Bölüm 916

avatar
12781 39

Against The God - Bölüm 916


Bölüm 916 - Mutlak Hüküm Mabedinin Yeni İmparatoru

 

Sarayın en uzak ve tenha köşesinde gizlenen Donfang Xiu ve Qin Wushang ansızın Yun Che’nin sözlerini duydular, o kadar şaşırmışlardı ki neredeyse aynı anda yerlerinden sıçradılar.

 

Kara Ay Tüccar Loncası ne tür bir organizasyondu?

 

Kaynak Gökyüzü kıtasının tüm uluslarının kaynaklarının birleşimi İlahi Anka Ulusu bir yana Kara Ay Tüccar Loncasına eşit düzeye ulaşamıyordu. Kara Ay Tüccar Loncasının tarihi temelleri ve statüsü bu altı ulusun uzak zamanlarından geliyordu.

 

Kara Ay Tüccar Loncasının toplam kazancının yüzde otuzu ne türden bir meblağdı peki… bu Donfang Xiu ve Qin Wushang’ın bile kavrayamayacağı türden astronomik bir rakamdı.

 

Dahası Yun Che’nin para transferi katıksız haraç niteliğindeydi, Mavi Rüzgar İmparatorluk Ailesiin hiçbir koşu veya zorluğa zincirlenmişliği yoktu. Doğrusu MAvi Rüzgar İmparatorluk Ailesinin para konusunda hiçbir oluşuma katılmasına gerek yoktu; sadece parayı alacaklardı, sade bir durumdu! Dahası yüzde otuz aldıklarında...bu Kara Ay Tüccar Loncasının derisini yüzmekten çok daha kötü, etlerini kemiklerinden ayrımak gibi bir anlama geliyordu. Dahası bu süreç her yıl tekrar edecekti.

 

Bu kesinlikle Kaynak Gökyüzü Kıtasında şuana kadar yaşanmış en merhametsiz durumdu.

 

Mavi Rüzgar Ulusu her yıl böylesine büyük miktarda bir servet edinirse ulusal güçleri kesinlikle yükselirdi.

 

“Bu… Bu…” Kara Ay Tüccar Loncası Zi Ji’nin tüm yaşamı boyunca çalışmasının ve eforunun sonucuydu. Neredeyse kendi hayatına denk bir oluşumdu. Aynı zamanda ayrıca Yüce Okyanus Sarayını destekleyen yaşam damarıydı. Her yıl yüzde otuzu soyulursa şüphesiz acımasızca kendi etlerini kesmek olurdu. Ayrıca bu her yıl Yüce Okyanus Sarayının etinin yüzde otuzunun kesilerek alınması anlamına geliyordu.

 

“Asgard Ustası Yun, bu….biraz pazarlık etmemiz mümkün mü? Yüzde yirmi… bu yüzde nasıl ?” Zi Ji yüzünde işkence çeken bir ifade takındı. Kim bilir belki de vücudunu saran iblis zehrinden değil de hayatındaki en değer verdiği şey kendisinden alınacağından acı çekiyordu. Dahası bir iş adamı olarak içgüdüsel olarak zararlarını düşürmeye çalışması doğal bir durumdu.

 

“Oh… görünen o ki Bay Zi bu anlaşmadan hoşlanmadı.” Yun Che hafif alaylı biçimde söyledi. “Öyle demek. Karşı çıkmayacağım ve biraz daha pazarlık edeceğim madem. Peki ya şuna ne dersiniz… her yıl yüzde kırk?!”

 

“N….Ne?” Zi Ji’nin tüm bedeni sertçe sarsıldı.

 

Donfang Xiu ve Qin Wushang çok daha şiddetle sarsıldılar.

 

“Ah? Bay Zi hala anlaşmadan memnun değil mi yoksa?” Yun Che hafifçe gülümseyerek sordu.

 

“Hayır… Hayır, HAYIR!” Zi Ji delice ve gergince elini salladı, “Yüzde kırk! Yüzde kırk iyi!”

 

Zi Ji’nin kalbi kanıyordu ve kendinden nefret etme raddesine gelmişti, neden pazarlığa girişmişti ki… Yun Che ile tüm insanların pazarlığını etmeye kalkmıştı!

 

“Çok iyi.” Yun Che memnuniyetle onaylayarak söyledi, “Sadece yüzde kırk. Yüzde yetmiş veya seksen isteyecek değilim. Sonuçta, Ben, Yun Che hala gücünü diğerlerini zor durumda bırakmak için kullanacak biri değilim. Sözümü verdiğimden hadi şunu halledelim.”

 

Zi Ji, “!~@#¥%…” (MMP)

 

Yun Che konuşmasını bitirdikten sonra sol elini uzattı ve zümrüt yeşili temizleme ışığı anında Yüce Okyanus Sarayında iblis zehrinden etkilenmiş herkesi kapladı. Birkaç nefeslik zamanda neredeyse iblis zehrinin tümü temizlenmişti.

 

Acıdan muzdarip insanların bedenlerindeki acı muazzam ölçüde düştükten sonra yavaşça tamamen yok olmaya başlamıştı. Bedenleri iblis zehrine fazla uzun süre maruz kaldığından tamamen iyileşmeleri yine de biraz zaman alacaktı tabii..

 

“Asgard Ustası Yun’a hayatlarımızı kurtardığı için teşekkür ederiz.” Yüce Okyanus Sarayının başında olan birkaç Saygıdeğer Kişi ayağa kalkarak Yun Che’ye doğru eğildi. Ağır bir bedel ödemiş olmalarına rağmen en azından ölümün ızdırap dolu kabusundan kurtulmuşlardı. Ve bu sayede Yüce Okyanus Sarayı kurtulmuştu.

 

Dahası onlar Zi Ji değildi, bu yüzden Kara Ay Tüccar Loncasının her yıllık kazancının yüzde kırkının ne anlama geldiğini net şekilde anlamıyorlardı.

 

“Okyanus Sarayı böylesine büyük bir felaketle karşılaştı, bu yüzden aldığı hasar kesinlikle ağır olmuş olmalı.” Yun Che mülayim bir tonla konuştu. “Hepiniz bu mavi okyanus üzerinde süzülmek istiyorsanız, o halde yavaşça tamir edebilirsiniz. Öyle yapmak istemezseniz.. Ay Katleden İblis Yuvasının güneyindeki kara enerji kaynağı çoktan kayboldu. Bu yüzden koruyucu bariyeri uzun zaman önce dağıtılabilirdi. Yani artık bu yeri gözetlemeniz için hiçbir sebebiniz de kalmadı.”

 

Birkaç Saygıdeğer Kişi liderlerinin arkasında bakıştılar, Saygıdeğer Mor ellerini Yun Che’ye doğru açtı ve söyledi, “Bu mesele konusunda… Asgard Ustası Yun’a bizi bilgilendirdiği için minnettarız.”

 

İblis zehrinin etkisinden kurtulan Zi Ji ağırca ve yavaşça birkaç defa nefes aldı.Kalktığı gibi ölmekte olan Qu Fengyi’ye sarıldı. İfadesi acıyla ve yasla dolu biçimde söyledi, “Asgard Ustası Yun, bu yaşlı adamın size Denizlerin Egemenini affetmeniz için yalvarmaya hiç hakkı yok fakat o…. neredeyse ipin ucunda ve bu yaşamdan göçmek kaderi. Bu yüzden Asgard Ustası Yun’a bu yaşlıyı bırakmasına ve onu sessiz bir yere götürmeye müsaade etmesi için yalvarıyorum…”

 

Şu an Qu Fengyi Zi Ji’nin kollarında kıvrılmış yatıyordu, bedeni kanla kaplanmış ve aurası örümcek ipliği kadar inceydi. Artık eski gücü ve prestijinden eser kalmamıştı. İnsanın kalbini ürperten aurasını artık yayamıyordu. Doğrusu Yun Che bedeninden gelen kaynak enerjisini zorlukla hissedebiliyordu…

 

Xuanyuan Wentian’ın zehirli ve kötücül iblis enerjisi neredeyse Qu Fengyi’nin kayna gücünü tamamen sakatlamıştı.

 

Belki de bu an Qu Fengyi’nin hayatındaki en çaresiz ve zayıf anıydı… Fakat çile çekiyor olsa da en azından sıkıca onu kollarıyla saran bir adam vardı ve bu adam iblis zehrinden muazzam bir acı çekiyor olsa da bir an olsun onu bırakmamıştı.

 

Yüce Okyanus Sarayının etkin güçleri ancak o an karı koca olduklarını hatırlamıştı.

 

Zi Ji Qu Fengyi’ye sarıldı, yüzündeki katı ifadeyle yavaşça yürüyerek uzaklaştı, arkasında tanımlaması zor ıssız bir gölge vardı. Yun Che arkasını döndüğünde Ling’er’i kollarında çaresizce taşıdığı o an zihninde canlandı. Sonrasında sonunda derin bir nefes aldıktan sonra konuştu, “Onu kurtarırsam, karşılığında bana ne vereceksin?”

 

Zi Ji’nin adımları bir anda durdu ve sonrasında donup kaldı. Ardından birdenbire arkasını döndü ve kuvvetlice Yun Che’nin karşısında dizlerinin üzerine çöktü. Sesi şiddetli biçimde titriyordu, “Canımı… Canımı! Onu kurtarmak istediğin sürece, ne olursa olsun.. Bu yaşlı adam Zi Ji’nin canı…. sahip olduğum her şey… istediğin herhangi bir şey… Yalvarırım… Asgard Ustası Yun yalvarırım merhametinizin yüceliğini gösterin. Ben, Zi Ji, borcumu bu hayatımda ödeyemezsem sonraki tüm yaşamımda bu minnet borcunu ödemeyi isterim… Yalvarırım Asgard Ustası Yun merhamet gösterin ve onu kurtarın…”

 

Kollarında uzanan Qu Fengyi’nin dudakları uzulca hareket ederken iki dizi gözyaşı yavaşça gözlerinin kenarlarından süzüldü.

 

“....” Yun Che yüzünü kenara dönerken derin bir nefes aldı. Eğer biri yıllar önce Ling’er’i kurtarabileceğini söyleseydi o zaman o da kesinlikle bu kişinin önünde diz çöker ve hayatı pahasına her şeyini vereceğini söyleyerek ona yalvarırdı…

 

Qu Fengyi’den nefret ediyordu fakat Zi Ji’nin davranışları derinden kalbinin en zayıf noktasına dokunmuştu. İleri doğru uzun adımlar attı ve elini uzatırken mülayim biçimde konuştu, “Senyör Zi, lütfen kalkın. Sonuçta sadece bir küçüğüm bu yüzden sizden böylesine büyük bir nezakete gerek yok… onu yere bırakın, onu kurtaracağım.”

 

Zi Ji’nin ağzı kocaman açıldıktan sonra telaşla söylemek üzere olduğu sözleri yuttu. Bedeni istemsizce bir süre sallandıktan sonra Qu Fengyi’yi tam bir dikkatle yere bıraktı. Yun Che basitçe yanına çömeldi, avuç ayasıyla göğsündeki ölmcül yaraya bastırdı. Zihnini odaklarken sıkı ve saf, yer ile gök enerjisi yavaşça akarken avuç bölgesi Qu Fengyi’nin bedeniyle birleşti.

 

Kısa süre içinde bedeninde kalan iblis enerjisi tamamen dağılmıştı ve neredeyse hızlıca iyileşen bir yaşam enerjisiyle dolmuştu.

 

Fakat tüm süreç boyunca en canlı ifadeyi gösteren kişi Zi Ji idi. Gözleri yerinden fırlayacak gibiyken iki eliyle çaresizce yeri avuçluyordu. Aşırı acı çekiyor olmasına rağmen en ufak ses bile çıkartmaya cüret etmiyordu.

 

Tam yedi dakikanın sonunda Yun Che avucunu Qu Fengyi’nin göğsünden ayırdı. Sonrasında hafifçe nefes verdi. Qu Fengyi çoktan bilincini tamamen kaybetmişti fakat şuan yüzünde şuan önceki solgun halinden eser kalmamıştı.

 

“Şimdilik yaşamsal tehlikesi yok.” Yun Che sakin bir sesle söyledi, “Yüce Okyanus Sarayının temellerini ve kaynaklarını verdiğimden artık kalanı için benim yardımıma ihtiyacın yok. Sadece kaynak damarları ağır ölçüde hasar görmüş, bu yüzden tamamen iyileşse bile kaynak gücü Tiran Kaynak Alemi ya da daha aşağı düşecektir. Dahası yeniden yetiştirmeye başlasa bile ilerleyişi öncekinden çok daha yavaş olacaktır.”

 

Qu Fengyi’nin aurasının öncekinden daha gür olduğunu hissettiği gibi Zi Ji ellerini birleştirerek derince eğilerek teşekkür etti, “Sağ ol…”

 

“Ne bana teşekkür etmene ne de bir şey vermene gerek var.” Yun Che arkasını dönerken söyledi, “Onu senin hatrına kurtarmadım. Kendi hatrı için de kurtarmadım. Kendi hatrım için kurtardım.Hızlıca onu alıp dinlenmesi ve iyileşmesi için daha iyi bir yere götürsen iyi edersin.”

 

Qu Fengyi’yi kaldırdığı gibi Zi Ji Yun Che’nin arkasından derin bir sesle cevapladı, “Asgard Ustası Yun bu büyük bir minnet borcu, size borçlandım, Ben, Zi Ji…. bunu kalan hayatım boyunca asla unutmayacağım!”

 

Zi Ji konuşmasını bitirdikten sonra daha fazla oyalanmadan Qu Fengyi’yi alarak uzaklaştı.Yun Che’ye karşı ne kızgınlığı varsa onun merhametli ve mülayim tavrı karşısında hepsi tamamen uçup gitmişti. Kalbinde kalan tek duygu ona karşı sınırsız bir minnet hissiydi.

 

Yüce Okyanus Sarayının tüm üyeleri aynı fikri paylaşıyordu.

 

“Büyük bir sopayla canlarını çıkardı fakat sonrasında derhal onlara büyük bir nimet ihsan etti… Yun Che sırf kaynak gücü bakımından güçlü değil, insanların kalplerini maniple etmek konusunda da yetenekli.” Dongfang Xiu derince iç geçirerek söyledi. Yine de Yun Che’nin  Qu Fengyi’yi kurtarma nedeninin kalbindeki boşluğu doldurmak olduğunu ve kesinlikle hiç kimsenin kalbini böyle maniple etmenin umurunda olmadığını bilmiyordu.

 

Yüce Okyanus Sarayı üyelerinin hepsi şuan güvendeydi. Yun Che inanılmaz bir lütufta bulunarak kendisine iki defa zarar vermeyi deneyen Qu Fengyi’yi kurtarmıştı.  Diğer taraftan Mutlak Hüküm Mabedi hala iblis zehrinin derin kabusuyla boğuşuyordu. Zi Ji gittikten sonra bakışlarını umutla ve endişeyle Yun Che’ye doğrulturken bolca yalvardılar, “Asgard Ustası Yun, yalvarırız merhametli elinizi kaldırın ve bedenlerimizdeki zehri arındırın.”

 

Yun Che arkasını dönerek inanılmaz soğuk ve kayıtsız bir tonda konuştu, “ Yüce Okyanus Sarayı onların zehirlerini bedavaya temizlemem için hiçbir neden vermedi ve siz de öylesiniz, Mutlak Hüküm Mabedi. Hepiniz neler olduğuna tanıklık ettiniz. Hepinizi bedeninizi yiyip bitiren zehirden kurtarmamı istiyorsanız o vakit kabul edebileceğim koşul ve şartları konuşmaya başlamanız gerekiyor. En azından hayatlarınıza değer bir şeyler olmalı.”

 

Ruhsal Usta Dokuz Lamentations boğuk bir sesle konuştu, “Asgard Ustası Yun’un Mutlak Hüküm Mabedimizi gelecekte kullanması için herhangi bir fikri varsa… kesinlikle… hiçbir şekilde sizi geri çevirmeyeceğiz…”

 

“Buna ihtiyacım yok.” Yun Che anında söyledi. “Mutlak Hüküm Mabediniz ne yapabiliyorsa ben daha iyisini yapabilirim. Ve başaramadığım bir şey olursa o hade Mutlak Hüküm Mabediniz kesinlikle bunu başaramayacaktır. Gelecekte Mutlak Hüküm Mabedinizin yardımının gerekeceğini hiç düşünmüyorum.”

 

“Öhöm öhöm…” Huangji Wuyu bedenini ileri doğru hareket ettirdi fakat bu basit hareketi iki ağız dolusu kan kusmasına neden oldu. Aurası ince ve zayıftı, konuştu, “Ben, Huangji Wuyu seninle yüzleşecek onurum kalmadığının ve yalvarmaya hakkım olmadığının farkındayım. Asgard Ustası Yun’un bize olan öfkesini çözebilecekse derhal kendi canımı almaya razıyım, Asgard Ustası Yun Mutlak Hüküm Mabedine… bir çıkış yolu verdiği sürece.”

 

“Heh, kendi canını almak istiyorsan bu seni ilgilendirir. Lütfen canın ne istiyorsa öyle yap.” Yun Che kayıtsızca söyleyerek yüzünü kenara döndü. “Mutlak Hüküm Mabedinize bir çıkış yolu vermek konusunda ne dediğinizi hiç anlamıyorum. Sizi etkileyen iblis zehri Xuanyuan Wentian’dan geliyor. Benimle hiçbir alakası yok. Yine de sanki ben yapmışım gibi konuşuyorsunuz.”

 

“Kayınbirader.” Xia Yuanba ileri çıktı ve yalvaran bir sesle konuştu, “Birçok hata ve bağışlaman zor olan birçok şey yapmış olsalar da nihayetinde onlar… onlar… sadece Usta gibiler, hepsi dürüst kişiler. En azından hiç kötü bir şey yaptıklarını görmedim. Samsara Aynasının uğruna ,Lord Aziz İmparatorun… sadece tek yanlış bir davranışta bulunduğuna tanık olmuştum fakat bu ayrıca en kötü ve yanlış şeydi…”

 

“Bu yeterli Yuanba.” Yun Che omuzunu sıvazlarken söyledi, “Senyör Antik Mavi senin ustan, yani onu kurtarmak tamamen doğru ve yapılması doğa bir şey. Fakat bu insanlar seninle aynı Mutlak Hüküm Mabedine ait olsalar da onlar ne senin ustan ne de öğrencilerin.Dahası kısa süre önce neredeyse beni ölüme zorluyorlardı bu yüzden onları kurtarmayı kendime görev bellemedim.”

 

“F...fakat…” Xia Yuanba bir anda o kadar endişelenmişti ki ne diyeceğini şaşırmıştı.

 

Fakat o sırada Huangji Wuyu’nun gözleri yırtıcı biçimde parladı. Tüm gücünü ayaklarının üzerinde durmak için kullandı ve Xuanba Yuanba’yı işaret etti, “Yuanba, buraya gel.”

 

Xia Yuanba itaatkar biçimde Huangji Wuyu’nun yanına gitti, fakat tam önüne geldiğinde Huangji Wuyu’nun ifadesinin tamamen kasvetli ve ciddi bir hal aldığını gördü. Sonrasında Huangji Wuyu patlayıcı bir sesle konuştu. “Mutlak Hüküm Mabedi öğrencisi Xia Yuanba, emrini almak için dizlerinin üzerine çök.”

 

“Lord Aziz İmparator.” Xia Yuanba tamamen sersemlemişti fakat telaşla dizlerinin üzerine nedenini bilmeden çöktü.

 

Mutlak Hüküm Mabedinin toplanmış tüm üyleri bunu gördüğünde gözleri parladı ve bir anda neler olduğunu anladılar.

 

Huangji Wuyu İlkel Kaos Göksel Cetvelini sol elinde tuttu, sağ elinde tuhaf altın bir ışıkla parlayan bir mühür tutuyordu. Tuhaf ve antik bir aura altın renkli mühürden yayılıyordu.İlkel Kaos Göksel Cetvelini ve Altın renkli mührü Xian Yuanba’nın önüne getirdi. İblis zehrinden dolayı acı çekiyorken aşırı kasvetli bir tonda konuştu, “On üçüncü Mutlak Hüküm Mabedi Aziz İmparatoru, Huangji Wuyu şu anda Aziz İmparator Mührü ve İlkel Kaos Göksel Cetvelini Kutsal Topraklar Öğrencisi Xia Yuanba’ya devrediyor. Bugünden itibaren Xia Yuanba Mutlak Hüküm Mabedinin On Dördüncü Aziz İmparatorudur.”

 

“Yuanba, mührü ve cetveli al!”

 

Xia Yuanba2nın ağzı bir karış açılırken tamamen sersemlemiş halde orada duruyordu, “Ben…”

 

Yun Che Xia Yuanba’nın sırtına bir şaplak attı, “Almanı istiyorlarsa alsan iyi edersin!”

 

Xia Yuanba ileri doğru istemsizce adımlarken sunulan İlkel Kaos Göksel Cetvelini ve Aziz İmparator Mührünü kolları arasına aldı. Ayrıca tam o anda Mutlak Hüküm Mabedindeki tüm insanlar ona derinen eğildi. Kendi ustası Ruhsal Usta Antik Mavi bile bedenini eğerek ona doğru eğilirken bağırdı:

 

“Aziz İmparatora selam olsun!”

 

_________________








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46036 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr