Umarım yolculuğumuz sorunsuz olur...

Paraya pek değer vermiyordu nede olsa kendinin bile değildi, bu yüzden ne kadar istese de ve istediği miktarın tam olarak ne kadar olduğunu idrak edemese de, kendisine yardım edene tam olarak ödemeliydi, bu yüzden kendisine istediği miktarı tam olarak verdi, bu durum Kahya Kartelinde gözüne ilişmişti...

içinden;hahaha neyi kafaya taktıysam, adamın parayı veya bizleri tınlamadığı bir gerçek, anlamadığım neden bizlerle seyahat ediyor...

Kendi kimliğinin önceden açıklanmaması gerektiğini önceden belirtmişti, bu yüzden herhangi bir açıklama dile getirmeden, yolculuk boyunca kalması planlanan, en önde gidecek olan aracın sürücü bölgesinde bir yer edindi...

Aslında Kahya Kartelin bu tip insanların, yani kendi gücünü gizleyen insanların dikkat çekmemek için sürücü bölgesinde seyahat ettiklerini bildiğinden ona orayı göstermişti, bilmediği şey ise onun içeride seyahat etmek istemesiydi, bedavaya seyahat ettiğinden, sürücü yanında da olsa sıkıntı etmedi. Sadece sıkıntı  önündeki koca öküzün tipiydi, her an ona dönüp saldıracağı hissi veren boynuzlarından, gözlerini ayırmakta çok zorlanıyordu. Bu durum harici doğayı iki katlı otobüslerden bile daha yüksek bir yerden izleyerek seyahat etmesi çok hoşuna gitmişti. Bu dünyanın gündüzleri uzun ve geceleri kısaydı ve bu kısır döngü gerçekten çok uzundu neredeyse dünyadaki 2 güne eşdeğerdi, gece bile durmadan seyahat ediyorlardı, nadiren de olsa arada bir durup hayvanları dinlendiriyorlardı onun harici durmuyorlardı ve yemek zamanlarını da dinlenme zamanlarına getiriyorlardı ve kimse molalarda bile konvoydan uzaklaşmıyorlardı tek uzaklaşan kendisiydi oda kişisel ihtiyacı içindi...

içinden;Ulan  bu sikiklerin hiç mi çişi gelmiyor anlamadım gitti...

Daha önce konuşmama kararını hiçe sayarak, yanındaki zayıf gözükmesine rağmen atını siken kovboydan bile daha sikici görünen adama soru sormadan edemedi, yarım yamalak olsa da, çocuğun anılarından bu dünya hakkında bilgiye sahipti ve hiç bir şey kafasında net değildi bir şeyler öğrenmek ümidiyle...

Dostum bu öküzlerin boynuzlarını neden kesmiyorlar sence de normal insanlar için tehlikeli değil mi?

Adam ona afallamış bir şekilde bakıyordu...

içinden; ulan ne dedim ki altı üstü boynuzlarının tehlikeli olduklarını söyledim...

Efendim öküzlerin boynuzları onların canları gibidir ama emin olun yolculuk bitince hepsini kesip sizlere vereceğiz...

içinden; ne yapayım amınakodumun boynuzlarını götüme mi sokayım...

Neyse ya boş ver...

Hüsrana uğramış bir şekilde önüne dönmüştü soracağı soruya küfrediyordu...

içinden;la bu çocuk neden şimdi sinirlendi ki, kahya ne olursa olsun onu gücendirmememiz gerektiğini belirtmişti...

Efendim isterseniz hemen kesip sizlere verebiliriz boynuzları, lütfen kabalığımı maruz görünüz...

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Aynı zamanda kervanın harekete geçtiği şehirde...

Gök gürültüsü misali bir ses portalın bulunduğu yerden çınlamıştı...

Hiçlik uçurumundan çıkan bütün kişilerin kayıtlarını hemen bana getirin...

Bu sesin sahibi elinde bir ses iletim yeşimiyle birlikte surların en tepesinden ki bir  odada duruyordu...

Gelen içerikleri incelerken aynı zamanda görevli askerlere yeşilin siyaha döndüğü bir renge sahip bir yeşimden, beyazın griye döndüğü bir görsel gösteriyordu, bu görsel bir askere fazlasıyla tanıdık geliyordu...

Bu kişiyi daha önce göreniniz var mı portala girmeden önce veya çıktıklarından sonra...

İçlerinden bazıları görseli birilerine benzetse de, görselde bulunan kişinin aşırı pisliğe batmış yüzü, neredeyse tanınmayacak kadar kirli olduğundan hepsi susmuştu, biri hariç, o da çekinerek ve titreyerek bir kaç kelime söyleyebildi...

Efendim bu kişi surlara yaklaşıyo----

Kes sesini, nerede gördün göster....

Asker gördüğü yönü gösterdikten sonra, gök gürültüsü gibi  olan sesin sahibi, çoktan pis kokuyu fark etmişti ve sadece pis kokusunu değil geride bırakmış olduğu aurasına da kilitlenmişti...

Hahaha çok basit, bu çocuk mu Kara Mahzun Tarikatını kızdırdı, bu çok basit olacak, neyse onu yakalayıp teslim ettiğimde, çok kolay bir kazanç sağlayacağım, verilen ödül nasıl bu kadar iyi olabilir, bu pislik için...

Kahkahası neredeyse şehirdekiler tarafından duyulmuştu...

Tam hareketlenme belirtisi gösterecekken, bir anda altına işemeye başlamıştı, orada bulunan tüm askerler komutanlarının tam olarak ne yaptığını çözemediler, hatta onun bir tür büyük büyü yaptığını düşündüler, ta ki bok kokusu etrafı sarana kadar, kokudan dolayı hepsi geri çekilmeye çalışsalar da, korkudan dolayı geri çekilmeyip beklediler, ve  komutanlarının tam olarak ne yaptığına kafa yormaya çalışıyorlardı ve hepsinden çık dahi çıkmıyordu, yaklaşık yarım saat kendileri gibi olduğu yerde put gibi duran komutanlarını izlediler, ta ki komutanları dizlerinin üzerine çöküp, kafasını toprağa vurmaya başlayana kadar....

Bu küçüğünüz yüce efendiye şükranlarını sunuyor...

Sesi bir önceki gibi yüksek çıksa da sesteki aslan gidip yerine kedi gelmişti ve kafasını her vurduğundan yaşadığı 1 saniyelik şok aklına geliyordu, 1 saniyelik yaşadığı olayı kavraması yarım saat sürmüştü, kafasını her vurduktan sonra ise küfretmeden edemiyordu....

içinden;amınakodumun tarikatı siz kimi gücendirdiniz böyle, sülalemizi sikseler yeri lan...