King of Gods - Bölüm 166: Can Alıcı Cazibe

---

Çevirmen:RassNt  Düzenleme:Berkay Lamba

    Zhao Feng ahşap odayla bulunduğu yerin arasında 100 metre olduğunu ve arada uçurum olduğunu fark etti.   Normal şartlar altında Yükselme Aleminin 3.Semasındakiler uçamazdı.Havada 100 metre süzülebilirlerdi ama uçurumun üstündeki rüzgar çok güçlüydü ve 3.Semadaki yetişimcileri bile bir kaç nefeslik sürede paramparça edebilirdi.   O anda 3 çekirdek öğrenci siyah ve altın yolun kenarındaydı, ama herhangi bir hamle yapmıyorlardı.   Zhao Feng’in sol gözünün göz bebeği hafiften büzülerek iskeleti ve yakınlarındaki eşyaları inceledi.   “İskelet uzun süredir orada ama kemikler hala hafiften parlak, bunun anlamı bu kişi yaşıyorken yetişimi Gerçek Ruh Alemi ya da daha üstündeydi.”   Zhao Feng’in gözleri pırıldadı.   Bunu sadece o değil 3 çekirdek öğrenci de görüyordu.   Arkasında bıraktığı eşyalar uzun bir süredir oradaydı, ama herhangi bir şekilde paslanma ya da bozulma yoktu, bunun anlamı onların basit olmadığıydı.   Kırık bambu kılıcı, Yeşim takı, antik kitaplar…   Bu eşyaların materyalleri eşsizdi ve kemikler gibi onlar da eskimemişti.   “Eğer cesedin yanındaki eşyaları alabilirsem, bu sınavdan başarısız olsam da sıkıntı olmayacak.Gerçek Ruh Alemindeki bir yetişimcinin ardında bıraktığı eşyalar Ruhani sınıf yetenekler ya da Ruhani derece silahlar olabilir…”   Quan Chen son derece heyecanlandı ve aç gözlülüğüne hakim olamadı.   Herkes iskeletin yanındaki eşyalara beklenti içinde baktı ve Zhao Feng hemen bir sonuca vardı:   1.Kırık bambu kılıcı bir Ruhani silah olabilirdi ve içinde bir ruh yoksa bile, yine de en az Elit sınıf Ölümlü silaha denkti.   2.Yeşim takının materyali oldukça eşsizdi ve içinde bir güç akışı varmış gibi görünüyordu.Onun değeri Ruhani silah kadar olmayabilirdi ama çok da aşağısında olmamalıydı.   2 eski kitap için ise ne sınıf olduğunu kimse bilemezdi, ama iskeletin ölmeden önceki yetişimine bakılınca, en az zirve sınıf ölümlü yetenek olmalıydı.   Bu eşyalar Sınavın 1.sıra ödülünü bile aşabilirdi.   Zhao Feng’in bile onları elde etme dürtüsü ortaya çıktı, ama gözeri pırıldadı ve iç çekti: “Devam ediyoruz!”   Lin Fan hiç tereddüt etmedi ve Zhao Feng’i takip etti.   “Gerçekten, Yükselme Aleminin 4.Sema yetişimcilerinin bile ahşap odaya ulaşıp zarar görmeden geri dönebileceğine dair kendine tam güveni yok.” Lin Fan düşündü.   Yükselme Aleminin 4.Semasındaki yetişimcilerin başarı şansı sadece 20% idi ve en yüksek yetişime sahip olan Yang Gan’ın ise rüzgarın ne kadar güçlü olduğuna bağlı olarak 30-40% olabilirdi.   “Benim amacım 1.olmak ve Hai Yun Ustanın puanını geçmek.”   Yang Gan’ın gözleri keskinleşerek o da oradan ayrıldı.   Bunun ardından Quan Chen ve Lu Hu da iç çekti ve tekrar koşmaya başladı.   Çoğu öğrenci bu eşyalar karşısında tereddüt etti, ama bir süre sonra ayrıldılar.Hepsi de seçkin öğrencilerdi ve aç gözlülüklerini kontrol edebiliyorlardı.Üstelik başarı şansı oldukça düşüktü ve 4.Semanın altındakilerin neredeyse hiç şansı yoktu.   Bunun ardından yolun iki yanında üzerinde “ödüller” yazan iki devasa taşlar ortaya çıkmaya başladı.   Bir noktadan sonra.   Uçurumda yoğun enerjili bir orman ortaya çıktı ve bir kişi baktığında onun içindeki hazineleri görebiliyordu.   “Ruhani Tatlı Meyve 7.Semanın altındakilere yardımcı olabilir.Bir meyve yetişimcinin doğrudan bir sema atlamasına sağlayabilir.” Liu Yue’er meyveyi tanıyınca bağırdı.   “Ay Ejderhası Kökü, söylentilerde bir kişinin vücut özelliklerini artırdığı anlatılan hazine ve hatta bir tane kadim özel kabiliyet verme ihtimali var…”   Zhao Feng önünde duran ormana baktı ve derin bir nefes aldı.   Yem çok güçlüydü.   Burada bir kişinin hayatını ve kaderini değiştirebilecek bir çok hazine vardı, tıpkı Zhao Feng’in sol gözü gibi.   Zhao Feng bir kişinin kabiliyetini artırmak için kullanılabilecek cennete meydan okuyan materyaller bile fark etti.   Bu ormandaki hazine şimdiye kadar gördükleri şeylerin çok çok ötesindeydi.Eğer içlerinden birisi ormana girebilir ve kaderini değiştirebilirse, Gerçek Ruh Alemine ulaşması çok zor olmazdı.   “Ruhani Tatlı Meyve! Kızıl Ejderha Meyvesi!”   3.Semanın zirvesindeki bir öğrencinin gözleri aç gözlülükle parladı.Bu kişi Chen Yue idi, Zhao Feng’in tek tanımadığı kişi.   Teng!   Chen Yue haykırarak Gerçek Gücünü deveran etti ve onu uçuruma doğru ittiren kızıl bir dalga şekillendirdi.   Hu~   Uçurumun üstündeki rüzgar hareketlenmeye başladı, bu Chen Yue’nin yüzünün kızarmasına neden oldu.Sahip olduğu her şeyi kullandı ve etrafındaki Gerçek Güç katmanı parçalanmadan önce 10-20 metre kaçtı.   “Ahhh!”   Chen Yue uçurumun derinliklerine düşmeden önce çığlık attı ve görüşten kayboldu.Bu sahne diğer bütün öğrencileri şok etti.   “3.Semanın zirvesindeki Chen Yue havada sadece 10-20 metre kaçabildi, bu toplam uzaklığın beşte biri bile değil.”   Zhao Feng’in ifadesi son derece temkinliydi.Onun yetişimi Chen Yue’ye göre daha düşüktü, yani Gerçek Güç miktarı daha azdı.Ama saflık bakımından Zhao Feng daha öndeydi.   “Gidelim.”   Lu Hu, başını salladı ve ayrıldı.En başta, o denemek istemişti çünkü 4.Semadaydı ve güçlü yanı vücut güçlendirmeydi.Ama Chen Yue’ye olanları gördükten sonra, Lu Hu uçuruma düşmeden önce en fazla 40-50 metre ilerleyebileceğini anladı.   “Koşmaya devam edelim.”   Herkes iç çekti ve kalplerindeki aç gözlülüğü bastırarak tekrar koşmaya devam ettiler. Jiang! Jiang! Jiang…   Arkalarındaki siyah metal canavar yemek ya da yorulmak nedir bilmiyordu ve takip etmeye devam ediyordu.Öğrencilerin hızı yüksek olsa da, yine de dinlenmeye ve yenilenmeye ihtiyaçları vardı, yani canavarı tamamen görmezden gelemezlerdi.   “30% şans.”   Zhao Feng’in gözleri ışıldayarak ormana bir bakış attı, ama en sonunda vazgeçti.Yüzen Taç Sınavının yolu uzundu ve daha sonraki zamanlarda kesinlikle daha fazla ödüller çıkacaktı.   Bu daha ilk Sınavdı ve burası sadece ölümün yolu değil aynı zamanda baştan çıkarıcılığın da yoluydu.   …….   Yüzen Taç Sarayının girişi.   Weng!   Kapıdan tuhaf yeşil bir ışık parladı.   “Bu kadar hızlı mı?”   4 Elder ve Klan Ustası şaşırdı.Çember sönükleşti ve bir figür ortaya çıktı, o Chen Yue idi.   “Seni bu kadar hızlı çıkaran neydi?” Elder Xue derin bir tonla sordu.   Chen Yue gri bir yüz ifadesiyle neler olduğunu Elderlere ve Klan Ustasına anlattı.   “Bir iç saha öğrencisi olmana rağmen bu baştan çıkartmaya direnemedin mi?” Büyükanne Liuyue küçümser bir şekilde konuştu.   “Hepsi onun hatası değil.Bu Sınav öncekilere göre daha zor görünüyor, Gerçek Ruh Aleminde bir canavar tarafından kovalanıyorlar ve yoldaki ödüller de muazzam.”   Kırık Ay Klanı Ustasının yumuşak ve alımlı sesi duyuldu.   “Ne kadar zor olursa, son ödül o kadar büyük olur.Maalesef ki bu genç ilk sınavı bile geçemedi, yani o herhangi bir ödül alamayacak.Neyse ki bu ilk Sınav yeri sadece Erdem sahibi olanlar için.Onun Şeytani Sınava girip canlı bir şekilde geri gelebileceğini hayal edebiliyor musunuz?” 1.Elder zayıf bir gülümseme gösterdi.   Elderler kendi öğrencileri hala içeride olduğundan Chen Yue’nin başarısızlığına şaşırmadılar.   …..   Göz açıp kapayıncaya kadar, Sınavda 2 gün daha geçti.   Jiang! Jiang!   Siyah metal canavar hızı yüksek olmasa da yorulmadan onları takip etti.Öğrencilerden çoğu devam etmek için kendi irade güçlerine ve haplarına güveniyordu.   Tüm öğrenciler arasında en rahatı Yang Gan idi.Onun yetişimi en yüksekti ve hızı siyah metal canavara göre kat kat daha üst seviyedeydi.   Quan Chen bile yorulmaya başlamıştı.4.Semanın altındaki yetişimciler arkalarındaki canavar tarafından öldürülmekten kaçınmak için adım adım, dirhem dirhem ilerlemek zorundaydılar.   Herkes en sonunda 1.Sınav Ölüm Uçurumunun 3 gün 3 gece boyunca kovalanmak ve yolda gördükleri baştan çıkarıcı şeyler tarafından dikkatlerinin dağıtılmasına dayandığını anladılar.   “Sadece yarım gün kaldı.Millet, devam edin!”   Yang Gan en önden onları yüreklendirmeye çalıştı, ama yapabileceği en fazla buydu.O bile canavar tarafından anında katledilebilirdi.   Yang Gan’ın bakışları 1.Elderin diğer öğrencisi olan Zhao Feng üzerine yöneldi.Onun nefes alış veriş hızı düzenliydi ve diğerlerinin aksine sakin bir ifadesi vardı.Onun yanındaki Lin Fan’ın yüzünden terler akıyordu, ama güçlü iradesi sayesinde devam ediyordu.   Yang Gan’ın en çok şaşırtan grupta en düşük yetişime sahip olanların Zhao Feng ve Lin Fan olmasına rağmen, buraya kadar devam edebilmiş olmalarıydı.Özellikle Zhao Feng, diğer çoğu kişiye göre çok daha rahat görünüyordu.   O sırada, yolun iki tarafındaki baştan çıkarıcı şeyler giderek yakınlaşmaya başladı.   Bu baştan çıkarıcı şeyler 100 metre uzaktaydı, ama şimdi 70-80’e düşmüştü hatta en yakın menzildekiler 50-60 metreye kadar düşüyordu.   Ama 2 günlük kesintisiz koşudan dolayı insanların enerjisi düşmüştü.Üstelik eşyaların değeri de öncekilere göre düşmüştü.   “Daha büyük ödül için daha büyük risk.Zorluk düştükçe eşyaların değeri de düşüyor.”   Zhao Feng sessizce başını salladı.   Koşarken sol gözüyle aniden beliren ödülleri incelemeye devam etti ve başarı şansını değerlendirdi.Fakat çoğu ödül için başarı şansı 50%’den azdı ve eşyalarda çok harika değildi.   Bir süre sonra.   Uçurumun manzarası aniden değişti ve 20-30 metre uzakta 4-5 metre büyüklüğünde tuhaf bir köşk belirdi.   Köşkten bir ud sesi geliyordu ve orada güzel bir kadın oturuyordu.Kadının kaymak gibi beyaz bir cildi vardı ve ince siyah kaşlara sahipti.Her gülümseyişi ona bakanların afallamasına neden olan sınırsız bir cazibeyle doluydu.   Bu tuhaf sahne öğrencilerin temkinli olmasına neden oldu, ama bakışları kadının üzerine geldiğinde herkes onun güzelliğini doğrudan vücutlarının ve ruhlarının derinliklerinden hissettiler.   Bu yer sadece 20-30 metre ilerdeydi, yani rüzgarların gücü daha hafif olacaktı.   Herkesin kalbi hızlanmaya başladı ve Lu Hu, Sun Yunhao ve Quan Chen saplantıyla doldu.Tuhaf olan şey Liu Yue’er ve Ran Xiaoyuan’ın ifadesi sersemlemiş gibiydi.   Neredeyse hiç kimse udun sesine direnemiyordu.Grubun içinde etkilenmeyen sadece Zhao Feng vardı ve kadına ışıltılı gözlerle baktı.   İlk tepki gösteren Yang Gan oldu, daha sonra Lin Fan dişlerini sıktı ve kendini frenledi.   Zhao Feng hafiften etkilendi, Lin Fan’ın irade gücünün Quan Chen’den bile iyi olacağını tahmin etmemişti.   Da!   Yang Gan sesli bir şekilde bağırdı ve diğerlerini uyandırdı.   “Kardeş Yang, o sadece 20-30 metre uzakta...deneyebilir miyiz…?”   Quan Chen öneride bulundu, köşkteki kadın çok tatlıydı, tıpkı bir tanrıça gibiydi.   “20-30 metre şimdiye kadarki en yakın mesafe…”   Zhao Feng gözlerini kısarak başarı şansını ve içerideki eşyaların değerini hesapladı.