Çevirmen|Calosa[Translate]|Düzenleyici|Meloonia

"Arkadaşım burada neler oldu?" Bu kişi sakinleştikten sonra Zi Xuanyuan sordu.

"Biz... Biz saldırıya uğradık! Bazı canavarlar özel yöntemlerle insana dönüşüp bizim içimize sızmışlar!"

"Canavarlar! Canavarlar! Canavarlar tarafından saldırıya uğradık, diğerleri canavarlar tarafından götürüldü. Çünkü onları kullanarak büyük güçleri tehdit etmek istiyorlardı! Bu onların planıydı! Canavarlar tarafından tuzağa düşürüldük!" sakinleştirilmiş olarak gözükmesine rağmen aslında bu erkeğin psikolojisi bozulduğu açıkça belliydi!

"Hepsi götürüldü mü? Liu Zhizun nerde? Oda mı dayanamadı?" Zi Xuanyuan sorularına devam etti.

"Çok, çok çok güçlüydü! O Canavar çok güçlüydü! Siyah renkli bir kurbağaydı, Liu Zhizun'un yenmesine imkan yoktu! Kimsenin yenmesine imkan yoktu! Karşı koyacak gücümüz yoktu! Kaçacakların hepsi öldü!"

Canavarlar tarafından götürülen insanlardan bahsederken erkeğin vücudu korku içerisinde titremeye başladı.

"Zi Ling'e ne oldu? O da mı götürüldü?"

"O, o da herkes gibi götürüldü!"

Bu noktaya gelince Zi Xuanyan'ın yüz ifadesi değişti ve sormayı bıraktı. Chu Feng'e döndü, "Evlat, yaralarını iyileştir."

"Ah! Hemen!" Chu Feng aceleyle yaraları iyileştirmeye başladı.

"Sen? Ah biraz daha nazik ol!" Bu erkek açıkça Chu Feng'i tanımıştı ancak Zi Xuanyuan'ın yanında görünce bir şey demedi. Sadece yaralarını iyileştirmesine izin verdi ve acıya dayanmaya çalıştı.

Bir World Spiritist olarak yaralamaları iyileştirmek bir parça kek yemekten daha kolaydı. Göz açıp kapayıncaya kadar yaralanmaları iyileşmişti ve üstelik Chu Feng ona tıbbi pelet vermişti.

Ağrıyı durduran bir pelet olduğunu söylemişti. Aslında bu bilinç kaybettiren bir peletti tabi ki bir insan bilincini kaybederse acı hissetmezdi.

ÇN: Troll müsün la da:Faıjdqjfa

Chu Feng'in bunu verme sebebi erkeğin Zi Xuanyuan'a bir şey demesinden korktuğu içindi.

Pelletin etkisi gerçekten çok hızlı iyileşmişti. Kısa süre içerisinde uykusu gelmiş ve hızlı bir şekilde bilincini kaybetmişti.

Erkek bayıldıktan sonra Chu Feng rahat bir nefes aldı ve Zi Xuanyuan'a bi soru sordu, "Yaşlı Xuanyuan, kara renkli canavar kurbağanın ne olduğunu biliyor musun? Liu Zhizun ve diğerleri bile onu yenememiş."

"Beş Canavar Kralından birisi.  Kara Kurbağa Kral!" Zi Xuanyuan onayladı.

"Kara Kurbağa Kral?" Chu Feng doğal olarak Beş Canavar Kralı duymuştu ancak isimlerini bilmiyordu. Bu beş canavar Bin Canavar Dağının beş kralı ve en korkunç canavarlarıydı.

"Şaşmamalı! Gerçekten hiç şaşırtıcı değil! Kara Kurbağa Kral'ın en ufak bir izine rastlamamıştık. İçimize sızacağını hiç düşünmedik!"

"Bu meseleyi hemen çözmemiz lazım. Bu buluşmaya Dokuz il kıtasından bir çok dahi katıldı. Bu genç kuşakların en mükemmel dahileridir. Onlara bir şey olursa Prestijli Villa bu sorumluluğu kaldıramaz!"

Zi Xuanyuan'ın yüzü endişe doluydu, ancak Chu Feng'in bakış açısına göre genç nesildeki dahilerin hiç biri umurunda değildi. O sadece Zi Ling hakkında endişeleniyordu.

Zi Ling hakkında endişelenme sebebine gelince Chu Feng doğal olarak bunu tahmin edebilirdi. Daha önce Kara Kurbağa Kralı duymamış olsa da, bir çok canavarın oldukça şehvetli ve insanlara ilgi duyduğunu duymuştu. Bazı insan güzelliklerine karşı arzuda bulunmuş hatta insan güzellikleriyle seks yapan bazı canavarlar bile vardı.

Ve kurbağalar şehvet olarak listede ilk sıralarda geliyordu ve insanlarla seks yapan canavarların çoğunluğu kurbağalardı!

DN:Ahanda kurbağa prens masalına döndü hikaye :p

Bunun için sadece Zi Xuanyuan değil Chu Feng bile endişelenmeye başlamıştı. Kurbağa ırkı canavarlar arasında en şehvetli olanıydı ve Zi Ling gibi olağanüstü bir güzellik şu an Kara Kurbağa Kral'ın tutsağı altındaydı. Kara Kurbağa Kral'ın neler yapabileceğini tahmin etmek hiç de zor değildi!

Ve Chu Feng'in hedefi Zi Ling'ti İlahi Yıldırımı kullanabilmesine yardımcı olacak bir güce sahipti!

Zi Ling'in kurbağalar tarafından kaçırıldığını duyan Chu Feng elindeki fırsatı kaçırmak istemiyordu. Bunun için Zi Ling'e bir şey olmamasını umuyordu.

Chu Feng endişeli bir şekilde, "Elder Xuanyuan, kimin tarafından kaçırıldığını bildiğimize göre onların nerede olduğunu bilmiyor musunuz? Biliyorsanız gidip kurtaralım."

"Beş Canavar Kralı'nın hepsi bir bölge kontrol ediyor, burasıda Kara Kurbağa Kral'ın kontrolü altındaki bölge. Yanılmıyorsam şu an Kara Kurbağa Kral'ın yuvasına götürülüyor olmalılar." Zi Xuanyuan dedi.

"Kara Kurbağa Kral'ın yuvası mı? O zaman ne bekliyoruz gidip kurtaralım!" Chu Feng ısrar etti.

"Evlat, gerçekten aptalsın. İstediğimiz zaman oraya gideceğimizimi sanıyorsun?"

"Ayrıca onun yuvasının nerede olduğunu bilmiyorum. Daha doğrusu Beş kralın yuvalarının nerede olduğunu bilmiyoruz. Eğer bilseydik bu kadar zahmete girmezdik doğrudan yuvaya saldırırdık." Zi Xuanyuan  Chu Feng'e bir bakış attı.

Chu Feng neden endişelendiğini yeni anlamıştı, onları nerede bulacağı hakkında en ufak bir fikri yoktu çünkü.

Bu durumda Chu Feng uzun bir düşüncenin ardından avantajları ve dezavantajları değerlendirdikten sonra bir karar verdi. "Yaşlı Xuanyuan, sanırım ben Kara Kurbağa Kral'ın yuvasının nerede olduğunu biliyorum."

"Ne biliyor musun?" Zi Xuanyuan'ın yüz ifadesi değişti ama açıkça Chu Feng'e inanmıyordu. Bakışlarını Chu Feng'e kilitledi ve yalanlardan arınıp özrünü bekliyordu.

"Ben gerçekten biliyorum. Bir yerde bir harita gördüm ve bu haritada Bin Canavar Dağı vardı ve haritanın üzerinde beş tane yer altı kalesi vardı. Bu beş kalenin Beş Krala ait olduğunu düşünüyorum." Chu Feng açıklama yaptı.

"Oh demek öyle. Peki bu haritayı nerede gördün?" Zi Xuanyuan gözlerini yakınlaştırıp sordu.

"Azure Eyaletindeki bazı kalıntılarda. Bana inanmıyorsanız gelecekte sizi bu kalıntılara götürebilirim. Ancak şu an onları kurtarmak bizim önceliğimiz, hangisinin Kara Kurbağa Kral'ın yuvası olduğunu bilmesem de en azından denemeliyiz." Chu Feng hem doğru hem de yalan söyledi.

Ancak, Zi Xuanyuan gerçekten çok temkinli olduğu için bi süre düşünmek zorunda kaldı. Ardından, "Tamam sana tek bir seferliğine inanacağım"