Çeviri için Çılgın Hamsi, kontrol / düzenleme için Wertyul, Dike arkadaşımıza teşekkürler. Keyifli okumalar…

Test taşının üstü aslında kırmızıydı. Fakat birisi yakından baktığında taşın tepesindeki bir susam kadar büyük siyah noktayı seçebilirdi. En garibiyse noktanın siyah ışıklar saçarak titremesiydi.

İşte o anda yaşlı adamın gözlerini emin olmak için açıp kapadı sonra bir süre baktıktan sonra nefes alışverişi hızlandı.

“Bu çocuk efsanelerin bölgesini mi etkinleştirmişti?”

Sanki vücudu yere parçalara ayrılacakmış gibi şiddetli bir şekilde titremeye başladı.

Test taşı orjinal olarak dört renge sahipti. Aslında taşın tepesi kırmızı değildi. Aslında tepesi siyah renkti. Fakat kimse siyah ışığın etkinleştirilebileceğini hayal bile edemezdi. Efsanelere göre tüm dokuz vilayetten bir kişi bile o rengi etkinleştirememişti.

Eğer kırmızı ışığı etkinleştirebilmek işleme dehası olmak için yeterliyse siyah ışığı etkinleştirebilmek rakipsiz olmak için yeterliydi herhalde.

Şu ana kadar kimse siyah kısmı etkinleştiremediğinden insanlar o parçanın gereksiz ve parlatılması imkânsız olarak düşünmüşlerdi. Ya da insanlar basitçe onun bir yalan olduğunu düşünmüşlerdi. Sonuç olarak insanlar dördüncü rengi unuttular.

Titremekte olan garip siyah noktaya bakmakta olan yaşlı adam:

“Bu gerçek mi? Bu gerçekten gerçek mi?”

Yaşlı adam buna inanmanın çok güç olduğunu düşündü. Gözlerini ovuşturmak dışında ellerinden bir şey gelmedi. Tekrar baktığında ise ışık hala yanıyordu fakat yavaşça solmaktaydı.

En sonunda ilk haline döndü.

Gördüğü her şeyin gerçek olduğunu anlayan adam gözlerini kapattı. Kendini sakinleştirdikten sonra gözlerini yavaşça açtı. Gözlerinden inanılmaz bir heyecan fışkırıyordu.

Yaşlı adam Chu Feng ve diğerlerinin gittiği yöne doğru bakarak sessizce:

“Öyle gözüküyor ki tanrı benim Azure Ejder Okulunun parlamasını istiyordu. Fakat bu o kadarda küçük bir mesele değil. Bu seferde çok mühim kararlar gerekli.”

Chu Feng ve diğerleri salonda olan hiç bir şeyden haberdar değildiler. Tam bu sırada çekirdek kısmına girmekteydiler.

Büyük palasa ve ardından geniş taş yola baktıktan sonra sonunda yeni yolculuklarının başladığını anladılar.

Pek çoğu  çekirdek öğrencisi plazanın etrafında toplanarak:

“Bunlar bu yılın çekirdek öğrencileri mi? Neden hepsi böyle kötü hırpalanmış?”

“Bir şeyler olmuş gibi. Rozetlerine bakarak hepsinin Kanatlar İttifakının üyesi olduğunu söyleyebilirim. Dünya ve Kılıç ittifakı bu yıl sınava girmedi mi?”

“Şu kız baya iyi gözüküyor. Bu yaşta bu sınavı geçmek hı? Fark etmez sonuçta o da bir canavardı. Merak ediyorum acaba onu kim elde edebilecek.”

Hepsi yeni yılın öğrencilerini iyice incelediler.

Chu Feng etrafındaki insanları iyice inceledi. Anladığı şey içlerinde sinmiş kaplanlar ve saklı ejderhalar vardı. Çevresindekilerin çoğu ruhsal seviyedeydi fakat pek çoğu da kök seviyedeydi.

Bildiklerinden hatırladığı kadarıyla Çekirdek öğrencilerinin sayısı dış öğrenciler ve iç kısım öğrencilerinden oldukça azdı yine de iki bin öğrencisi vardı. İki bin insan hepsi de genç ve sıra dışı yeteneklere sahipti. Azure Ejder Okulunun en önemli geliştirme hedefiydiler.

Buradaki iki bin öğrencinin değeri dışarıdaki ve iç kısımdaki öğrencilerden kat kat daha fazlaydı. Kıdemli oldukları veya gelecekteki başkanlar oldukları önemli değildi sonuç olarak bu iki bin kişinin içerisindeydiler.

Aniden Chu Feng kaşlarını çattı ve ciddi bakışlarını uzak bir caddeye dikti çünkü oradan olağanüstü derecede bir aura yaklaşmaktaydı:

“Bu aura…”

Aslında caddenin sonunda bir düzine vücut gözüktü. Genç erkek ve kızların karışımı bir gruptu. Çok etkileyici ve sıra dışı görünüşleri vardı. Sadece erkekler yakışıklı değil aynı zamanda kızlarda çok güzeldi. Auralarıysa normal insanlarınkine benzemiyordu.

Chu Feng güçlerini hissedebilmesine rağmen ne tür bir güçleri olduğunu hissedemedi. Bu da demek ki sadece orjinal seviyede olmakla kalmamışlardı. Büyük ihtimalle orijinal seviyenin son aşamasındaydılar.

Chu Feng’in en çok dikkatini çeken genç bir çocuktu ve gruba liderlik ediyordu. Bakışların merkezinde bile olsa kesinlikle en çok göze çarpan değildi. Fakat yaydığı aura diğerlerininkini sönük bırakıyordu.

“Derin seviye. Bu çekirdek öğrencisi çoktan derin seviyede miydi?”

Chu Feng hayranlıkla tuttuğu nefesini bıraktı. Nasıl olduğunu anlamasa da sadece derin seviyeye ait olan derinliği hissedebiliyordu. Yani büyük ihtimalle o da Derin seviyeye girmişti.

Tam bu sırada Su Mei:

“Gong Luyun Azure Ejder Okulunun bir numaralı öğrencisi.”

“Gong Luyun? İnanılmaz…”

Su Mei’i duyan Chu Feng artık rahat bir şekilde onun derin seviyede olduğunu onaylayabilirdi. Daha önceden ismini duymuştu onun. İnanılmaz bir gücü vardı.

Su Mei Gong Luyun’un yanındaki soğuk tavırlı fakat güzel kızı işaret ederek:

“Sadece Gong Luyun değil aynı zamanda Kanatlar İttifakının üstlerinden bazıları da buradaydı. Gong Luyun’un konuştuğu kızı gördün mü? O Kanatlar İttifakının eski başkanıydı.

O Han Xue, Azure Ejder Liderler Listesinde sekiz numara. Kanatlar ittifakının en iyi temsilcilerinden biri.”

Chu Feng tekrar hayranlıkla nefesini tutarak:

“Azure Ejder Liderler Listesinde sekizinci.”

Çekirdek kısmında Azure Ejder Liderler listesi denen bir şey vardı ve üzerinde sadece on kişilik yer vardı. Eğer bu on kişinin arasında olursa birisi bu aynı zamanda iki bin kişinin arasındaki en güçlülerden olduğunu belirtir.

Bunları bilen Chu Feng’in Han Xue’nin sekiz numara olduğunu duyar duyar şaşırması oldukça doğal bir şeydi. Böyle bir yaşta böyle bir yerde olması onun sıradan bir insan olmadığını gösteriyordu.

Situ Yu ve diğerleri de Han Xue’i gördükleri zaman baya heyecanlandılar:

“Ha? O gerçekten de Han Xue. Bize hoş geldin demeye mi gelmiş?”

Alt kısımlarda olağanüstü derecede etkileyici olan kişiler şimdi sadece en alttaki kişilerdi. Fakat eğer bir destekçileri olursa bu gelecekteki karışılacakları sorunları

Hatırı ayılır bir şekilde azaltırdı. Han Xue tam da istedikleri destekçiydi.

Bazıları heyecanlandığı için kendilerini tutamadan:

“Kıdemli Han Xue” diye bağırdılar. Bu bağırışlar Han Xue’nin dikkatini çekti. Hatta Gong Luyun bakışlarını bu topluluğa çevirdi.

Gong Luyun:

“Han Xue, bu öğrencileri tanıyor musun?”

Han Xue gülüp şöyle cevapladı:

“Hmm onlar bu gün çekirdek öğrencileri olan Kanatlar Birliği üyesiler herhalde.”

“Kanatlar Birliği. Onlara çekirdek kısmında ittifak kurmanın yasak olduğunu anlatmadın mı yoksa?”

Chu Feng ve Diğerlerinin göğüslerindeki rozetlere bakan Gong Luyun’un gözlerinden öfke fışkırıyordu.