Cilt 1 Bölüm 3: Ejderkani Savascisi Soyu (2)

avatar
8237 18

Coiling Dragon - Cilt 1 Bölüm 3: Ejderkani Savascisi Soyu (2)


 

 

Ejderkan Savaşçısı Klanı“ Linley`nin sanki bütün kafası uğulduyordu.

 

Linley`e göre klanları, zor zamanlar geçirmiş antik bir klandan daha fazlası değildi. Nasıl olur da Ejderkan Savaşçısıyla bir bağları olabilirdi ki?

 

Hogg biraz kibirli bir şekilde “Bana inanmıyor musun? Yukarı çık ve ruh tabletlerine yakından bir bak. Çoktan onları okuyabiliyor olmalısın. Her bir ruh tabletinin arkasında bu dünyadan ayrılmış atalarının tarihi yazılı. En üstteki üç ruh tableti ise Ejderkan Savaşçılarına ait!

 

Hogg Linley`nin elinden tutarak “Gel.“ dedi.

 

Ruh tabletlerinin arka tarafına götürerek, yukarı kaldırdı ve “Bu karakterlere yakından iyi bir bak.“ Linley gözlerini kocaman açtı ve okumaya başladı.

 

En üst taraftaki kelimeler çok keskin ve net bir şekilde kazınmıştı. Bu beş bin yıllık karakterler inanılmaz bir hikayeyi anlatıyordu.

 

Baruch, Yulan kıtasından ki ilk Ejderkan savaşçısı. Yulan takviminde yıl 4560, Linnan şehrinin duvarlarının dışında, Baruch, Siyah Ejder ve Donmuş Titanik Wyrm`ine karşı savaştı. Sonunda ikisini de öldürerek şanının tüm dünyaya yayılmasını sağladı. Yulan takviminde yıl 4579, kuzey denizinin kıyısı boyunca, Baruch Dokuz­ Kafalı Yılan İmparatoruna karşı savaştı. O gün dalgalar hiç durmadan dalgalandı, şehirler sallandı, fakat tüm gün ve gece süren amansız savaşın sonunda Baruch Dokuz ­Kafalı Yılan İmparatorunu yenmeyi basardi… sonunda, Baruch Klanını kurdu ve Baruch klaninin ilk lideri oldu!

 

Ryan Baruch, Yulan kıtasındaki ikinci Ejderkan Savaşçısı. Yulan takviminde yıl 4690, Sihirli Yaratık Sıradağlarında Aziz seviyesindeki Altın ­Ejder`i yendi ve ona boyun eğdirdi. Bundan sonra da Altin ­Ejder ­Sürücü Aziz diye anıldı! Yıl 4697…

 

Hazard Baruch, Yulan kıtasındaki üçüncü Ejderkan savaşçısı. 5360`da doğdu,ilk savaşında Batan­ Güneş Sıradağlarında Aziz seviye Yeleli Kan­gözlü Aslana karşı savaştı. Aslanı yendi, kuyruğunu kıstırıp kaçmasına neden oldu. Sonrasında dünya çapında ün kazandi…

 

….

 

Üst üste kudretli isimler, sıralanan inanılmaz hikayeler, Linley`nin kalbinin daha da hızlı atmasına neden oluyordu.

 

Benim klanım aslında Ejdenkan Savaşçısı klanı mıymış?“ Linley aşırı heyecanlıydı.

 

Yanında Hogg alçak bir sesle, “Baruch ailesinin ilk üç neslinin hepsi Ejderkan savaşçısıydı. Biri Ejderkan Savaşçısı olduğunda hayat uzunluğu inanılmaz artıyordu. İkinci nesil Ejderkan Savaşçısı 700 yaşına gelene kadar ne evlendi ne de çocuk sahibi oldu.

 

Ya sonrasında?“ Linley merak ediyordu. “Baba neden artık klanımızda Ejderkan Savaşçısı yok?

 

Hogg onaylar bir şekilde “Ejderkan savaşçısı olmak için en önemli şey damarlarımızda dolanan ejder­kanının yoğunluğu ve miktarı. Ne kadar yoğun o kadar iyi. Bunca nesilden sonra damarlarımızda ejder­kanının yoğunluğu git gide azaldi. Ama yine de…her şey bitmedi. Zaman aktıkça , bazen hiç olmadık bir yerden aniden, neslimizden birinde yüksek yoğunluklu ejder­kanı çıkabiliyor.

 

Hazard Baruch`dan, yaklaşık bin yıl sonra dördüncü Ejderkan savaşçısı ortaya çıktı, Ve 1500 yıl geçtikten, yaklaşık 10 nesil atlattıktan sonra beşinci Ejderkan savaşçısı ortaya çıktı. Ama o zamandan beri binlerce yıldır bir tane bile Ejderkan Savaşçısı ortaya çıkmadı.

 

Hogg kafa sallayarak iç geçirdi. “Beşinci Ejderkan savaşçısı kaybolmadan önce Yulan kıtasında yaklaşık iki yüz yıl kaldı. O zamandan beri binlerce yıldır Baruch klanimiz tamamen zayıfladı.

 

Bin yıldan sonra en görkemli aileler bile yok olabilir.

 

Yine de hala umudumuz var. Belki de gelecekte ailemizden biri damarlarında yeterli ejder­kan yoğunluğuna ulaşıp Ejderkan Savaşçısı olacak. Eğer gereksinimlere sahiplerse, birkaç on yıllık eğitimden sonra gerçek bir Ejderkan savaşçısı olabilirler. İşte o zaman Baruch klanı Ejderkan Savaşçısı olarak bilindiği geçmişteki ihtişamlı günlerine geri dönebilir.“ Hogg`un gözleri parlıyordu. “Şu an altı buçuk yaşındasın. Kurallarımıza göre senin yaşlarında damarlarındaki ejder­kan yoğunluğu testi epey hatasız olacaktır. Bugün seni test edeceğim.

 

Linley donmuş kalmıştı. “Damarlarımdaki ejder­kani yoğunluğunun testi? Beni test mi edeceksin?“ Linley testin sonucunda ne olacağını biliyordu. Ejderkan­ Savaşçısı olup olamayacağını gösterecekti.

 

Linley, burada bekle. Gidip Ejderkan ­İğnesi`ni getireceğim.“ Hogg açıkça heyecanlıydı, atalarının salonundan yakındaki özel odaya ilerledi.

 

Ejderkan Savaşçısı? Gerçekten Ejderkan Savaşçısı olabilecek miyim?“ Linley zihninde telaşlanmaya başlamıştı.

 

Orda dururken kafası karmakarışıktı. Hem arzuyu hem de korkuyu aynı anda yaşıyordu. Damarlarındaki yoğunluğun az çıkmasından korkuyordu.

 

Eger başarısız olursam, sanırım babam aşırı mutsuz olacak.“ Linley elinde olmadan düşünmeye başlamıştı. Babasıyla ve küçük kardeşiyle büyüdükten sonra, babasını hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu. Ama kanındaki ejder­kanının yoğunluğu da onun karar verebileceği bir şey değildi.

 

Kısa bir süreden sonra. Hogg elinde 20 cm uzunluğunda inanılmaz ince bir iğneyle odadan çıktı. “Ejderkan İğnesi?“ Linley babasının elindeki iğneye bakıyordu.

 

Hogg gülerek “Pekala, Linley. Bu iğne deriye çok az hasar veriyor, hissetmeyeceksin bile. Uzat kolunu“ dedi. Linley`in hafif titreyen kolu onun ne kadar gergin olduğu gösteriyordu.

 

Gerçeği söylemek gerekirse sadece Linley değil Hogg da baya gergindi.

 

Dayan biraz.“ Yarı saydam Ejderkan ­İğnesini tutarak Linley`nin yüzük parmağını hafifçe deldi. İğne kolayca deriden geçti. Linley ince bir acı hissetti ve tam o anda iğne kızardı.

 

Hogg elleri titrer bir şekilde iğneyi kaldırdı ve dikkatlice incelemeye başladı.

 

Linley gergin bir şekilde kafasını kaldırarak babasına bakmaya başladı. “Damarlarimdaki ejderkan yoğunluğu yeterli mi? Neden babam iğneye bu kadar baktı?“ Linley`nin içine kötü şeyler doğmaya basladi…

 

Tüh…“ Hogg derin bir şekilde nefes alarak iğneyi bir kenara bıraktı.

 

Babasının iç geçirdiğini gören Linley açıkça yoğunluğun yeterli seviyeye ulaşmadığını anlamıştı. Gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıdı.

 

Liney neden ağlıyorsun? Ağlama, tut kendini, ağlama.“ Hogg anında Linley`e sarıldı. Linley`nin ağladığını gören Hogg`un kalbi sızladı. Sonuçta Linley sadece altı buçuk yaşında bir çocuktu.

 

Ağlamayacağım, evet ağlamayacağım.“ iki kez burnunu çekti ve kendini sakinleşmeye zorladı. “Baba, üzgünüm, umutlarını boşa çıkardım.

 

Linley`nin sözlerini duyan Hogg`un içi ısındı. Dayanamayıp Linley`i bağrına bastı. “Linley, üzme kendini. Aslında umutlarımı çok yüksek tutmamistim. Binlerce yıl ve on nesilden sonra kimse Ejderkan savaşçısı olmadı. Senin de olmaman bir şeyi değiştirmez. Baban seni suçlamıyor.

 

Babasının vücudunun sıcaklığını hisseden Linley`nin sıkışmış göğsü yavaşça gevşedi. İki yaşındaki Wharton Büyükbaba Hiri`nin kollarında çoktan uyumuştu bile.

 

Linley şuan Baruch klani; sen, ben ve küçük kardeşinden oluşuyor. Çok büyük umutlarım yok, hiç bir zaman bir Ejderkan savaşçısı olmayı düşünmedim.“ Hogg kendine hicivli bir şekilde güldü. Nasıl olur da Ejderkan savaşçısı olmak kolay bir şey olabilirdi ki?

 

Linley kafasını kaldırıp babasına baktı.

 

Linley babasının bu tavırla konuştuğunu çok nadir görürdü. Normalde babası çok katı ve kararlıydı.

 

Ruh tabletlerinin sıralarına bakarken Hogg`un yüzü kasvetli bir hal aldı. “Benim asıl hedefim nesilden nesile geçmiş atalarımızın yadigârını geri almak.

 

Atalarimizin yadigar mı? O ne? Neden hiç duymadım?“ Linley meraklı bir şekilde sordu.

 

Hogg gururla “Bizim ata yadigarimiz – haşmetli kılıç “Slaughterer(Katliamcı). Bu Baruch klaninin ilk lideri tarafından kullanılmış silahtı. Yulan kıtasındaki ilk Ejderkan savaşçısı. Ne yazık ki… neslinden gelen kişiler vefasızdı. Altı yüz yıl önce, fakirlik yüzünden, klandan lüks hayatı seven biri para karşılığı bu yadigarı sattı.

 

Konuşurken Hogg öyle hiddetle dolmuştu ki bedeni titriyordu.

 

Kafasını aciz bir şekilde sallayarak. “Ondan sonra her nesil `Slaughterer`i geri almaya çalıştı, altı yüz yıllık denemeye rağmen, hiç birimiz başaramadı. Sonuçta `Slaughterer`i 180.000 altına satmistik. 180.000 tane altın para! Böyle bir serveti bulmamıza imkan yok. Bulsak bile şu anki sahibinin bize satmaya niyeti yok.

 

Kadim Ejderkan Klanı aslında ata yadigârını satmıştı. Bu tam bir aşağılamaydı!

 

Kadim Ejderkan klanının aşağılanması!

 

Her başarılı nesil çeşitli geri alma planları yaptı, ama 600 yıla rağmen başaran olmadı.

 

Şu anki lider Hogg da bunu arzuluyor ama klan ekonomik olarak tam bir çıkmazda. 180.000 altın mı? Malikaneyi ve tüm varlıklarını satsalar bile böyle bir paraya ulaşamayabilirlerdi.

 

Ata yadigarı kaybedilmişti. Bu aşağılama sürekli Hogg`un kalbinde ağırlık yapıyordu. Utanmış ve aciz hissediyordu, atalarıyla böyle yüzleşemezdi.

 

Babasının yüzünü gören Linley onu avuttu. “Baba, mutsuz olma! Söz veriyorum bir gün ben ata yadigârımızı geri getireceğim.

 

Sen?“ Hogg kıkırdayarak Linley`nin saçlarını karıştırdı.

 

Hogg içinden “Linley, biliyor musun yıllar önce … bu sözlerin aynısını ben de büyükbabana söylemiştim.“ Altı yüz yıllık emeklerin hepsi boşa çıktı. Bunu başarmak nasıl kolay olabilirdi? Sonuçta “Slaughterer“i alan kişi sıradan biri olamazdı.

 

Neden satmayı istesinler ki? Hem satmak isteseler bile çökmüş Baruch klanı bunu nasıl karşılayabilirdi?

 

Baba, bana inanmıyor musun?“ Kafasını kaldırarak Linley sorgular şekilde babasına baktı. “Sana inanıyorum, tabi inanıyorum.“ Hogg güldü.

 

Baba oğul sıkı sıkıya sarılmışlardı. Ejderkan Savaşçısının soyundan bu çağda yalnızca üç kişi kalmıştı. Ne zaman klanın azalan haşmetini ve ilk yıllardaki onurunu geri alabileceklerdi? Şu an Linley ellerini sıkıca yumruk yapmış şekilde babasının göğsüne yaşlanıyordu.

 

Bölüm Sonu Notları:

Slaughterer : Katliamcı (Haşmetli kilic­, Warblade)

Serpent`i de yılan olarak çevirdim.

Bu arada 20cm lik iğnede küçükmüş, acıtmaz bence de :D









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44226 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr