Bölüm 1018: Beş Yeşim Evren Hapı

''Beş Yeşim Evren Hapı!'' Mu Xuanyin yavaşça tek bir isim söyledi.

“Beş Yeşim Evren Hapı…” Yun Che mırıldandı. Bu açıkça bir tür ilacın adıydı, ama aslında adında “evren” kelimesine sahipti, bu yüzden kesinlikle son derece olağanüstü olduğu hayal edebiliyordu. "Usta, bu mu?”

Mu Xuanyin’in gözleri hafifçe parladı. “Buz kuvvetini yükseltmek için Buz Ankasının hayati yin'ini kullanma fikrini reddettiğin için, Kaynak Tanrı Toplantısından önce İlahi Musibet Alemi ulaşmanı sağlayacak sadece tek bir yöntem düşünebiliyorum. Bu yöntem ise Beş Yeşim Evren Hapı.”

Yun Che inanmaz gibi göz bebeklerini hafifçe kaldırdı, “Beş Yeşim Evren Hapı…… kaynak gücümün iki yıl içinde İlahi Musibet Alemine ulaşmasını sağlayabilir mi?

“Hayır,” Mu Xuanyin başını salladı.

“Asıl nokta bunun mümkün olup olmadığı değil, çünkü kesinlikle gerçekleşecek! Dahası, iki yıl bile sürmez. Eğer bir 'Beş Yeşim Evren Hapı' elde edip, vücudunuzda başarılı bir şekilde rafine edersen, o zaman bu tek hap, kaynak gücünü İlahi Musibet Alemine direkt olarak geçirmek için yeterli olacaktır.”

“...” Yun Che'nin ağzı açık kaldı ama çok da heyecanlanmadı. Bunun yerine, rahat bir sesle konuştu, “Bir 'Beş Yeşim Evren Hapını' elde etmek son derece zor olmalı, değil mi?”

İlahi Köken Aleminden bir kimsenin İlahi Musibet Alemine doğrudan girmesine izin veren bir ilaç. Bu, Tanrı Diyarında bile cennete meydan okuyan bir öğe olarak düşünülebilirdi, bu yüzden nasıl kolayca elde edilen bir şey olabilirdi ki… Eğer böyle olsaydı, Mu Xuanyin ilk olarak bir sürü öğrenciyi feda edecek olan yöntemi önermeyi seçmezdi. Buz Ankasının sahip olduğu hayati yin'lerini.

“Sadece son derece zor da değil. Gerçekte, hayal edebileceğinden çok daha zor ve ilgi çekici. Kar Şarkısı Diyarının tüm gücünü tüketmiş olsan bile, önümüzdeki iki yıl içinde bir tane bulmak cennete yükselmek kadar zor olacaktır!”

Mu Xuanyin, Yun Che'yi şaşırtmayan sözleri soğuk bir şekilde dile getirdi.

“Beş Yeşim Evren Hapını rafine etmeden önce, her biri tamamen farklı bir güç içeren, son derece nadir ve zor elde edilen beş öğeye sahip olman gerekir. Bu beş nesne ise Qilin Boynuzu, Antik Ejderha Kalbi, Orman Ruhu Küresi, Dokuz Yıldız İlahi Buda Yeşimi ve Ölümsüz İmparator Otu!”

İsminden de anlaşılacağı gibi, Qilin boynuzu bir Qilin boynuzuna atıfta bulunuyordu. Yun Che bu diğer isimlerden hiçbirini duymamıştı, bu yüzden ne olduklarını anlayamamıştı bile. Dahası, Qilin olarak bilinen mistik yaratık, yalnızca Kaynak Gökyüzü Kıtası ve Hayali Şeytan Ülkesinin tarihinde var olan bir şeydi. Hiç kimse daha önce var olup olmadıklarını bilmiyordu. Fakat Mu Xuanyin, Qilin boynuzunu seçtiğine göre bu en azından Qilin'in sadece bir efsane olmadığını kanıtladı.

Mu Xuanyin telaşsız bir şekilde bıraktığı yerden devam etti, “Antik Ejderha Kalbi ise basitçe sadece bir antik ejderhanın kalbi. Dahası, bu Antik Ejderhanın yüz bin yıldan uzun süredir yaşamış olması ve kalben bütünleşmiş bir Gerçek Ejderha olması gerekiyor.”

Yun Che’nin başı yukarı doğru sertçe silkildi. “Usta, geçen gün istediğin bütünleşmiş boynuzlu ejderha kalbi, bunun için olabilir mi…”

Antik Tanrının Gömülü Cehennem Hapsinde yaşamış olan boynuzlu ejderha, yüz bin yıl boyunca yaşamış değildi.

“Bu, senin endişelenmen gerekmeyen bir şey!” Mu Xuanyin soğuk bir şekilde onun sözünü kesti, “Boynuzlu bir ejderhanın kalbini başarıyla elde etsek bile diğer dört malzemeyi bulamazsak tamamen işe yaramaz!”

“...” Yun Che tekrar konuşmadı ama kalbinde biraz tuhaf bir his vardı.

“Orman Ruhu Küresine gelince, bu Orman Ruhu Irkının yaşam köküdür, onu yalnızca Orman Ruhu Irkına ait birisinin bedeninden alabiliriz.”

“Orman Ruhu Irkı mı?” Yun Che bu sözler karşısında hayrete düştü. Bu ismi daha önce Jasmine'nin ağzından duyduğunu ve bu ırkın çok güçlü bir doğa enerjisine sahip olduğunu söylediğini hatırladı.

Mu Xuanyin, devam etmeden önce ona baktı, “Orman Ruhu Irkı, elf ırkının bir koludur. Bu dünyada eşsiz olan bir doğa enerjisine sahipler ve aynı zamanda ruh bitkilerinin ve bitkilerin büyümesini hızlandırabilirler. Ancak son derece saf ve özel doğa enerjileriyle karşılaştıramayan şeyse, söz konusu enerjinin saldırı gücünün aşırı derecede zayıf olmasıdır. Bu nedenle, çoğu zaman ruh tıbbını geliştirmeye yardım eden köleler olarak kabul edilirlerdi. Üstelik, hayatlarının kökü sadece Orman Ruhu Küresini içermekle kalmaz ayrıca en saf doğal enerji formudur ve yüksek kaliteli bir malzeme olarak da kullanılabilir. Bundan başka, herkes tarafından bilinen bir başka muazzam etkisi daha var.”

“Hapın kalitesi arttıkça, söz konusu ilaçların rafine edilmesi de güçleşmektedir. Ayrıca, tek bir sefer başarısız olunduğunda, büyük bir kayıpla sonuçlanır. Aslında, yüzlerce veya binlerce yıllık birikmiş malzemenin de tamamen kaybolması mümkün. Ancak, rafine etme sürecinde bir Orman Ruhu Küresinin enerjisini dökersen, başarı oranı muazzam miktarda artar. Orman Ruhu Küresinin içindeki ruhsal enerji ne kadar fazlaysa, bu rafine etmenin başarısı o kadar kolay olur. Bu nedenle, Orman Ruhu Irkının insanları acımasızca köleleştirildi, avlandı ve geriye çok azı kaldı. Orman Ruhu Irkının köleleştirilmesi veya avlanması artık doğru tarikatların gazabını kışkırttığı için hiç kimsenin açıktan yapmadığı bir şey, ancak Orman Ruhu Irkını gizli olarak arayan veya avlayan kaynak uygulayıcıların sayısı hiç azalmadı. Sonuç olarak, Orman Ruhu Irkı uzun yıllar önceden beri yok olmanın eşiğinde."

“... Dünyadaki en saf doğa enerjisinin sahipleri olarak, onlar cennet tarafından korunmuş olmalıydı. Ancak, kendi bedenlerindeki son derece kutsal doğa enerjisinin kabuslarının sebebi olacağını kim düşünebilirdi?” Yun Che hafifçe mırıldandı. Orman Ruhu Irkının yavaş yavaş azalması doğal olarak fiyatları artırmış ve avcıların daha çıldrmasına yol açmıştı.

“Orman Ruhu Irkını avlamak ve öldürmek, diğer dört malzemeyle karşılaştırıldığında cennetin yasalarını ihlal etse de en kolay olanı. Yeterli bir fiyat ödemeye istekli olduğun sürece, alt yıldız alemlerinin kara pazarlarında satın alabilirsin. Ama biri %75'ten fazla ruhani enerjiden oluşan bir Orman Ruhu Küresi bulmak istiyorsa, her zamankinden yüz kat daha zor olur!” Mu Xuanyin kaşlarını birbirine ördü.

''Neden? Orman Ruhu Küresinin içindeki ruhsal enerjinin dağılması çok kolay olduğu için mi?” Yun Che sordu.

“Tamamen haklısın, Orman Ruhu Küresinin en yüksek kalitede siyah yeşim içinde barındırılması gerekir. Yine de, Orman Ruhu Küresi depolandığında manevi enerji genellikle kaybolmaz. Orman Ruhu Küresi çıkarıldığında kaybolur.”

Yun Che, “Çıkarıldığında mı?”

“Orman Ruhu, Orman Ruhu Küresi çıkarıldığı anda ölür. Orman Ruhu Küresinin içerisindeki enerji çok saf olduğundan, Orman Ruhu'nun bedenini terk ettiği anda, kürenin içindeki enerji hızla dağılmaya başlar. Dahası, bir orman ruhu kesinlikle öleceğini bildiğinde, kendi ruh küresini yok edecektir. Durum buyken, manevi enerjinin yüzde ellisinden azını bile korumak zorken, yüzde yetmiş çok daha zor olacaktır. Eğer bir kişi ruhsal enerjisinin yüzde yetmişi veya daha fazlasına sahip olan bir Orman Ruhu Küresi elde etmek istiyorsa, bir Orman Ruhunu saldırının farkına bile varmadan öldürmek zorundadır ve Orman Ruhu Küresini olabilecek en yüksek hızda siyah bir yeşim kutusunun içine saklamalı. Böyle bir durumda bile, ruhsal enerjisinin yüzde seksenini koruyabilmek mümkün olan en iyi senaryodur.”

“Yalnız… bir Orman Ruhunun gücü onlara son derece keskin algılama gücü veriyor. Sonuç olarak, onlar kötü niyet gibi şeylere son derece duyarlıdır, bu yüzden açığa çıkmadan bir Orman Ruhunu avlanmaya ve öldürmeye çalışmak kıyaslanamayacak biçimde zor olan bir şeydir. Hal böyle olunca, Orman Ruhu Küresi manevi enerjisinin önemi neredeyse paha biçilemez ”

“Ayrıca başka bir senaryo daha var. Bu da bir Orman Ruhunun kendi hayatını isteyerek feda etmesi ve Orman Ruhu Küresini kendi bedeninden çıkarmasıdır. Orman Ruhunun canlılığı ile hâlâ bir bağlantısı olacak olması nedeniyle, Orman Ruhu Küresinin ruhsal enerjisinin yüzde yüzü tamamen korunacaktır. Ancak, bu tarz bir senaryo doğal olarak asla gerçekleşmez.”

Yun Che, Mu Xuanyin'in sözlerini ciddiyetle dinlerken başıyla onayladı.

“Dokuz Yıldız İlahi Buda Yeşimi ve Ölümsüz İmparator Otu'na gelince…” Mu Xuanyin'in kaşları bir kez daha kalktı, “Bunlar, tüm Tanrı Aleminde bile son derece zor bulunan hazinelerdir ve pek çok insan bunlar hakkında bir şey bilmez bile. Onların varlığı, anlamaya bile başlayabileceğin bir şey değil. Onları aramak için çoktan başkalarını yolladım. Onları bulup bulumamamız, tamamen iyi şansına bağlı!”

“Öyleyse… peki ya Qilin boynuzu?" Yun Che farkında olmadan sordu. Çünkü Mu Xuanyin'in bahsetmediği tek şey buydu.

“Bu, sana vereceğim görev.” Mu Xuanyin dedi.

Yun Che aniden anladı. “Çoktan bir Qilin boynuzu haberi olabilir mi?”

“Doğu İlahi Bölgesi'ndeki Qilin'ler çoktan yok oldu, bu yüzden insanları Batı İlahi Bölgesine aramaya gönderdim. Ama bundan sonra, bir şeyi tamamen tesadüfen bulmayı başardım. Bulduğum şey, Kar Şarkısı Diyarında hâlâ bir yerlerde tam bir Qilin boynuzunun olmasıydı.” Mu Xuanyin, duygusal bir şekilde “Buz Rüzgar İmparatorluğu olarak adlandırırlan bir yerde, Kar Şarkı Diyarının kuzey bölgesinde.” dedi.

"Buz Rüzgar İmparatorluğu mu?” Yun Che nefesinin altında mırıldandı. Ancak bundan hemen sonra, “Mu Hanyi'nin doğduğu yerin Buz Rüzgarı İmparatorluğu” olduğunu hatırladı.

“Bu doğru.'' Mu Xuanyin başını yavaşça salladı, “Konuştuğumuz Qilin boynuzu bir Buz Qilin Boynuzu ve Buz Rüzgarı İmparatorluğu yaklaşık yüz bin yıl boyunca onu nesilden nesile geçirdi. Onlar onu kendilerinin kutsal eşyası olarak saydılar. Sayısız ulus bu Kar Şarkısı Diyarında yükseldi ve düştü, ancak Buz Rüzgar İmparatorluğu yaklaşık yüz bin yıl boyunca gelişmeyi başardı. Bu yüzden kesinlikle aşırı saygı ve önemle tutulan bir şey. Bu yüzden onu teslim etmeleri doğal olarak zor olacak. ”

“Dahası, yakında Buz Rüzgar İmparatorluğu'nun şu andaki hükümdarının bininci doğum günü olacak. Bu yüzden Mu Hanyi ile birlikte, bu Qilin boynuzunu almak ve getirmek için Buz Rüzgarı İmparatorluğu'na gideceksiniz. Fakat bu Mu Hanyi'nin bile bilemeyeceği bir şey dolayısıyla Buz Rüzgarı İmparatorluğu hiç bilemez. Bunu nasıl alacağına gelince… Bu kendi yeteneğine bağlı olacak.”

Mu Xuanyin basitçe tek bir kelime söylese, Buz Rüzgarı İmparatorluğu kutsal bir şey olup olmadığına bakmadan bunu sunmak için binlerce mil koşardı. Tereddüt etmeye bile cesaret edemezlerdi, bu yüzden nasıl “zor” olabilirdi ki.

Yun Che bundan sonra hemen anladı. Bu açıkça bir sınavdı ve Mu Xuanyin kendisinin gitmesini istediği bir gelişim basamağıydı. Aynı zamanda, onun Tanrı Alemiyle gerçekten temasa geçmesine de izin verecekti - Ne de olsa Tanrı Alemine geldiğinden beri İlahi Buz Ankası Tarikatının dışına bir adım atmamıştı.

"Anlaşıldı." Yun Che, tereddütsüz bir şekilde başıyla onayladı. “Bu öğrenci kesinlikle Ustayı yüz üstü bırakmayacak."

Sonuçta, Kar Şarkısı Diyarının Alem Kralının doğrudan öğrencisiydi. Statüsünü tanıttığında, bir ülkenin imparatoru bile ona hürmet ve saygıyla davranmak zorunda kalırdı. Bir kutsal eşya olsa bile, elde edilmesi çok zor olmamalı, değil mi? Sonuçta, Kar Şarkısı Diyarında kim Kar Şarkısı Diyarının Alem Kralına yüz vermemeye cesaret edebilir?

Bu düşünceler Yun Che'nin kalbinde süzüldü.

"Çok iyi." Mu Xuanyin başını onaylar gibi yavaşça salladı, “Bu sefer Buz Rüzgar İmparatorluğuna gittiğinde, seni korumak için etrafta kimse olmayacak. Yani, sadece Qilin boynuzunu elde etmek zorunda değilsin, aynı zamanda başka bir şeyi daha başarmalısın.”

“Hayatta kalıp geri dönün!”

Yun Che'nin ağzı açık kaldı ama sonra bakışları battı ve başını onaylar gibi bir kez daha salladı. “Evet, öğrenci bunu kalbine kazıyacak.”

Mu Xuanyin elini uzatıp hafifçe salladı, bir beyaz ve kırmızı yeşim taşı şişesi yavaşça uçup Yun Che’nin ellerine indi.

“Beyaz şişe boynuzlu bir ejderhanın nefesini içeriyor.” Mu Xuanyin, “Bingyun onun zehiri tarafından bin yıl önce vuruldu, o zamandan beri onu arındırmayı umarak araştırıyordum. Ama şimdi Bingyun’un vücudundaki zehir tamamen temizlendi, artık bunu saklamanın bir anlamı yok. Sen Gökyüzü Zehir Sedefine sahip olduğun için, zehirleri tutman doğal olarak daha kolay, bu yüzden sana veriyorum.”

“Kırmızı şişede ise boynuzlu bir ejderhanın kanı var.”

Boynuzlu bir ejderhanın kanından bahsederken Mu Xuanyin’in bakışları açıklanamayacak kadar soğuktu ve tek bir dalgalanma bile görünmüyordu. Yun Che'nin karşısında bu bakışını daha önce hiç ortaya çıkarmamıştı. “Bu artık benim bir işime yaramaz. Hmph, belki bunun için bir kullanım yolu bulabilirsin."

Yun Che, boynuzlu ejderhanın kanının dehşetini bizzat şahsen yaşamıştı. Boynuzlu ejderhanın nefesi o kadar zehirliydi ki, İlahi Egemen Aleminin gücüne hakim olan Mu Bingyun'nun neredeyse hayatını kaybetmesine neden oldu, bu yüzden ne kadar korkunç olduğunu hayal edilebilirdi. Konuşmadan önce iki şişeyi dikkatle aldı. “Teşekkürler, Usta… Ayrıca, bu öğrenci Buz Rüzgarı İmparatorluğu'na gitmek için ne zaman ayrılmalı?”

"Hemen şimdi." Mu Xuanyin soğuk bir şekilde yanıtladı.

"Hemen mi?" Yun Che hayrete düşmüş bir sesle söyledi.

“Mu Hanyi, çoktan Buz Ankası Şehrinde olmalı. Onun dışında, bir kişi daha olacak. Oraya vardığında kim olduğunu öğreneceksin.” Buzlu kaşları hafifçe eğildi, “Ne oldu? Hazırlanmak için hâlâ biraz zamana ihtiyacın olabilir mi? ”

“Eh… Hayır, buna gerek yok.” Yun Che hemen başını salladı, “Bu öğrenci şimdi dışarı çıkacak”.

Cennetsel Cehennem Ayazı Gölü'nün etrafındaki bariyer açıldı ve Yun Che derhal ayrıldı ve doğruca Buz Ankası Şehri'ne doğru yöneldi.