Bölüm 210: Yeniden Bir Araya Gelme

avatar
14766 36

Against The God - Bölüm 210: Yeniden Bir Araya Gelme


 

BÖLÜM 210 - YENİDEN BİR ARAYA GELME

 

   Onunla alay edenler, ona gülenler, onu hor görenler ve onu yorumlayanlar....bir anda küçük dillerini yuttular. Hatta Fen Juebi’s ve Fen Juecheng'in ifadeleri  bile bir an için sertleşti.

 

Her ne kadar Fu Yanjie'nin tek vuruşta yenilmesinin sebebini kötü şanslı olduğu, rakibini küçümsediği ve zayıf bölgesine darbe yediği için olduğunu düşünmeleri akla yatkın olsa da şuan Fu Yinjie'nin saldırısında kendini hiç tutmadığını ve tüm gücünü kullandığını açıkça görmüşlerdi. Onlarca metre uzaktan bile palanın havayı yarma sesi geliyordu. Böyle bir saldırıyı ortalama bir rakip sadece sıyrılarak engelleyebilirdi ve bu saldırıyı karşılaması mümkün değildi.

 

Ama Yun Che bu saldırıdan kaçmamıştı ve bunun yerine kaynak enerjisi içeren bu saldırıyı sadece ellerini kullanarak karşılamıştı. Ardından bir tekme ile.....Sadece normal bir tekme ile Fu Yinjie'yi bayıltmıştı.

 

Bir aptal bile bunun sadece bir tesadüf olduğunu düşünmezdi.

 

En azından kibirli tutumları ile gülüp dalga geçen ve üstünlüklerini gösteren tarikat öğrencileri böyle bir şey yapamazdı. Toplu olarak tek bir küçümseyici bir laf bile edemiyorlardı ve tamamen sessizleşmişlerdi. İlk başta küçümseyici bakışlarıyla gururlu yüzleri şuan tamamen şaşkındı ve ifadelerinde biraz korku vardı. Hatta yüzleri tamamen kızarmıştı.

 

"O....o gerçekten Gerçek Kaynak Aleminde mi?"

 

"Muhtemelen kaynak değerlendirme taşında bir problem olmuştur."

 

"Fu Yanjie ve Fu Yingjie anında yenildi. Birisi 2.seviye Ruhsal Kaynak Alemindeydi ve diğeri 3. seviyedeydi. Böyle bir güçle o nasıl..... sadece Gerçek Kaynak Aleminde olabilir?"

 

Yun Che maçı temiz bir şekilde kazandı. Başlangıçta o ilk turda gösterişli bir giriş yapmak istemiyordu bu yüzden kendini tutup odak noktası olmaktan kaçınacaktı ama turnuva başlar başlamaz ona komplo kurulmuştu ve bu komployu kuran Yanan Cennet Klanıydı....Durum böyle olunca kendini tutmasına gerek yoktu o yüzden de Fu Yinjie'yi tek darbede yenip onunla alay edenlerin suratlarına kocaman bir tokat yapıştırdı ve aynı zamanda Fen Juecheng'e bir mesaj verdi.....

 

Eğer bana, Yun Che'ye karşı böyle oynamak istiyorsan o zaman en azından nitelikli birini bul!

 

"Baba bunu gördün mü?" Deminki kısa karşılaşmayı şahsen izleyen Ling Yun bakışlarını çevirerek alçak sesle konuştu.

 

“Mmm.” Ling Yuefeng hafifçe başıyla onayladı. "O gerçekten hayret verici. Hatta benim beklentilerimi bile aştı."

 

Ardından biraz daha ekleme yaptı. "Onun hakkındaki beklentilerimi düzenledikten sonra bile o beni şaşırtabilir. İlk 100'e girmesi bile olası! Gerçek Kaynak Alemindeki biri ilk 100'e girerse kesinlikle inanılmaz bir şey başarmış olacak."

 

Ling Yun yavaşça başıyla onayladı. "Bende aynı düşüncedeyim. Ama çok merak ediyorum. O sadece Mavi Rüzgar Kaynak Sarayından gelen bir öğrenci ve orada çok üstün kaynaklar yada kaynak sanatları yokken nasıl böyle bir güce sahip olabilir? O gerçekten bu derecede doğuştan gelen yeteneğe mi sahip?"

 

Yun Che turnuva başlangıcından beri büyük bir ilgiye maruz kalmıştı. 2 maçının ardından bu ilgi büyük ölçüde artmıştı. İlk başta onu küçümsüyorlardı şuan ise hayret edip olanlara inanamıyorlardı. Gerçek Kaynak Alemindeki birisi üst üste 2 tane Ruhsal Kaynak Alemindeki kişiyi yeniyordu ve bunu anında yapıyordu. Sadece genç nesil değil onlara eşlik eden büyükler bile kalplerinde şaşırmıştı.

 

Yun Che'nin üçüncü maçı başladı ama bu sefer hiç küçümseme yada gülüş olmamıştı. Rakibi 3.seviye Ruhsal Kaynak Aleminde idi ancak bu maçı çantada keklik olarak görmüyordu ve bunun yerine oldukça temkinli hareket ederek birkaç denemeden sonra kılıcını sallayıp kaynak enerjisi ile Yun Che'ye saldırmıştı.

 

Yun Che onun saldırısına bakmaya tenezzül bile etmedi. Kolunu bir saman gibi düzleştirerek geriye doğru çekti ve onun üst göğsüne yumruk attı. Rakibinin kaynak savunması bir anda parçalandı ve havada onlarca takla attı. Yere düştüğünde şaşkınlık içinde bakıyordu ve eskiden elinde olan uzun kılıç kim bilir nereye uçmuştu.

 

"Bana yumuşak davrandığın için....Teşekkür ederim! Ben yenilgimi kabul ediyorum!"

 Rakibi titreyerek ayağa kalktıktan sonra Yun Che'ye saygılı bir selamlama verdi ve sahneden ayrıldı. O Yun Che'nin deminki darbesinden sonra eğer ona daha ağır bir darbe atsaydı kolayca maçı kazanacağını biliyordu ama o havada onlarca takla atıp oluşan kuvvetin zorla gücünü azaltmasına rağmen yere düştüğünde hiç yarası yoktu.

 

(Ç.N: Yun Che tek atabilirdi ama kendini tutmuş kısaca)

 

"Mavi Rüzgar İmparatorluk Ailesinden Yun Che kazandı!"

 

Üçüncü maçta anında bitti!

 

Bu sefer Yun Che'nin üzerindeki gözlerde hiç küçümseme yada alay yoktu. Bu sefer hepsinde şaşkınlık ve derin bir inançsızlık vardı.

 

Muhtemelen iyi şansından dolayı Yun Che'nin grubunda hiç güçlü kişi yoktu. İlk gün 5 maça çıkıp 5 tane kolay galibiyet kazanmıştı ve her seferinden sonra onun adı herkesin kalbinde daha derin bir iz bırakmıştı.

 

Sıralama turnuvasında her zaman bir iki tane sürpriz at oluyordu ama hiçbir zaman böyle abartılı bir sürpriz at olmamıştı! Gerçek Kaynak Aleminde olmasına ve tüm katılımcılar arasında kaynak gücü en düşük kişi olmasına rağmen kaynak gücü bakımından en güçlü 2. kişi ile arasında kocaman bir alem fark olmasına rağmen bu küçük gruplandırma turnuvasında artarda 5 maç kazanmıştı.

 

Güneş batmaya başlamıştı bu yüzden de ilk günkü maçlar sona ermişti. 30 küçük arenada 2.000den fazla maç olmuştu ve bunlardan bazıları muhteşem ve heyecan verici olmasına rağmen gün bitiminde herkesin konuştuğu konu onlar değil turnuvanın beklenmedik sürpriz atı —— Yun Che idi.

 

Hayır....Eğer başka tarikatlardan bir öğrenci 4 büyük tarikattan kendi ile aynı seviyede olan birini yenerse ona sürpriz at derlerdi. Ama Yun Che'nin kaynak gücü belliydi ve buna rağmen o artarda kendisinden çok güçlü kişilere karşı kazanıyordu. Buna sürpriz at denilmezdi buna herkesi şaşırtmaya yeteneği olan bir anormal denilirdi.

 

"Haha! Enişte sen o insanların muhteşem ifadelerini bilmiyorsun! Sanki her an yere düşeceklermiş gibi bakıyorlardı. Hehe ben eniştemin elini gösterdiğinde onlara iyi bir korku vereceğini biliyordum." Xia Yuanba sevinçli bir şekilde konuştu. Onun böyle heyecanlı konuştuğunu görenler sanki şahsen bu turnuvada büyük bir galibiyet kazandığını düşünürlerdi.

 

"Ben 15. Grubun katılımcılarına baktım. İçlerinde hiç güçlü yok en azından 4 büyük tarikattan birisi yok. Ben sadece şansımızın oldukça iyi olduğunu söyleyebilirim." Qin Wushang sakince konuştu. "Yun Che bugünkü galibiyetlerden sonra rahat olma tüm rakiplerinin gücü yelpazenin en altındaydı ve hiç biri ilk 700'e girecek niteliklere sahip değildi."

 

"Anlıyorum." Yun Che başıyla onayladı.

 

O anda karşılarında 5 beyaz giyimli buz ruhları ile akan 5 figür yavaşça oraya doğru yürüyordu. Tek bakışta onlar sanki bulutlardan inmiş 5 tanrıça gibi gözüküyorlardı ve sanki insanlara ölümsüzlerin diyarında olduklarını hissettiriyorlardı.

 

Onlara bakan Yun Che, biraz tedirginleşti ve bilinçsizce yürümeyi kesti.

 

"Ah... Bu ablam!"

 

"Abla, Abla!"

 

Birinci sınıf bir güzellik olan Xia Qingyue ile beraber büyüyen ve böyle şeylere alışık olan Xia Yuanba'nın güzel kızlara karşı oldukça güçlü bir bağışıklığı vardı. Donmuş Bulut Asgard’ın baş döndürücü kızlarının karakterleri ile beraber bırakın gençleri zengin deneyimlere sahip büyüklerin bile şaşkınca onlara bakmalarına neden olabilecek düzeydelerken Xia Yuanba bu konuda oldukça rahattı ve heyecanla seslenip sanki yanındaki diğer kızları hiç görmemiş gibi Xia Qingyue'nin yanına koştu.

 

(Ç.N: Kız bağışıklığı lvl. 999 :D )

 

“Yuanba?” Xia Qingyue'nin güzel gözlerinde bir şaşkınlık oluştu. Yürümeyi kesti ve kardeşiyle burada karşılaştığı için oldukça şaşırmıştı. Kardeşini görmeyeli o büyümüş ve kaslanmıştı. Gözlerindeki soğukluk tamamen dağıldı ve yumuşak bir sesle konuştu.

"Buraya neden geldin?"

 

Yuanba'nın devasa bedeni Xia Qingyue'nin önünde durdu ve ifadesi heyecanla doluydu. Eskiden Xia Qingyue hep evde kalırdı ve bu onun Xia Qingyue'den bu kadar ayrı kaldığı ilk seferdi belli ki onu çok özlemişti. Şuan karşılaştıkları için kıyaslanamayacak kadar mutluydu.

 "Abla, eniştem ve ben artık Yüzen Bulut Şehrinde değiliz. İlk Yeni Ay Şehrine gittik 8 ay öncede beraber Mavi Rüzgar Kaynak Sarayına gittik. Şuan ben eniştem turnuvaya katılırken ona eşlik ediyorum ve ablamla karşılaşacağımı da biliyordum. Abla sen çok güçlenmişsin. Ben senin maçlarını izledim eğer babam senin böyle inanılmaz olduğunu görseydi kesinlikle çok mutlu olurdu....Abla orada iyi misin? Birisi sana kötü davranıyor mu? Eve ne zaman geri geleceksin...."

 

Heyecanlı Xia Yuanba ablası Xia Qingyue'ye bir sürü şey söyledi. O "eniştem" dediğinde Xia Qingyue'nin yanındaki Shui Wushuang ve Wu Xuexin oraya baktılar ve garip bir bakış ortaya çıkardılar.

 

“…” Xia Qingyue’nin gözleri telaşlandı ve önündeki Yun Che'ye doğru baktı. "Yuanba o....o....."

 

“Eh?” Xia Yuanba, Yun Che'ye baktı ardından bakışlarını çevirerek yeniden ablasına baktı. Kafasını kaşıyarak genişlemiş gözleri ile konuştu. "O eniştem. Abla sadece 1.5 sene oldu ama sen onu tanıyamadın mı? Garip. Halbuki eniştemin görünüşü son 2 yılda gerçekten değişmedi."

 

Xia Qingyue: “…”

 

Chu Yueli de onun söylediklerini duydu. Bakışlarını çevirip şaşkınlıkla Yun Che'ye baktı. "Sen Yüzen Bulut Şehrinde Qingyue ile evlenen Xiao Che misin?"

 

“Ah?” Shui Wushuang ve Wu Xuexin kontrolsüzce bağırdılar ve genişlemiş güzel gözleriyle Yun Che'ye baktılar.

 

Sadece Chu Yuechan'ın dursa bile soğuk bir ifadesi vardı. O sanki ölümlü alemin yabancısıymış gibi basitçe doğrudan uzaklara bakıyordu...

 

(Ç.N: Oda haklı şuan baksa ne diyecek :D )

 

Yun Che tüm izleyicilerin doğal olarak da Donmuş Bulut Asgardın da dikkatini çemiş en üst düzey sürpriz attı. Ama Xia Qingyue ve Chu Yueli için o ne kadar Xiao Che'ye çok benzese de onların aynı kişi olduğunu düşünmemişlerdi. Çünkü ikisinin arasındaki fark çok büyüktü. O kadar büyüktü ki sanki ikisi aynı dünyalarda bile değildi. Onlar sadece ikisinin çok benzediğini düşünüyorlardı.

 

Shui Wushuang ve Wu Xuexin uzun zamandır konuştukları kişinin aslında Xia Qingyue'nin kocası olduğunu beklemiyorlardı. Ama onun kaynak damarlarının sakat olduğunu ve tüm hayatı boyunca sakat kalacağını söylememişler miydi? O zaman nasıl....

 

Yun Che ileri doğru adım attı ve saygılı bir şekilde konuştu. "Mavi Rüzgar Kaynak Sarayının öğrencisi Yun Che Donmuş Bulut Asgardın perileri ile karşılaştığı için çok mutlu olmuştur. Eskiden Yüzen Bulut Şehrinde bu öğrencinin adı gerçekten Xiao Che idi ancak şuanda bu öğrenci Yun Che olarak adlandırılır." Bakışları Xia Qingyue'ye kaydı ve hafifçe gülümsedi. "Qingyue uzun zaman oldu."

 

(Ç.N: Karı ve koca buluştu <3 )

 

Xia Qingyue hafif ve zarif bir duruşla yanıt olarak hafifçe başıyla onayladı.

 

Yun Che'nin sözlerinden sonra Chu Yueli'nin gözleri bir kargaşa durumuna girdi ve bakışlarında büyük bir şok vardı.

 

Önceden Xiao Che, Xiao Klanı tarafından takip edildiğinde tüm olaya gökyüzünden tanık olmuştu. O zamanlar Xiao Che sakattı ve olgunluğa eriştiğinde bu sakatlık daha çok kökleşerek düzelmesi imkansız hale gelecekti…

Ayrıca ertesi gün ilahi bir mucize gerçekleşse ve kaynak damarları düzelse bile sadece 18 ay olmuştu. Yenilenmiş damarları ile her şeye sıfırdan başlayacaktı. Yani diğer bir şekilde söylenirse 0’dan Gerçek Kaynak Aleminin zirvesine sadece 18 ayda gelmişti!!!

 

Bu "Donmuş Bulutun 7 Perisinden" birisi olmasına rağmen tamamen inanamadığı ve kabul edemediği bir gerçekti.

------------------ÇEVİRMEN NOTU-------------

KARŞILAŞMA <3 Bu arada bir dahaki bilgilendirmeye kadar ki bölümler ( tabi varsa :D ) HasırWara kardeşimiz tarafından çevrilmiştir yada çevrilecektir :D

Yun Che neler yapacak? Karı ve koca arasında neler geçecek? Diğer maçlarda durum ne olacak? Bölümler devam edecek mi? Edecekse ne kadar edecek? Merak mı ediyorsunuz? Öğrenmek mi istiyorsunuz? O zaman hemen sonraki bölüme tıklayın bakın bakalım var mı yok mu :D

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44252 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr