daha bul. Bir eğitmene sahip olmak her zaman daha iyidir.”

 

“Endişelenme. Bu büyükbaba ne yapılacağını bilir,” diyor Lian Yan gülerek. Qin Yu hemen gülümsedi ve Lian Yan'ın yanağına sevgi dolu bir öpücük verdi. Sonra kapının dışına çıktı ve bağırdı: “İyi geceler Büyükbaba Lian. Ben de uyuyacağım!”

 

Sesi durduğunda çoktan odadan çıkmıştı.

 

Lian Yan hemen fırçasını ve kağıdını çıkarıp bir mektup yazar…

 

***

 

Qin De, Yan Şehri’nin konağının çalışma odasında ayakta duruyordu.

 

Başını kaldırıp pencereden dışarıya baktı. Şu anda ışık alıyordu.

 

Kara kaplı bilgin Xu Yuan geldi. Elinde bir mektup vardı. Qin De’nin yanına doğru yürüdü ve bir gülümsemeyle şöyle dedi, “Yüksek Majesteleri, bu Lian Amca'nın güvercinleri kullanarak teslim ettiği bir mektup. Bu Xiao Yu ile ilgili. Bir göz atmalısınız.”

 

Qin De mektubu alır ve hepsini bir kerede okur. Okurken, gözlerinde karmaşık bir ifade vardı. Uzun bir süre sonra hala mektubu bırakmamıştı.

 

“Ekselansları…” Xu Yuan sessizce onu çağırdı. Qin De hemen ayıldı. Alev şeklinde bir iç enerji akışı, mektubu anında küllere indirgeyen elinden çıktı. Bundan sonra hâlâ acımasız bir ifadeyle soğuk bir şekilde şöyle dedi, “Xu Yuan, konaktaki iç teknikler ve dış tekniklerle ilgili tüm gizli kitapları alın, her birinin bir kopyasını çıkarın ve kopyalarını Sisli Konağa gönderin.”

 

Xu Yuan şaşırdı. Qin Yu'nun iç teknikleri uygulayamayacağını biliyordu. Ayrıca bu gizli iç teknik kitaplarının ne kadar değerli olduğunu da biliyordu. Chu hanedanının İmparatorluk Sarayı'ndaki gizli kitaplarla karşılaştırılsa bile, Doğu Fatihi Prens’in gizli iç tekniği kitapları hala çok daha değerli olacaktı.

 

İç teknikleri uygulayamayan Qin Yu'ya çok fazla gizli kitap vermek bir israf değil miydi?

 

“Majesteleri, hepsini mi kastediyorsunuz? Atalardan kalma Ejderha Sanatı da dahil mi? Ama Xiao Yu, iç teknikleri uygulayamıyor…” diye tekrar sordu Xu Yuan.

 

“Şu an söylediğimi duymadın mı?” dedi Qin De soğukça. Xu Yuan başını salladı ve artık bir şey söyleyemezdi. Qin De'nin zihninde bir yük olduğunu görebiliyordu ve şu anda Qin De’nin ruh halini tahmin edebiliyordu.

 

“Ayrıca…” Qin De iç çekiyordu, “Yu'er bazı dış teknik uzmanları istiyor. Vahşi Kaplan Birliği’ndeki 3 büyük dış uzmanı da yanınızda götürün. Ayrıca, 3 Doğu bölgesindeki şehirlerin tüm dış uzmanlarını bulun ve onları da yanınızda getirin.”

 

“Evet!” Xu Yuan emri yanıtladı.

 

Qin De bir süre duraksadı sonra, “Xu Yuan, Vahşi Doğa’daki General Zhao Yunxing'e Sisli Köşk’e gitmesini söyleyen bir emir gönder. Yu’er onu öğretmeni olarak seçerse, bir yıl boyunca Sisli Köşk’te kalacak.”

 

“General Zhao Yunxing mi?” Xu Yuan şok olmuştu.

 

Qin De başıyla onayladı daha sonra çalışma odasına doğru yürüdü. Xu Yuan aniden onun peşinden: “Majesteleri, bu sefer Yan Şehrine döndüğünüzden, Xiao Yu ile buluşmak için neden Sisli Köşk’e gitmiyorsunuz? Onu son gördüğünüz vakit, bir yıldan daha uzun süre önceydi. Bir gezi için bir günlük zaman ayırmamalı mıyız?”

 

Qin De hafifçe sarsıldı. Sakince şöyle dedi, “Bu gerekli değil.” Bundan hemen sonra çalışma odasından çıktı. Xu Yuan, Qin De’yi gözleriyle takip etti, sonra başını salladı ve iç çekerek, “Tüm Qin klanının insanları böyle olabilir mi? Her biri çok inatçı. O zamanki yemin yüzünden baba ile oğul arasındaki sevgi bile göz ardı mı ediliyor?” dedi.

 

Xu Yuan bir iç çekerek çalışma odasından çıktı ve sadece yanmış mektubun küllerini geride bıraktı.