King of Gods - Bölüm 74: Savaş Puanları

---

 

Çeviri: RassNt Düzenleme: Berkay Lamba

Pat!

 

Tek gözlü haydut yere düştü, yere ulaşmadan önce nefes alış verişi durmuştu.Aynı anda Zhao Feng’de yere indi.

 

Hu!

 

Nazikçe nefesini bıraktı ve sol gözündeki zayıf azur ışık kayboldu.Tek gözlü adamı öldürürken sol gözü tam potansiyeline kadar aktifleşmişti ve Akan Rüzgar Duruşunu parmağıyla birleştirince, gücü Dövüş Ustası derecesine kadar ulaşmıştı.

 

Bu Zhao Feng’in şimdiye kadarki en güçlü saldırısıydı!

 

Haydutların patronu Zhao Feng’in Yıldız Parmağının dördüncü seviyeye ulaştığını ve havadan saldırı yapabileceğini hiç düşünmemişti.Aynı zamanda sol gözü sayesinde düşmanının açıklarını yakalamış ve bu avantajla rakibini alnından vurmuştu.

 

Onu öldürdükten sonra Zhao Feng üzerindeki eşyaları araştırdı.Haydutun yedinci derece bir Dövüş Ustası olduğu belliydi, sadece sahip olduğu gümüş sayısı iki yüz üç yüz kadardı.Bunun yanında iki tane yüksek derece dövüş sanatı ve bir tane zirve derece dövüş sanatı vardı.

 

Bunların yanı sıra Zhao Feng ayrıca bir de bir şişe değerli “Şifalı İyileştirme Hapları” bulmuştu.Ne işe yaradığı isminden belliydi zaten.

 

Hmmm?

 

Haydutun eşyaları içinden Zhao Feng’in gözüne bir mektup ilişti.Onu açtığında, içeriği haydutun Çınar Ateşi Ülkesinden bir asille ticaret anlaşması olduğunu kanıtlıyordu.

 

“Hmm, bundan kazanacağım savaş puanı yirmiden fazla olmalı çünkü onun Çınar Ateşi Ülkesiyle bağlantısının kanıtları var.” Zhao Feng cesedi bir kenara iterken oldukça memnundu.

 

Sou!

 

O sırada, Gümüş elbiseli kel kafalı bir genç diğer taraftan geldi.

 

“Onu yere bırak!” Lei Cong Zhao Feng’in hareketini durdurmak için emir verdi.

 

“Kardeş Lei ne demek istiyor?” Zhao Feng sakince konuştu.

 

“Haydut daha önceden ağır bir şekilde yaralanmıştı, bu yüzen savaş puanlarını ve eşyaları aramızda bölüşmeliyiz.” Lei Cong’un yüzü soğuk ve sertti.

 

Bunu duyunca, Zhao Feng kalbinde öfkenin kabardığını hissetti.Bu herif savaş puanlarını ondan almaya çalışıyordu.

 

“Ben haydutla dövüşürken, gücünün hala yüzde yetmişi sekseni duruyordu ve son saldırıları onu daha da tehlikeli yapmıştı.” Zhao Feng ölü bedenin önünde dururken güçlü bir şekilde konuştu.

 

Liderle dövüşürken büyük bir risk almıştı, bu yüzden nasıl olurda savaş puanlarını verirdi?

 

“Hahaha...Zhao isimli velet, burada dövüş olduğuna dair bir kanıt yok ve tek gözlü haydut tek parmakla öldürüldü, bunu yapabileceğini düşünüyor musun? Üstelik sende hiç yara yok, yani Dövüş Ustasının son saldırısını nasıl kolaylıkla engelleyebilmiş olabilirsin?” Lei Cong soğuk bir şekilde konuşurken gözlerinden bir ışık parıldadı.

 

Cidden Zhao Feng gerçekten lideri öldürmüş olsa da çok fazla şüpheli nokta vardı.

 

Birincisi, haydut çok fazla direnç gösteremeden tek parmakla öldürülmüştü.İkincisi, Zhao Feng’de hiç yara yoktu ve hiç dövüş yaptığına dair iz yoktu.

 

Son kritik nokta Zhao Feng haydutların liderini öldürürken Lei Cong’un kendisi de dahil hiç bir genç orada değildi.

 

Sou! Sou! Sou!

 

Yavaş yavaş gençler toplanmaya başladı ve Zhao Feng ile Lei Cong’un mesafeli bir şekilde durduğunu görünce son derece meraklandılar.Gençler nedenini sorduktan sonra gülmeye başladılar.

 

“Velet! Savaş puanlarımızı çalmaya çalışma, benim takımım, Lei Cong’un takımı, en az yarısını almalı.” Lei Cong’un takımı son derece agresifti.

 

Daha sonra, Lu Xiaoyu ve Lu Chen’in takımları da oraya vardı.

 

“Kardeş Feng!” Zhao Yufei ve Huang Qi, Zhao Feng’in sağına ve soluna geçtiler, ama buna rağmen onların gücü Lei Cong’un takımına karşı daha zayıf görünüyordu.

 

“Ufaklık, sana bir şans daha vereceğim, bana haydutun bedenini, kanıtı ve ganimeti teslim et ve ben de sana savaş puanının birazını vereyim.” Lei Cong zorlarcasına konuştu.

 

“Hayır.” Zhao Feng soğuk bir şekilde güldü, onun tavrı da sertti.

 

“Görünüşe göre zaferin şerefine kadeh kaldırmaktansa yenilgi şarabını içmeyi tercih ediyorsun.” Lei Cong saldırı yapmak için yavaşça elini kaldırırken gözlerinden soğuk bir ışık parıldadı.

 

Orada bulunan gençlerin nefesi kesildi.Kenardan Lu Xiaoyu sinsice izliyordu ve Huang Qi’nin alnından soğuk terler akıyordu.Lei Cong On Gök Muhafızının ikincisiydi ve takımında ilk ondan iki kişi vardı.Zhao Feng Lei Cong ile mücadele edebilse bile, Zhao Yufei ve Huang Qi diğerleriyle nasıl baş edecekti?

 

Teng!

 

O sırada, karşı konulamaz bir aurayla güzel bir figür oraya vardı.

 

Feng Hanyue!

 

Lei Cong da dahil bir çok genç onu selamladı.Savaştan sonra Feng Hanyue’nin yüzü soluktu ve yarasının tam olarak iyileşmediği belliydi.

 

Durumu öğrendikten sonra, Feng Hanyue konuştu: “Tek gözlü haydutun ölmeden önce gücünün en az yüzde sekseni duruyordu.”

 

Hua!

 

Zhao Feng’e inanamaz bir şekilde bakarken kalabalıktan bağırma sesleri yükseldi.

 

“Açıkçası, ben orada olmasaydım, hepiniz aynı anda saldırsanız bile onu öldüremeyecektiniz.Bu nedenle savaş puanlarının en az yarısını ben alacağım!” Feng Hanyue’nin sözleri aniden değişti.

 

En az yarısı!

 

Zhao Feng ve Lei Cong’un kalbi sıkıştı.Cidden Feng Hanyue tek gözlü haydutu yaralamak için çok çaba sarf etmişti, Lei Cong ve Zhao Feng’in diyebileceği bir şey yoktu.

 

“Peki ya diğer yarısı?” Lei Cong sordu.

 

“Bu benim problemim değil, Ayrıca Guanjun Birliğinden gözcüler ve hesaplayıcılar var.” Feng Hanyue otoriter bir tavırla konuştu.

 

Bunu duyunca, kalabalık başını salladı.Birisinin savaş puanlarını hesapladığını biliyorlardı.

 

Shua!

 

O sırada, çok uzak olmayan ağaçların içinden bir figür çıktı, onun hızı haydut liderinin hızından iki kat daha yüksekti!

 

Guanjun Birliği!

 

Gençler kalplerinin sıkıştığını hissetti.Guanjun Birliğinden olan bu adam sekizinci dereceydi ve baskın bir aura yayıyordu.Feng Hanyue bile ona korku ve sayıyla bakıyordu.

 

Guanjun Birliği Lord Guanjun’un kişisel korumalarıydı ve her birinin gücü normal Dövüş Ustalarını aşıyordu.Feng Hanyue bile adamın nerede saklandığını bilememişti.

 

“Yirmi puan haydutların liderini öldürmek, on puan da kanıt toplamak olmak üzere toplam otuz puan...Hepsi Zhao Feng’e ait.” Birlik üyesi soğuk bir şekilde konuştu.

 

Ne!?

 

Bunu duyan gençlerin ağzı açık kaldı.

 

Bu nasıl mümkün olabilir?

 

Lei Cong, Lu Xiaoyu ve Feng Hanyue şok içindeydi ve ne diyeceklerini bilmiyorlardı.

 

“Haydut lideri Zhao Feng tarafından tek başına öldürüldü, ve dövüşe giren hiç kimse yüz nefeslik süre içinde yardım etmedi.Düşman ülkeyle bağlantısı olduğunun kanıtı da Zhao Feng tarafından tek başına elde edildi, Bu nedenle otuz puanın hepsi de ona gitti.” Birlik üyesi açıklama yaptı.

 

Sözünü bitirdiğinde herkes anlamıştı.Kurallar böyleydi, Feng Hanyue ve diğer gençler lideri yaralamada büyük rol oynasa da, onu öldüren kişi tek başına Zhao Feng olmuştu.

 

Birlik üyesi Zhao Feng’e bir bakış attı ve konuştu: “Fena değil!” ayrılırken ardında onu sorgulamaya cüret edemeyen bir çok genç bıraktı.Fakat, bazıları da Zhao Feng’e ihtiyatla bakıyordu.Birlik üyesi, Zhao Feng’in lideri katledişini tamamen görmüş olmalıydı ve bu nedenle tüm puanları ona vermişti.

 

Herkes on puanın bir zirve derece dövüş sanatı, elli puanın da bir yarı-Kutsal dövüş sanatıyla takas edilebileceğini biliyordu.

 

Gençler Zhao Feng’e kıskançlık ve gıptayla bakıyordu çünkü ekstradan otuz puan almıştı.Tüm bunların ortasında Lei Cong ve Feng Hanyue’nin yüzü sönüktü.

 

Zhao Feng, Feng Hanyue’den yayılan soğukluğu ve Lei Cong’un gözlerindeki uyarıyı hissedebiliyordu.

 

“Kardeş Hanyue, duyduğuma göre en çok savaş puanı toplayan kişiye ekstradan bir ödül verilecekmiş.Bu kadar kolay vazgeçemeyiz değil mi?” Lei Cong yumuşak bir tonla Feng Hanyue’ye konuştu.

 

Şuan, Zhao Feng açık bir şekilde liderdi, Feng Hanyue ve Lei Cong’dan kurtulmuştu.

 

“Bir süre mutlu olmasına izin vereceğim.” Feng Hanyue’nin yüzü bir kez daha sakin bir hal aldı.

 

Bu olaydan sonra, Zhao Feng’in ismi tüm Gök Muhafızları Taburunda yayıldı, bazıları onun sadece şanslı olduğunu düşünürken bazılarının da gözleri ışıldıyordu.

 

Görev henüz bitmemişti ve haydutlardan alınan bilgilere göre, şuan yok ettikleri haydut grubunun ismi Metruk Yıkım Haydutlarıydı.Bölgede, içinde Dövüş Ustaları bulunduran en güçlü grup Ölümcül Kurt Haydutları da dahil bir kaç grup daha vardı.

 

Üç gün sonra.

 

Gök Muhafızları Taburu takımları yakınlardaki neredeyse bütün haydutları öldürmüştü.Savaşa girdikçe, gençlerin gücü yüksek bir hızla artış gösteriyordu.

 

Günün birinde.

 

Bir kaç küçük takım bir araya toplandı ve Ölümcül Kurt Haydutlarının sığınağına saldırdı.Bilgi toplamakla görevli olan kişi Zhao Feng’di.

 

Bir mağaranın derinliklerinde.

 

“Bu piçler bizim gizli yerimizi nasıl buldu?” Ölümcül Kurt Haydutlarının lideri ayağa kalktı.

 

Ölümcül Kurt Haydutlarının saklandıkları yer son derece güvenli bir yerdi.Bir kişi oranın nerede olduğunu bilse bile, yol son derece tehlikeli, karmaşık ve takip etmesi zordu.

 

Sığınaktaki haydutlar arasında bir kaos patlak verdi.Metruk Yıkım Haydutları bu gizemli gençler tarafından katledilmişti.

 

“Öldürün!” Gök Muhafızları Taburu grupları saldırdı.

 

“Bütün kardeşlerimize geri çekilmelerini söyleyin!” Ölümcül Kurt Haydutlarının lideri bu gençlerin gizemli arka planını düşündü ve anında kararını verdi.

 

Kısa bir süre sonra, yirmi otuz kişilik bir grup arkadan kaçtı.

 

“Öldür…”

 

Tepenin arkasından savaş sesleri yükseldi.

 

Sou! Sou! Sou…

 

Ormanın yakınlarından onlarca ok yağdı.Gençlerden biri altın bir yay tutuyordu ve anında fırlattığı altı yedi okun hepsi de hedefinin canını aldı.

 

“Bu piçler kaçış rotamızı nereden bildi?” Haydutların lideri soğuk bir nefes aldı.

 

Gözleriyle etrafı taradı ve gözleri altın bir yay tutan gencin üzerinde durduğunda kabinin buz kestiğini hissetti.