Bölüm 296: ###### (2)

avatar
14610 36

Against The God - Bölüm 296: ###### (2)


 

"Sen gerçekten....benim büyükbabam mısın?"

 

Her ne kadar kanıt önünde duruyor ve birleşmiş kan damlaları bunu tartışmasız ve reddedilemez bir şekilde kanıtlıyor olsa da o yine de bir sorgulama sesi çıkardı. Bunun nedeni inanmadığı için değildi sadece aniden gelen şok edici gerçek zaten kaos durumundaki beynine büyük bir darbe indirerek bunu kabul etmesini zorlaştırmıştı.

 

"Çocuk....Benim çocuğum..." Yun Canghai tamamen gözyaşı dolu yüzüyle birlikte konuştu. "Ben 19 yıldan beri bir torunum olduğunu asla düşünmemiştim. Sen bizim Yun Ailemizin soyunu miras almışsın yine de sefil zorluklarla göğüs germişsin....Sen doğumundan beri ailenden ayrısın ve onları asla görmedin. Büyük baban sana asla bir önemseme belirtisi vermedi ve seninle karşılaştığım ilk gün neredeyse seni öldürüyordum...Ben gerçekten bu dünyadaki en beceriksiz en utanç verici büyük babayım. Gökler bu perişanlığı gördü ve bu hayatta birleşmemize izin verdi. Bu yüz yıl boyunca ben her zaman gökleri azarlamıştım ama şimdi...Ben hayatım boyunca Tanrılara asla bugünkü kadar minnettar olmadım..."

 

"Sen gerçekten....benim büyükbabam mısın?" Yun Che hala ruhsuzca mırıldanıyordu.

 

"Biliyorum senin büyük baban olacak niteliklerim yok. Ben asla sana en ufak bir özen göstermedim ve seni bu korkunç yere getirdim. Ancak benden ne kadar nefret edersen et ve beni ne kadar suçlarsan suçla bunda tamamen haklısın..." Hayali İblis Ülkesini ve 4 Büyük Kutsal Bölgeyi kudretiyle şok eden güçlü İblis Kral Yun Canghai'nin şuanda her sözünde gözleri doluyordu. Belki de onun birkaç yüz yıldır döktüğü göz yaşlarının toplamı bugünkü kadar çok etmezdi.

 

Yun Che biraz ayağa kalkıp kirli ve dağınık beyaz sakalları ve gözyaşı dolu ıslak kemikli yüzü olan düzensiz yaşlı adama baktı. Burnu aniden ağır bir üzüntü ve keder dalgası ile dolup taşmıştı....Onun önünde büyükbabası, gerçek sevgili ailesi.....iki hayat boyunca sahip olduğu ilk gerçek aile üyesi vardı!

 

"Büyük.....baba..."

 

Bu dünyada sayısız kez söylediği ve eşsiz bir şekilde aşina olduğu bu söz bağırdı an son derece dalgalıydı. Bu zordu....yine de istemsizce ağzından çıkmıştı...Çünkü Yun Canghai'nin gözlerinde tam olarak Xiao Lie'nin gözlerinde gördüğü hoşnutluğu görmüştü...

 

Yun Canghai'nin tüm bedeni sertleşti ve sanki bulutların içinde yüzüyormuş gibi hissetti...O ve Yun Che 16 aydır birlikte yaşıyorlardı ve bu süre onun Yun Che'nin en temel anlayışını elde etmesi için yeterliydi. Onun şaşırtıcı yeteneğini ve potansiyelini tahmin etmek imkansızdı. Onun azmi onun derinlemesine donakalmasına neden olmuştu. Onun mizacı kibirliydi ve zaman zaman saygısızlık gösteriyordu. Haysiyetine ve şerefine dokunulmasına izin vermiyordu. Yun Cangha basitçe böyle bir insanın onu "büyükbaba" diye çağıracak diye abartılı bir umudu yoktu çünkü Yun Canghai sadece suçluluk hissediyordu ve ona çok fazla şey borçlu olduğunu düşünüyordu. Ama onun bu kadar yakın mesafeden kan bağı yoluyla ona hitap edeceğini asla düşünmemişti.

 

O andaki mutluluk ve tatminlik onun şuan da yok olacak olsa bile milyon kez buna istekli olacağını hissetmesine izin vermişti.

 

"Sen beni tanımak istiyor musun?....Beni suçlamıyor musun?" Yun Canghai titreyen bir sesle konuştu.

 

Yun Che kafasını son derece yavaş bir şekilde salladı ve konuştu. "Sen benim büyük babamsın sen olmadan nasıl ben bu dünyaya gelebilirdim. Sen benim büyük babamsın ben seni nasıl suçlayabilirim....Sonunda....sonunda ailemi buldum....Büyük baba sen bunca yıl acı çektin...."

 

Yun Che sözleri kesildikten sonra ileri yürüdü ve şiddetle Yun Canghai'ya sarıldı. O bulduğu ilk aile üyesine sarılmıştı....Onların arasında ilişkilerini geliştirecek bir şey olmamıştı ve hatta aralarında geçmişte kin ve düşmanlık vardı ama bu artık önemli değildi. O bu ailesel sevgiyi reddedecek kadar soğuk ve gururlu olamazdı. O büyük babasını bir gün bile büyük babalık sorumluluklarını yerine getirmedi diye suçlamadı...Onlar aileydi ve bedenlerinde aynı kan akıyordu. Bu tek gerçek onun için yeterliydi.

 

Xiao Lie ve Küçük Halasından ayrıldıktan sonra kalbi kırılmıştı. O bu iki hayatında ailesel sevginin tüm hayatını onu korumak ve el üstünde tutmak için kullanmasına layık hatta her şeye layık bir şey olduğunu tamamen anlamıştı.

 

"İyi çocuk....benim iyi çocuğum!" Göklerin ona gönderdiği torununa sarıldı. Yun Canghai'nin ruh hali sonunda tamamen çöktü ve imajını hiç önemsemeden yüksek sesle ağlamaya başladı...

 

"Senin babanın ismi Yun Qinghong. Her ne kadar ben birkaç yüz yaşında olsam da ben tek bir oğula sahibim oda senin baban. Onun yeteneği çok kötü değil ve o da benim gibi camgöbeği Kaynak Kulpu uyandırdı. Senin annenin ismi Mu Yurou o İblis İmparatorunu koruyan Koruyucu Ailelerden birinden geliyor ayrıca o Mu Ailesinin Liderinin kızı. 12 Koruyucu Aile İblis İmparatorunu korumak için varlar ve aralarında bir yabancılaşma yok. Bizim Yun Ailemiz ve Mu Ailesinin arasındaki ilişki her zaman en iyisi olmuştur ve senin annen ile baban birlikte büyüyen çocukluk arkadaşlarıdır. 100 yıl önce ben Hayali İblis Ülkesinden tek başıma ayrıldığımda onlar daha yeni evlenmişti."

 

"İç çekme. Bu yüz yılda onlar son derece endişelenmiş olmalılar. Onların büyük bir risk taşıyarak Kaynak Gökyüzü Kıtasına gelmelerinin nedeni muhtemelen bir yerden benim ölmediğimi duymalarıdır....Ben onların Kaynak Gökyüzü Kıtasında seni aradıkları zaman diliminde sana sahip olacaklarını düşünmezdim....Belki de onlarda bunu beklemiyordur."

 

Dede ve torun karşılıklı durdu ve sakinleştikten sonra karşılıklı olarak birbirlerine kendi hikayelerini ve deneyimlerini anlattılar.

 

"Tek bilmediğim şey onların şuan ne yaptıkları. O Ling Kun denen kişi onların Kaynak Gökyüzü Kıtasından kaçtıklarını ama uzun kaçışları sırasında ağır yaralandıklarını ve neredeyse yaşam güçlerini söndürdüklerini söylemişti. İç çekme." Yun Canghai endişe ve kayıp duygusu ve tabi ki de derin bir nefret dolu yüzüyle derinden iç çekti.

 

Yun Che konuşmadı.

 

Şuana kadar o henüz doğumu hakkındaki gerçekten kendine gelememişti.

 

O aslında Kaynak Gökyüzü Kıtasından değildi.

 

Onun vatanı iblisler tarafından yönetilen başka bir dünyaydı.

 

Her ne kadar ruhu güçlü olsa da bu kadar kısa sürede bu gerçeği tamamen kabul etmesi zordu.

 

"Her ne kadar baban beni bulamamasına rağmen Kaynak Gökyüzü Kıtasında seni elde etmiş ve üstelik gerçek bir arkadaş edinmiş. Bunun muazzam bir başarı olduğu söylenebilir." Arkadaşının oğlunu korumak için ucunda kaçınılmaz bir ölüm olan bir durumda kendi oğlunu arkadaşının oğlu ile değiştirmişti. Yun Che'ye bakan böyle bir insana karşı Yun Canghai derinden minnettardı. "Senin üvey baban ve üvey annen hala sağlıklılar mı?"

 

Yun Che kafasını sallayıp gözlerini kapattı ve konuştu. "Üvey babam Xiao Amca kısa bir süre sonra gizemli bir kişi tarafından avlanmış ve ailemin yeri hakkında sorguya çekilmiş. Ardından o gizemli kişi tarafından öldürülmüş. Üvey annem de bu keder nedeniyle kısa süre sonra ölmüş...Büyük annem Küçük halamı doğurduktan sonra oğlunu kaybetmesi nedeniyle hastalanmış ve sonunda ölmüş. Ben onların neye benzediklerini tam olarak göremedim...Ben büyüdüğümde benimle ilgilenen ve beni koruyan büyük babamdı. O bana kendi torunu gibi davrandığı için ben sayısız sıkıntıya ve sessizce alay edilmeye karşı koyabildim..."

 

Yun Canghai şiddetle etkilendi ve ardından ağır bir sesle konuştu. "Che’er biz bu büyük iyiliği asla unutamayız! Sen Büyükbaban Xiao Lie'ye karşı o senin biyolojik büyükbabanmış gibi davranmalı ve saygı göstermelisin...Ve onun büyük nefreti için intikam alman gerek!"

 

Yun Che başıyla onayladı ve ellerini sıkarken 3 sene önce ayrılırken Xiao Ying'in mezarı önünde söylediği şeyleri düşündü. Kalbinde kendi kendine konuştu. "Xiao Amca sonunda seni öldürenlerin kim olduklarını biliyorum....Senin mezarının önünde onların kanlarını sana sunacağım gün gelecek!"

 

Yun Che boynundaki kayışı düzeltti ve konuştu. "Büyükbaba bu şey tam olarak nedir?"

 

"Ona Samsara'nın Aynası denir." Yun Canghai cevapladı.

 

Bu isim Yun Che'nin kalbinin şiddetle şok olmasına neden oldu...O gerçekten Jasmine'nin dediği gibi 7 Cennetsel Kaynak Hazinesinden biri olan Samsara'nın Aynasıydı. O zaman onun iki hayata değer inanılmaz deneyimleri gerçekten bunun nedeniyle olmuştu!

 

Eğer bu gerçekten Samsara'nın Aynası ise o zaman bu Yun Che'nin büyük miktardaki soru ve şüphelerini açıklamak için yeterliydi. Ama Yun Canghai "Samsara'nın Aynası" ismini söylediğinde ifadesi son derece sakindi. Yun Che duygularını bastırdı ve araştırıcı bir şekilde sordu. "O zaman bu ne işe yarıyor?"

 

"Bilmiyorum." Yun Canghai kafasını salladı. "Tek bildiğim şey onun ismi. O uzun süre önce bulunmuş İblis İmparatorunun Ailesinin hazinesi. İblis İmparatorunun Ailesi onun efsanelerde bir kişinin kaderini ve şansını tamamen değiştirebileceğini söyledi. Eğer bir gün İblis İmparatorunun Ailesi reddedilirse bu ailenin yeniden yükselmesini sağlayabilir. Ama kimse onun nasıl kullanıldığını ve dahası bu eşyanın gerçek kullanımını bilmiyor. O İblis İmparatorunun Ailesi tarafından korumamız için bizim Yun Ailemize emanet edildi ve bunca zamandır benim korumam altındaydı. Ama ben ondan asla bir tepkime yada güç görmedim...Ama o bir şekilde 4 Büyük Kutsal Bölge tarafından bulundu ve onlar buna "Cennetsel Kaynak Hazinesi" dediler ve onu ele geçirmeye çalıştılar. Hayali İblis Ülkesi ve 4 Büyük Kutsal Bölge arasındaki kinin arkasındaki neden bu."

 

Yun Che Samsara'nın Aynasını kavradı ve bir unutkanlık dalgası hissetti. Onun bunu nasıl kullanacağı hakkında en ufak bir fikri yoktu. Ama iki hayatında onun cennete karşı gelici yeteneğini tamamen serbest bırakmıştı ve bu onu 2 kez ölümden geri getirip hayatını değiştirmişti.

 

Xiao Yulong tarafından zehirlenerek öldürüldükten sonra Samsara'nın Aynası ilk kez gücünü açığa çıkarmıştı ve onun Masmavi Bulut Kıtasına reankarne olmasına izin vermişti ama bu reenkarnasyonda onun anıları yoktu.

 

Masmavi Bulut Kıtasındaki uçurumdan ölümüne atladığında Samsara'nın AYnası gücünü ikinci kez serbest bırakarak Kaynak Gökyüzü Kıtasına dönerek sözde ölü bedeninde uyanmasını sağlamıştı ve bu sefer anılarını da beraberinde getirmişti. Kaynak Gökyüzü Kıtasındaki ölümü değişmişti ama hiç hata belirtisi yoktu. Masmavi Bulut Kıtasındaki hayatına gelince o bir rüya gibi onun içine damgalanmıştı.

 

Yun Canghai'nin açıklamalarına göre İblis İmparatorunun Ailesi Samsara'nın Aynasını elde ettikten sonra onun gücünü asla kullanmamış gibi görünüyordu.

 

O zaman onun gücünü kullandıran şey tam olarak neydi? Ölüm olabilir miydi?

 

Yada belki de belli bir kişinin üzerinde olması gerekiyordur.

 

"Ben Kaynak Gökyüzü Kıtasına gelmeden önce onu babana emanet etmiştim. Ben asla o beni aramaya geldiğinde onu da yanında getireceğini düşünmezdim....belki de benimle takas etmek için onu kullanmayı düşünmüştür. O gerçekten bu sözde "azizleri" ve onların ne kadar aşağılık olduklarını hafife almış!"

 

Yun Canghai kafasını kaldırdı ve bakışları kıyaslanamayacak şekilde keskin ve soğuk oldu. O Yun Che'ye baktı ve her kelimesi yankılı bir şekilde konuştu. "Che’er! Senin Büyükbaban olarak ben senin nefretini bırakman hepsini unutman ve huzurlu bir hayat sürmen için seni ikna etmeliyim....ama bunu yapamam. Bizim Yun Ailemiz Hayali İblis Ülkesinde bir kraliyet ailesidir. Yun ismini taşıyan birisi zayıf olabilir ama korkak olamaz! Ben seni kurtaran üvey ailene kimin zarar verdiğini, seni doğuran ebeveynlerine kimin zarar verdiğini, kimin onların avlanma deneyimi yaşamalarına sebep olduğunu, kimin onların yaşayıp yaşamadığını bilmeden burada büyükbabana işkence yaptığını, kimin doğumundan sonra seni ailenden ayırdığını, kimin bu güne kadar ailen ile tanışamamanı sağladığını hatırlamanı istiyorum...Bu nefreti kalbine sıkıca oymalısın. Sen Kudretli Cennetsel Kılıç Bölgesinin kökünü kazımadığın sürece onu kalbinden asla silme!"

 

Yun Che konuşmadı ve yavaşça başıyla onayladı.

 

_______________

 

Yazarın notunun özeti : Yun Canghai'nin Yun Che'nin büyükbabası olduğu hakkında çoğunuz bunu tahmin etti ve bu özel bir şey değildi. Sonuçta Ling Kun'un konuşmasında özellikle onun oğlu ve gelininden ve onların 20 sene önce avlandığından bahsettim. Eğer ipucu vermeseydim yine de bunu tahmin etseydiniz bu çok zekice olurdu. Beklenildiği gibi siz benim açıkça ipucu vermem yerine yanıltıcı bir yöntemle aniden bir deliğin içinde patlamamı seviyorsunuz. Bu nedenden dolayı Mars (yazar = Mars Gravity) Stili Nihai Alan Etkili Yüze Tokat Atma Saldırısını etkinleştiriyorum. Eğer yeterince cesaretiniz varsa sıkıyorsa gelin! 

---ÇEVİRMEN NOTU----

Yazar garip biri cidden :D Ama cidden çok değişik şeyler yapıyor ilerde ipucu vermiyor sırf acaba bu ne diyorsun :D Mesela yakında öyle bir ibnelik yapacak 1 yada 2 bölüme :D  

Yun Che şimdi ne yapacak? Orkun'un bahsettiği ibnelik ne? Yun Che'nin Kaynak Kulpu uyandığı zaman hangi renk olacak? Dede-torun ikilisi buradan nasıl çıkacak? Merak mı ediyorsunuz? O zaman sonraki bölüme tıklayın ve okuyun :D

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44304 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr