Bölüm 53: Kötülük Tanrısının Tohumu-Ateş (6)

avatar
13879 44

Against The God - Bölüm 53: Kötülük Tanrısının Tohumu-Ateş (6)


 

"Jasmine....Jasmine...." Jasmine'nin adını söylerken Yun Che'nin kalbi sıkışıyordu. Bedenindeki ölümcül zehrin gösterdiği etkinin şiddeti 4 ay öncekinin on katından fazlaydı. Sonuçta geçen sefer sadece 2 tane Gökyüzü Kaynak Aleminde ki kişiyi öldürmesi onu acı içinde kıvrandırtmıştı ancak bu seferki düşman İmparator Kaynak Alemindeki gerçek bir ejderdi. Kullandığı kaynak enerjisinin yoğunlukları yerle gök kadar farklıydı.

 

Jasmine'nin bu ejderi öldürmesinin sonucunu bilmesine gerek yoktu. O saldırmıştı çünkü saldırmasaydı Yun Che ölecekti. Ve Yun Che ölürse oda kesinlikle onla beraber ölecekti.

 

Sonu olamayan bir pişmanlık Yun Che'nin kalbini acıdan karıncalandırıyordu.....İçeri sızma işlemi sırasında Jasmine onu üç kere vazgeçirmeye çalışmış ve içeride olabilecek hazinelerin şüphesiz ejder tarafından damgalandığını ve onları kolayca elde edemeyeceğini söylemişti. Ama o yine de tereddüt etmeden devam etmişti.....O gerçekten cesarete ve cüretkârlığa sahipti ama o bir şeyi bilmeden unutmuş olabilirdi. O artık sesi tüm kıta boyunca yankılanan Yun Che değildi bunun yerine o sadece 4.seviye Temel Kaynak Aleminde ki önemsiz biriydi. Ancak onun karşı karşıya olduğu şey son derece korkunç İmparator Kaynak Canavarıydı. En ufak bir dikkatsizlikte bile hayatını kaybedebilir ve Jasmine'yi onunla beraber sürüklerdi.

 

Böyle bir sonuç yine de en sonunda olmuştu...

 

"Üzgünüm Jasmine....Üzgünüm.....Üzgünüm....Seni dinlemem gerekirdi. Umursamaz olmamam gerekirdi." Elleriyle Jasmine'nin bedenindeki değişiklikleri hissederken Yun Che'nin kalbi gittikçe daha çok sıkışıyordu. Tekrar ve tekrar Jasmine'den özür diledi....Ancak bu noktada ne kadar özür dileyip pişman olursa olsun şuan ki durumu değiştirmeyecekti.

 

Jasmine'nin dudakları biraz hareket etti ama çıkan ses duyabilmek için çok sessizdi.

 

Bedeni gittikçe soğudu ve farkında olmadan çoktan yarı saydam bir hale dönüşmüştü. (Ç.N: Kız bizi bırakma daha ne gördük hemen bırakma daha çocuğa bir şeyler öğretecektin yapma etme yazar....)

 

Her ne kadar Jasmine'nin bedeni sadece Yun Che'nin hayat gücüne bağlı yarı ruhani bir form olsa da sonunda o beden hala Jasmine'nin ruhunun ev sahibiydi. Eğer bu beden yok olursa o zaman ev sahipliğini kaybetmiş Jasmine'nin ruhu da dağılacak ve ölümcül zehrin etkisi altında tamamen yok olacaktı.

 

“Jasmine!! Jasmine!!”

 

Yun Che sol elindeki Gökyüzü Zehir Sedef'inden umutsuzca arıtma gücünü yayarken dişlerini sıktı. Sağ eliyle onun bedenini zorla sarsarken bilincinden en ufakta olsa bir ipucu uyandırabileceğini aç gözlü bir şekilde umuyordu. En sonunda onun korkunç şekilde beyaz dudaklarının tekrar açılıp kapandığını gördü. Yun Che bir süre dona kaldı ardından apar topar kulağını onun dudaklarının yanına getirdi.

 

"Ben....ölmek....istemiyorum.....hala.....annemin......ve.....abimin.....öcünü.....almadım.....hepsini.....öldüremedim......ölmek.....istemiyorum."

 

Jasmine'nin sesi inanılmaz derecede zayıftı ve bu kadar yakından bile açıkça duymak neredeyse imkansızdı. Ancak bu zayıf ses Yun Che'nin kalbinde şiddetle dalgalanıyordu.

 

Jasmine 4 ay önce onun önünde resmi olarak ilk çıktığında o aslında nedensiz bir şekilde ona karşı bir aşinalık duygusu hissediyordu. Bu tür bir duygu bu günlerde kendisine çok benzerdi... O hiç şüphesiz genç ve inanılmaz derecede güzeldi. Kendini prenses olarak çağırıyordu ve on binlerce kişinin sevgisiyle büyümüş olmalıydı ama güzel gözlerinde her zaman soğukluk ve ilgisizlik vardı. İnsanları öldürürken hassas yüzü en ufak bir korku yada sempati taşımıyordu....Ama bunun yerine zalimlik ve değişmeyen bir ilgisizlik vardı....

 

Bu sefer Yun Che sonunda onun hakkında neden bu kadar çok aşina olduğunu anladı. O Yun Che'nin eski günlerini andırıyordu...

 

Bu nefretti!!

 

Masmavi gökyüzü kıtasında 17 yaşındayken gölgesinde yaşadığı ustası öldürülmüştü. O zaman kalbinin içinde sadece nefret, dipsiz bir nefret taşıyordu... O günlerde gözlerinde ki ifade duygusuzluk ve zalimlikti....Belki de o şuan baktığı Jasmine'e son derece benzerdi.

 

Ancak o zaman Yun Che zaten 17 yaşındaydı ve en azından bir yetişkin olarak kabul edilebilirdi. Ama Jasmine....sadece 13 yaşındaydı. Yun Che aslında melek olması gereken bu kızı kayıtsız ve zalim bir şeytana nasıl bir tür nefretin döndürdüğünü hayal edemiyordu.

 

Şimdi mırıldandığında kendinden bahsediş şekli "bu prensesten" "bene" dönmüştü. Bunu keşfetmek Yun Che'nin kalbinin içini karmaşıklaştırmıştı. Çünkü Jasmine şuanda farkındalığını neredeyse kaybetmişti. Yani bu durumda söylediği sözler ruhundan geliyordu. Buda "bu prenses" kelimelerinin aslında kendinden bahsederken alışık olduğu bir şey değil de kendinden bahsederken kasten kullandığı bir şey olduğu anlamına geliyordu. Bu sözleri kullanarak sürekli kendine bir şey hatırlatıyormuş gibiydi.

 

Sanki aynı kaderden acı çekmişler gibi tanıdık bir duygu Yun Che'nin kalbinin derinliklerinde doğmuştu ve büyük oranda suçluluk ve pişmanlık duygularıyla katmanlıydı. Jasmine'nin bedenini daha fazla güçle sallamaya başladı ve yüksek sesle bağırdı. "Jasmine uyan! Bilincini kaybetmemelisin! Biz anlaşma yapmadık mı? Sen bana yeni kaynak damarları verdin ama ben hala senin için yapmam gereken şeyi başaramadım....Sadece böyle bırakıp gitmeye razı mısın.... Ayrıca....sen benim ustamsın ama hala bana bir şey öğretmedin....Ustam olarak sadece böyle beceriksiz gibi davranamazsın...Uyan! Lütfen Uyan!!!"

 

Ama Yun Che ne kadar umutsuzca Gökyüzü Zehir Sedef'ini kullanıp onu sallarsa sallarsın Jasmine artık cevap vermiyordu. Minyon yüzü son renk belirtilerini de kaybetmişti ve bedeni gittikçe daha fazla saydam oluyordu. Her ne kadar bedeninin varlığına hala dokunabilse de Yun Che neredeyse açıkça onun göğsü aracılığıyla yerdeki ki kumu görebiliyordu.

 

Yun Che'nin kalbinde bir soğukluk dalgası saplanmıştı ve dişleri bile sıkıca kenetlenmekten neredeyse eziliyordu. Şiddetli bir şekilde alnını yumrukladı ama bu güçlü acı duygusu kalbinin içini biraz bile rahatlatmamıştı.... Senin suçun!! Neden Jasmine'yi dinlemedin!! Senin hayatın sadece senin değil ayrıca Jasmine'nin de hayatı... En sonunda hatta onun hayatıyla seni kurtarmasına ihtiyaç duydun!! Onu öldüren sensin!!!

 

Yun Che dişlerini sıkarken kendini acı acı kınadı. Yumruğunu vurduğu ham ve kanlı alnından bir damla kan yavaşça damladı ve cayır cayır yanan yere düştü. Kan damlasının hızlıca kuruduğunu izlerken Yun Che aniden dondu. "Kan....doğru benim kanım....."

 

Jasmine hayatını onunkiyle bağlamak için kanını emmişti. Yarı ruhani bedenide bu kandan ve Yun Che'nin yaşam gücünden oluşmuştu. Aynı zamanda Yun Che'nin bedeni Gökyüzü Zehir Sedef'iyle birleşmişti bu yüzden onun kanı son derece yüksek zehir direnci özelliği elde etmiş olabilirdi.

 

Bu umut ışığını derhal tutan Yun Che bir saniye bile tereddüt etmeye cüret etmedi. Sol kolunu uzattı ve onu sağ elinin parmak uçlarıyla vahşice yırtıp zorla uzun ve derin bir kesik açması anında dışarı kan fışkırmasına neden oldu. Hemen parmaklarını kullanıp dikkatlice Jasmine'nin renksiz dudaklarını açtı ve kanının onun dudaklarına damla damla akmasına izin verdi. Aynı anda elini kullanarak kanın daha hızlı akmasını sağlamak için zorla omzunu sıktı.

 

Jasmine ölmene izin vermeyeceğim... Kesinlikle vermeyeceğim.

 

Bu sadece eskiden o yıl verdiğim bir söz olsa bile...

 

Taze kan hızlıca aşağı akıp Jasmine'nin açık dudaklarına düşüyordu. Ancak hemen ardından kanlar ağzının köşesinden taşıyordu.... Jasmine tamamen bilinçsizdi ve temelde kendi başına yutmaktan acizdi.

 

Yun Che sıkıca kaşlarını ördü. Kısa bir tereddütten sonra sol kolunu kaldırıp yaraya dişlerini geçirdi ve şiddetle emdi. Ağzının yarısından biraz daha azını doldurduktan sonra vücudunu alçalttı ve eliyle nazikçe yeniden Jasmine'nin dudaklarını açtı. "Eğer uyanırsan daha sonra beni nasıl cezalandırırsan cezalandır seve seve kabulleneceğim." (Ç.N: Örülmüş kaşın ne olduğunu buldum sonunda :D bunu yapınca kaşlarını saçına doğru kaldırıyormuşsun endişeli olduğunda ve dikkatlice bir şey düşündüğünde oluyormuş :D )

 

Sessizce mırıldanmasının ortasında Yun Che kafasını indirdi ve onun dudaklarını nazikçe kendininkilerle kapadı ve dikkatlice ağzındaki kanın yavaşça damla damla onun ağzına geçmesine izin verdi. Titiz bir nefes kullanarak kendi kanına üfledi ve onun ağzındaki kanın vücudunun içine akmasını sağladı.

 

Her ne kadar Jasmine'nin ağzı son derece solgun olsa da hala kusursuz şekilde yumuşak ve pürüzsüzdü ki bu Yun Che'nin biraz daha böyle kalmak için kontrol edilemeyen bir dürtüye sahip olmasını sağlamıştı. Ağız dolusu kanın transferi bittiğinde Yun Che'nin dudakları yaraya hemen geri döndü ve yeniden zorla emdi. Yeniden bir ağız dolusu emdikten sonra tekrar dikkatlice Jasmine'nin ağzına transfer etti.

 

Birkaç tekrardan sonra kolundaki yara iyileşmeye başlaması kan emme hızının çok daha yavaş olmasını sağladı. Yun Che hemen sol kolunu uzatıp ilk yaranın hemen yanına başka bir derin kesik açtı ve taze kan yeniden bir akarsu gibi aşağı damlamaya başladı.

 

Kan sürekli Jasmine'nin ağzına transfer ediliyordu. Yun Che'nin kolunda beşinci ara görüldüğünde yaklaşık olarak vücudundaki kanın beşte biri Jasmine'nin vücuduna akmıştı. Yun Che'nin beyninde önemli bir baş dönmesi hissi ortaya çıktı. Bununla birlikte şuanda Jasmine'nin bedeninin artık hayali bir hale dönmediğini ve azar azar belli olmaya başlamasını aniden fark etti. Gökyüzü Zehir Sedef'iyle bastırılan ölümcül zehrin etkileride yok olmaya başlamıştı.

 

Başarılı......ben başardım mı!!!!

 

Hoş bir sürpriz dalgası Yun Che'nin kalbinden geliyordu. Hiç tereddüt etmeden kolunu bir daha uzattı ve altıncı yarayı açtı. Tüm kolu çoktan uyuşmuştu ama kalbinin içi yine de mutluluk ve sevinçle dolmuştu. Eğer kanının onu gerçekten kurtarabilmesi mümkünse o zaman hakkında cimri olacak ne vardı?

 

Eğer insan bedeni kısa bir süre içinde kan hacminin beşte birinden fazlasını kaybederse bu vücut fonksiyonlarında bozukluğa yol açardı. Üçte birinden fazlası şoka yol açardı ve yarısından fazlası da ölüme yol açardı....

 

Son derece yüksek tıbbi uzmanlığa sahip Yun Che açıkça bunun farkındaydı ama hareketlerinde en başından beri kolunun üzerinde daha fazla kesik açmaya devam ederken ne bir tembellik nede tereddüt vardı.

 

Sonunda beynindeki imkansız bir şekilde ağır baş dönmesine dayanmaktan aciz olduğunda görüşü beyaz bir alana döndü ve arkasında ki taş duvara yatarken bayıldı.

 

Onun bu puslu bilincinin ortasında her zaman unutmaya çalıştığı bir kız silueti yavaşça ortaya çıktı....

 

Nefret içinde yaşadığı yedi yıl boyunca güç elde etmek için umutsuzca tüm vücudu parçalanana kadar eğitim yaptı ve sayısız kez ölüme yaklaştı....Her defasında o hep nazikçe Yun Che'nin yaralarını tedavi ediyordu, ona lezzetli yemekler getiriyordu, parçalanan kıyafetlerini düzeltiyordu, onun için yatak yapıyordu....ve ertesi gün sessizce Yun Che'nin gidişini izliyordu.

 

O zamanlar o sadece sıcaktı ve Yun Che'nin adamakıllı uyuyabildiği tek limandı. (Ç.N: kızdan bahsediyor yani hangi kız demeyin söylemem :D )

 

Ancak o süre içinde kalbinde sadece nefret vardı. Yaralar ve morluklarla kaplandığı mücadelelerden başka ona hiç arkadaşlık yapmadı, hiç ona tek parça saç süsü bile almadı ve ona hiçbir şey için söz vermedi hatta tek bir gülümseme bile göstermedi....

 

Ta ki kollarında yatarken onu sonsuza kadar terk ettiği güne kadar... o anda gözlerinde ki ifade ve sesi Yun Che'nin kalbini hayatı boyunca unutulmayacak kadar büyük bir acıyla delmişti.

 

"Kalbimin içinde...... senin vücudunun üstünde olduğu kadar........yara var....ama....ben sen yalnız kaldığında.......sana eşlik eden kız olmaktan.........pişman değilim.....Her ne kadar ağrılı olsa da.....aynı zamanda çok keyifliydi....."

 

"Büyük kardeş Yun Che......daha sonra.....yalnız olduğunda.....senin yanında kalmaya istekli bir kız varsa....o zaman o.....mutlaka cennet tarafından sana gönderilen bir melek olmalı......onun yeniden incinmesine izin verme.....tamam mı?..."

------------------ÇEVİRMEN NOTU-----------------

Bu kızın kim olduğunu sormayın demem :D bu arada büyük kardeş yaşça büyük olduğu için abisi falan değil yanı Yun Che :D Ayrıca bu bölümde biraz anlatım bozukluğu olabilir kafam çok doluydu ondan hata yapmış olabilirim olduysa hatam kusura bakmayın.

Bu kız kim? Jasmine kurtulacak mı? Yun Che'ye ne olacak? Jasmine kurtulursa aralarında ki ilişki değişecek mi? Yun Che'yi ne gibi şeyler bekliyor? Merak mı ediyorsunuz? O zaman bekleyin okuyun ve öğrenin...

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr