Bölüm 16: Katılmayı Reddetme

avatar
9819 29

Martial God Asura - Bölüm 16: Katılmayı Reddetme


 

       

Çeviri için Falcon, kontrol için Ahmet_61 arkadaşlarımıza teşekkür ederiz.Keyifli okumalar.

 

‘’Bekle, bence az önce şey dediklerini duydum…’’

 

‘’İmkansız, yanlış duymuşsundur.’’

 

Ejder ve Kaplan Kardeşlerin sözleri izleyen kalabalığı şaşkına çevirmişti ve yüzlerinde birçok değişik ifade vardı.

 

O anda, insanlar duydukları kelimelerin doğruluğuna inanmaktansa yanlış duyduklarını düşünmek istediler.

 

Kanatlar Birliği neden Chu Feng’in katılmasını istediğini anlayamadılar. Daha şimdi Chu Feng, küçük bir birlik tarafından reddedilmişti. Böyle bir insan nasıl olur da Kanatlar Birliğinin saygısını kazanabilirdi?

 

‘’Chu Feng, Kanatlar Birliğine katılmak istiyor musun?’’

 

Kalabalığın şüpheli olduğunu biliyorlardı bu yüzden Bailong zorla bir cümle daha söyledi ve sesiyle de vurguladı.

 

‘’Bu… bu gerçek mi? Kanatlar Birliği gerçekten bu adamı davet mi ediyor?’’

 

‘’Nereden geldi de Kanatlar Birliğine davet edildi? Kanatlar Birliği dahilerin topluluğu diye anılmıyor mu? Neden böyle normal birini davet ediyorlar?’’

 

‘’Anlaşılmaz. Gerçekten anlaşılmaz. Belirli bir özelliği mi var? Fakat ben herhangi bir şey görmüyorum. Küçük bir topluluk bile onu istemiyor. Nasıl güçlü birisi olabilir ki?’’

 

Bununla, tartışmalar her yerde alev gibi yayıldı ve tüm gözler Chu Feng’in üzerindeydi. Herkes, onda ne farklılık olup da Kanatlar Birliğine davet edildiğini bulmaya çalıştı.

 

Fakat ne yaparlarsa yapsınlar bu gencin ne açıdan farklı olduğunu göremediler. Yine de herkes Chu Feng’i çok kıskandı.

 

Kanatlar Birliği birçok öğrencinin hayalini kurduğu ve ayrıca bir çok dahinin geri çevrildiği yerdi. İç saha öğrencilerinin kutsal topraklarıydı.

 

Kanatlar Birliği birçok öğrencinin rüyasıydı. Sadece hayal edilebilir, gerçekleşemeyecek bir rüya.

 

Ama o anda, kutsal topraklara girmiş, gerçekleşmeyecek rüyayı gerçeğe dönüştürmüş biri vardı. Nasıl olur da onu kıskanmazlardı?

 

‘’Bu nasıl olur? Chu Feng gerçekten…’’

 

Fakat en kötü suratlara sahip ve bir türlü kabullenemeyen insanlar Chu ailesiydi.

 

Özellikle de Chu Wei. Sanki ağır balyoz darbesi yemiş gibiydi. Tüm beyni şaşkınlıktan uğulduyordu.

 

Chu Yue de öyleydi. Chu Feng’in yanında ağzı açık bir şekilde duruyordu, gözleri titreyerek şaşkın bir şekilde Chu Feng’e bakıyordu.

 

Kalabalığın tepkisine bakarak, Ejder ve Kaplan Kardeşler sevindikleri için gülmeye başladılar sonra Chu Feng’e doğru baktılar.

 

Kalabalığın tepkisinden çok Chu Feng’in tepkisini görmek istiyorlardı. Chu Feng’in delicesine, rüyadaymışçasına sevindiğini görmek istiyorlardı.

 

Fakat Chu Feng belli ki onları hayal kırıklığına uğratmıştı. Çok aşırı mutlu olmuş gibi değildi. Daha doğrusu hiçbir yüz ifadesi yoktu ve yüzü su kadar sakindi. Daha da şaşırtıcı olan Chu Feng’in sözleriydi.

 

‘’İyi niyetiniz için teşekkürler, fakat şuan için herhangi bir birliğe katılmak istemiyorum.’’ Chu Feng sakince söyledi.

 

‘’Ne, yanlış duymadım değil mi? Teklifi ret mi etti?’’

 

Zaten tutuşmuş olan kalabalık, Chu Feng’in sözleriyle son noktaya ulaştı. Birçok insanın hayalini kurduğu şey reddedilmişti. Kesinlikle kabul edilemezdi.

 

Bu cevabı duyunca, Ejder ve Kaplan Kardeşler de kaşlarını çattı ve rahatsızlıkları yüzlerine yansıdı.

 

‘’Chu Feng, eğer Kanatlar Birliğine katılırsan, Kanatlar Birliğine katılman Yeşil Ejder Okulundaki gelişimine yardımcı olmuş olacak. Gerçekten ret mi edeceksin?’’ Bailong öğüt verdi ve sordu.

 

‘’Çok üzgünüm.’’ Chu Feng’in cevabı netti.

 

‘’sen…’’

 

Baihu biraz kızgındı ama ona saldırmadan önce Bailong’un uzatmış olduğu eliyle durdu.

 

Bailong, Chu Feng’i tekrar değerlendirdi ve bir kez daha sordu ’’Chu Feng, umarım bu konuyu tekrar gözden geçirirsin’’

 

Bu söyledikten sonra, Bailong döndü ve ayrıldı. Baihu kızgın bir şekilde baktıktan sonra, o da büyük adımlarla ayrıldı.

 

‘’Bu adam gerçekten Kanatlar Birliğinin davetini geri çevirdi. Salak mı bu?’’

 

‘’Ona baktığında, cevabında hiç tereddüt etmediğini görebilirsin, yani demek ki Kanatlar Birliğinin ne kadar büyük bir isim olduğunu bilmiyor. Ahh ne yazık.’’

 

‘’Sanıyorum ki ileride Kanatlar Birliğinin gücünü anladığında çok pişman olacak.’’

 

‘’İleride mi? Eğer Kanatlar Birliğini kızdırırsan bildiğim kadarıyla ölümün pek de uzak değildir’’

 

O sırada herkes ağzını açmış ve her çeşit tartışmanın sesi sonu yokmuşçasına devam ediyordu.

 

Chu Yue’nin bile aklı karışmış gibi bir suratı vardı. ’’Chu Feng az önce ne yaptığını biliyor musun? O…’’

 

‘’Biliyorum. O Kanatlar Birliğiydi, iç sahadaki efsanelerin birliği.’’

 

‘’Biliyordun ama yine de reddettin. Sen…’’ Chu Yue tek bir kelime daha edemedi.

 

‘’Hakkında hiçbir şey anlamadığım bir birliğe girmeyeceğim. Korkarım Kanatlar Birliği bir istisna değil.’’

 

Chu Feng gülümsedi ve gülümsemesi anormal derecede çok sakindi. Kalabalığın şaşkın bakışlarını umursamadan, Kanatlar Birliğini hiç önemsemiyormuş gibi asil bir şekilde kalabalığın içine karıştı.

 

Chu Yue, Chu Feng’in gözden kaybolduğu noktaya bakmaya devam etti. Yüz ifadesi karmaşıktı ve bir süre sonra kendi kendine mırıldandı. ’’Chu Feng, öyle görünüyor ki senin içini git gide daha az görebiliyorum.’’

 

Aslında, Chu Feng de Kanatlar Birliğinin davetine şaşırmıştı ama o kadar beklenmedik bir şeydi ki ondan dolayı net bir şekilde reddetmişti. Sonuçta vücudunda kimsenin bilmemesi gereken bir sırrı vardı.

 

9 Renkli Yıldırım. Neredeyse tüm kıtayı yok eden korkunç şey. Eğer insanlar bunun Chu Feng’in dantianında olduğunu bilseydi, o zaman dünyadaki ustaların Chu Feng’e ne yapacağını kim bilebilirdi. Midesinin kesilip açılma ihtimali bile vardı.

 

Kısa bir süre sonra, plazanın dışında gizemli bir yerde, Ejder ve Kaplan Kardeşler depresif bir ifade ile duruyorlardı. Önlerinde genç bir kız duruyordu.

 

Kızın güzel bir cildi, keskin kaşları, büyük gözleri ve çilek kadar kırmızı dudakları vardı. Yüzü biraz genç olmasına rağmen, güzel olduğu söylenebilirdi ve birazcık da olsa az gelişmişti.(Daha çok genç demek istemişler.)

 

Fakat o sırada kız kaşlarını çatarak kardeşlere sordu, ’’Sen, bana, onun Kanatlar Birliğine katılmayı reddettiğini mi söylüyorsun?’’

 

‘’Sayın Sumei. Söylediğimiz her şey doğruydu.’’ kardeşler aynı anda cevap verdi.

 

‘’Demek bizim Kanatlar Birliğimizin davetini reddetmeye cüret edecek biri var. Yaşamaktan bıkmış olmalı.’’ Kız dudaklarını ısırıyordu ve güzel gözlerinde sinirin ortaya çıktığını gösteren izler vardı.

 

‘’Sayın Sumei, dürüst olmak gerekirse, o çocuğun ne özelliği olduğunu bile bilmiyoruz. Ama o ikisi tarafından bahsedildi ve Chu Feng’i davet etmemizi söylediler. Eğer ona zarar verirsek, korkarım ki…’’

 

‘’Korkacak ne var? Zaten onu Kanatlar Birliğine davet ederek onurlandırıyoruz. Fakat şimdi reddetmeye cüret etti. Biz onu onurlandırdık ama kabul etmedi.’’

 

‘’Eğer ona acıyı biraz tattırmazsak, o zaman nerede Kanatlar Birliğinin onuru? Bu görevi siz ikinize vereceğim. Merak etmeyin. Kız kardeşim tarafından size bir şey olmayacağını garanti ederim.’’

 

‘’ Eh… tamam.’’ Ejder ve Kaplan Kardeşler bu güzel genç kızın karşısındayken birazcık bile karşılık vermeye cesaret edememişlerdi.

 

‘’Bu arada son kez söyleyeceğim. Bana ‘sayın’ demeyin. Yaşım sizden daha büyük değil.’’ Bu iki kişiye baktıktan sonra kız gitti.

 

Kardeşler kızın uzaklaşmasını, o kaybolana kadar izlediler. Sadece o zaman sırtlarından bir yük kalkmışçasına nefes aldılar.

 

‘’Bu kıza hizmet etmesi çok zor. Bize köle muamelesi yapıyor…’’ Baihu anlındaki teri silerken şikayet ediyordu.

 

‘’Neyse. Özel aile statüsü hakkında bir şey yapamayız. Ailesini bir tarafa bıraksak bile, ablasının iç sahadaki otoritesine bakmak bile yeterli olur.’’ Bailong acı bir şekilde söyledi.

 

‘’O konuda ben ablasını daha çok seviyorum. En azından çok daha nazik.’’

 

‘’Bazik mi? Daha sen onun hırçın halini görmedin. Sumei’den çok daha korkunç.’’

 

‘’Ahh, bu iki kardeşin isimlerinin birleşimi ‘Roumei’. Sen güzelsin ama ben nazik değilim.(isimleri hakkında bir şaka. takılmayın.) fakat şimdi ne yapacağız? O Chu Feng’in icabına bakacak mıyız?’’

 

‘’Uygun bir ihtar verelim, ama çok sert olamayız. Sonuçta kız kardeşlerin yanı sıra, o diğer kişi de konuştu’’ Bunu söyledikten sonra, Bailong derin bir nefes aldı.

 

Dün, nadir Kanatlar Birliğinin toplantısında, iki büyük isim davet edilmeden gelmişlerdi.

 

Ayrıca, bu iki kişi de aynı istekte bulunmuş, Chu Feng’in Kanatlar Birliğine davet edilmesini istemişlerdi.

 

İstememelerine karşı, Kanatlar Birliği kabul etti çünkü bu iki kişi rencide etmeyi bile düşünemeyecekleri kişilerdi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr