Sovereign of the Three Realms - SOTR 14: Aynı Yüze İki Tokat

---

 

Çeviri: Ravenrainer

 

Beyaz Kaplan Dükü’nün oğlu Bai Zhanyun ve Anka Düklüğünden Hong Tiantong, başkentte gözlerden uzak bir meyhane de gizlice bir konuda tartışıyorlardı.

 

‘’Kardeş Beyaz, velet son derece kendini beğenmiş. Bana, hatta Kardeş Beyaz sana bile hiç muamelesi yaptı. Sen ve o nerdeyse aynı saatte geldiniz ancak Ejder- Kemiği Güneş Çimini sizden çaldı. Bu kesinlikle tolere edilemez!‘’

 

Hong Tiantong oldukça kurnaz biriydi ve neredeyse bütün sözleri kışkırtmanın izlerini taşıyordu.

 

‘’Hah! Jiang Chen, Bai Zhanyun’a hakaret etmek ölümle dans etmektir!‘’

 

Bai Zhanyun konuşurken onun astlarından biri hızlıca içeri girdi. ‘’Genç Dük, Velet Jiang Han malikânesine geri dönmedi. O, Turkuaz Salona gidiyor gibi gözüküyor.‘’

 

‘’Turkuaz Salon, bu velet orda ne yapabilir ki? Ruh taşı mı satın alıyor?‘’ Hong Tiantong şüpheci bir şekilde söylendi.

 

Bai Zhanyun ise söylenenleri dinlerken, Hong Tiantong ‘un aksine sinsi bir gülümsemeyle ‘’Turkuaz Salon? Emin misiniz?‘’ diye sordu.

 

‘’Hizmetliniz sürekli kendisini takip ediyordu, doğrudur.‘’

 

Bunu duyar duymaz Bai Zhanyun bir kahkaha attı ve "Jiang Chen seni piç, kendi ayağınla geldin. Turkuaz Salonun sahibi amcamdır!‘’

 

Hemen sonrasında göğsünü kabartarak "Kardeş Hong gelin ve şovun keyfini çıkarın, acımasızca misillememizi yapalım, belki Ejder-Kemiği Güneş Çimini bile ele geçirebiliriz.’’

 

Şuan bulundukları yer zaten Turkuaz Salon’dan çokta uzakta değildi. Bu nedenle çabucak geldiler ve arka kapıdan girdiler.

 

Turkuaz Salon, başkentteki en iyi ruh ve doğal taşları konusunda uzmanlaşmış markaydı. Faaliyetleri ise epey geniş kapsamlı olmakla birlikte gerçekten önde gelen isimlerden biriydi.

 

Jiang Chen Salon içerisindeki materyalleri gördüğünde iç çekmeden edemedi, bu ortam cidden hayranlık uyandıran cinstendi. Salon içerisinde yarım gün kadar gezip geçmiş hayatından çeşitli anılarını gülümseyerek anımsadıktan sonra nihayet bir tanesinde karar kıldı fiyat hakkında birkaç şey sorduktan sonra almak için girişimde bulundu. Fakat tam o an Salon sorumlusu aceleyle geldi ve gülümseyerek:

 

‘’Küçük kardeşim, ne kötü bir şans, şuan öğrendiğim kadarıyla elinizdeki Yang elementli taş zaten dün gece satılmış. Sanırım bir başkası tarafından bunu almaktan mahrum bırakıldınız.‘’

 

‘’Kime satıldı? Ne tesadüf‘’ Jiang Chen içten içe şaşırdı. Gerçekten dünyada böyle bir tesadüf olabilir mi?

 

‘’Niçin? Tabii ki harika bana!‘’ o an Bai Zhanyun’unun kulak delici sesi arkadan geldi.

 

‘’Jiang Chen gerçekten çok talihsizsin. Bu yang taşını ben satın almıştım. Eğer çok istiyorsanız Ejder-Kemiği Güneş Çimini verebilirsiniz. İyi bir ruh halinde olursam size taşı vermeyi düşünebilirim.’’

 

Jiang Chen hızlıca ayağa kalktı. Zaten Bai Zhanyun, Hong Tiantong ve Turkuaz Salonu sahibinin kendisine sırıtarak baktığını gördüğünde durumu gayet iyi anlamıştı.

 

Bu Bai Zhanyun küçücük beyni ile sıkılmış ve Şifa Salonunda bir kavga başlattıktan sonra Turkuaz Salon'da bunu devam ettirmeye çalışıyordu. Jiang Chen ile münakaşa etmek istediği ortadaydı.

 

Keza Turkuaz Salon sahibinin bu şekilde bir Dük oğlundan emir alması büyük ölçüde aşağılayıcı bir hareketti. Jiang Chen‘in adam hakkındaki görüşü aniden ayaklarının dibine kadar düştü.

 

"İlginç. İlginç.. Patron Song taşı bana satmak istemediğinize gerçekten emin misiniz? ‘’ Jiang Chen sakinliğini korurken sordu.

 

Bai Zhanyun atıldı ‘’Jiang Chen , sana daha önce söylediğim gibi Ejder-Kemiği Güneş Çimini verirsen taşı verebilirim. Aksi halde ayaklarıma kapansan bile almayı aklından geçirme.‘’

 

‘’Oh, peki ya onu zorla alırsam?‘’ Jiang Chen hafifçe gülümsedi.

 

‘’Hhaha, sence ben harika Bai Zhanyun gerçekten sana pes mi edeceğim? Bu taşı sana vermek yerine tuvaletleri süslerim.‘’

 

‘’Eminim evinizin tuvaletleri süslüdür. Yani pazarlık için yer yok?’’

 

‘’Kıçımla pazarlık et! Ya Ejder-Kemiği Güneş Çimini verirsin ya da buradan defolup cehenneme kadar gidebilirsin!‘’ Bai Zhanyun, Jiang Chen ‘in Ruhsal bitkiyi teslim etmesinin gerçekçi olmadığını herkesten iyi biliyordu.

 

Jiang Chen içten içe gülüyordu ve Bai Zhanyun ile daha fazla uğraşmadı. Kendisi için satın alıyor olsaydı, Bu tarz insanların yüzlerine tokat gibi çarpacak bir dünya yöntemi vardı.

 

Kraliyet Prensesi için materyal satın alıyordu. Açıklama yapmak veya birileriyle uğraşmak için vakit harcamasına gerek yoktu. Şayet Bai Zhanyun gibi göt laleleri Kraliyet ailesi ile uğraşmak istiyorsa, engellemesi için bir sebebi yoktu. Sadece denemeleri için bırakabilirdi.

K.N: Adam tam benim kafada :D

 

‘’Patron Song, Aptalca hareketlerden kaçınan oldukça akıllı biri gibisiniz.‘’ hafifçe güldü ve iç çekerek başını salladı ‘’Şu anda bana bunu satmazsanız, gelecekte ağlasanız bile hiçbir faydası olmayacak.‘’

 

Sonrasında Bai Zhanyun ve Hong Tiantong‘u tamamen görmezden geldi.

 

Tam o anda içeri giren görevlilerden biri Patron Song ‘un kulağına endişeli bir yüz ifadesiyle aceleyle bir şeyler söylemeye başladı. Patron Song dinlerken gözleri titriyordu ve Jiang Chen’e bakmaya cesaret edemiyordu.

 

Patron Song ‘un yüzü dinlemeyi bitirdikten sonra tamamen beyazladı. Sanki bedenindeki bütün kan aniden çekilmiş gibi görünüyordu. Aniden nerdeyse ağlamaklı bir ses tonu ile ‘’Genç Dük Jiang, lütfen durun! Yang taşı sizindir! Turkuaz Salonu kesinlikle bir ücret almayacak ve ürünü derhal malikânenize taşıtacaktır.‘’

 

Patron Song ‘un tutumu bir göz kırpışında 180 derece değişince, Bai Zhanyun ve Hong Tiantong şok geçirdiler.

 

Özellikle Bai Zhanyun hayrete düşmüştü. ‘’Amca, ciddi misin? Zaten anlaşmadık mı?‘’

 

Patron Song kederli bir yüzle söyledi ‘’Diyorum ki, Genç Dük lütfen daha fazla zorlamayın. Göksel varlıklar savaşırken bize sadece ölümlü gibi seyretmek düşer.’’

 

Bai Zhanyun öfkeden kan kusuyordu ‘’Göksel Varlıklar? Siktir. Jiang Chen ne çeşit bir göksel varlık? Jiang Han Düklüğü Doğu Krallığında ki 108 Düklükte bile çöp sayılır. Amcamı korkutmak için bu yeterli mi?‘’

 

Bai Zhanyun‘un babasının mevkisi olmasaydı Patron Song bir ömür boyu kadar yetecek dayağı çoktan ona atmış olurdu. Bai Zhanyun‘un başta çok fazla ısrar etmişti ve Patron Song da kabul etmişti. Bu kadar tedbirsiz davrandığı içten içe sürekli küfürler ediyordu.

 

Bu velet sadece ailesinin yıkımı getirmeye çalışmakla kalmamış. Patron Song‘u da yanında dibe sürüklemeye devam ediyordu!

 

Patron Song bir anda ileri fırladı ve nerdeyse Jiang Chen’in bacaklarına sarıldı. ‘’Genç Dük, akılsız ve kördüm. Sana yalvarıyorum. Sana yalvarıyorum, lütfen bu Yang Taşını alın, yaşlı Song‘un bağlılığının simgesi olarak görün!’’

K.N: Adam kontraya kalktı :D

 

Jiang Chen‘in böyle ufak bir işletmede karışıklık çıkarmaya niyeti olmadığını zaten fark ettiğinden, unutmasını ve affetmesini istiyordu.

 

Jiang Chen gülümsedi ve ‘’Patron Song, tavrınızdan dolayı teşekkürler, ben kesinlikle bunu hatırlayacağım. Samimiyetinizden dolayı bunu kabul edeceğim. Fiyatına gelirsek ödemeleri için birilerini yollayacağım. Taşı yarın göndermeniz için adres ve zamanı da size söyleyeceklerdir.‘’

 

‘’Evet, evet Genç Dük çok cömertler. Ben gerçekten utanıyorum...‘’

 

Jiang Chen içten içe gülüyordu. Patron Song ‘un yüzünden dışarıdan yapılan müdahalenin izleri apaçık anlaşılıyordu.

 

Müdahale edenlere gelince, oldukça açıktı.

 

Turkuaz Salonu birçok gücün müdahale bile edemeyeceği bir nüfuza sahipti. Patron Song ‘a bakınca bu gücün Kraliyet ailesi olduğu da belliydi. Ayrıca Kraliyet Ailesinden başka kim Jiang Chen için müdahale bulunurdu ki?

 

‘’Doğu Lu bazı hazırlıklar yapmış gibi görünüyor. Vazgeçip kaçacağımdan mı korkuyorsun?" Jiang Chen iç geçirdi ve gülümseyerek dışarı çıktı. İlk adımlar için gerekli tüm bileşenleri hazırlamayı bitirmişti.

 

Bai Zhanyun ise yine sefilce Jiang Chen’e kaybetmişti ve tamamen görmezden gelindi. Patron Song ‘a öfkeyle baktı ve ‘’Amca, bu konuda bana açıklama yapmalısın!‘’

 

Patron Song gözlerini devirerek baktı ve ‘’Bai Zhanyun, kendinize bir bakın! Burası başkent, Beyaz Kaplan bölgesi değil! Zorbalık yapmadan önce kimi rahatsız edip kimi etmeyeceğinize bir bakın. Amcan olarak sana söyleyeyim. Yanlış tek bir adımınızda bir gecede ailenizin bütün nesillerini kapsayacak bir felakete neden olabilirsiniz!‘’

 

Patron Song kesinlikle yaygaracı biri değildi. Kendisine fısıldayan astı sadece 2 cümle söylemişti.

 

Birincisi ‘’Kraliyet Muhafızlarının komutanı Tiandu dışarıda.‘’ İkincisi ise ‘’Yang Taşını Jiang Chen’e satmalıyız. Aksi halde sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalırız.‘’ idi.

 

Bu iki cümle Patron Song ‘un tavrının değişmesi için yeterde artardı. Doğu Krallığının tüm savaş gücünü ve ölüm kalım kavramlarını elinde tutan kişilerin Kralın Muhafızları olduğunu bilmeyen kimse var mıydı ki?

 

Kraliyet muhafızlarını rahatsız ettikleri takdirde Beyaz Kaplan Dükü bizzat kendisi bile gelse Patron Song‘un parçalarını bulamazdı.

 

Kraliyet Muhafızlarının Krallıktaki en şiddetli ve güçlü birlik olduğu zaten netti ancak böyle bir gücün Jiang Chen’i gölgelerden koruması için ne yapmış olması gerekirdi ki?

 

Patron Song salak biri değildi. Önüne çıkan duvarda yazanları okuyabiliyordu, tabii ki de konumundan ve durumun ciddiyetinin farkındaydı.

 

Her ne kadar Bai Zhanyun’a durumu açıklayamamış olsa da uyarıları ile akrabalık görevini yerine getirmişti. Bai Zhanyun ateşe uçan güveler gibi takip etmekte ısrar ederse eninde sonunda yanacaktı. Bu durum devam ederse Patron Song en kısa zamanda kendisi ve Beyaz Kaplan ailesi arasına keskin bir çizgi çekmek zorunda kalacaktı.

 

Bai Zhanyun ailesinin yüzünü kaybettirdiğine dair Patron Song hakkında söylenip dursa da Hong Tiantong olaya daha farklı yaklaşıyordu. Aynı şey başlarına bir kez gelse tesadüf denebilirdi belki fakat ikidir aynı şey oluyordu.

 

‘’Gerçekten Jiang Chen’i destekleyen etkili bir figür olması mümkün mü?‘’

 

Jiang Chen‘e gelince işlerini tamamladıktan sonra daha fazla dışarıda oyalanmadı ve doğrudan evinin yolunu tuttu.

 

Tam kapıdan girecekken 2 kişinin malikaneden dışarıya doğru ilerlediğini gördü. Bunlardan biri Jiang Han Malikanesinin Dükü olan babası Jiang Feng ‘di.

 

Diğeri kasvetli ve uğursuz bir yüzü olan orta yaşlı bir adamdı. İfadesi soğuktu ve dosdoğru çıkışa doğru yürüdü. Jiang Feng biraz yalın bir gülümsemeyle ona eşlik ediyordu ve düşük sesle bir şeyler söylüyordu. Hatta mütevazı davranıyordu. Ancak Jiang Feng ne kadar sıcak davranırsa davransın. Sıcak bir yüzün yanına soğuk kıç koyulmuş gibi görünüyordu. Yaşlı adam epey mesafeli ve oldukça soğuktu.

 

Kapıya vardıklarında yeni gelen Jiang Chen’e rastladılar.

 

Jiang Chen nihayet geçmiş hatıralarından bu adamın kim olduğunu hatırladı.

 

‘’Yardımcı Organizatör Du?‘’

 

Bu adam Gizli Ejderha Denemelerinin organizatörlerinden biriydi.

 

"Chen'er, döndünüz mü ? Gelin ve Büyük Organizatör Du'yu selamlayın. Sonunda onu köşkümüze davet edebildim ancak ne yazık ki kendisi birkaç meseleye katılmak zorunda bu nedenle ayrılması gerekiyor.‘’

 

Yardımcı Organizatör Du Jiang Chen'e bir göz attı ve sinsi bir gülümseme ile , "Sanırım Jiang Chen’siniz?"

 

Gizli Ejderha Denemelerinin ana organizatörlerinden biri olarak, Jiang Chen'in kim olduğunu elbette biliyordu. Tamamen sahte bir soruydu.

 

Jiang Chen oldukça iyi bir gözlemci olmakla birlikte ayrıca zeki biriydi.  Babasının bu adamdan ne kadar çok çekindiğini görmezden gelerek baskın bir tonla söylendi.

 

‘’Evet benim, Sen de Yardımcı Organizatör Du‘sun değil mi?‘’

 

Gizli Ejderha Denemelerinin Yardımcı Organizatörü Du Ruhai yetki bakımında hemen 2. Sırada yer alıyordu ve katılan tüm ailelerin de servetinin yarısını elinde tuttuğunu söylemek yanlış olmazdı.

 

Hangi Dük olursa olsun, kim Du Ruhai ile konuşurken tevazu göstermez veya alttan almazdı ki?

 

Onu rahatsız ettikten sonra denemeler sırasında nasıl öldüğünü bile anlayamayabilirdin, kritik bir anda çarkına garip şeyler tıkanabilirdi.

 

Bu nedenle, Jiang Chen‘in kendisini memnun etmeye çalışmayı bırak bu şekilde bir ses tonu ile sorguladığını görünce Du Ruhai öfkeden neredeyse kıpkırmızı oldu.

 

Du Ruhai incelik hakkında çok fazla endişesi olan biri değildi. Keza zaten Jiang Han Düklüğüne de yeterince merhametli veya affedici olmak zorunda hissetmiyordu.

 

Donuk bir yüzle ‘’Jiang Han Dükünün oğlu? Oğlunun karakteri gerçekten ilginç, Ritüllerde bile osuracak kadar cesur olduğunu varsayarsak Yardımcı Organizatöre saygısızlık yapması şaşılacak bir şey değil.‘’

 

Jiang Han dükü olayların farkında varmıştı ve tam özür dilemek üzereydi ki,

 

Du Ruhai elini sallayarak konuşmaya devam etti ‘’Jiang Han Dükü, hiç gerek yok. Gizli Ejderlik Denemelerinde oğluna yardım etmeyi planlıyordum. Ancak oğlunuz kesinlikle ahlak ve karakterden yoksun gözüküyor. Bugün diğer Düklerden birçok mesaj aldım. Görünen o ki yardımcı olsam bile sadece kendime zarar vermiş olurum. Denemelerde tek başınızasınız! ‘’

 

‘’Organizatör Du.. Du.. ‘’ Jiang Feng oldukça tedirgin olmuştu.

 

‘’Jiang Han Dükü, açıkçası beni suçlamayın. Diğer Düklerin söylediklerini tekliflerini görmezden gelsem bile oğlun kesinlikle çöp. Onun için hayatı daha da zorlaştırmadığım için dua etmelisin.‘’

 

Du Ruhai, hakem olarak kararını olumsuz yönde vermeye karar verdi..