Bölüm 174: Gökyüzü Sınır Adası

avatar
13029 40

King of Gods - Bölüm 174: Gökyüzü Sınır Adası


Çevirmen:RassNt  Düzenleme:Berkay Lamba




Bir kişi Yüzen Taç Sınavında ne kadar uzun süre kalabilirse o kadar fazla puan alacaktı.Buna ek olarak geçilen sınav sayısının yanı sıra bu sınavlardaki performanslar da son ödülü belirleyecek olan toplam puanı etkileyecekti.   İlk sınavda atılan Lu Hu ve diğer iki öğrencinin dışında kalan 7 kişi ilk sınavı başarılı bir şekilde geçerek en az 30 puan almıştı, ve bu noktaya kadar ulaşan öğrenciler de sınavlar sırasında iyi bir iş başarmış sayılabilirdi.   Tabii ki, katılımcıların performansları sayesinde kazandıkları puan gizliydi.   Bütün katılımcıların vücuduna Yüzen Taç Nişanları gömülmüştü, ve Zhao Feng bile Nişanın varlığını hissedemiyordu; fakat düşmanlarını öldürdükçe sol gözü nişandaki hafif hareketlenme işaretlerini yakalayabiliyordu.   Kaç puan kazandığını bilmese de, çok fazla sayıda yarasa öldürdüğünden puanı düşük olmamalıydı.   Zhao Feng daha sonra yavaşça yoluna devam etti, zihnindeki harita daha da belirginleşmeye başladı.Haritada hala bir kaç siyah nokta kalsa da çıkış yolu çoktan ortaya çıkmıştı.   “2.Sınavın başlamasından beri 3 gün geçti bile.”   Zhao Feng mağarada hala bazı hazinelerin olduğunu bilse de daha fazla zaman harcayamayacağını da biliyordu.   Her halükarda şansı çok iyi değildi, yarasa yuvasının içindekiler hariç hiç iyi bir şeyler bulamamıştı.   Sadece Bei Moi ve Yang Gan bir yer altı katına girdikten sonra bir kaç Ruhani eşya bulmuştu.   İki saat sonra ilerde Zayıf bir ışık zerresi belirdi ve ayaklarının altındaki materyal yavaşça azur renge döndü.   Zhao Feng çıkışı görene kadar zayıf ışık zerresi giderek daha parlak bir hal aldı.Büyük, azur bir kapı ardına kadar açıktı.   Kapıdan geçtikten sonra kafasında bir ses yankılandı: “2.sınavı geçtiğin için 50 puanla ödüllendirildin.5 günün dolmasının ardından, 3.sınav açılacak.”   Kapının ardında Gökyüzü Ay Dağındaki enerjiden birkaç kat daha fazla enerji içeren azur bir salon vardı.İçeride sadece 3 kişi vardı: Yang Gan, Quan Chen ve Bei Moi.Üçü de bacaklarını çaprazlayarak yere oturmuş daha önce yedikleri bitkileri sindiriyordu.   Bei Moi onların arasında en hızlı gelişim gösterendi, aurası 4.Semaya doğru hareket ediyordu.   Yang Gan da ilerleme gösteriyordu fakat bir kişinin yetişimi ne kadar yüksekse ilerlemesi o kadar zorlaşıyordu.Bu seviyede yetişimde en ufak bir ilerleme için büyük çaba gerekiyordu.Tüm bunlara rağmen Yang Gan yine de 5.Semanın son aşamalarına ulaşmıştı, ve sınavdan sonra 6.Semaya geçmeyi deneyip başarılı olma şansı vardı.   Yarım gün sonra, Liu Yue’er ve Ran Xiaoyuan’ın ikisi de kapıdan geçti ve salona girdi.   Zhao Feng’in bildiğine göre daha geç gelenler hiç ekstra bonus almayacaktı.   2.Sınav.   Yang Gan en hızlıydı bu yüzden 30 ekstra puan almıştı.   Bei Moi ve Quan Chen de ekstra 20 puan almıştı.   Herkes ilk sınavdan alınan puanın sadece 30 olduğunu biliyordu.   Bu puanları almak kolay değildi, ve sınavlar bittikten sonra puanlar oldukça işe yarayacaktı.   Zaman yavaşça geçti, ve herkes bu zamanı gücünü artırmak için kullandı.   Zhao Feng, Bei Moi, Ran Xiaoyuan ve Lin Fan yetişimlerinde büyük gelişimler göstermişti.Bu özellikle Zhao Feng için geçerliydi, 2.sınav daha bitmeden bir üst semaya ulaşmıştı.   Bunun dışında Ran Xiaoyuan ve Lin Fan da aşma noktasına ulaşmıştı.   En sonunda.   Kafalarında bir ses duyuldu: “Yüzen Taç Sınavı 3.aşama olan “Gökyüzü Sınır Adasına” geçecek. Burada bir çok ödül var ve süre sınırı yok.Bir kişi ne kadar uzun süre hayatta kalırsa o kadar fazla puan kazanacak.Bu sınavın son aşaması, 10 gün geçtikten sonra Gerçek Ruh Alemindeki siyah metal canavarlar gelecek ve sizi öldürmeye çalışacak.Onların takibinin süresi uzadıkça daha fazla zorlaşacak.”   Ses ortadan kayboldu, salonun diğer tarafında ışıltılı azur bir kapı açıldı.   Zhao Feng içgüdüsel olarak sol gözünü açtı, aniden ifadesi tuhaf bir hal aldı.   Düzenekler hakkında bir kaç şey biliyordu ve sol gözünü kullanarak düzeneğe bakıp onun tipini anlayabilirdi.   “Son aşamada birlikte olamayız, artık her şey sana bağlı.”   Zhao Feng Lin Fan’a konuştu ve Lin Fan minnettar bir şekilde cevapladı: “Kardeş Zhao’nun sayesinde buraya kadar gelebildim.Bu son aşamada elimden geleni yapacağım.”   Zhao Feng başını salladı ve Lin Fan’ın çoktan 3.Semaya yükselme gereksinimlerini elde ettiğini hissetti.Eğer bu aşama sürecinde bir üst semaya aşabilirse daha iyi puan alabilirdi.   Shua! Shua! Shua…   7 öğrenci arka arkaya ortadan kaybolarak ışıltılı kapıda geçti.   ….   Gökyüzü Sınır Adası- son aşama.   Lin Fan’ın vücudu bir vadinin içine düştü ve etrafındaki enerjinin saf ve dolu dolu olduğunu hissetti.   “Buradaki enerji çok saf, buradaki yetişim hızı Gökyüzü Ay Dağındaki yetişim hızından 10 kat daha yüksek olacaktır.”   Lin Fan afalladı.   Daha sonra bölgeyi taradı ama görüş alanında hiç kimse yoktu.   “Kardeş Zhao gizemli ve akıllı.Üçüncü aşamaya giren herkes Gökyüzü Sınır Adasının farklı farklı yerlerine gönderildi.”   Lin Fan derin bir nefes aldı ve Zhao Feng’i daha da fazla takdir etti.   Zhao Feng daha girmeden önce böyle bir şeyin olacağını görmüştü.   Zhao Feng ışıltılı kapının içinde Işınlanma düzeneğinin olduğunu görmüştü, bu en karmaşık düzeneklerden biriydi.Bir kişinin onu kurmak için uzaysal kanunları bilmesi ve bir eş düzenek diyagramına sahip olması gerekiyordu.   Lin Fan başını kaldırdı ve tesadüfen uçan bir Yao hayvanının figürünü gördü.   Yao hayvanları yetişim yapabilirdi ve içlerinde zayıf bir Kadim Soy izi taşıyorlardı.   Bunun anlamı Siyah Metal Canavarlar onları on gün sonra kovalamaya başlayacaktı ama burası zaten tehlikelerle doluydu.   “Buradaki enerji sonraki semaya ulaşmam için mükemmel.”   Lin Fan karar verdi ve gizli bir yer aramaya başladı.   Onun için ilk önce 3.semaya ulaşmak en iyisiydi ve burası onun için mükemmel bir yerdi.   Onlarca mil ötede, bir bahçenin önünde.   “Benim şansım cidden iyi, bir kadim unutulmuş bahçeye ışınlandım…”   Bei Moi bahçenin önünde durdu ve etrafındaki yoğun enerjinin yanı sıra yakınlardaki güçlü varlıkların aurasını da hissetti.   Kadim unutulmuş bahçenin içindeki bu auralar az miktarda olsa da onun kalbinin titremesine neden oldu.   Bu aynı zamanda bahçenin gerçek olduğunu ve içinde bir çok hazine barındırdığını kanıtlıyordu.   Tabii ki hazineler ve tehlikeler iç içeydi.   Bei Moi bunu açıkça biliyordu ve derin bir nefes alarak bahçeye adım attı.   “Eğer erkenden gitmezsem bu bahçe diğerleri tarafından da keşfedilecek…”   Bei Moi içeri adım atmasıyla figürü ortadan kayboldu.O Gökyüzü Sınır Adasının devasa olduğunu bilmiyordu ve etrafta bir çok hazine içeren yer vardı.Diğerlerinin onunla dövüşmeye bile şansı olmayabilirdi.   Ama hemen bir kadim bahçeyle karşılaştığından onun şansı çoğuna göre oldukça iyiydi.   7 öğrenci Gökyüzü Sınır Adasının dört bir yanına dağılmıştı.   Lin Fan’ın şansı ortalamaydı ve Bei Moi’ninki son derece iyiydi.   Şansı kötü olan bazıları da vardı.Örneğin Yang Gan, yetişimi 2.Sema ya da üstünde olan bir grup Yeşil Benekli Sırtlanın yanına ışınlanmıştı.   Zorlu bir savaştan sonra Yang Gan kaçmayı başarmıştı.   “Yeşil Sırtlan Kral tarafından neredeyse durduruluyordum ve eğer etrafımı sarsalardı…”   Yang Gan rahat bir nefes aldı.   Yeşil Sırtlan Kralın yetişimi neredeyse 7.Semaya ulaşıyordu, yarasa imparatorundan bile daha güçlüydü.   Bir süre koştuktan sonra Yang Gan’ın figürü ormanın ortasında 30 metre uzunluğunda bir kule görmesiyle aniden durdu.   “Bu uzun kule kesinlikle basit değil ama…”   Yang Gan yarı mutlu yarı üzgündü çünkü kule hayvanların uğuldadığı ormanın ortasındaydı ve onlardan bazılarının aurası tehdit oluşturabilecek düzeydeydi.   O Bei Moi gibi bir kadim unutulmuş bahçenin yanına ışınlanacak kadar şanslı değildi.   Aynı sırada.   Gökyüzü Sınır Adasındaki öğrencilerin hepsi iyi yada kötü şeylerle karşılaştılar.   Bir kaç bin metre yüksekliğindeki bir dağın tepesinde bir genç duruyordu.   Bu genç azur saçlıydı ve tek gözü vardı, bu ona tehditkar bir hava veriyordu.   “Sonunda buraya geldim...Son aşamanın alanı gerçekten de devasa.Sonunu sol gözümle bile göremiyorum.Bunun anlamı buranın çapı en az 400-500 mil uzunluğunda.”   Zhao Feng kendi kendine mırıldandı.   Buranın Gökyüzü Ay Dağında ya da Bulut Ülkesinde olmadığından şüphelendi.   Bu muamma şuan Zhao Feng tarafından çözülebilecek bir şey değildi, hatta Klanın Elderleri bile muhtemelen doğru ve kesin bir cevap veremezdi.Ne de olsa Yüzen Taç Sarayı kadim zamanlardan geliyordu ve o çağda Köken Çekirdeği Alemi ve Boş Tanrı Aleminde olan bir çok kişi vardı, bu kişiler boyutlar arasında geçiş yapabilme ve bir damla kandan yeniden doğabilme gibi becerileri vardı...Gerçek tanrılar gibi.   Tabii ki burada Kızıl Ay Mirasının da içinde bulunduğu 4 Büyük Mirasın dışında hiç bir şey o seviyeye dokunamazdı.   Zhao Feng Gökyüzü Sınır Adasına gireli saatler olmuştu ve sol gözünü açtığı anda hazinelerle dolu olan bir çok yer görmüştü.   Bu yolla hangisine gireceğini seçebilme şansına sahipti.Bu nedenle Zhao Feng baya enerji harcayarak bu dağın tepesine çıkmıştı çünkü daha iyi ve uzak görüş istiyordu.   Zirvede dururken Zhao Feng önünde ufak şeyler de dahil yüzlerce mil boyunca görüşünü hiçbir şey kapatmadığından çok çok uzakları görebiliyordu.   Kuzey yönünde bir ormanın ortasında uzun bir kule vardı.Orada harika ödüller olacağını tahmin etti ama orada 7.Sema ve hatta Gerçek Ruh Alemi seviyesinde Yao hayvanları gizleniyordu.   Kuzey-Batı yönünde etrafı suyla çevrili gizemli bir bahçe vardı.   “O taraf muhtemelen bir kadim unutulmuş bahçe.”   Zhao Feng’in kalbi hızlandı.   Bir kişi manzarasına ve aurasına bakarak içindeki hazineleri hayal edebilirdi ama ne yazık ki bahçe bir gölün ortasındaydı ve orada burayı uzun kuleden bile tehlikeli yapan hayvanlar vardı.   Üstelik bahçeye yolculuk etmek çok uzun süre alacak ve bunun yanı sıra yol da tehlikelerle dolu olacaktı.   Zhao Feng başını salladı ve sol gözünde azur bir ışık belirerek etrafı inceledi…


 





Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr