Bölüm 23: On Binde Bir Değil

avatar
9681 21

Martial God Asura - Bölüm 23: On Binde Bir Değil


 

Çeviri için falcon düzenleme/kontrol için ahmet_61 arkadaşlarımıza teşekkürler. Keyifli okumalar :D

 

‘’Beni tanıyor musun?’’

 

Chu Feng güzel kıza dikkatlice baktı ve aşağı yukarı üç kez süzdükten sonra fark etti ki kız hem çok güzel hem de çok gençti. Belli ki kendisinden bile gençti.

 

Ayrıca kızın göğsünde bir rozet vardı ve kız aslında Kanatlar Birliğinin bir üyesiydi. Bu kız, Chu Feng’i şaşırtmış olsa da gerçekten bu kızı tanımıyordu.

 

‘’Kim tanır seni? Acele et ve git, burası senin bulunabileceğin bir yer değil.’’Kız Chu Feng’e dik dik baktı, sonra da Aziz Ruhu Bitkileriyle olan savaşına devam etmeye gitti ve görünüşe göre kız Chu Feng’e çok kızgındı.

 

Kızın kendisine neden kızgın olduğunu bilmese de Chu Feng kızın Aziz Ruhu Bitkileri tarafından çevrildiğini biliyordu. Kız kaçmaya çalışıyordu fakat kaçma şansı yoktu.

 

Böyle devam ederse o zaman kızın fiziksel gücü tükeneceği için devam edemeyecek ve burada ölecekti.

 

Bir erkek olarak Chu Feng nasıl olur da böyle güzel bir kızın bu canavarlar yüzünden yenmesine göz yumabilirdi? Böyle şeyleri görmemezlikten gelemezdi.

 

Bunu düşündüğü an, Chu Feng ansızın savaşa atıldı. Fakat girer girmez, biraz pişman oldu. Çok sayıda canavar onun varlığını hissetti ve doğruca ona doğru saldırdı.

 

‘’Görünüşe göre tüm gücümü kullanmam lazım.’’

 

Bu bir ölüm kalım savaşıydı bu yüzden Chu Feng tüm gücünü kullandı. Dantianındaki ruhsal enerji hareket etmeye başladı ve damarlarında ilerledi. Parmaklarının ucu yere değdi ve bir patlama ile bütün vücudu şimşek gibi havaya sıçradı.

 

Aşağı doğru inerken, Chu Feng, anında dönmeye başladı. Bir kasırga oluşmaya başladı ve aşağıdaki yüzlerce çiçeği uçururken vücudu insandan yapılma bir bıçak gibiydi.

 

*bang*

 

Aşağıya inerken, çiçekler dağıldı. Yere bastığı an etrafında çatlaklar oluşan derin bir çukur oluştu. Aziz Ruhu Bitkilerinden biri oracıkta Chu Feng tarafından öldürüldü ve parmağı boyutuna kadar küçüldü.

 

3 Yıldırım Tekniğinin ilk ikisini uygulamıştı ama ancak bir tane Aziz Ruhu Bitkisini öldürebilmişti. Bu Chu Feng için beklenmedik bir şeydi. Ne de olsa bu onun en güçlü gizli silahıydı.

 

Bu iki saldırıyla ‘gökyüzünün korkacağını, yerin saklanacağını’ sonra çok sayıda Aziz Ruhu Bitkisinin öleceğini düşünmüştü. Ama sonuç onun beklentilerinden çok farklıydı.

 

Fakat Chu Feng bunun üzerinde fazla durmadı. Yere bastığı anda, aniden tekrar havaya zıpladı çünkü en az üç Aziz Ruhu Bitkisinin arkasından saldırdığını hissetti.

 

‘’Ölmek mi istiyorsun?’’

 

Aziz Ruhu Bitkilerinin saldırı şekillerinin ve yakından gelen feryat seslerinden, kız Chu Feng’in de savaşa dahil olduğunu anladı.

 

Fakat Chu Feng’in tarafına baktığında, çok şaşırdı. Her ne kadar düşünürse düşünsün, Chu Feng’in kendisinin bile korktuğu Aziz Ruhu Bitkilerinin arasından istediği gibi gelip gitmesini hayal bile edemezdi.

 

Hatta Aziz Ruhu Bitkilerinin saldırılarını görmeden bile bu saldırıları engelleyip saldırabiliyordu. Chu Feng’in kullandığı becerilerin ne olduğunu bilmiyor olsa bile bu güçteki becerilerin en az 4. Seviye olduğunu söyleyebilirdi.

 

‘’Bu adam daha yeni 5. Seviye Ruh Alemine girdi ve şimdiden 4. Seviye bir beceri mi kullanıyor?’’ Kız gerçekten Chu Feng’in performansından derinden etkilenmişti.

 

‘’Soluna dikkat et!’’ Kız tam bunları düşünürken, Chu Feng aniden bağırdı.

 

Bunu duyunca, kız ansızın panikledi ve döndü. Tek elle soluna uzandı ve dikenli sarmaşığı tuttu.

 

Sarmaşıkları tutunca kız yumruğunu sıktı ve elindeki sarmaşıkları parçalara ayırdı. Sonra diğer eli bir bıçak gibi ve soğuk bir ışıkla, Aziz Ruhu Bitkisini ikiye ayırdı. Bu bir el gibi değil, demirden bir bıçak gibiydi.

 

Aziz Ruhu Bitkisini isabetlice kestikten sonra, kız daha da şaşırmıştı. Chu Feng’in arkası dönüktü, o zaman nasıl olur da kızın solundan bir Aziz Ruhu Bitkisi saldırdığını görebilirdi ki? Acaba…

 

*whoosh*

 

Tam o anda, Chu Feng kızın yanına şimşek gibi gitti. O sırada elbisesi ter ve kan lekeleriyle kaplıydı.

 

Bu Aziz Ruhu Bitkileri çok güçlüydü ve sayıca çok fazlalardı. Chu Feng yüksek hissetme becerisine ve kıyaslanamaz Üç Yıldırım Tekniğine sahip olsa da Ruh Aleminin 5. Seviyesinde olması bu bitkilere karşı biraz zayıf kalmasına sebep oluyordu.

 

‘’Hey, ölmemek istiyorsan o zaman talimatlarımı dinle.’’ Chu Feng kıza söyledi.

 

‘’Seni dinlememi mi istiyorsun? Rüyanda görürsün!’’ Kız bundan hiç hoşnut değildi.

 

‘’Hey, ne kadar mantıksız olduğunu biliyor musun? Buraya seni kurtarmaya geldim ve sen bana bu şekilde mi davranıyorsun?’’

 

‘’Ayrıca bu Aziz Ruhu Bitkilerinin biraz garip olduklarını fark etmedin mi? Körlemesine saldırmıyorlar ve sıkı bir koordinasyonları var. Eğer onlarla kafa kafaya gelirsen, o zaman sadece kendini yorarsın.’’

 

‘’Saçmalık. Bu çok açık. Bunu zaten biliyorum’’

 

Böyle söylese de daha şimdi farkına varmıştı(utangaç kız J)  eğer Chu Feng’in açıklaması olmasaydı gerçekten bunu fark edemezdi.

 

Kızın gücüyle, Aziz Ruhu öldürmesi zor değildi. Ama bu kadar kalabalık Aziz Ruhu Bitkilerine karşı yapabileceği bir şey yoktu. Dürüst bir dövüş için(teke tek)çok az şansı vardı ve her zaman onların saldırılarından kaçınması gerekiyordu.

 

‘’Beni dinlemek istemiyorsan tamam dinleme. Nasıl olsa ben buradan canlı şekilde ayrılabilirim.’’ Chu Feng soğuk bir şekilde homurdandı ve ayrılmaya hazırlandı.

 

‘’Hey, dur…’’ Chu Feng’in gidiyor olduğunu görünce çok korktu. Chu Feng’in yeteneğini zaten görmüştü ve kolaylıkla gidebileceğini biliyordu. Fakat kendisi başaramazdı. Bu yüzden anında,

 

’’Senin talimatlarını dinleyeceğim.’’ dedi.

 

‘’Heh’’ kızın şirin itaatkar halini görünce, Chu Feng güldü ve ‘’ Böyle daha iyi.’’ dedi.

 

Chu Feng’in kendisiyle gurur duyan halini görmek, kızın yüzünün düşmesine neden oldu. Chu Feng’den güçlü olmasına rağmen kaçmak istiyorsa Chu Feng’e ihtiyacı olduğunu biliyordu.

 

İkisi de, birbirleriyle koordine içinde olmak için ellerinden geleni yaptılar ve Chu Feng’in yönetimi altında. Kızın esas gücü ortaya çıktı. Bir saat içinde neredeyse 100 Aziz Ruhu Bitkisi ikisi tarafından yok edilmişti.

 

Bu büyük savaştan sonra, Chu Feng savaş alanını temizlemeye başladı. Tabii ki yerdeki Aziz Ruhu Bitkilerinde kendi payı da vardı. Esas güç kız olsa da esas beyin kendisiydi.

 

‘’Bu adam gizemli tekniklere mi çalıştı?’’ Mutlu bir şekilde Aziz Ruhu Bitkilerini toplayan Chu Feng’i gördüğünde, hızlı hızlı nefes alan kız kendi kendine mırıldandı.

 

Başta, kendini korumak için Chu Feng sürekli 4. Seviye teknikleri kullanıyordu. 4. seviye becerileri güçlü olmasına rağmen çok ruhsal enerji tüketiyordu. Birçok kişi tüm ruhsal enerjilerini bitirmeden önce sadece birkaç kez bu teknikleri kullanabilirdi.

 

Fakat bu becerileri çok uzun süre kullanmış olan Chu Feng yorulmamıştı bile. Ayrıca 6. Seviye vahşi canavar seviyesinde olan Aziz Ruhu Bitkilerini yenebilmek için Ruh Aleminde 5. Seviyesini kullanması bir sorun teşkil ediyordu. Belki de Chu Feng gizemli teknikleri biliyordu.

 

Gizemli teknikler. Bunları kullananlar, daha çok ruhsal enerji toplayabilir, dantiandaki enerjiyi fazlalaştırabilir, ruhsal bitkilerin enerjisini daha çabuk emebilirdi. Ve dövüş becerileri normal insanlardan çok daha güçlüydü.

 

Fakat çok az gizemli teknik vardı ve Yeşil Ejder Okulu bile birkaç tanesine sahipti. Bunlar sadece asıl öğrencilerin kullanımına açıktı ve iç saha örencileri bunlara dokunamazlardı bile.(dış saha öğrencileri-iç saha öğrencileri-asıl öğrenciler düşükten yükseğe doğru sıralama.)

 

Chu Feng’in gizemli tekniklere çalışabilmiş olmasını görünce, kız Chu Feng’e başka bir gözle baktı. Ama Chu Feng’in ruhsal enerjisinin bu kadar güçlü olmasının nedeninin gizemli teknikler sayesinde olmadığını bilmiyordu. Aslında dantianındaki Tanrısal Yıldırımdan ötürüydü.

 

‘’Görünüşe göre sadece ruhsal gücün etkileyici değil, ayrıca çok fazla ruhsal gücün de var.’’ Kız elleri arkasında olarak Chu Feng’e doğru yürüdü.

 

‘’Ne ruhsal gücü?’’ Chu Feng boş boş baktı.

 

‘’Hala aptalı mı oynuyorsun? Eğer ruhsal gücün olmazsa  Aziz Ruhu Bitkilerinin saldırılarını nasıl bu kadar iyi görebilirsin?’’ Kız da Chu Feng’e boş boş baktı. ’’Benim hissedebilme gücümden mi bahsediyorsun?’’ Chu Feng kızın neyden bahsettiğini bildiği için şaşırmıştı.

 

‘’Hissetme gücü mü? Aman Allah’ım, sen ruh gücüne hissetme gücü mü dedin? Gerçekten köylü çocuğusun sen.’’ Kızın Chu Feng’e bakışları daha kibirli olmaya başladı.

 

‘’Bilmemek çok doğal. Sen yeni doğduğunda kız mı erkek mi olduğunu bilebilir miydin?’’ Chu Feng soğukça homurdandı ve etraftaki Aziz Ruhu Bitkilerini toplamaya devam etti.

 

’’Oh? Sabrın baya az.’’ Kız tatlı bir şekilde gülümsedi ve ona yetişti ve dedi ki:  ‘’Bu ruh gücüne on bin kişiden birinin bile sahip olmadığını biliyor muydun?’’

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44262 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr