Bölüm 15: Xiao Yulong’ın Soruşturması

avatar
13793 48

Against The God - Bölüm 15: Xiao Yulong’ın Soruşturması


 

 

Çeviri için Useless, kontrol / düzenleme için Wertyul  arkadaşımıza teşekkürler. Keyifli okumalar…

 

Xia Qingyue ve Xiao Che kahvaltılarını bitirdikten kısa bir süre sonra Xiao Lie yüzündeki eşi görülmemiş bir ifadeyle geri döndü.

 

“Büyükbaba ne oldu?” Xiao Che derhal ayağa kalkıp sordu.

 

“Büyük olay. Xiao klanı için bu çok önemli bir mesele.” Xiao Lie bunu söyledikten sonra kaşlarını gevşetip “Ama bizimle pek ilgisi olmayacak” dedi.

 

“Çok önemli bir mesele mi? Nasıl bir mesele?” Xiao Che daha çok şaşırmıştı.

 

“Xiao birliği.”

 

“Xiao birliği?” Bu sefer sadece Xiao Che değil Xia Qingyue da kaşlarını kaldırıp bakmaya dinlemeye başladı.

 

“Yaklaşık yarım saat önce klan lideri Xiao birliğinden bir mektup almış. Mektupta Xiao birliğinden bir grubun buraya geldiği yazıyormuş. Sadece oda değil gelen grubun içinde Xiao birliğinin lideri Xiao Juetian’ın en küçük oğlu da varmış.”

 

“…” Bu haber Xiao Che’nin konuşmadan önce bir süre beklemesine yol açtı. “Eğer bu doğruysa saçma olan bir şeyler var. Her ne kadar klanımız 160 yıl önce Xiao birliğinden gelse de birlik bizi her zaman küçük gördü. Neden şimdi insanlar gönderiyorlar? Onların etkisi gökyüzüne kadar ulaşmasına rağmen neden bize mektup gönderiyorlar? Çok saçma gerçekten.”

 

Xiao Lie kafasını salladıktan sonra “Tabi ki bir nedeni var. Klanımızın kurucusu Xiao Bieli yeteneği kötü diye gizlice tarikattan atılsa bile babası yönetme salonunda ki büyüklerden Xiao Zheng idi. Kısa bir süre önce Xiao Zheng öldü. Ölmeden önce artık güç peşinde değildi onun yerine Xiao Bieli’yi düşünüyordu. 100 yıl görüşmedikten sonra mahcup hissediyordu. Ölmeden önceki son isteği o öldükten sonra birliğin Xiao klanına adam gönderip Xiao Bieli’nin soyundan gelenlerin arasındaki gençlerden en yeteneklisini birliğe alıp yetiştirmeleriymiş. Bu onun Xiao Bieli için kendince düşündüğü bir özür şekliymiş.” Dedi.

 

Sıradan insanlar 100 yıldan fazla yaşayamazdı. Ama birinin kaynak gücü belli bir seviyeye ulaştığında 100 yıldan fazla yaşamak problem olmuyordu. (Ç.N: bu Profound u kim kaynak diye çevirdi la neresinden bakarsam bakıyım kaynak olmuyor bu :D ) . Denilenlere göre eğer biri İmparator Kaynak Alemine çıkarsa binlerce yıl yaşayabilirdi. Xiao Lie’nin sözlerini duyduktan sonra Xiao Che ilk önce düşündükten sonra rahatladı. Birliğin birden adam yollamasına şaşmamalı. Demek böyle bir şey olmuştu. Görünüşe göre Xiao Zheng ölmeden önce bile birlik içinde yüksek mevki ve güce sahipti ki birlik son isteğini yerine getirdi. Daha sonra Xiao Che de neden büyükbabasının onlarla ilgili olmadığını söylediğini anladı. “En yetenekli genç seçilip birliğe eğitilmek için götürülecek” En yetenekli kişinin Xiao Che olmasının yolu yoktu.

 

Ancak diğer klan büyükleri bunu duyduğunda çok mutlu olmuşlardır. Gelişmek için birliğe alınmak mı? Bu nasıl bir şeydi? Eğer oğulları ya da torunlarından biri seçilirse bu solucanın gece gökyüzünde uçan altın ejdere dönüşmesi gibi bir şey olurdu. (Ç.N: gururu anlatmanın değişik bir yoluymuş 40 yıl düşünsem bunu düşünemem ). Eğer akrabalarından biri seçilirse yüzen bulut şehrinde kimseden korkmadan gururla yürüyebilirlerdi. Eğer biri önlerine çıkarsa Xiao birliği dediklerinde kimse karşılık veremezdi. (Ne birlikmiş. Küçük insanlar küçük düşünür…)

 

Xiao Lie’nin ifadesi huzurlu gözükse de büyük cabalar harcayarak saklamaya çalıştığı hayal kırıklığını Xiao Che anlamıştı. Xiao klanının içinde birliğe gitmek istemeyen kimse yoktu. Xiao birliğinin buraya gelişi şüphesiz ki onlara yakınlaşmak için en iyi fırsattı. Tüm klan üyelerinin birazda olsa umudu vardı. Ama Xiao Lie umut etmeye bile cesaret edemiyordu çünkü birliğin seçeceği kişinin Xiao Che olmasının yolu yoktu.

 

Ağzını açıp büyükbabasını rahatlamak için bir şeyler söylemek istese de diyecek bir şey bulamıyordu. Kaynak damarlarının durumu belliydi hoş şeyler söylese bile ne işe yarayacaktı?

 

“Bizimle ilgisi olmasa da bu güzel bir şey. Birlik gökyüzü kadar büyük. Eğer seçilenler oradaki en düşük rütbeli insanlar olsa da yüzen bulut şehrindeki insanlarla kıyaslanamazlar” Xiao Lie güldü masaya oturduktan sonra “Gelin bana yemeği bitirmekte yardım edin.” Dedi.

 

——————————————-

 

Xiao Lie’nin evinden çıktıktan sonra Xiao Che etraftaki atmosferin değiştiğini hissetti. Normalde bu vakitlerde çok az insan sabah antrenmanı yapardı ama şuan etrafta birçok kişi çalışma yapıyordu.

 

“Görünüşe göre herkes Xiao birliğine gitmenin iyi bir şey olduğunu düşünüyor. Ama gökyüzüne 1 adımda atlamak gerçekten iyi bir şey mi? Kimse birliğe girdikten sonra ne olacağını düşünmüyor. Büyük ihtimal ulaklardan bile daha düşük statüde olacaklar.” Xiao Che küçümser bir şekilde bunları söyledi.

 

“Kıskanıyor musun?” Xia Qingyue ifadesiz bir şekilde sordu.

 

“Kesinlikle hayır.” Dedikten sonra Xiao Che yanındaki Xia Qingyue’nin Xiao birliğinden hiçbir şekilde geri kalmayan Donmuş Bulut Asgardın öğrencisi olduğunu hatırladı. “Onlarla aynı değilsin. Unut dediklerimi. Dememişim gibi davran.”

 

Xia Qingyue daha fazla onunla ilgilenmeyip ileri doğru adım attı. Her ne kadar attığı adım yavaş olsa da vücudu 7-8 metre ileri gitti. Bir başka adımda daha fazla ilerledi ve Xiao Che’yi arkada bıraktı. Xiao Che’nin adımları durdu. Dikkatlice hayalet gibi ilerleyen Xia Qinqyue’yi izledi. ” Sakın bunun bana efsanevi donmuş bulut asgardın “Donmuş karın dans adımları” olduğunu söyleme. Bu kadının kaynak gücü normal değil. İlk kaynak aleminin 10.seviyesinde olması mümkün değil.” Diye mırıldandı.

 

“Yo. Bu kardeş Xiao Che değil mi?”

 

Ses sağdan geldi. Xiao Che kafasını çevirdiğinde Xiao Yang’ın ona doğru geldiğini gördü. Xiao Yang normalde Xiao Che’nin önünde burnu gökyüzüne değiyor gibi duruyor ve her zaman Xiao Che’yi küçümsüyordu. (Ç.N: Egonun güzel bir anlatımı yine :D ). Xiao Che ye isteyerek seslenmesi ilk kez oluyordu.

 

“Kardeş Xiao Yang erken kalkmışsın.” Xiao Che ona doğru dönüp iyi bir şekilde karşılık verdi.

 

“Ne tesadüf bende tam sana bakmaya geliyordum ki senle karşılaştık.” Xiao Yang yürürken gülümsemeye devam ediyordu.

 

“Kardeş Xiao Yang beni bir şey için mi bulmak istiyordun?” Xiao Che şaşırmış şekilde sordu.

 

“Mmmmm.” Xiao Yang kafasını salladı. “Aslında büyük kardeş Yulong seni çağırmamı istedi. Senin aramızda en küçük olmana rağmen ilk evlenen olduğunu söyledi. Seninle birlikte bunu ne olursa olsun kutlamak istiyor. Ayrıca dün düğünde çok kişi olduğundan şarap içerek eğlenmek zor oldu. En iyisi sabah biraz yiyip içmek. Ne dersin? Vaktin var mı?”

 

Sabahın köründe içmeye çağırmak demek ki Xiao Yulong’ın sabrı ortalamaydı. Xiao Che kesinlikle Xiao Yulong’nin onu bulmak istemesinin nedenini biliyordu. “Gerçekten kardeş Yulong beni mi çağırdı? Elbette. Elbette zamanım var. Kardeş Yulong beni çağırmış nasıl zamanım olmaz? O zaman şimdi mi gidiyoruz.”

 

Xiao Che’nin ifadesi Xiao Yang’ın gizlice küçümseyici bir şekilde dudak bükmesine neden oldu. Xiao Yang başıyla onayladıktan sonra ” Evet. Hadi gidelim.” Dedi.

 

Xiao Yulong’ın evi Xiao Che’nin evine göre 4-5 kat daha büyüktü. Sadece büyük ve lüks değildi hizmetçileri bile vardı.

 

Evin içindeki lüks masada şarap ve yemekler servis edilmişti. Xiao Yulong elindeki bir bardak şarabı gülümseyerek kaldırıp “Küçük kardeş Xiao Che sen bizim yüzen bulut şehrimizin bir numaralı mücevheriyle evlendin. Yeniden tebrik ederim. Senin büyük kardeşin olarak bundan sonra daha çok çalışmalıyım.” Dedi. (Ç.N: gerçek kardeş değiller biliyorsunuz böyle noveller de aynı yerdekiler kardeş diyor birbirlerine.)

 

“Teşekkür ederim kardeş Yulong.” Xiao Che de elindeki şarabı kaldırmıştı. Heyecandan kızarmış yüzüyle birlikte “Aslında benim evliliğim çok önemli değil. Onun yerine ben seni tebrik ederim kardeş Yulong” dedi.

 

“Oh?” Yulong’un yüzü şüpheyle doldu. Gülümseyerek “Beni mi tebrik edeceksin? Anlamadım.” Dedi.

 

Xiao Che ciddi bir yüzle cevapladı. ”Kardeş Yulong birliğin buraya en yeteneklimizi seçmek için geldiğini bilmiyor olamaz. Klanımızın genç nesli arasında kim kardeş Yulong’a yetenek, pozisyon, görünüş ve karakter bakımından karşılaştırılabilir. Yani kardeş Yulong seçilecek. Bu son derecede güzel bir haber.”

 

“Doğru. Doğru kardeş Yulong kesinlikle seçilecek. Sen buradayken diğerlerinin şansı bile yok.” Xiao Yang da zaman kaybetmeden söyledi. Xiao Yang’ın yeteneği klan içinde ortalamanın üzerindeydi. Bu konuda yapabileceği bir şey yoktu. Xiao klanında en yüksek şansa sahip olan  Xiao Yulong’dan başkası değildi. Son yıllarını Xiao Yulong’ı takip ederek geçirmişti. Xiao Yulong birliğe katılırsa bu ona da yarar sağlardı. Son yıllarda Xiao Yulong’a yalakalık yapmasının iyi bir karar olduğunu düşünmeye başlamıştı.

 

Mütevazi bir ifade ile Xiao Yulong başını sallayarak “Siz beni çok büyütüyorsunuz. Klanımızda göze çarpan birçok erkek ve kız kardeşimiz var. Kaynak gücü bakımından en iyi ben olsam da ne gibi şeyler isteyeceklerini bilmiyoruz. Ama yine de elimden geleni yapacağım. Hadi gelin dünkü mutluluğa yeniden kadeh kaldıralım.” Dedi.

 

Sözleri kaygısız olsa da Xiao Yulong’un gözlerindeki düşkünlük herkesinkinden daha fazlaydı.

 

Bir bardak şarap içtikten sonra Xiao Che’nin yüzü kızarmıştı. O anda Xiao Yang onu yanına çekip gülen yüzüyle “kardeş Xiao Che dün evlendiğin kadın gerçekten bizim şehrin en güzeliydi. Kadınlarda ki şansın hepimizi kıskandıracak kadar çok. Dün gece gelin odasında aldığın tat… Heh Heh çok zevkli olmalı değil mi?” Dedi. (Ç.N: Sanane ulan :D )

 

Xiao Yulong kadehini mutlulukla kaldırdı ama tüm dikkati Xiao Che’deydi. Xiao Yang sorusunu bitirdiği sırada Xiao Che’nin gözleri parladı. Yüzünde erkeklerin anlayabileceği ahlaksız bir gülüş vardı. Kafasını Xiao Yang’ınkine yaklaştırıp kısık bir sesle “kesinlikle. Heh.heh.hehe.hehe.hehehe… Kardeş Yang sana söyleyeyim tüm kadınlar aynı Xia Qingyue normalde gururlu tavuskuşu gibi gözükse de yatakta mutlak bir fahişe gibi. (Ç.N: Karın burada olsa şuan donarak ölmüştün :D ) İnlemeleri ve tadı kesinlikle zevk verici. Heh.hehe.hehe.heh.” Dedi.

 

Xiao Che gözlerini konuşurken kapatmaya başladı. Yüzü sarhoşlarınki gibi kızarmıştı.

 

Ping…..

 

Xiao Yulong’ın elindeki kadeh parçalara ayrılıp parçaları masaya sıçradı.

—————ÇEVİRMEN NOTU——————–

Oldu mu bugün ki benim 2. atg nin 4. bölümü Atg toplusu güzel oldu ama dimi 3. de görüşelim artık. Gelir şimdi.

Xiao Yulong sinirini kimden çıkaracak? Xiao Che gerçekten sarhoş mu? Tarikat üyeleri ne zaman gelecek? Xiao Che’nin söylediklerini karısı öğrenecek mi? Hepsi yakında bekleyin okuyun öğrenin :D

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr