Cilt 8 Bölüm 32: Karar

avatar
6679 9

Coiling Dragon - Cilt 8 Bölüm 32: Karar


 

Çeviri: Akuma Düzenleme: Grandal


Her ne kadar Perry iki yüz yaşında olsa da bedeni sekizinci seviye bir savaşçı olarak son derece sağlıklıydı. Ancak Zassler pençesini kafatasına soktuktan sonra Perry’nin yüzü ve vücudu aslen beyaza dönmüştü aynı zamanda bedeni de son derece yaşlı bir ihtiyarmış gibi şiddetle titriyordu.

Linley bu görüntüyü dikkatle izledi.


"Soulscour" Linley'in bu tür bir tekniğin gerçekleştirildiğini gördüğü ilk zamandı. Üç en güçlü büyü tipinden biri olan, necromancer’ın gerçekten korkunç yetenekleri var.

Yaklaşık iki dakika geçtikten sonra Zassler'ın yeşil, parlayan gözleri normal renklerine döndü.


Zassler, suratı küle dönmüş Perry ile yüz yüze geldi ve şaşkın bir kahkaha attı. İki altın kürklü zombi Perry’yi serbest bıraktı. Perry’ye gelince kafatası pençelerle delindiği ve ruhu oyulduğu için şüphesiz ölmüştü. Bir yığın çamur gibi yere düştü ve bir daha hareket etmedi.

"Ne düşünüyorsun?" Zassler, Linley'e memnuniyetle baktı.

Zassler gibi bir uzman genelde sıradan insanların şaşkınlığını ve hayranlığını görmekle gurur duymazdı. Fakat Linley ile geçirdiği bu zaman zarfında, Linley'i kendisine hayran bırakmak sağlamak için hiçbir şey yapmamıştı. Bu yeteneğini açıkladıktan sonra Zassler, Linley'in şaşkın ifadesini görmeyi dört gözle bekliyordu.

Zassler’ın gururunu sadece uzmanları şaşırtmak okşayabilirdi.

"Çok inanılmazdı." Linley içten şaşkınlığıyla iç çekti.


Ruhlar çok şaşırtıcı, gizemli şeylerdi. Bir kişinin en temel bileşeni olsa da insanlar ruhlar hakkında çok az şey biliyordu. Kişinin hatıralarını ruhundan ayırmak, Linley'in en azından hayal edemediği bir şeydi.


“Heh heh heh.” Zassler memnuniyetle gülümsedi, ardından etrafındaki iki altın kürklü zombi kaybolmaya başladı ölümsüz dünyasında evlerine dönüyorlardı.

“Gidelim.”


Linley çağırdı.

Bir göz kırpışında, Kont Perry'nin malikânesi normal haline döndü. Şimdiye kadar, çoğu insan bilinçsiz bir şekilde kalmıştı, uzmanların cesetleri ise yerde yatıyordu.

Malikânenin özel avlusu içinde.

 

Ç. N. Okurlar bu otellerde malikaneler, yazlık yerlerde(genelde sahil taraflarında) kiralayan kişi ya da aileye özel olan kulübelere benziyor ve daha önce yolda kaldıkları malikanelerin avlusu ortaktı suikastçılarda diğer malikanelerin içinden bu ortak avluda bulunan Linley gile oklar ile suikast düzenliyorlardı. Şu anda Linley gilin Kaldığı malikanenin kendi şahsi avlusu var.


Ana salonun kapalı kapıları ardında Rebecca, Leena, Linley ve Zassler sohbet etmeye başladığında lambalar çok itaatkarca yanıyordu


"Perry'nin hatıralarında ne keşfettin?" Linley sakince sordu.

Linley'e bakarken Zassler memnuniyetle gülümsedi. "Linley, önceden senin hakkında çok az şey biliyordum. Bu kadar inanılmaz bir figür olduğunu tahmin etmemiştim. "

"Büyük kardeş Ley hakkında ne öğrendiniz?" Rebecca’nın sevimli, iri gözleri genişlerken merakla sordu.

Zassler gülerken, beyaz kaşları yukarı ve aşağı hareket ediyordu. "Rebecca, Leena, büyük kardeşiniz Linley, Kutsal Birlikte, oldukça ün sahibi. Heykeltıraşlık yeteneği neredeyse büyük usta Proulx ile aynı seviyede. Biliyor musunuz? On altı yaşındayken özel bir heykel oymuş. Heykelin ne kadar değerli olduğunu tahmin edebiliyor musunuz?” Zassler sorarken gülümsüyordu.


“Heykeltıraş mı?”


Rebecca ve Leena birbirlerine baktılar.

Onlara göre heykel yapmak çok zor bir işti. Doğru ve detaylı bir heykel oymak özel bir ruha sahip olunması gereken son derece zor bir meseleydi.


"Kaç altın sikke?" Rebecca ve Leena merakla sordu.


Zassler "On milyon altın sikke!" Dedi

 

D.N. arkadaşlar yanlışlık yok İngilizce halince ten million gold diyor

Zassler, aslında tüm bu bilgileri Kont Perry'nin zihninden almıştı. Kont Perry, Radiant Kilisesinin Linley ile ilgili bir 'öldürme emri' almıştı. Doğal olarak, bu öldürme emrin de Linley ile ilgili birçok ayrıntı da vardı.

"Sadece bir heykel için on milyon altın sikke mi?" Rebecca ve Leena'nın ağızları genişçe açık kalmıştı.


"Bu arada sadece heykeltıraşlık değil. Eskiden büyük kardeşiniz Linley'nin magus olarak yeteneği, tarihte en iyi ikinci sıradaydı. Fakat şu anda, muhtemelen Yulan kıtasının tüm tarihinde bir numara olarak kabul edilebilir. Bir savaşçı olarak yeteneğine gelince, zaten biliyor olmalısın." Zassler, Linley'i içtenlikle kalpten takdir etti.

Dahi.

Kimse onun bir dahi olduğunu sorgulayamazdı. Linley'in performansı, her şeyi kanıtlıyordu.


Rebecca ve Leena hemen Linley'e baktılar, gözleri şaşkınlık ve ibadetle doluydu.

"Yeter, Zassler." Linley başını iki yana salladı ve güldü. "Bu geçmiş olaylar yeterli. Bana Perry'nin aklında ne bulduğunu söyle. "


Zassler gülümsemesini bırakarak başını salladı.

"Perry'nin hafızasındaki bilgilere dayanarak, O'Brien İmparatorluğu'ndaki Radiant Kilisesinin güçleri oldukça zayıf. Hepsi saklanıyor. Savaş Tanrısını rahatsız etmeye cesaret edemiyorlar ve böylece O'Brien İmparatorluğu'nda çok az Radiant Kilisesinin uzmanı var.”

Linley hafifçe başını salladı.

"Perry'nin hafızasından yola çıkarak Kuzeybatı İdari Bölgesin de ki Radiant Kilisesi için çeşitli yöneticilerin kimliklerini keşfettim. Artık bu alandaki bütün güç ağı kesildi." Zassler şeytani bir şekilde güldü.

Yaratmak zordu. İmha etmek kolaydı.


Şüphe çekmeden bir bölgeye bir grup insanı yerleştirmek son derece zordu.


Ancak bu nüfuz ağını yok etmek için yalnızca o kişilerin öldürülmesi gerekiyordu.

"Ya diğer bölgelerde?" Diye sordu Linley.

Sadece idari Bölgede ki nüfuz ağını yok etmek Linley söz konusu olduğunda yeterli değildi. Yalnızca O'Brien İmparatorluğu'nda ki Radiant Kilisesinin tüm işlerini yok ederek Linley gerçekten mutlu olurdu.

"Yedi Bölgenin tümünde genel yöneticileri ve bazı önemli yöneticileri öldürürsek, Radiant Kilisesinin güçleri kafası kesilmiş bir ejderha gibi olacaktır. Buna ek olarak, Radiant Kilisesinin bu alanlardaki kuvvet yapısı tek bir iletişim hattı tarafından yönetiliyor. Genel yönetici ve yöneticiler öldüğünde, muhtemelen tüm nüfuz ağları çöker.”

Radiant Kilisesine yapılan darbe ne kadar büyük olursa Linley de o kadar mutlu olurdu.

Zassler başını iki yana salladı. “Tüm valilik şehirlerinde ki tüm yöneticiler Perry'e nasıl rapor veriyorsa, tıpkı Perry de O'Brien İmparatorluğunun genel yöneticisine ya da Radiant Kilisesinin karargahına rapor veriyor.”

"O'Brien İmparatorluğunun genel yöneticisi mi?" Linley'in gözleri aydınlandı.

Öyleyse O'Brien İmparatorluğu'nda, İmparatorluk için oldukça üst düzey bir genel yönetici bulunuyor muydu? Bu kişiyi ele geçirip Soulscour'u üstünde uygularlar ise, muhtemelen daha fazlasını öğrenirlerdi.

"Maalesef Perry bile bu kişinin kim olduğunu bilmiyormuş." Zassler başını salladı. "Perry, sadece mesaj alışverişinde bulunabileceği bir yer biliyordu."

Linley başını salladı.

Fakat Zassler aniden gülmeye başladı. "Fakat Perry'nin hatıralarından ilginç bir bilgi daha keşfettim."

 

"Konuş." Linley Zassler'a baktı.

"O'Brien İmparatorluğunun genel müdürü bir emir yayınlamış. Yaklaşık bir ay içinde Kuzeybatı İdari Bölgesine başka bir tutsak eskort ekibi gelecek. Genel yönetici, Perry'ye bu insanlara dikkatle yardım etmesini, karşılamasını ve sırrın tutulmasını emretti." Zassler'in dudakları bir sırıtmayla açıldı. "Bu emre göre, bu kadroya çok büyük önem verdikleri görülüyor. Bu ekip bana eşlik eden ile en ufak önemsiz değil."

"Oh?" Linley'in gözleri aydınlandı.

Bu ekibin bu kadar ciddi olmasının amacı, eskortluk yaptıkları kişilerin sıradan figürler olmadığı anlamına gelmesiydi.


Linley, "Kuzeybatı İdari Bölgesinde ki ilk giriş noktalarının neresi olacağını biliyor musun?" Diye sordu.

"Bu, valilik şehri Deco [De'ke] olmalı. Başlangıçta ki planlanan rotaya dayanarak, eyalet başkentinden geçmeyecekler.”


Linley başını salladı. Bunu tamamen anlayabilirdi. Basil eyalet başkentin de aziz seviye uzman McKenzie vardı. Doğal olarak, yolda buradan kaçınmak zorunda kalacaklardı.

"Valilik şehri Deco yaklaşık sekiz yüz kilometre uzakta." Zassler, O'Brien İmparatorluğunun coğrafyasını çok iyi biliyordu.

Linley soğuk bir sesle. "Sekiz yüz kilometre mi? Acele edersek, bir gün de oraya gidebiliriz."

Blackcloud Panter Haeru maksimum hızda koşacak olursa, yarım gün bile istemezdi. Ancak o şekilde uzun süre koşmak, tüm süre boyunca maksimum verimi koruyamayacağı anlamına geliyordu.

Fakat eğer normal hızlarda koşarlarsa ve sabah ayrılırlarsa, kesinlikle akşam vakti oraya varabilirlerdi.


Linley “Valilik şehri Deco’ya yarım ay için de yol alacağız.” diye belirtti

Zassler başını salladı.

Zaman geçti. Linley, Zassler ve kız kardeşler bu malikânede kaldılar. Zassler, iki kız kardeş için ‘Necromantic Kabul Töreni Ayinlerine’ başlamaya hazırlanıyordu. Linley de sürekli eğitim yaparak zaman kaybetmemişti.


Linley, aslında 'Necromantic Kabul Töreni Ayinlerine'  ilk elden şahit olma şansına sahip değildi


‘Necromantic Kabul Töreni Ayinlerini’ başlattıklarında odada sadece Rebecca, Leena ve Zassler vardı. Kısa süre ardından Zassler odadan çıktıktan sonra Linley’e ikisini rahatsız etmemesi talimatını verdi.

 
Üç gün ve üç gece sonra Rebecca ve Leena gururla odadan çıktılar.


Bu üç gün boyunca, ‘Necromantic Kabul Töreni Ayinlerinin’ içeriğiyle tamamen uyumlu hale geldiler. Zassler'in dediğine göre, bu iki kız kardeş çok yüksek yeteneklere sahipti.


Linley’e gelince, ağır kılıcın dördüncü seviyesi, 'Toprağın Derin Gerçeğini'nde eğitime devam etti.

Issız vahşi doğada, uzun boylu bir figür, yüksek hızda doğuya doğru uçarken sınırsız ovaları bir kasırga gibi geçti

Sıska, çevik bir bedeni vardı ve kısa saçları gümüş renginde, çelik ipler gibi görünüyordu

Tüm vücudu siyah bir elbise ile kaplıydı ve gözleri çok keskindi. Havada yüksek hızda uçarken doğuya bakıyordu.


"Sekizinci seviyede beş taşıyıcı." Stehle, Heidens'in tekrarladığı talimatları hâlâ hatırlıyordu.

Ne olursa olsun, silahlı eşlik altında olan beş kardeşin kaçmasına izin verilemezdi. Sekizinci seviyede ki beş beden! Melekler indiğinde, beş zirve aşama aziz seviye savaşçıya dönüşeceklerdi.

"Aziz bir savaşçı öldürdüğümden bu yana çok zaman geçti." Stehle'nin yüzünün de soğuk, sinsi bir gülümseme izi vardı.

Heidens, Aziz seviye bir savaşçı müdahale ederse onu öldürebileceğini zaten belirtmişti. Radiant Kilisesi eylemlerinden dolayı tüm sorumluluğu üstlenecekti.


Kont Perry'nin ölümünden itibaren onuncu sabah.

Linley yerde çapraz bacaklı oturuyordu, hiç hareket etmiyordu. Sabah sisi arazileri kaplıyordu. Şehir muhafızları Perry’nin ölümünden sonra soruşturma başlatmasına rağmen Linley’in son günler de ki hayatı çok huzurlu geçiyordu.


Ancak bunun Linley ve grubu ile ilgisi yoktu.


Linley aniden ayağa kalktı. Ellerin de bulunan adamantine ağır kılıç aniden bıçakladı ve bir kulak delici uluma duyuldu!

Linley'in önünde kabaca elli metre uzaklıktaki bir duvar üzerinden kalkan bir toz tabakası ile titremeye başlamıştı.


“Boooom.” Yumruk büyüklüğündeki bir duvar parçası aniden toz haline geldi. Parçalanan taşın kum benzeri parçaları yavaş yavaş dışarı dökülerek duvardaki yumruk boyutundaki deliği açığa vurdu.

Hiçbir savaş-qi kullanmamıştı. Sadece havada delme yaparak Linley, elli metre uzaklıktaki duvarda bir delik açmıştı.

"Toprağın Derin Gerçeği - Üç Katmanlı Dalgalar"


Linley hafifçe mırıldandı, “Toprağın Derin Gerçeğinin bu en temel ‘üç katmanlı dalgaları’ sonunda tamamlanmıştı.” Valilik şehri Cerre’den ayrıldıktan sonra Linley bütün süre boyunca bunu düşünüyordu.


Ve Linley sonunda 'Toprağın Derin Gerçekleri'nin en temel saldırısı’ üç katmanlı dalgalarına’ hâkim olmuştu.

Bir saldırıda savaş qi ve fiziksel gücün kuvveti titreşim formuna dönüştürüldüğünde, oluşturulan daha fazla titreşim, daha düşük güç kaybı ile daha yüksek bir dönüşüm oranını temsil etti. ‘Üç Katmanlı Dalgalar' tekniği çok yüksek bir kayıp dönüşüm derecesine sahipti, fakat zaten son derece güçlüydü.


Sonuçta, savaş qi ve fiziksel kuvvet kullananlardan tamamen farklı bir saldırı şekli idi.

"Linley" Zassler kapıdan bakarken izliyordu. "Ne tür bir saldırı bu?" Zassler de oldukça şaşırmıştı.

Zassler, Aziz seviye savaşçıların saldırılarını görmüştü.

Ama genelde yaptıkları, kılıçları uzak mesafeli saldırılarda savaş-qi'yi kullanmaktı. Ancak Zassler, görünüşte savaş-qi veya başka bir güç kullanmadan aniden sessizce uzak bir duvarda yumruk büyüklüğünde bir delik açabilen Linley gibi birini hiç görmemişti. Bu çok tuhaftı.

"Sana söylesem bile anlamazsın." Linley sakin bir şekilde güldü.

Linley en temel "Üç Katmanlı Dalgaları" öğrendikten sonra gittikçe daha zorlalaşacağını ve daha fazla zaman gerektireceğini biliyordu.


“Knock!” “Knock!” “Knock!”

Birden, çalma sesleri kapının dışından duyulabiliyordu. Linley hemen yürüdü ve açtı.


Otel görevlisi saygıyla, "Efendim, bu beyefendi sizi görmek istiyor." Sevimli, orta yaşlı bir adam görevlinin yanında duruyordu.

Orta yaşlı adam görevliye baktı ve görevli hemen kibarca çekildi.

Orta yaşlı adam Linley'e gülümsedi. "Lord Linley, merhaba."

Linley'nin yüzü değiştiremeden edemedi. Kimliğini bilen çok az insan vardı.


"Lord Linley, çok endişeli olmak zorunda değilsiniz. Benim klan efendim sizinle tanışmak istiyor." Orta yaşlı adam gülümsedi.

"Klanınızın efendisi kim?" Linley kaşlarını çattı.

"Lord Linley, bu mektubu okursanız anlayacaksınız." Orta yaşlı adam elbiselerinin arasından bir mektup çekip Linley'e teklif etti.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr