Çeviri: Calosa Düzenleme: Meloonia

"Mm,anlaman güzel."

"Bilmen gereken tek şey İlahi vücut çok güçlü olduğu için şu anda kontrol edemezsin."

"Bu bir yasadır, vücudun kaldıramayacağı güç kullanırsan vücuda zarar verir. Yani çok fazla güçlenirsen bile kullanacağın gücün sınırı olacaktır."

"Örnek vermek gerekirse şu anki gücünle  mavi renkli ruh gücüyle bağlantı kurabilirsin. Ancak yapmamanın tek nedeni sana zarar verecek olması."

"Şu anda senin tek yapman gereken güçlenmeye odaklanmak. Güçlendiğin sürece zaten senin olanı kontrol etmeye başlarsın. Hadi şimdi boncukları rafine et ve mavi renkli dünya ruhçusu ol."

“Mm, artık rafine etmenin zamanı geldi." Chu Feng başını salladı.

Ardından Zi Ling'i başka yatağa uzattı ve üzerini battaniye ile örttükten sonra onun yanı başında boncukları rafine etmeye başladı.

Çok fazla boncuk olduğu için ve mavi renkli ruh gücüyle iletişim kurmak basit bir şey olmadığı için Chu Feng bunun için tam bir ay harcadı.

Bir ayın ardından Chu Feng, Bilge aleminin yedinci seviyesine ulaşmıştı. Ve mavi ruh gücüne ulaşarak bir çok tekniği öğrenmişti. Örnek vermek gerekirse Dünya Ruh Kapısını açabiliyordu.

* Hmm *

Chu Feng'in önünde bir Dünya Ruh Kapısı çıktı.

Aynı zamanda Azure Ejderha Kurucusu, Zhuge Liuyun, Li Zhanqing, Chu Guyu ve Chu Yue dikkatli bir şekilde Dünya Ruh Kapısına bakıyordu.

Zi Ling ve Azure Ejderha Kurucusu dışında herkes çok heyecanlıydı. Çünkü ilk defa başkasının Dünya Ruhunu görecekti.

Özellikle Chu Feng'in Dünya Ruhçusu öğretmeni Zhuge Liuyun çok heyecanlıydı, "Mavi renkli dünya ruhçuların en önemli özelliği ruhlarını dışarı çıkartabilmeleri. Böylece ruhları da savaşabiliyor."

"Ben, Zhuge Liuyun çok gururluyum. Bu yaşında mavi ruh gücüyle bağlantı kurabilecek bir öğrenciye sahip olmak, anlatılmaz bir duygu.." Zhuge Liuyun heyecanlı bir şekilde konuştu.

"Bak, geliyor!" aralarından birisi heyecanla bağırdı.

Dünya Ruh Kapısı dalgalandı ve içerisinden son derece güzel bir kız ortaya çıktı.

Bu kız çok güzeldi, parlak gözlere, küçük buruna, mükemmel beyaz bir tene sahipti.

Siyah renkli bir giysi giyiyordu. Üst vücudunda kar  beyazı omuzlarını ortaya çıkarıyordu alt vücudunda ise pürüzsüz bacaklarını ortaya çıkıyordu.

O kişi tabii ki Eggy'di, Chu Feng onu ilk gördüğünden beri hiç değişmemişti.

* Gulp * ona bakan herkes bir daha konuşamadı ve onun güzelliğinden etkilendi.

Görünüş açısında Eggy, Zi Ling'ten çok daha güzeldi. Eggy'nin saf bir aurası vardı ve bu da onu daha da cezbedici kılıyordu. Eggy'nin her bölümü mükemmeldi, kusurlu olan tek bir yanı bile yoktu.

İnsanlar önce gördüğü şeyin gerçek olmadığını sandı. Çünkü Eggy gibi bir güzellik ölümlü dünyasında var olamazdı.

Chu Feng bile Eggy'i bir çok kez görse de her seferinde onun güzelliği karşısında şaşırıyordu.

Ayrıca Chu Feng, Eggy'nin insan olmadığını biliyordu bu yüzden güzelliğine pek şaşırmıyordu. Eggy'nin çok fazla gururlu olduğunu da biliyordu, iyi birisiydi ancak iyi niyetini belli etmesini sevmiyordu.

"Ahh ~~~~~~~ Çok rahat!"

Eggy belini gerdi ve kollarını sırtında kenetleyip Chu Feng'in yanına yürüdü. Ancak Chu Feng’le konuşmadı Chu Feng'in yanındaki Zi Ling'e bakarak, "Beni hatırladın mı Zi Ling."

"Senin aura... o gün Beyaz Kaplan Villasında Chu Feng'e gücünü mü verdin?" Zi Ling'in göz bebekleri titriyordu.

Beyaz Kaplan Villasında Chu Feng'in ortaya çıkardığı karanlık gücü hiç unutmamıştı. Şimdi bile hatırlayınca korkuyordu.

Daha sonra Chu Feng'in kitle imha gücüne tanık oldu ancak o güç bile o karanlık güç kadar korkunç değildi.

Ve şimdi o karanlık gücün Chu Feng'ten gelmediğini öğrendi. Onun dünya ruhundan geliyormuş.

"Evet o bendim. O zaman Chu Feng'in sana aşık olacağını düşünmüyordum bu yüzden güçlü bir şekilde sana saldırdım. Ancak bilmeni isterim ki suçlaman gereken birisi varsa o da Chu Feng!"

Eggy tatlı bir şekilde gülümsedi, gülümsemesiyle milyonlarca insanı büyüleyebilirdi. Sadece gülümsemesi için kıtalar arası savaş çıkabilirdi.

"Ne seni, ne de Chu Feng'i suçlamayacağım." Zi Ling'te Eggy gibi benzer bir şekilde gülümsedi.

"Hanımefendi, hangi Ruh dünyasından geldiğinizi söyleyebilir misiniz?" Azure Ejderha Kurucusu saygılı bir şekilde Eggy'e bakarak konuştu. O da Zi Ling gibi az önce o karanlık aurayı hissetmişti.

“Küstah!"

"Kim bana 'Hanımefendi' diyebileceğini söyledi! Beni Asilzade Kraliçe olarak çağırmalısın seni küstah!" Eggy öfkeli bir şekilde Azure Ejderha Kurucusuna bağırdı. Eggy'nin sesi tüm Bin Kemik Mezarlığını titretti.

Hemen ardından Eggy'nin gözlerinde kibirli bir bakış ortaya çıktı. Eggy'nin böyle yapmasının sebebi sahip olduğu tutumdu.

Ancak Eggy'nin bu tutumu herkesi korkuttu, oradaki herkes bir kaç adım geriye gitti.

Eggy çok güzeldi ancak onların gözünde şu anda insan vücuduna girmiş bir iblis gibiydi.

Azure Ejderha Kurucusunun bile yüz ifadesi değişti ve bir süre düşündükten sonra, "Bu tutum, bu aura, bu görünüş, leydim sen efsanevi Asura Ruh Dünyasındansın değil mi?"