Hayali Yıldırım Okulu, aslında Li ailesinden çok da uzak değildi. Normal vatandaşlar araba ile birkaç gün içinde giderdi ama Chu Feng'in hızı ile, sadece yarım gün yeterliydi.

Yani, hızlı bir şekilde yarım gün ilerledikten sonra Chu Feng, Hayali Yıldırım Okulu’na varmıştı. Chu Feng, buraya birisini kurtarmak için girmişti, onun için dikkatli bir şekilde ilerliyordu.

Ayrıca, Chu Feng’in gözlemlerine göre Hayali Yıldırım Okulu, ikinci sınıf okul olmasına rağmen; öğrencileri ve elderleri, Azure Eyaleti’nin birinci sınıf okullarından daha güçlüydü. Kesinlikle Azure Eyaleti’nde birinci sınıf okullardan birisi olabilirdiler.

Böyle bir okul, Chu Feng için önemli değildi, hatta Eggy'nin gücünü kullanmadan bu yeri yok edebilirdi. Ama Qin ve Azure Eyaletleri farklı olduğundan Chu Feng’in dikkatli olması ve adını gizlemesi lazımdı.

World Spiritistlerin gizli ve benzersiz yöntemleriyle Chu Feng, gizlice Hayali Yıldırım Okulu'nun çekirdek  bölgesine girdi. Burası renkli bir bahçeydi, Chu Feng’in amacı, okulun genç başkanını ve kilit altındaki kişiyi bulmaktı.

Chu Feng bir adım attı ve birkaç kişi gördü. Bunların hepsi, genç erkekler ve kadınlardı. Yetişimleri, Bilge Alemi’ndeydi ve hiçbiri zayıf değildi.

Özellikle, kret saç modeline sahip bir erkek, çoktan Altıncı Seviye Bilge Alemi’ne ulaşmıştı ve onun gücü gerçekten zayıf değildi. Azure Eyaleti’nde, genç kuşak içerisinde sadece birkaç kişi bu aşamaya ulaşmıştı. (ÇN: Kret saç modeli :  http://i.hizliresim.com/LQQMD0.jpg )

Ancak, Qin Eyaleti sınırları içerisinde o, ikinci sınıf bir okulun başkanı olmuştu. Qin Eyaleti ve Azure Eyaleti arasındaki  güç farkı açıkça görülebiliyordu.

O anda, Chu Feng ona saldırıp Li Datou'nun nerede olduğunu soracaktı ancak konuşmalar içerisinden bir kelime duymuştu. Bu da Chu Feng'in saldırmasına mani olmuştu. Chu Feng'in duyduğu kelimeler, "Bin Canavar Dağı!" idi.

"Bu kadar uzun süreden sonra, kim Saygın Villa'nın, Bin Canavar Dağı’na saldırmaya başlayacağını düşünebilirdi ki?"

"Evet, ‘Bir dağda iki kaplan, bir eyalette iki kral duramaz.’ denir. Bin Canavar Dağı, Qin Eyaleti’nin konularına müdahale etmemesine ve çok az bir arazi kaplamasına rağmen, Qin Eyaleti’nin hükümdarı Saygın Villa, arazilerinde kontrol edemediği bir varoluş olmasından rahatsız. Bu yüzden onlara karşı saldırılar başlatacaklar, böyle bir şey olacağı belliydi."

"Mm. Ama Saygın Prens Konağı’nın bazı planları olduğu belli. Büyük bir evlilik buluşması ayarladılar ve üstün güçlü, mükemmel güzellikteki dahileri ortaya çıkardılar. Şu anda, Qin Eyaleti’nin tüm genç kuşağı ve başka eyaletlerin zirve dahileri oraya ilerliyor."

"Bu, sence doğru mu? Bin Canavar Dağı’na saldırı yapmak için bu yöntemleri kullanmış olamazlar mı? Başka illerden yardım gelmesi için?"

"Bin gerçek ve on bin kesinlik. Her ne kadar başka güçlerle ittifak yapmayacaklarını söyleseler de, eğer bu sözde evlilik toplantısı başarılı olursa, doğal olarak diğer güçlerle bir ittifak ilişkisine sahip olacaklar. Saygın Villa, Bin Canavar Dağı’na saldırma niyetine sahip olduğu sürece diğer eyaletlerdeki büyük güçlerin oturup beklemeyeceğine eminim. Sonuçta bu dağ bölgesinde birçok hazine var."

"Diğer iller ile ittifak kurmak mı? Bu, iki tarafı da keskin bir kılıç gibi! İşler iyi gitmez ise hem verdikleri gelinleri kaybedecekler hem de güçlü bir ordu. Biraz fazla dikkatsizlik etmiyorlar mı?"

"Ah, doğal olarak, Saygın Villa'nın bir planı olduğuna eminim. Bu yüzden bazı şeyler hakkında endişe etmeye gerek yok. Öte yandan, ben Ruh Eyaleti'nin Jie Klanı’nın gelecekteki başkanı ‘Jie Qingming’in çoktan Qin Eyaleti’ne geldiğini duydum. Onun amacı evlilik buluşmasına katılmakmış.

"Jie Qingming mi? O, olağanüstü bir dahi. Bilge Alemi Dokuzuncu Seviye’deyken, Gök Alemi’ndeki bir uzmanı mağlup ettiğini duymuştum. O, şu ana kadar Gök Alemi’ne girmiş olabilir."

"Sadece Jie Qingming değil. Tang Eyaleti, Song Eyaleti, Yuan Eyaleti, Ming ve Sui Eyaleti'nin genç kuşaklarının tepesindeki karakterlerin, Qin Eyaleti’ne, evlilik buluşmasına katılmak için geldiğini duydum."

"Tanrım! Saygın Villa'nın, bu kadar güçlü kişiyi toplayabileceğini asla düşünmemiştim. Bu sefer, Dokuz Eyalet’in genç kuşaklarındaki tüm zirve dahileri getirdi ve hepsi birbirinden güçlü."

"Ahh, ben gerçekten bu canavarların nasıl göründüğünü merak ediyorum. Ama ne yazık ki, sadece genç kuşaklardan güçlü kişiler buraya katılabilir. Davet dışında, sadece bir sınav gibi bir şey ile katılınabileceğini duydum. Bizim için herhangi bir umut yok, ne yazık ki."

Onların konuşmalarını dinledikten sonra Chu Feng, sevinç çığlığı atmamak için kendini zor tuttu. "Ben, Saygın Villa'nın Bin Canavar Dağı’na saldıracağını düşünmemiştim. Hatta tüm eyaletlerden insanlar geliyor, gökler bana yardım ediyor!"

Chu Feng'in çok iyi haberler aldığını itiraf etmesi gerekiyordu. Artık gereksiz kelimeleri duymaya dayanamazdı ve sıçrayıp, bir hayalet gibi üç kişinin önünde ortaya çıktı. Kret saç stiline sahip erkeğe baktı ve gülümseyerek sordu: "Sen Hayali Yıldırım Okulu Başkanı mısın?"

Bu ani olay karşısında birkaç kişi dehşete düştü. Özellikle Hayali Yıldırım Okulu’nun Genç Başkanı, Chu Feng'i işaret ederek ve korkarak, "Sen kimsin?" diye sordu.

*Patlama* Ancak, Chu Feng onun sorusuna cevap vermedi ve elini kaldırıp bir yumruk attı ve doğrudan Hayali Yıldırım Okulu Başkanı’nın yüzüne vurdu. Bu güçlü saldırı, onu yere düşürmesine neden oldu. Altıncı Seviye Bilge Alemi’nde güce sahip olan kişinin ağzındaki dişlerin yarısı paramparça olmuştu.

"Sana bir soru sorduğumda dürüst bir şekilde cevap ver! Soruya karşı soru sorma!" Chu Feng soğuk bir şekilde konuştu.

O anda, birkaç genç erkeğin ve kadının yüzleri korkudan kağıt beyazı olmuştu. Okulun en güçlü kişisini tek bir yumrukla mağlup etmişti. Herkes Chu Feng'in güçlü bir uzman olduğunu anlamıştı.

Ancak onlar herhangi bir şey söylemeden kaçmaya başladı. Chu Feng, bir düşüncesi ile Gri Renkli Ruh Oluşumu yaydı ve bu, herkesi sardı. Bunun içerisindeki biri kendi sesini bile duyamazdı.

"Tekrar soruyorum. Sen Hayali Yıldırım Okulu Başkanı mısın?" Chu Feng kret saç modeline sahip erkeğe bakarak sordu.

"E-Evet!"  Bu kez, Hayali Yıldırım Okulu Başkanı başka bir şey söylemeye cesaret edemedi ve bir köpek gibi itaatkar şekilde yanıtladı.

"Sen bir süre önce, Li Datou adında bir öğrenciyi tutsak mı aldın?"

"Li Datou mu? Hayır, bilmiyorum!" Hayali Yıldırım Okulu Başkanı kafasını salladı.

"Demek bilmiyorsun." Ancak Chu Feng öne doğru bir adım attı.  Hayali Yıldırım Okulu Başkanı’nın yüzünü tuttu ve yere vurdu. Bu olay, diğer tarafındaki dişlerin de paramparça olmasına neden oldu.

"Ben, söyleyeceğim, söyleyeceğim! Beni rahatsız eden tüm Hayali Yıldırım Okulu öğrencilerini,  yer altı hapishanesine tıkarım. Senin bahsettiğin kişi de orada!" Bu kez, Hayali Yıldırım Okulu Başkanı tamamen bastırılmıştı.