King of Gods - Bölüm 245: Felaket

---

Çeviri:RassNt Düzenleme:Berkay Lamba

  Ormanda.   Gökyüzü karardı ve gök gürlerken bir yandan da yağmur yağıyordu.   Kırık Ay Klanı üyelerinin kalbi zaten berbat bir durumdaydı ve bu yağmur onları daha da kötü yaptı.   “Gökler gözlerini bize kapatıyor mu? Ölmeden önce köpekler gibi ıslanmamızı mı istiyor?”   Yardımcı Lider Li ve diğerleri kasvetle doldu.   Ağacın üstünde duran kısa yaşlı adamın kaşları kırıştı. Onun üstüne yağan yağmur Gerçek Ruh Qi’si tarafından dışarı itiliyordu.   Onun ruh halinin de bu havadan etkilendiği açıktı.   Miyav miyav!   Küçük hırsız kedi hiç bir tehlike kaygısı taşımadan patisindeki bronz sikkeyle mutlu bir şekilde oynuyordu.   Zhao Feng başını kaldırdı ve yağmurun yüzünden aşağı akmasına izin verdi, elbiseleri ıslandı. Yüzünde bir gülümseme vardı.   “Hepiniz geri çekilin. Bu dostunuz Gerçek Ruh Alemindeki birinin kuvvetini görmek istiyor.”   Zhao Feng’in azur saçları rüzgarla uçuşurken figüründen patlayıcı bir aura yavaş yavaş salındı.   7.Semaya yeni ulaşmış olsa da, Zhao Feng’in verdiği baskı yarım adım Gerçek Ruh Aleminden daha güçlüydü.   “Küçük Kardeş Zhao… sen…”   “Tek başına bir Gerçek Ruh Alemi uzmanını nasıl engelleyeceksin? Beraber savaşalım!”   Yang Gan ve Yardımcı Lider Li bağırarak konuştu.   O anda Kırık Ay Klanı üyelerinin kalbi bir şekilde suçlulukla dolmuştu.   Kaçtıkları sırada Zhao Feng’in ne kadar kalpsiz olduğundan bahsetmişlerdi, ama bu tehlikeli anda ileri adım atan Zhao Feng olmuştu.   “Hepiniz geri çekilin. Ben tek başıma yeterim.”   Zhao Feng’in soğuk gözleri onların üzerinde gezindi.   Sözlerini bitirir bitirmez ani bir rüzgar onları bir kenara itti.   Aynı zamanda sırtındaki Yin Gölge Pelerini savrularak Zhao Feng azur yıldırım ışınına dönüştü, ara sıra havada fiske atarak hızlanıyordu.   “Hehe, küçük oyunlar.”   Kısa ihtiyar Zhao Feng’in kaçmaya çalıştığını düşündü ve kıs kıs güldü. İki parmağını şaklatmasıyla birlikte havadan iki tane mor yılan yaratıldı ve hızlıca Zhao Feng’e doğru atıldılar.   Havada olan Zhao Feng buz gibi hissetti.   Rüzgar Yıldırım Yıkımı!   Zhao Feng Gerçek Gücünü ve soy gücünü maksimum güçle deveran etti ve vücudunun etrafında özelliklerini zirve durumuna çıkaran cam gibi dövme belirdi.   Rüzgar ve yıldırım birbirine girerek kısa ihtiyarın saldırısı saran bir yıldırım hortumu yarattı.   Shua----   İki mor yılanın sanki bilinci varmış gibiydi ve rüzgar ile yıldırımın itiş gücünden geçmeyi başardı, fakat rengi 60-70% oranında solmuştu.   Bu iki mor ışın Zhao Feng’e doğru atıldı.   Shuuu---   Zhao Feng’in ifadesi değişti ve kendi etrafında Yıldırım Bariyerini yoğunlaştırdı. Işınlardan birini atlatabildi ama diğerini engellemek zorundaydı.   Bu saldırı orijinal gücünün sadece 20-30%’unu barındırsa da Zhao Feng öksürmesine neden oldu.   Atlattığı diğer ışın bir çok devasa ağaç boyunca ilerledi ve bu ağaçlar hareket etmedi, yılanın geçtiği yerlerde kusursuz delikler vardı.   “Gerçek Ruh Qi’si ile şekillendirilen saldırılar inanılmaz derecede güçlü. Sadece bir demeti bile Yükselme Alemindeki yetişimcileri öldürebilir.”   Zhao Feng’in etrafındaki Yıldırım Bariyeri yarıdan fazla miktarda zayıfladıktan sonra tekrar yenilenmeye başladı.   Gerçek Ruh Alemi uzmanının sıradan bir hamlesini çözmek için bütün gücünü kullanmak zorunda kalmıştı. Sadece buna bakarak yetişimler arasındaki fark görülebiliyordu.   Yükselme Aleminde bile Semalar arasında büyük fark vardı.   Ama bu sadece Semalar arası bir fark değil, iki Alem arası farktı.   Yükselme Alemi ve Gerçek Ruh Alemi arasındaki fark muazzamdı. Bir kişi insan olduğu sürece bu farklı kapatamazdı.   “Hmm?”   Kısa ihtiyar hafiften şaşırdı. Bu saldırının Zhao Feng’i kolayca alt edeceğini düşünmüştü ama o saldırıyı çözmüştü.   Kısa ihtiyar daha önce Gerçek Ruh Alemi uzmanının saldırısının engellenebildiğini görmüştü ama ilk defa bunu yaralanmadan yapanı görmüştü.   “Gerçek Ruh Alemindeki birine karşı 4-5 hamle boyunca vuruşabilirim. Hatta normal şartlar altında en fazla on hamle olur…”   Zhao Feng aralarındaki farkı hissedince derin bir nefes aldı.   Ama o, kendi yaptığı şeyin Gerçek Ruh Alemindeki birinin gözünde inanılmaz olduğunu bilmiyordu.   “Zhe zhe, İlginç. Sınıf Liderinin dikkatini çekmene ve hatta sana Hayalet İzi koymasına şaşırmamak gerek.”   Kısa ihtiyarın gözlerin ilgi belirtisi vardı.   Sınıf Lideri?   Bunu duyunca Zhao Feng’in kalbi sarsıldı ve aniden Gök Bulutu Ormanındaki gizemli iskeleti hatırladı.   O zaman Kan Cesedi Koruyucusu Alt Şube Lideri diye tahmin ettikleri bu kişiye karşı oldukça saygılı davranıyordu.   Ama kısa ihtiyarın söylediklerine göre o kişinin Sınıf Lideri olduğunu anladı.   Sınıf Lideri. Kızıl Ay Mezhebinde yüksek otorite sahibi kişiler ve güçleri inanılmaz seviyede. En zirve hallerinde Çekirdek Kökeni Aleminde bile olabilirler.   Bu noktaya kadar düşününce Zhao Feng derin bir nefes aldı.   Gizemli iskeletin oldukça zayıf görünmesi iyi bir şeydi, sadece Hayalet İzi koymakla yetinebilmiş ve bizzat kendisi gelip Zhao Feng ile ilgilenememişti.   Ama bu kadar zayıf durumda olmasına rağmen koyduğu Hayalet İzi 1.Elder tarafından bile silinememişti. Buradan onun ne kadar engin olduğu anlaşılıyordu.   “Delikanlı, bakalım kaç hamle direnebileceksin.”   Kısa ihtiyarın elleri birbirine vurdu ve vücudunun etrafında son derece korkunç soğuk bir aura yayan koyu mor bir yılan belirdi.   Zhao Feng bu kısa ihtiyarın saldırılarının zihinsel enerji aşınımı içerdiğini anladı. Ne de olsa o Kadim Mabetten geliyordu.   Zhao Feng’in zihinsel enerjiye karşı oldukça dirençli olması iyi bir şeydi ve hemen soy gücünü tekrar kullandı, bulanıklaşarak havaya uçtu.   “Buna uzun süre devam edemem.”   Zhao Feng gökyüzündeki bulutlara baktı, yağmur ve yıldırım vardı. Bu havanın ne kadar daha böyle devam edeceğini kimse bilmiyordu.   9 Felaket- Yıldırım Rüzgar Avcu!!   Zhao Feng’in bağırmasıyla birlikte içindeki Gerçek Güç titremeye başladı ve yıldırım arkları hareketlenmeye başladı.   Aynı zamanda Zhao Feng üstündeki havada bulunan Yuan Qi ile etkileşime geçmeye çalıştı.   Yıldırım Rüzgar Avcunda söylendiğine göre hava yağmur ve yıldırımla dolu olduğu zaman 9 Felaket Yıldırımı çağırma şansı vardı.   Tamamen şansa bağlıydı.   Bu durumda yetişimcilerin 90%’ı yıldırım çarpması sonucu ölmüştü. En iyi ihtimalle düşmanla birlikte ölmüşlerdi.   Fakat Zhao Feng’in Yıldırım Rüzgar Avcu gelişmişti ve Yıldırım Arzusu barındırıyordu.   7.seviye en yüksek seviyeydi ve inanılmaz bir güce sahip olan 9 Felaketi çağırabilirdi.   Ama Zhao Feng de risk altındaydı, başarı şansı 100% değildi.   Ama Zhao Feng Çekirdek Kökeni Harabelerindeyken bir kavrayış elde etmişti ve yıldırımı nasıl kullanacağı konusunu daha iyi anlamıştı. Bir kez daha orijinal Yıldırım Rüzgar Avcunu değiştirmişti.   “Neler oluyor…? Neden Yıldırım Yuan Qi’si yoğunlaşıyor?”   Anormal bir aura hissetmesiyle birlikte kısa ihtiyarın figürü durdu.   Hong Long----   Gök gürültüsü bulutlarda gürledi.   Qiu-----------   Onlarca metre genişliğinde ve bir ağaç gövdesi kadar kalın bir yıldırım arkı Zhao Feng’in kafasından uçarak geçti.   “Bu velet delirdi… Yıldırımı kendini öldürmek için mi kullanıyor?”   Kısa ihtiyar farkında olmadan geri çekilirken yüzünde bir şok ifadesi vardı.   9 Felaket- Yıldırım Rüzgar Avcu!!   Zhao Feng avcunu ileri doğru itti ve 9 Felaket Yıldırımı kısa ihtiyara doğru döndü.   Ne!?   Kısa ihtiyar afalladı ve yüzü anında bembeyaz oldu. 9 Felaket Yıldırımın gücü onun kanını dondurmuştu.   “Neler oluyor? Bu velet nasıl Doğanın Yıldırımını çağırabilir?”   Kısa ihtiyar kaçmaya çalışırken öfkeyle Gerçek Ruh Qi’sini deveran etti.   Boom------   9 Felaket Yıldırımı ona doğrudan vurmasa da bir kısmı yine de ona denk geldi.   Kısa ihtiyarın omzu yanmıştı ve siyah bir duman çıkıyordu.   9 Felaket- Yıldırım Rüzgar Avcu!!   Zhao Feng iki elini de havaya doğru kaldırdı ve kısa ihtiyara doğru iki tane yıldırım arkı çağırdı.   Bu saldırıyı atlatmaya çalışırken kısa ihtiyarın ifadesi son derece çirkindi ama en nihayetinde 9 Felaket Yıldırımı onu sıyırmıştı, bu onun bir ağız dolusu kan tükürmesine neden oldu.   Bu saldırı kısa ihtiyarın ciddi bir şekilde yaralanmasına neden oldu ve Yıldırımı engellemek için çok miktarda Yuan Qi harcadı.   Kısa ihtiyar en sonunda Zhao Feng’in saldırı menzilinin dışında olan bir kaç mil öteye kaçtı.   Vücudunda kömür gibi yanıklar ve şiddetli yaralar vardı.   “Bu nasıl olabilir…? Yoksa...Hava!?”   Kısa ihtiyarın ifadesi değişti. Gerçeği tahmin etmesi zor değildi.   O anda, kısa ihtiyarın Yuan Qi’si tükenmişti ve vücudunda şiddetli yaralar vardı. Eğer kendini hızlıca iyileştirmezse, yetişimini bile düşürebilecek problemler yaşayabilirdi.   “Kaç.”   Kısa ihtiyarın sinirleri son derece bozuktu ve uçup gitti.   Mahvolmuş vücuduyla Zhao Feng’i yenebileceği konusunda kendinden emin değildi. Üstelik orada hala bir grup insan vardı.   Hu〜   Zhao Feng havadan yere iniş yaptı, bitkindi.   9 Felaket Yıldırımını kontrol etmek kolay ve havalı gibi görünebilirdi, ama normal şartlar altında 1-2 yıldırım arkı onun sınırıydı. Tanrının Ruhani Gözüne sahip olması ve Harabelerde içgörü kazanması onun 10 civarı ark çağırmasına imkan sağlıyordu.   Ama etkisi inanılmazdı   Biraz önce Zhao Feng neredeyse bir Gerçek Ruh Alemi uzmanını öldürecekti.   “Ne de olsa 9 Felaket Yıldırımı Doğanın gücü. Onu keyfime göre kontrol edemem.”   Zhao Feng rahat bir nefes aldı.   O yere indiğinde Kırık Ay Klanı üyeleri sersemlemişti ve Çekirdek öğrenciler hala hayal görüyor gibiydi.   Yardımcı Lider Li’nin ağzı açık kalmıştı. İlk defa böyle bir sahne görmüştü.   Biraz önce meydana gelen olay mantığa aykırıydı.   Yükselme Alemindeki bir küçük Gerçek Ruh Alemi uzmanını ciddi bir biçimde yaralamış ve geri çekilmeye zorlamıştı.   Eğer bunu anlatsaydı kimse inanmazdı.