Lms 1.2 – Vahşi Hayvan Sahneye Çıkar

avatar
8331 38

Legendary Moonlight Sculptor - Lms 1.2 – Vahşi Hayvan Sahneye Çıkar


 

Çevirmen: 0nLin3, Düzenleyici: Fullbringer

 

İris ve damar taramanız sonucunda kayıtlı olmadığınız saptanmıştır. Yeni bir hesap açmak ister misiniz?

 

Lee Hyun Kraliyet Yoluna bağlandığında, ilk olarak bir kadın sesi işitti. Onunla kimin konuştuğunu duymak için etrafına bakındı ama orada, evrenin derinliklerindeki boşlukta ondan başka kimse yoktu. Sonra fark etti ki yeni bir hesabın aktivasyon sürecinin tam ortasındaydı.

 

Evet!

 

Kullanıcı isminizi se…

Weed (Yabani Ot).

 

Weed, bitki krallığındaki en düşük seviyeli ottu. Lee Hyun’a, en uygunu oymuş gibi gelmişti.

 

Cinsiyetinizi seçin; bay, bayan, nötr…

 

Bay!

 

Kraliyet Yolunda 49 farklı ırk bulunmaktadır. İlk 29 ırktan dilediğinizi seçebilir…

 

İnsan!

 

Görünüşünüzü değiştirebilirsi…

 

Neysem o!

 

-Hesabınız etkinleştirilmiştir. Sınıfınız ve istatistikleriniz Kraliyet Yolunu oynarken belirlenece…

 

Geç!

 

-Başlamak istediğiniz kent ve krallığı seçin.

 

Serabourg Kalesi, Rosenheim Krallığı!

 

-Kraliyet Yoluna hoş geld—

 

Geç!

 

Lee Hyun bir dakika dahi harcamaya korkarak rehber bölümünü hızlıca geçti ve önceden hazırladığı planlarına göre çabucak kararlar aldı. Bir aylık ücret 300.000 Won (~600 TL) civarındaydı ki bu da oyunun ne kadar pahalı olduğunu gösteriyordu.

 

Kraliyet Yolunda yüzden fazla büyük şehir ve binlerce kasaba bulunuyordu. Yeni bir oyuncu macerasına başkentte veya bununla kıyaslanabilecek büyüklükteki bir şehirde başlardı, aynı Weed’in başladığı yer gibi.

 

Parıltı

 

Bir ışık huzmesiyle Rosenheim Krallığındaki Serabourg Kalesine geldi.

 

Bu…

Weed binlerce oyuncu ve NPC (Oyun Dışı Karakterler) ile karşılaşınca bir an sarsıldı, sanki Seoul’un göbeğinde kaybolmuştu.

 

Neredeyim ben? İnanılmaz!

 

Hayretler içinde etrafına bakarken gözlerine inanamıyordu. Laklak edenlerin ve pazarlık yapmaya çalışanların curcunası kulağına çalınıyordu. Gözleri önünde serilen manzara, acele içinde koşuşturan insanlar, gerçek dünyayla birebir aynıydı. Yere basan bacaklarına baktı. Kesinlikle tek parça olduğu kanısındaydı. O hâlâ afallamış bir şekilde ayakta dikilirken yabancılar onun yanından geçip gidiyordu.

 

Şu çocuğa bak. Kesinlikle bir çömez.

 

Daha önce hiç sanal gerçeklik oyunu oynamamış gibi görünüyor.

 

Bazı kullanıcılar geçerken omuzları üzerinden kısa bakışlar attılar. İğneleyici bakışları onu kendine getirmeye yetmişti. “Haklılar. Burası Kraliyet Yolu. Sanal gerçekliğin dünyası ve yeni iş yerim.

 

Ne kadar iyi hazırlanmış olursa olsun, sanal gerçeklik bilgisi ve oyun içi incelemesi, şu an yaşadığı ilginç deneyimden sonra geliyordu. Sarsılmıştı ama bu geçiciydi ve kısa süre içinde sakinleşti. Ayrıca farklılıklar da gözüne ilişmeye başladı. Duyuları gerçeklikle tutarlıydı ama etrafındaki insanlar ya zırha bürünmüştü ya da deri cüppeler giyiyorlardı.

 

Ortaya çıktığı yere yakın bir mevkide, üzerinde haritaların, Rosenheim Krallığı tasvirlerinin ve temel arayüz yönergelerinin bulunduğu bir haber panosu vardı. “Başlama vakti.” Weed önce yumruğunu sıktı, sonra da harekete geçti.

 

Oturdu ve ayağa kalktı, yükseğe sıçrayarak, yuvarlanarak, tekme ve yumruk atarak devam etti. Belini büktü ve eklemlerini ardı sıra dikkatlice kontrol etti. El ve ayak parmaklarını oynattı, başını öne ve arkaya doğru salladı. Etrafındaki kullanıcılar tarafından yapılan, kendisine hücum eden aşağılayıcı yorumlar silsilesine rağmen bunun üstesinden gelmeye kararlıydı.

 

Şuradaki ne yapıyor öyle?

 

Sanırım vücudunu hareket ettiriyor. Hâlâ bu sanal gerçeklik oyununda kendini tedirgin hissediyor herhalde.

 

Ah, anlıyorum. Ama kalabalık caddenin ortasında gösteri yapmanın alêmi ne?

 

Delicesine önlemeye çalıştığı bu aşağılanma hissi Weed’in kararlılığına galip gelmişti. Milletin gözü önünde nasıl bir sahne sergiliyordu öyle!

 

Kahretsin!” Aceleyle orayı terk etti ve başka tarafa yöneldi.

 

Kraliyet Yolunda, bir amatör oyuncu başlangıç şehrinde, saat hızları arasındaki fark nedeniyle gerçek dünyada bir hafta, oyunda dört hafta geçirecek şekilde sınırlıydı. Amatörlerin çoğunluğu temel şeylere ve basit arayışlara girişiyorlardı ya da dikiş nakış, demircilik ve aşçılık gibi elde edilmesi kolay sanatsal beceriler kazanıyorlardı.

 

Oyun, neredeyse karmaşıklık düzeyindeki sınırsız esnekliği ile övünüyor ve tüm en yüksek rütbeli pozisyonlar, kullanıcılardan ziyade NPC’ler tarafından işgal edilince özel iletişim ihtiyacı güçleniyordu.

 

Diğer taraftan, hatırı sayılır ölçüde oyuncu para kazanmak için kütüphanelerde ya da mağazalarda çalışıyordu. Merkez Meydanı, ortak kullanıcılarla alım-satım yapmak için tezgahlar kuran tüccar olmaya meraklı kişilerle dolup taşmıştı ve her dakika macera peşindeki yeni gruplar ortaya çıkıyordu.

 

Onları üstünkörü izledikten sonra Weed, Eğitim Salonu’na girmekte tereddüt etmedi. Eğitim Salonu isteyen her oyuncuya açıktı ve çoğu oyuncu yeni kazanılmış yeteneklerini denemek için salonu ziyaret ederdi. Weed gibi hesap açar açmaz Eğitim Salonu’na giden birini bulmak, neredeyse imkansızdı.

 

Amatörlerin krallığı keşfetmek ve doğdukları yerleri görmek istemeleri, Eğitim Salonu’nun oldukça gereksiz görülmesinin sonucuydu. Eğitmen Weed’i görür görmez gözlerinde sert bir bakış belirdi.

 

Genç maceraperest, Versailles Kıtasına yeni gelmiş olmalısın.” dedi eğitmen.

 

Evet, efendim.” dedi Weed kısaca. Daha ilk günden kendini gülünç duruma soktuğu için hala sinirliydi.

 

Yaratıklarla karşılaştığında kılıç talimini oldukça gerekli bulacaksın. Yardım etmemi ister misin? Boş bir korkuluk bul ve istediğin şekilde ona meydan oku derim. Tahta kılıçlar orada duruyor ve istediğini alabilirsin.

 

Teşekkür ederim, efendim.  Bu kadarı yeterli. Daha fazla rehberliğe ihtiyacım yok.

 

Anladım, sıkı çalış.

 

Weed tahta kılıcı kaptı ve en kuytu köşedeki korkuluğa yöneldi. Tekrar tekrar kılıç darbeleri indirmeye başladı korkuluğa. Elleri her geçen saniye kılıcın ağırlığına ve kılıç darbelerine alışıyordu.

 

Kraliyet Yolunda yeni oyuncunun leveli ilk dört hafta kilitlidir, çünkü şehir kapılarının ötesine geçmek ve bölgedeki yaratıkları avlamak yasaktır. Çoğunlukla mümkün olduğunca çabuk bir şekilde görevler tamamlanır, böylece elverişli hizmet noktaları geliştirilir, para kazanılır ve kişisel iletişim ağları geliştirilebilir. Tüm bunlara rağmen Weed tahta kılıçla korkuluk talimi yapmaya sessizce devam etti.

 

Serabourg Kalesi’nin Eğitim Salonunda yaklaşık bin küsür korkuluk ve duvarlarda sınırsız miktarda kolayca ulaşılabilen tahta kılıç vardı. Yeteneklerini test etmeye can atan oyuncular salonun müdavimi haline gelmişti. Fakat tam o anda, herkes gözünü belli bir noktaya dikti.

 

Bu çocukta deli cesareti var.

 

Sınırlarını zorluyor.

 

Aklı başında biri böyle yapmaz.

 

Weed kan ter içinde kalmıştı. Başta kendisine verilen beyaz gömleği ve pantolonu teri emmiş ve vücudundan atmıştı. Hala ara vermeksizin korkuluğa darbeler indiriyordu.

 

--------------------

+1 GÜÇ

--------------------

 

Weed korkulukla altı saatlik bir idmanın ardından güzel haberi duydu. Sanki kılıcı kavrayan el kasları hafiflemiş gibi hissediyordu. “Stat Penceresi” Weed darbeleri indirirken bir yandan da mırıldanıyordu.

 

Weed’in profili öyle güçsüzdü ki göze çarpan hiçbir şey yoktu.

 

-● 5 Saat Sonra ●-

 

--------------------

+1 CAN

+1 ÇEVİKLİK

--------------------

 

Bu iki stat neredeyse aynı anda artmıştı.

 

Of be!” Weed nihayet tahta kılıcı yerine koymuş ve kısa bir ara vermişti. Bir lokma dahi yiyip içmeden tamı tamına sekiz saattir kılıç antrenmanı yapıyordu. Fiziksel olarak bitkin düşmüştü, boğazı susuzluktan yanıyordu ve açlıktan midesi kazınıyordu.

 

Çanta Penceresi.

 

Verilen anahtar kelimeyle çantasında sahip olduğu eşyalara dair yarı saydam görüntüler Weed’in gözleri önüne serildi. Çantada bir adet matara ve on parça çavdar ekmeği vardı. Hepsi buydu.

 

Kraliyet Yolunda ihtiyacın olan şeylerin peşine kendin düşmeliydin. Diğer kullanıcılar dört haftalığına basit görevleri yerine getirerek para kazanıyorlardı fakat Weed bir dakikayı bile harcamaya kıyamıyordu. Matarayı ve bir parça çavdar ekmeğini çıkardı, bir lokma ekmek attı ağzına. Yemek yemek hem açlığını giderdi hem de tatminlik öğesini arttırdı.

 

Her beş saatte bir yemek yemem gerek. Eğer yoğun olarak idman yaparsam daha sık yemeliyim ama tatmin öğesini tamamen doldurmama gerek yok. Tek yapmam gereken ölümden uzak durmak.

 

Weed yemeğini bitirdiği gibi tahta kılıcı kaptı ve korkuluğun karşısına geçti.

 

Yine başladı.

 

Delirmiş bu.

 

O şeylerle bir derdi filan olmalı.

 

O korkuluğu parçalara ayırmadan vazgeçeceğini sanmıyorum.

 

Korkuluğun o an titremesi bir göz yanılması mıydı? Weed’in tahta kılıcı korkuluğun her santimine darbe vuruyordu. İzleyen herkesin aklında aynı soru belirdi.

 

Bu çocuk neden şu korkuluğa vurup duruyor?

 

Eğer bir skill artırmak istiyorsa böyle yapmanın ona bir yararı olmaz ki, burada korkuluğu keseceğine gitsin dışarıda tavşan kessin.

 

Onun ne yaptığına bak. Skill kullanmıyor. Bana kalırsa, korkulukla içgüdüsel olarak dövüşüyor.

 

Belki statlarını yükseltiyordur.” diye yorum yaptı parlak zırhlı bir şövalye ve herkesin dikkatini o konuya çekti.

 

Sahi korkuluğa vurarak statlarını yükseltebilir misin?” diye sordu esmer bir orman bekçisi.

 

Ha? Ah, evet, tabii ki.” dedi şövalye.

 

O halde neden levelını artırmak için ter dökmektense sadece korkuluğa vurmuyorsun?” Orman bekçisi tekrar sordu.

 

Pluto adındaki şövalye oldukça yüksek bir leveldeydi, bu yüzden güvenilir kaynaklardan bir dünya bilgi öğrenmişti. Ayrıca Weed’in hareketlerini doğru tahmin eden tek kişi oydu.

 

Eğer bir oyuncu canını tüketirse, bunun sonucu olarak canı ve sağlığı artardı ve bir büyücü çok fazla büyü yaparsa bilgeliği ve zekâsı artardı.

 

Ama böyle bir artış level atlama eşliğindeki stat bonus puanıyla kıyaslandığında çok önemsiz kalırdı.

 

Hiç dinlenmeden yarım gün boyunca kılıç talimi yapmak bir iki stat verebilirdi. Level atlamak için hediye olarak sadece beş puan verildiği göz önüne alındığında, Weed’in yaptığı çok aptalca görünüyordu.

 

Çok saçma.” Pluto’nun açıklamasını duyan büyücü kadın kafasını salladı. Ama Pluto aksini düşünüyordu ve “İşe yarar.” dedi.

 

Efendim?

 

Şu anki levelinden daha zayıf bir hayvanı öldürürsen ufak bir deneyim puanı kazanabilirsin, biliyorsun değil mi?

 

Tabii ki.

 

Diğer bir deyişle, seviyen arttıkça, level atlaman zorlaşır. Ama başlangıç safhasında böyle bir talime katlanarak gücünü geliştirirsen, ileriki zamanlarda daha kolay avlanabilirsin. Bu oyun boyunca etkisini sürdürecektir.

 

Bu yöntemi bildiğine göre sen de aynı eğitimden geçtin sanıyorum? Hayır, herkes bunu bilseydi aynısını yapmaz mıydı?

 

Aslında pek değil. Bilseler dahi kimse bunu yapmazdı. Geriye bakacak olursak, içinizde gücünü 1 puan artırmak için on saat boyunca şu korkuluğa vurmak isteyen biri var mı?

 

“…”

 

En zayıf rakip olarak bilinen korkulukla çalışarak statlarını artırmanın da bir sınırı vardır. Güç bakımından, tahminen 40 küsürdür. 40 puan güç kazanmak için en az bir ay korkuluğa vurmak isteyen var mı ? Ben olsam sıkılıp hasta olurdum ve de birkaç gün içinde pes ederdim.

 

Weed’i izleyenler aynı anda kafa salladılar.

 

Gücünüzü 40 puan artırmak için bütün bir ay durmadan korkulukla kılıç talimi yapmaktansa havalı bir silah aramayı tercih ederdiniz. Gücü 40 puanda tutan bir alet eşsiz ama nadirdir.

 

Bu sadece surların ötesine geçemeyen amatörlerde işe yarar. Bir zamanlar bu korkuluk idmanı popülerdi fakat kısa sürede terk edildi çünkü uzun vadede elde edebileceklerinle karşılaştırdığında çok sıkıcı ve meşakkatli bir şey.

 

Weed etrafındakilerin konuşmasına kulak misafiri oldu. Başka bir yerde antrenman yapıyor olmayı diledi fakat kaleden çıkış izni olmadığı sürece salonda dikkat çekmekten kaçamazdı.

 

Neden bunu sıkıcı ve meşakkatli olarak görüyorlar?

 

Weed tahta kılıcı tüm gücüyle savuruyordu.

 

Sıkı çalışırsan, karakterin gittikçe daha güçlü olacak. Ve karakterin geliştiğinde, daha güçlü hayvanları yenebilir ve daha çok para kazanabilirsin. Weed’e kalırsa hayatındaki bu esas eğlenceydi. Fiziksel çalışmaya doğuştan eğilimi vardı. Bu süre boyunca eğitmen onu hoşnut bir şekilde izliyordu.

  

Aradan üç hafta geçti. Weed Kraliyet Yoluna ufak uyku vakitleri dışında, bağımlılık derecesinde her gün giriyordu. Oyuna başlamadan önce kuvvetlendirdiği fiziksel durumu, günde sadece dört saatlik uykuyla dayanmasına yardımcı oluyordu. Şu son üç haftayı düşünmek bile onu hasta ediyordu.

 

Bir kez oyuna girdi mi yaklaşık olarak sekiz saatini onu zihinsel olarak yıpratan korkuluk idmanıyla geçiriyordu. Cesaret verici anlık mesajlar olmasaydı çoktan pes etmişti.

 

--------------------

+1 GÜÇ

+1 ÇEVİKLİK

YENİ STAT: MÜCADELE RUHU

YENİ STAT: DAYANIKLILIK

--------------------

 

Kraliyet Yolunda bazen orjinalinin dışında yeni bir stat meydana gelirdi.

 

--------------------

Mücadele Ruhu: Geçici olarak insanüstü bir güç elde edebilir ya da sadece bakış gücüyle zayıf bir hayvanı dize getirebilirsiniz. Stat puanlarınızı bu stata veremezsiniz. Karakterin davranışlarına bağlı olarak, özellikle uzun zaman hayvanlarla savaşırsanız ya da sık sık sizin geçerli seviyenizden daha güçlü hayvanlarla karşılaşırsanız kendiliğinden artacaktır.

 

Dayanıklılık: Can ve güç kaybını azaltır. Stat puanı vermek mümkündür ve oyuncunun davranışlarına bağlı olarak kendiliğinden artabilir.

--------------------

 

Ara sıra yetenekle ilgili anlık mesajlar da geliyordu. Weed’in o anki tek yeteneği Kılıç Hâkimiyetiydi.

 

--------------------

+1 KILIÇ HAKİMİYETİ

Kılıç Hakimiyeti: Level 3

Kılıç saldırı gücü %30 artmıştır. (+%30 ATK)

Kılıç saldırı hızı %9 artmıştır. (+9 ATK SPD)

 --------------------

 

Weed her anlık mesaj göründüğünde ilerleme kaydettiği için içten içe mutlu oluyordu. Ama onu oldukça rahatsız eden şey ise hedeflerine ulaşamamanın vermiş olduğu hayal kırıklığıydı. Son üç hafta içinde kendini korkulukları alaşağı etmeye adamasına rağmen, gücü 29, çevikliği 25 ve canı 22’ye yükselmişti sadece.

 

Hızlanmazsam sınırlama kaldırıldıktan sonra bile değerli vakti şu korkuluk için harcayacağım. Kaleden ayrılmadan önce bunu tamamlamalıyım.

 

Weed’in gözlerinden kararlılık fışkırıyordu.

 

Gurrr

 

O anda, Weed’in karnı yemek yeme vaktinin geldiğine karar verdi. Statlarının yavaş ilerleyişi bir yana, ekmeğinin tükeniyor olması onu huzursuz ediyordu. Yakın bir çeşmeye gidip matarasını suyla doldurabilirdi ama ekmek farklıydı, para ödemek zorundaydı.

 

Hmm?

 

Bir yerlerden burnuna iştah açıcı bir koku geliyordu. Weed, tahta kılıcı sallamayı bıraktı ve eğitmenin öğle yemeği için bir şeyler çıkardığını fark etti.

 

Hehe, saygıdeğer eğitmen.” Hayali kuyruğunu sallayarak eğitmene doğru yürüdü.

 

Oh, bu Weed değil mi? Seni buraya ne getirdi?” Eğitmen ise sıcak bir şekilde cevap verdi.

 

Tek başınıza yemek yerken yalnız kalmaz mıydınız? Bu yüzden size eşlik etmeye geldim.” Weed yalakalık yapmakla meşguldü.

 

Gurr

 

Karnı guruldarken, Weed yüz ifadesinde bir değişiklik olmadan yalan söyledi. Fakat eğitmeni kandıramamıştı.

 

Bunu karnın aç olarak kabul ediyorum. Gel otur! Yanımda iki kişiye yetecek kadar yiyecek var.

 

Teşekkür ederim efendim.

 

Bu kadar alçakgönüllü olmana gerek yok! Senin gibi ileride büyük işler başaracak bir maceracıya bir şeyler ikram etmek beni gururlandırıyor. Weed, eminim ki ileride bir gün şöhretin Serabourg Kalesinin duvarları dışında yankılanacak, o zaman geldiğinde, umarım beni unutmazsın!

 

Hayır efendim, sizi kesinlikle unutmayacağım.

 

Eğitmeni biraz pohpohladıktan sonra Weed, yedikleri yemeğin tadını çıkardı. Biraz üzücü bir sahne olsa da uğraşmadan karnını doyurabildiği için minnettardı. Sonuçta gerçek bir adama yalakalık yapmıyordu, yapay zekaya sahip bir NPC’yi kandırmakta ne sorun vardı ki?

 

Son üç haftada arttırdığı statların yanında, Weed eğitmen ile yakınlığını da arttırmıştı. Bunun yan etkisi takdire değerdi. Weed yemeği silip süpürmekle meşgulken eğitmen aniden bir soru sordu.

 

Bu arada, Oyma Ustalığı hakkında ne düşünüyorsun Weed?

 

Oyma ustalığı? Oyma ustalığı da ne öyle? Weed bir ağız dolusu pilavı çiğneyip yuttuktan sonra soruyu geri yöneltti.

 

Oyma Ustalığı ile neyi kastediyorsunuz?

 

Sadece fikrini merak ediyorum. Genel olarak Oyma Ustalığı hakkında ne düşünüyorsun?

 

O anda Weed’in beyninin düşünme hızı, sayısal olarak belirtmek saçma olsa da kabaca beş katına çıktı.

 

‘Şu ana kadar eğitmenin basit düşünen ve dar görüşlü biri olduğunu anladım. İçtenlikle kılıcın yenilmez olduğuna inanıyor ve onun için eğitim salonunda ter atıncaya kadar çalışmaktan daha erdemli bir şey yok.’

 

Saygıdeğer Eğitmen! Böyle bir şeyden söz ettiğinize inanamıyorum. Ben bir kılıç adamıyım. Bana oyma ustalığını mı soruyorsunuz? Hayal kırıklığına uğradım. İşte cevabım- hiçbir zaman, asla böyle değersiz bir zanaat aklımdan geçmedi.

 

Weed’in başka bir durumda onu sinirlendirecek agresif tonuna rağmen memnun bir şekilde ellerini birleştirdi.

 

Böyle söyleyeceğinden emindim!

 

Sormaya bile gerek yok, oymacılık ustalığı gibileri bizim bir anlık dikkatimizi bile hak etmiyor. Ne için benim gibi kılıcın yolunda birisi onu düşünme ihtiyacı duysun ki?

 

Tamamen katılıyorum Weed.” Weed, görünmez de olsa, eğitmen ile yakınlık puanının arttığını hissetti.

 

Bu birisiyle arkadaş olmanın yoluydu. Onlarla birlikte kan dökmenize gerek yoktu. Onlar için para ve vakit kaybetmenize gerek yoktu. Tek yapmanız gereken, bir şey hakkında kötü konuşurken ilk fırsatta onlara katılmanızdı, bu onların sempatisini uyandırmaya yeterliydi. Weed eğitmenin konuyu değiştireceğini düşünmüştü ama o ensesini kaşıyıp konuya devam etti.

 

Bir söylentiye göre oymacılıkta en üst seviyeye ulaşan bilinmeyen bir adam, zamanında ay ışığını oymayı başarmış.

 

Bunun doğru olduğunu sanmıyorum efendim. Söylentiler her zaman abartılmaya meyillidir. Nasıl değersiz oyma ustalığını öğrenmiş birisi ay ışığını oyabilir ki? Belki de ay şeklinde bir çakıl taşıydı.” diye neşeyle cevap verdi Weed.

 

Demek sen de öyle düşünüyorsun? Ama benden önceki eğitmen bunu bana söylemişti. Onun adı Mellium’du, şu anda bir Kraliyet Şövalyesi.

 

Oymacılık bir tahta parçasını kazıyıp süsleme yapmaktan başka işe yaramayan bir skill olarak görülüyordu. Bazılarına göre belirli bir seviyeyi geçtikten sonra metalden mermiler yapabiliyordun. Ama şüphesiz ki bu kimsenin öğrenmekle uğraşmadığı kullanılmayan skillerden biriydi.

 

Weed, bu Oyma Ustalığı konusu bende merak uyandırdı. Herhangi bir durumda bu zanaatın bizim kılıcımıza meydan okuyamayacağı şüphesiz, ama sen bu dedikodunun doğruluk payı olup olmadığını araştırabilir misin? Senden güvenilir bir adam olduğun için bu iyiliği istiyorum. Eğer isteğimi kabul edersen, bu beni mutlu eder.

 

Ardından Weed’in gözünün önünde bir anlık mesaj belirdi.

 

Ding!

 

--------------------

Kraliyet Sarayına Geldiği Rivayet Edilen Gizemli Oymacı!

Oymacılık sanatında ustalaşan bir adamın ay ışığını oyduğu rivayeti Rosenheim Krallığı’nda uzun zamandır süregelmektedir. Doğru olup olmadığını öğrenmek için rivayeti araştır!

Zorluk Seviyesi: E

Görev Koşulları:

Eğitmenle yakın arkadaşlık, sadece Oymacılık Sanatında ustalaşmamış kimseler için geçerlidir. Eğitmen tarafından Kılıç Ustalığı için sarsılmaz bir tutku sayesinde güvenilir olarak onaylanmak.

 --------------------

 

Weed zar zor sevinebildi. Sezgileri ona bunun delicesine ender bulunan bir görev olduğunu söylüyordu. Çünkü görev, başlamak için hileli durumlar gerektiriyordu. Eğitmenle yakın arkadaşlık, bunu hiç düşünmüş müydü?

 

Genellikle oyuncular Eğitim Salonunun yerini dahi bilmiyorlar, yeni bir skill elde ettiklerinde kısa bir ziyarette bulunuyorlar ve tüm bunlarla bir korkuluk üzerinde idman yapmayı gerekli görmüyorlardı. Üstelik salonda bulunmaya ve en basitinden Weed’in yaptığı gibi statlarını artırmak için korkuluğa defalarca vurmaya istekli birilerini bulmak bir hayli zordu.

 

Eğer iyice araştırırsan, birkaç tane böyle oyuncu bulabilirdin. Ama Weed son üç haftasını neredeyse tamamen korkuluğa adamıştı. Başka kim böyle bir şeye dayanabilirdi ki? Eğitmenle yakın arkadaşlık, Weed’in yaptığı gibi onla yemeğini paylaşmaya yeltenmedikçe, neredeyse imkansızdı.

 

Bütün bu şartlara rağmen ve tüm tuhaflıklara karşın Rosenheim Krallığı, Serabourg Kalesi’nde yeni macerana başlamalısın, eğitmenle birlikte Oyma Ustalığına iftira atmak için en uygun zamanı bulman gerektiğini de söylemeye gerek yok.

 

Çok güzel, açlıktan ölmek ve iflas etmek üzereyim. Zorluk seviyesi E olunca, halletmesi kolay bir görevmiş gibi duruyor.

 

Weed başıyla onayladı.

 

Bunu kabul etmekten onur duyuyorum. Bu saçmalığa hiç inanmasam da ay ışığını oymanın nasıl bir şey olduğunu bulacağım.


-------

Görevi Kabul Ettin.

-------


"Bunu takdir ediyorum. Bu görevi sana emanet ediyorum. Avans olarak bu parayı al."
dedi eğitmen, iki gümüş uzatarak. "Sana bir tavsiye vereceğim: Öncelikle oymacılık dükkanını ziyaret et ve oradan bilgi topla."

 

Kelimenin tam anlamıyla tatsız, yalnızca mide doldurmaya yetecek bir dilim çavdar ekmeği üç bakıra maloluyordu. Bir gümüş yüz bakır ettiği için de bu parayla altmış altı parça ekmek ve üzerine biraz da bozukluk alabileceği rahatlıkla söylenebilirdi.


Görevi tamamladıktan sonra eğitmenden daha fazla ödül bekleyebileceğinden de emindi.


"Harika! Şu an için ekmeğimin bitmesinden yana endişelenmeme gerek kalmadı."


İlk elden tecrübe edilmiş yıllara dayalı kıtlık deneyimi, onu ne pahasına olursa olsun yetersiz beslenmekten kaçınmaya ikna etmişti.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr