“AAAAAHHHH—!!” 

Wentian'ın sefil haykırışları yeri göğü sarstı ve Yüce okyanus Sarayında olanlar bile onu net şekilde duydu. Onlar kuzeye doğru bakarlarken derin bir şok ve inançsızlık yüzlerine işledi. 

"Bu sefil haykırışlar... Wentian'a mı ait?" 

"Bu haykırışlar ona ait!!" 

"Yoksa... Yoksa Wentian Yun Che'nin dengi değil mi? Yun Che Wentian'ı ağır mı yaraladı?" Yedi ulustan olan bir kaynak uygulayıcısı aşırı heyecanlı bir ses ile sordu. 

Wentian'ın sergilediği güç efsanevi iblis tanrılara denk olduğundan ona karşı koyabilecek gücü hayal edemiyorlardı. Onlar Yun Che'nin onunla savaşabileceğini asla hayal edememişlerdi... Ancak bu haykırışlar açıkça Wentian'dan geliyordu! 

"Bu... bu gerçek mi?" Hengkong sordu. Bir tür rüyadaymış gibiydi. 

"Bu... bu doğru olamaz." Kudretli Cennetsel Kılıç Bölgesindekilerin hepsinin gözleri genişlerken yüzleri korku doldu: "İlahi Egemenin kudreti bir iblis tanrısı gibidir, nasıl olur da Yun Che'ye kaybeder?!" 

"Haah... Buna inanmak gerçekten zor." Qin Wushang kuzeye doğru bakarken derinden iç çekti: "Yedi yıl önce o Kaynak Sarayına yeni girmiş ve gölgelerden onu korumamı gerektiren bir çocuktu. Bugün ise böyle yüksekliklere ulaştı. Onun bu başarısı bir daha elde edilemeyecek bir şey ve inanması bile aşırı zor bir olay." 

"Yaş açısından şu anki Yun Che bize kıyasla hala bir çocuk değil mi?" Dongdang Xiu yavan bir gülümseme ile konuştu: "Onun garip ve sıradışı bir kişiliği var, mizacı ezici ve buyurucu. Arzuları başkaları tarafından kontrol edilmiyor ve kimseye boyun eğmeme özelliği kemiklerine kadar işlemiş. Bu tür biri doğal olarak dürüstlük prensipleri ile hareket etmez veya bir görevi sırtlamak istemez. Ancak o Mavi Rüzgar Ülkesini kurtaran kişi ve bugün de tüm kıtanın geleceğini ellerinde tutan kişi..." 

"Bunu önemsemese bile eğer Wentian'dan kurtulmayı başarırsa kıtadaki karanlık gölge kalkacak ve tarihte daha önce hiç ortaya çıkmamış ve asla da aşılamayacak bir efsane haline gelecek." 

“UWWAAAAAHHHH…” 

Wentian elini göğsündeki yaraya bastırdı. Yüzü acıdan seğiriyordu ve gerçek bir iblise benziyordu. Ama ne kadar enerjisine odaklanırsa odaklansın bu yarayı kapayamıyordu. Aslında kanamasını bile durduramıyordu ve tüm avucu çok geçmeden kırmızı-siyah kan ile kaplanmıştı. 

Yun Che'nin ifadesi inanılmaz kendinden emin olsa da Wentian'ın şu anki halinin ne kadar güçlü olduğunu bilmediği için mutlak güvene sahip olması mümkün değildi. Wentian'ın kendine güvenini kullanarak ona kılıcı ile sinsi bir saldırı yapmayı bu nedenle planlamıştı. 

Kılıç yarası çok uzun olsa da oldukça sığ idi. Bu tür bir yara normalde sıradan bir Hükümdar için önemsizdi ama Cenneti Cezalandırıcı İblis Katleden Kılıç tarafından oluşturulduğu için Wentian'ın 'iblis bedeni'nin dünyadaki en korkutucu kabusu olmuştu. Kılıcın yarası sadece aşırı acımıyordu ayrıca hareketlerini de kısıtlıyor ve karanlık kaynak enerjisini yönlendirmesini büyük ölçüde etkiliyordu. 

Bu kılıç hakkında çok daha dehşet verici olan ise onun yakınında karanlık kaynak enerjisini kullanmanın mümkün olmamasıydı, bu nedenle Wentian2ın kaynak gücü on kat daha güçlü olsa bile bu yarayı hızlıca iyileştirmesi imkansızdı. Aslında güçlü olmak bu yaranın daha uzun süre kalmasına neden olacaktı. 

"Yun Che... Sen bu egemenin asil iblis bedenine zarar vermeye cüret ettin!" 

Bedeninin deneyimlediği acı ve zihninin deneyimlediği küçük düşürülme Wentian'ın kibrini dağlarken kendini tutma isteğini de tamamen yok etti. Karanlık kaynak enerjisinin etkisi altındaki öfkesi ve öldürme niyeti kısıtlanmadan patladı. 

Bang!! 

Wentian'ın bedeninden siyah ışık dışarı doğru patladı ve zaten inanılmaz güçlü ve yırtıcı olan karanlık aurası da aniden ikiye katlandı. Karanlık siyah ışık katmanı döndü ve bedeninde akmaya başlarken gözlerinde zifiri karanlık kaynak ışıkları parladı. 

Bu karanlık baskı Yun Che'ye taarruz ederken bedeninin anında geri çekilmesine neden oldu. Elleri kılıcını sıkıca kavrarken ifadesi çok daha dikkatli hale geldi. 

"Ahahahah... Yun Che, bu egemen seni parçalara ayıracak!!!" 

Göğsündeki yara hala kanıyordu ve acıyı nasıl bastıracağını bilmiyordu. Wentian boğukça kükredi ve bedeninin çevresindeki karanlık ışık acımasızca dalgalandı. Üç karanlık gölge bedeninden çıktı ve üç ahtapot dokunaç benzeri şeye dönüşerek Yun Che'ye ilerledi. 

Bu üç karanlık ahtapot dokunacının karanlık kudreti daha önce sergilediklerine benzemiyordu ve onlardan katlarca hızlılardı. Yun Che'nin bedeni çevik şekilde geri çekildi, kolu dönerken kılıcını önüne doğru süpürerek havada koyu kırmızı bir yay çizdi... Ama kılıcını savurduğu an göz bebekleri hafifçe küçüldü. 

Çünkü bu üç siyah ahtapot dokunacının arkasında bir anda yüzlerce siyah kılıç ışını ortaya çıktığını gördü. 

Boom!! 

Üç siyah ahtapot dokunacının kılı ile temas ettiği an anında kesildiler ve üç solucan gibi parçalanarak havasa titreşip hızlıca kayboldular. Ancak kılıcı daha önceki konumuna dönemeden önce ona doğru uçan yüzlerce kılıç ışınının her biri siyah ahtapot dokunaçlarından daha zayıf olmayan auralar yayarak Yun Che'ye doğru çarptı. 

"Yun Che... Geber!!" 

Yun Che'nin gözleri genişlerken en hızlı şekilde geri çekildi. Ancak onun bu yüzlerce kılıç ışınından daha hızlı olması imkansızdı. Bu kılıç ışınları bedenine yaklaştığı an bakışı karardı ve aniden dururken alçak sesli şekilde haykırdı. 

Yun Che'nin bedenindeki her bir gözenek kaynak ışığı saçarken kaynak enerjisi patlayıcı bir şekilde hareket ederek 'Mühürleyen Bulutun Kilitlenen Güneşi'ni etkinleştirdi ve şekilsiz Kötülük Tanrısı Bariyeri bedeninin çevresinde oluştu. Tüm siyah kılıç ışınları bariyere girdi ve çarpışmanın oluşturduğu devasa ses birinin kalbi ve ruhunu delip geçebilecek kadar şiddetliydi. 

Wentain'ın elleri pençe halini aldı ve karanlık ışık avuçlarında dans ederken tüm bedeninin çevresindeki yükselen aura ile birlikte siyah kılıç ışınları da şiddetlendi. Yun Che dişlerini sıkıca sıktı ve elleri genişçe açılırken bariyeri gözü dönmüş gibi desteklemeye başladı. 

Normalde dalgalanan ve sarsılan boşluk aniden tamamen durgunlaştı. İki kişinin gücü de çıkmaza girerken ikisi de birbirinden üç yüz metreden daha uzak mesafedeydi. Wentian'ın ellerindeki siyah ışık giderek şiddetleniyordu ve ifadesi de her geçen saniye daha ürkütücü oluyordu. Sanki Yun Che'nin saldırısını engelleyeceğine zorlukla inanıyor gibiydi. 

"Yun CHe... Bu egemen... ne kadar dayanabileceğini... görmek istiyor..." 

"Heh..." Beklentilerinin aksine Yun Che kıkırdadı ve sözleri yavaşlık içeriyordu: "Çok... beklemeye...ceksin..." 

Sözleri solduğunda bakışları aniden değişti ve göğün kendisini bile sarsabilecek büyük bir haykırış attı. 

“HAAAAAH!!!!” 

Bu haykırışın ardından Altın Karga alevleri tutuştu ve göğe yükselirken Yun Che'nin zaten defalarca şişmiş olan kaynak gücü de bir kez daha arttı. Çıkmazda olan kaynak enerjisi aniden tüm gücünü serbest bırakarak bariyerin içinden dışarı doğru aktı. Bariyeri zorlayan siyah kılıç ışınları dehşet verici iniltiler oluştururken uzaklara gönderildi. 

Devasa bir enerji geri tepmesi şiddetle Wentian'ın bedenine isabet ederek ifadesinin büyük ölçüde değişmesine ve bedeninin şiddetle sarsılmasına neden oldu. 

Yun Che'nin bedeni ileri doğru atıldı, kılıcı havayı sarsarken ileri süpürdü. Bir anda parçalanmış kılıç ışınlarının hepsini yok etti. Ardından Yun Che Yıldız Tanrısının Kırık Gölgesi ile Wentian'a doğru yöneldi. Kılıcından çıkan alev enerjisi yüzlerce metre yüksekliğinde bir bıçağa dönüşürken Wentian'ın olduğu yere doğru savruldu. 

Wentian'ın bakışları inanılmaz karanlık ve ağır hale geldi. Siyah bir ışık perdesi oluşturarak uzaktaki alev enerjisine attı. Ardından elini aniden uzatıp göğsündeki yarayı kavradı. Eli taze kan ile ıslandı. 

Kanlı avucunu ileri doğru uzatırken koyu kırmızı-siyah kan aşağı aktı, avucunda yavaşça kırmızımsı siyah bir kaynak formasyonu oluştu. Yavaşça dönmeye başlarken dehşet verici bir kanlı ışık yaydı. 

"Yun Che, bu, bu egemenin iblis kanı kullanılarak oluşturulan İlahi İblis Kan Arıtma Formasyonu..." Siyah kılıç ışınları engellendikten sonra Wentian çok daha öfkelenmişti: "Bu egemen senin geride bir cesedinin kalmasını istemişti... Ama şimdi... Seni kan yığınına çevirmek istiyorum!!" 

Boğuk şekilde homurdanırken Wentian elini genişçe salladı ve kan renkli kaynak enerjisi sadece yarım metre uzunluğundayken Yun Che'ye doğru uçtu. 

Aşırı baskıcı bir auranın ona yaklaşması Yun Che'nin kalbinde aniden huzursuz bir hissin doğmasına neden oldu. İstemsizce birkaç adım geri çekildi ama bir anda ona yaklaşan kan renkli kaynak formasyonu havada genişleyerek öncekinden yüz kat daha büyük hale geldi ve Yun Che'yi içinde hapsetti. 

"Hahahaha...." Wentian çılgınca güldü: "Kan Arıtma Formasyonunun içinde anında kan havuzuna dönüşeceksin ve ruhun da varlığın ile birlikte arıtılarak asla reenkarne olamayacak bir hale geleceksin... BU sana bu egemen tarafından bahşedilen bir son!" 

Kaynak formasyonunun içine çekildikten sonra yun Che'nin çevresindeki alan kan rengine dönüştü. Sanki yoğun bir kan dünyasına batmış gibiydi. Sayısız karanlık ve kötücül enerji ipliği her yönden ona taarruz ediyordu. Bu enerji iplikleri saldırı özelliğine sahip gibi gözükmese de Yun Che kanının çekildiğini ve tüm bedeninin her geçen saniye daha yoğun bir şekilde ısındığını hissediyordu. 

Yun CHe kendi avucuna bakarken gözleri hafifçe daraldı. Anka alevleri ve Altın Karga alevleri aynı anda patladı, gürleyen alevler aniden tüm kan enerjisinin geri püskürtürken formasyonun her bir köşesini yaktı. Yun Che de havaya uçtu, tüm enerjisi yükseldi. Kılıcı öfkeli bir fırtına oluşturarak kan renkli kaynak formasyonuna ağırca çarptı. 

Boom, boom, boom, boom, boom, boom, boom... 

Milyon kilodan daha ağır olan ağır kılıç Yun Che'nin ellerinde hafif bir ot sapı gibi dans etti. Yüz kılıç savuruşundan sonra yoğun ve kanlı enerji büyük ölçüde karmaşa içine girdi ve çökme belirtileri gösterdi. 

BOOOOM!!! 

Yun Che'nin son saldırısının ardından kaynak formasyonunda büyük bir delik açıldı. Ardıdnan kaçışan alevler aniden yol açarken Yun Che'nin figürü içinden çıktı. Kılıcını savururken Gökyüzü Kurdu ve Anka görüntüleri sırtında aynı anda ortaya çıktı. 

"Anka Gökyüzü Kurdu Kesişi!!" 

"N... Ne?!" 

Yun Che kaynak formasyonunda kapana kısıldıktan sadece beş nefes zamanı sonra formasyon çökmüştü. Bunu gören Wentian'ın yüzü sonunda rengini tamamen kaybetti. 

Daha önce Yun Che tarafından sinsi bir saldırı nedeniyle yaralanmıştı bu nedenle de öfkeli olsa bile bunu rakibini küçümsemesine bağlıyordu. Kesinlikle Yun Che'nin ona karşı çıkacak yeteneğe sahip olduğunu düşünmemişti. Sonuçta o zaman sadece gücünün yüzde yirmisini kullanmıştı. 

Ancak öfkeyle yolladığı siyah kılıç ışınları tüm gücünü içeriyordu ve bunları kullanırken Yun Che'yi parçalara ayırmayı hedeflemişti.... Ardından İlahi Kan Arıtma Kaynak Formasyonunu kullanmıştı ve bunun için iblis kanını bile kullanmıştı, yani kudreti inanılmaz güçlüydü. 

Ama siyah kılıç ışınları Yun Che tarafından tamamen parçalanmakla kalmayıp formasyon da hızlı şekilde onun tarafından kırılmıştı. 

Öfkesi nedeniyle tüm gücünü kullanmasına rağmen Yun Che'yi aşamamıştı!! 

“AAAAAAHHHHHHH!!!” 

Hiddet içinde homurdanan Wentian'ın siyah figürü aniden parladı ve Yun Che'nin saldırısından sıyrıldı. Ama bir karşı saldırı yapmadı. Aksine boğuk sesle haykırdı: "NEDEN?! Kaynak gücün bir ay içinde nasıl bu kadar yükselebilir?!" 

"Bu egemen iki bin yıldır gelişim yapıyor, bin yıldır da plan yapıp hazırlık yapıyor, bin yıldır tüm bu eziyete her gün dayanıyor. Bu Egemen sayısız kişi öldürdü, kan okyanuslarında ıslandı ve sayısız plan için çok fazla zaman harcadı. Kendi bedenimi kan yığınına dönüştürecek kadar ileri bile gidip birçok riske göğüs geldim... Ardından da bu gücü elde ettim!!" 

"Ama sen..." Wentian öfke, şok, güçlü bir içerleme ve kıskançlık ile doluydu: "Sen nasıl... Nasıl oluyor da bir ay içinde bu gücü elde ettin?! Sen... Nereden bu gücü elde ettin? Tam olarak ne deneyimledin!!"