Çevirmen: Calosa | Düzenleyici: Meloonia

Zi Ling bir kaç adım attıktan sonra lüks sahnenin ortasına gelmişti.

Zi Ling parlak gözlerle kalabalığa bir bakış attıktan sonra tatlı bir ses tonuyla konuşmaya başladı;

"Sevdiğim kişinin adı, Chu Feng!"

"Ne!"

"Doğru mu duydum? Chu Feng mi dedi?"

Zi Ling'in sözleri bir yıldırım gibi kalabalığın içine düşmüştü. Bazıları duyduklarına inanamayıp dizleri yumuşadı ve yere çöktü. Bazıları çığlık attı, kalabalığın tamamı şaşırmıştı.

Çünkü çoğunluk ya Jie Qingming yada Xu Zhongyu diye düşünmüştü. Yada yüzü yakışıklı olan başka birisi, Chu Feng'i hiç düşünmemiştiler.

Chu Feng şu an da altı büyük gücün posterini çıkardığı dokuz il kıtasında en çok aranan kişiydi.

Zi Ling bir salak mıydı yada Chu Feng'in konusunu bilmiyor muydu?

Chu Feng adı kalabalığı bir fırtına gibi içine almıştı.

"Yine Chu Feng!"

"O ölmeyi hak ediyor! O veledin hangi tarafı iyi? Nasıl olur da Leydi Zi Ling onu seçiyor?"

Kalabalık arasında en çok sinirlenen ve şaşıran kişiler Tang Yixiu, Song Qingfeng, Bai Yunfei ve Liu Xiaoyao'ydu.

Hepsi de Zi Ling'e aşıktı ancak Zi Ling onların en sevmediği kişinin adını söylemişti.

Zi Ling Chu Feng dışında Jie Qingming ve Xu Zhongyu'nun adını bile söylese bunu mantıklı bulurlardı. Ancak Chu Feng ismi tamamen anlamsızdı onlar için.

"Bu Chu Feng denilen veledin nasıl bir yeteneği var? Zi Ling nasıl olur da onu seçebiliyor."

Murong Yu öfkeyle konuştu, Tang Yixiu ve diğerlerini sevmese de şu anda onlarla aynı duyguyu paylaşıyordu.

Kalabalıktaki bazı insanlar sakin görünüyor olsa da yüreklerinde etrafa magmalar saçan volkanik dağ gibi öfke vardı.

En iyi örnek ise Jie Qingming'ti kendisi  Prestijli Villa'dan bir kadınla evlense de hala öfkeliydi. Öfkeli bir kaplan gibi bağırmak istiyordu ancak bastırıyordu.

 Şu an yüreği acıyordu, yukarıdan baktığı bir velede yenilmişti. Sevdiği kişi, onun en nefret ettiği kişiyi sevmişti.

Sadece genç kuşaktaki insanlar değil, yaşlılar bile şaşırmıştı.

O anda altı büyük gücün müdürleride titremiş bakışlarla Zi Ling'e bakıyordu.

Çünkü Zi Ling'in sözleri onlara savaş ilan etmekle eş değerdi. Hemde bunu Prestijli Villa'nın şu anda ki en önemli bölgesinde açıkladı.

Dağ zirvesi şu an kaos içerisindeyken Zi Ling anormal derecede sakindi. Hatta konuşmaya devam etti;

"Bir insanı sevdiğin için kendini değiştirmeye gerek yoktur."

"Bir insanı seviyorsan her zoru göze almalısın."

"Bir insanı sevmek için başkasını haksızlığa uğratmamak lazım."

"Çünkü aşkta acı olacaktır ve her acıdan sonra büyük bir mutluluk olacaktır."

ÇN: Sözlerinden bir şey anlamadım, olabilecek en doğru şekilde çevirdim.

"Aşkın sonunda mutluluk olduğu sürece acıyla dolu bir okyanusa bile tereddütsüz atlarım."

"Yani.."

"Bir insan birisini sevmeye karar verdiğinde kendini tehlikeye atmaya hazır olmalı."

"Çünkü birisini seversen onun için her şeyi yapabilirsin."

"Bir insanı sevmeye başlayacaksan sonsuza dek değişmeyen bir kalbe sahip olmalısın."

"Ne kadar fazla tehlike varsa bu tehlikeden kaçmaman lazım."

"Chu Feng tüm dünyanın düşmanı olsa, Chu Feng'in yanında savaşacağım."

"İstediğiniz kadar Chu Feng'ten nefret edin, istediğiniz kadar kıskanın. Bunların hiç biri önemli değil, önemli olan benim onu sevmem!"

ÇN: Adamsın Zi Ling ADAM

"Bu dünyada hiç kimse kalbimi alamayacak. Ve hayatım boyunca Chu Feng'i seveceğim, bundan en ufak bir şekilde pişman olmayacağım."

"Bugün, bu andan itibaren Prestijli Villa'dan ayrılıyorum. Bu andan sonra Prestijli Villa müdürü Qin Lei'nin üvey kızı değilim. Bu günden sonra ne yaparsam yapayım Prestijli Villa ile ilgisiz olacak!"

Zi Ling'in sesi yumuşak ve kalbi heyecanlandıracak düzeydeydi. Ama her kelime  duyanları hayrete düşürmüştü.

"Gökler adına! Zi Ling, Chu Feng için Prestijli Villa'yla olan ilişkisini kesti. Hatta Chu Feng'in yanında savaşmaktan bahsetti!"

"Bu kız güzel olduğu kadar aptal! Chu Feng utanmaz ve aşağılık bir kişiliğe sahip yinede onu seviyor." bir çok kişi öfkeli seslerle konuştu. Chu Feng'in ona layık olmadığını düşünüyorlardı.

"Bu kadın gören körlerden. Chu Feng gerçekten şanslı, böyle aptal bir kadına denk geldi."

"Aslında biraz düşününce gerçekten mantıklı oluyor. Buna güç deniyor ve o gün yeraltı sarayında sadece Chu Feng Zi Ling'i kurtarmaya çalıştı. Ve o gerçek bir dahi."

"O günkü durumu düşününce Zi Ling'in seçimi oldukça mantıklı geliyor. Zi Ling'in değer vermesi gereken tek kişi doğal olarak Chu Feng olması gerekiyor."

Diğerlerine kıyasla çok az bir kısım Zi Ling'in seçimini oldukça mantıklı buldu. İkisi harika bir eş olabilirdi.

"Bu günlerde dünyaya ne oluyor? Kötü insanlar iyi kadınları kazanıyor."

"Zi Ling gibi bir kadın bizi seçmese hiç önemli değil. Jie Qingming, Xu Zhongyu hatta Murong Yu'yu bile seçmiyor."

Doğal olarak bazı kişiler bunu yediremiyordu. Zi Ling'in  Jie Qingming ve diğerlerine haksızlık yaptığını düşünüyorlardı. Bunun için ona küfretmeye başladılar.

Sonuçta eskiler ne demişti ' Tek pirinç yüz insanı besleyebilir." her insanın düşüncesi farklıydı. Ama bu Zi Ling'in umurunda değildi o zaten Chu Feng'i seçmişti.

ÇN: Bu bölümü nasıl çevirdiğimi bi ben bi Allah biliyor. Ateşim çıktığı için soğuktan titriyordum ve tüm vücudum yorgun bir şekildeydi, boynum, karnım,sırtım,baldırlarım,kollarım ağrı içerisindeydi. Ve halada öyle :( Hata varsa lütfen kusurumu affedin :(