Against The God - Bölüm 1020: Buz Rüzgar İmparatorluğu Buz Rüzgar İmparatorluğu

---

 

Bölüm 1020: Buz Rüzgar İmparatorluğu Buz Rüzgar İmparatorluğu

 

“...Lanlan!?” Mu Xiaolan bağırdığı zaman kaynak arkındaki insanlar onların olduğu yöne baktı. Önlerdeki bir çift eş zamanlı olarak kaynak arkından uçup Mu Xiaolan'ın önüne geldiklerinde yüzlerinde memnun bir şaşkınlık vardı.

 

Bu ikisi, Mu Xiaolan'ın ebeveynleri, Buz Rüzgâr İmparatorluğu'nun doğu bölgesinde bağımsız bir alanın bölge lordları ve Kar Şarkısı Diyarının tanınmış Situ Ailesi'nin şu anki liderleri. Bu, Situ Xiongying ve karısı, Bayan Situ.

 

“Lanlan, gerçekten sen misin?” Situ çifti heyecanla tekneye vardıklarında onları selamladılar ve Mu Xiaolan'ın ellerini inançsızlıkla çabucak tuttular.

 

“Lanlan, neden buradasın?” Situ Xiongying'in yüzü sakindi ama yine de heyecanını saklayamıyordu.

 

“Kıdemli Erkek Kardeş Hanyi ile birlikte geldim. Usta özellikle izin verdi, böylece anne ve babama yeniden kavuşabilecektim.” Mu Xiaolan'ın konuştuğu gibi gözleri kırmızılaştı. Gençliğinde, anne ve babasının büyük sevgisiyle büyüdü. Ancak, İlahi Buz Ankası Tarikatı'na girmiş olduğu için, onları son gördüğünden bu yana birkaç yıl geçmişti.

 

“Kıdemli Erkek Kardeş Hanyi mi?” Bu isim... Situ Xiongying’in başlangıçtaki sakin ifadesi aniden değişti. “Bir ihtimal, olabilir mi…”

 

“Ah! Herkesi annem ve babamla tanıştırayım. O Kıdemli Erkek Kardeş Mu Hanyi. Anne ve baba onu daha önce duymuşsunuzdur.”

 

“Mu Hanyi mi?" Situ Xiongyang ve karısı hemen döndü ve Mu Hanyi’ye baktı. Gözleri tamamen onaylama ile doluydu, hatta biraz heyecan ve şaşkınlık vardı. Situ Xiongyang, aceleyle ileri adım atmak için inisiyatif aldı ve övgüyle sözlerine şöyle devam etti: “Yani siz, söylentilerdeki saygın prens Mu Hanyi'siniz. Sadece görünüş ve zarafette değil aynı zamanda yetenekte de eşsiz olduğunuz söyleniyor. Bugün sizi gördükten sonra söylentilerin çok yetersiz olduğunu anladım. Bu yaşınızda kaynak gücünüzün İlahi Musibet Alemi'nin orta safhalarına ulaştığına inanmak neredeyse imkansız.”

 

“Bugün majesteleriyle kişisel olarak tanışmak benim için iyi bir şans.”

 

Eski bir yetişimci olarak, Situ Xiongyang’ın sözlerinin her biri derin bir hayranlık ve şok taşıyordu. Eşi hemfikir şekilde kafa salladı, Mu Hanyi'yi gözlemlerken gözleri parlıyordu. Bunun nedeni, önlerindeki kişinin birçok kişi tarafından Kar Şarkısı Diyarının en yakışıklı kahramanı olduğu iddia edilen Buz Rüzgar İmparatorluğu'nun prensi olmasıydı.

 

“Kıdemli Kardeş Hanyi tarikat içinde bana çok iyi davrandı ve birçok kez bana çok yardımcı oldu. Onun sayesinde Buz Rüzgar İmparatorluğuna geri dönebildim ve annemle ve babama kavuştum." Mu Xiaolan dedi.

 

Situ Çifti bu sözleri duydukça daha da heyecanlandı… ve şaşırdılar. Situ Xiongyang ellerini çırptı ve şöyle dedi: “Majesteleri Hanyi, bu Situ Xiongyang kızım için gösterdiğiniz bakımdan son derece minnettar. Kızımın majesteleriyle çok yakın hale gelebilmesi onun en büyük talihi. ”

 

''Gerçekten de öyle.'' Madam Situ başıyla onaylarken hafifçe güldü ve “Majesteleri'nin yüce ilgisine sahip olabilmek'' kızım gerçekten şanslı. Bir aile olarak yeniden bir araya gelebilmemiz de onun yüce nezaketinden kaynaklanmakta. Minnetimizi majestelerine nasıl gösterebileceğimizi gerçekten bilmiyoruz.” dedi.

 

Mu Hanyi alçakgönüllü bir şekilde bir cevap verdi: “Teyze ve Amca, nasıl böyle şeyler söylersin? Kıdemli bir erkek kardeşi olarak, tabii ki küçük erkek ve kız kardeşlere bakmak zorundayım ... ve bu sefer hemen hemen hiçbir şey yapmadım.”

 

Situ Xiongyang bir kez daha överken başını salladı, “Majestelerinizin doğumu, görünümü, yetenekleri ve inanılmaz başarıları eşsizdir, fakat majesteleri yine de çok alçakgönüllü ve kibar, kibirlilikten hiçbir iz yok. Herkesin seni övmesi şaşılacak bir şey değil. Korkarım ki bir daha asla onun gibi yüce birisini göremeyeceğim.”

 

“Lanlan, henüz tanıştırmadığın bir kişi var. Bu kim?" Madam Situ dikkatini Yun Che'ye çektiğinde sordu.

 

Mu Xiaolan, heyecanlı bir şekilde “Bu kişi Küçük Erkek Kardeş Yun Che…” diyerek Yun Che'nin yanında durdu.

 

“Yun mu?” Mu Xiaolan, Situ Xiongyang’ın kaşları çatıldığında Yun Che’nin ismini söylemeyi yeni bitirmişti. “Bu aile adı oldukça nadirdir. Doğru hatırlıyorsam, sadece Büyük Mavi Kar Bölgesi'nde var. Bir İhtimal?”

 

Yun Che nazikçe nezaketle söylediği gibi ileri adım attı, “Teyze ve Amca, bu küçük Yun Che Kar Şarkısı Diyarın'dan değil daha düşük bir alemden geldi.”

 

“Düşük bir alem mi?” Situ Xiongyang hafifçe başıyla onayladı, ifadesi kayıtsızdı. “Demek öyle.”

 

“Küçük Erkek Kardeş Yun Che daha düşük bir alemde doğmasına ve sadece dört aydan daha kısa bir süredir tarikatta olmasına rağmen, yine de inanılmaz derecede güçlüdür. O...”

 

Mu Xiaolan, Situ Xiongyang tarafından sözü kesildiğinde konuşmayı bitirememişti, “Bu buz teknesi çok soğuk. Lanlan'ımın burada donup ölmesini istemiyorum. Devam etmeden önce kaynak ark'ına gitmeye ne dersiniz? Majesteleri Hanyi, eğer çok basit olmasından dolayı kaynak ark'ımızda sakınca görmüyorsanız, neden gelip bizimle birlikte seyahat etmiyorsunuz?”

 

Mu Hanyi sakince ve kibarca kabul etti, “Hanyi bu nazik teklifinizi kabul eder.”

 

Situ Xiongyang içtenlikle Mu Hanyi'yi davet etti ancak Yun Che'ye nezaketen bile sormadı. Aslında Mu Xiaolan Yun Che'yi tanıttıktan sonra, Situ Xiongyang tekrar Yun Che'ye bakmadı bile.

 

İlahi Köken Aleminin ilk düzeyinde kaynak enerji aurasının olması ve “Mu” soyadının olmamasının yanı sıra Mu Xiaolan'ın küçük erkek kardeşi olarak tanıtımı… Situ Xiongyang'ın gözlerinde, bu sadece Yun Che'nin statüsünün İlahi Buz Ankası Tarikatında Mu Xiaolan'dan çok daha düşük olduğu anlamına geliyordu. Dahası, daha düşük bir alemde doğması, onu bir başka seviye daha alçaltmıştı.

 

"İyi iyi! Uzun zamandan sonra ailemizin kaynak ark'ını özlemiştim.” Ailesiyle yeniden bir araya gelmekten çok memnun olan Mu Xiaolan, coşkulu bir şekilde kaynak ark'ına doğru yol alırken olacaklardan tamamen habersizdi. Yun Che, arkasından sessizce izlerken burnunu buruşturdu.

 

Küçük olmasına rağmen, kaynak ark'ının içindeki süslemeler oldukça lükstü. Üstelik, yanlarında duran hizmetkarların ve gardiyanların sayısı oldukça fazlaydı, bu Situ Ailesi'nin önemli ölçüdeki büyük gücünü gösteriyordu. Elbette, Situ Ailesi çok güçlü olmasaydı, muhtemelen Buz Rüzgar İmparatoru'nun Bininci Doğum Günü Kutlamasına davet edilmezlerdi.

 

Kendi ailesinin kaynak ark'ına bindikten sonra Mu Xiaolan eve dönmüş olduğu için coşkulu ve enerjikti. Yun Che'nin kolunu doğal bir şekilde çekti ve dedi ki, “Tarikatın buz teknesi oldukça güçlü olsa da, ailemin kaynak arkı kadar rahat değil. Küçükken, annem ve babam bu kaynak ark'ını beni soğuk yerlere götürmek için kullanırlardı. Yun Che, düşük aleminde böyle bir kaynak ark'ına binebildin mi?”

 

“Benim alemimdeki kaynak arkı daha yavaş olsa da, pratik olarak buradakilerle aynı,” dedi Yun Che sıradan bir şekilde cevap verdi.

 

Mu Hanyi ile sohbet eden Situ Xiongyang, Mu Xiaolan'a baktığında Yun Che'nin kollarını tutup yüzünde neşeli bir gülümsemeyle çektiğini görünce birden ifadesi karardı. Yun Che'nin omzuna elini koydu, dedi ki, “Küçük Kardeş… Yun Che idi, değil mi? Gel, yürürken biraz konuşalım. ”

 

“Ai? Baba, onunla ne hakkında konuşacaksın?” Mu Xiaolan'ın yüzünde bir şaşkınlık ortaya çıktı.

 

“... Ona birkaç küçük şey sormak istiyorum. Bunun için endişelenmene gerek yok.”

 

Bu sözleri söylerken, Situ Xiongyang zaten çoktan zorla Yun Che'yi yanına sürüklemişti.

 

“Amcam bana ne tavsiyesinde bulunacak?'' Situ Xiongyang’ın ifadesini gözlemledikten sonra, Yun Che, söyleyeceklerini az çok tahmin edebiliyordu.

 

Yun Che ile yüzleştiği sırada, Situ Xiongyang’ın ifadesi aniden kararmıştı “Daha önce yalnızca dört aydır İlahi Buz Ankası Tarikatında bulunduğundan bahsetmişken, Lanlan'ımla ne kadar yakın olduğunuzu görmek, o seni önemseyerek ilgilenmiş olmalı?”

 

"...Evet. Kıdemli Kız Kardeş Xiaolan bana çok iyi davrandı,” dedi. Yun Che kibarca cevap verirken başıyla onayladı.

 

"Hmph!" Situ Xiongyang, onun kaşları ağır bir şekilde çatılırken aniden alaycı bir şekilde güldü, “Lanlan'ımın karakteri saf ve kibar ama yine de tek kızım ve Peri Bingyun'un tek öğrencisidir. Onun statüsü senin karşılaştırılamayacağın ve gelecekteki başarıları asla ulaşmayı umamayacağın şeylerdir. Gülünç ve saçma bir fikrinin olmaması daha iyi olur! ”

 

“...” Yun Che, “Amca, bir şeyi yanlış mı anladın?” diye cevapladığı gibi yavaşça nefes verdi.

 

"Yanlış anlaşılma mı?" Situ Xiongyang alaycı bir şekilde güldü, “Hmph. Evlat, senden on kat daha büyüğüm. Düşüncelerini gerçekten gözlerimin önünde gizlenebileceğini mi düşünüyorsun? Tarikata yeni girmiş birisisin. Düşük kaynak gücün ve düşük bir alemde doğmuş olmanla Lanlan ile buraya gelmen için onu takip etmeye çalışmak dışında başka bir nedenin olabilir mi? ”

 

“Hayal etmemen gereken şeyler hakkında hayal kurmayı hemen bırakmalısın. Lanlan senin asla layık olmayacağın biri. Aksi halde… zamanı geldiğinde, seni uyarmadığım için beni suçlama!”

 

Situ Xiongyang sert bir biçimde dönüp ayrılmadan önce Yun Che'ye dik dik baktı.

 

Yun Che tamamen sessizdi.

 

Situ Xiongyang, Yun Che'yi onun sözleri ve eylemleri yüzünden sabırsızca uyarmamıştı, uyarmıştı çünkü Mu Xiaolan Yun Che'nin kolunu son derece doğal bir şekilde çekmişti… bu bilinçsizse yapılmış samimiyet eylemi açıkça Situ Xiongyang için bir tehlike göstergesiydi.

 

En son birlikte olduklarından beri uzun bir zaman geçtiğinden Mu Xiaolan ve annesinin birbirlerine söyleyecekleri çok şey vardı. Situ Xiongyang, Yun Che'yi yanına çekip onu azarladıktan sonra, zamanının geri kalanını Mu Hanyi ile kaynak arkında sohbet ederek ve ona dalkavukluk ederek geçirdi. Bu sırada, Buz Rüzgar İmparatorluğu topraklarına ve merkezdeki saraya doğru hızla ilerlediler.

 

“Yun Che, babam az önce sana ne dedi? Gerçekten gizemli görünüyordu,” Mu Xiaolan gizlice bir ses iletimi aracılığıyla Yun Che'ye sordu.

 

“Ah, baban senin bana ihanet etmek istediğini söyledi,” dedi Yun Che halsiz bir şekilde.

 

“Sen… tarikat ustasının doğrudan öğrencisi olduktan sonra bile, hâlâ böyle saçmalıyorsun. Seninle uğraşmak için çok tembelim, hmph!”

 

Bir süre sonra, Mu Xiaolan ona başka bir ses iletimi daha gönderdi, “Eh? Az önce seni statü bakımından anneme ve babama tanıştırmayı unuttuğumu fark ettim. Böyle önemli bir mesele… ”

 

“Yapmazsan en iyisi olur,” dedi Yun Che, “Babanın kalbi için endişeleniyorum.” diye zayıf bir şekilde cevapladı.

 

Mu Xiaolan, “???”

 

Dışarıdan esen bir rüzgar gibi, kaynak arkı saraya sonunda vardı. Dışarıdan göz atan biri, ana girişin önünde duran yüzlerce insanın etrafını çevrelediğini, başının üstünde altın bir taç olan gümüş giysili bir figür olduğunu görebilirdi… bu açık bir şekilde şu anki Buz Rüzgarı İmparatoru idi - Feng Huita!

 

Situ Xiongyang bir anlığına hayrete düşmüştü, ama sonra hızlıca Mu Hanyi'ye doğru şöyle dedi: “İmparator, sizin yüceliğinizi duyduktan sonra dönüşte sizi kişisel olarak karşılayacağı için son derece hevesli olmalı.”

 

Mu Hanyi gülümsedi ama cevap vermedi. Kalbinde, kraliyet babasının kişisel olarak onları karşılamaya gelmesinin nedeninin, babasına İlahi Buz Ankası Tarikatı'nın iki saygın konuğuyla birlikte geldiğini anlattığından dolayı olduğunu biliyordu.

 

Kaynak arkı alçalırken, Situ çifti kaynak arkından çıkıp aynı anda onları selamladılar. “Situ Xiongyang, Majesteleri Buz Rüzgarı İmparatorunu selamlıyor. Majestelerinin uzun ömürlü olmasını ve imparatorluğunun artan refahı için dua ediyoruz.”

 

Her ne kadar Situ Xiongyang bir bölgenin bağımsız hükümdarı olsa da, toprakları Buz Rüzgarı İmparatorluğu'nun sınırlarını sadece hafifçe aştığından, hâlâ biraz saygı göstermek zorundaydı.

 

“Demek bu Bölge Lord'u Situ idi. Gelin, Gelin." Feng Huita, çiftin yükselmesi için kişisel olarak ileri adım atarak onları çağırdı.

 

“Buz Rüzgarı İmparatoru,” Situ Xiongyang ayağa kalkarken gülümsedi, “Şuna da bakın kimin geldiğini görüyorum.”

 

Konuştuğunda vücudunu hafifçe hareket ettirdi, böylece Mu Hanyi kaynak arkından yeni çıkan Mu Xiaolan ve Yun Che'yi açığa çıkardı.

 

“Yi’er!” Mu Hanyi'yi görünce Feng Huita’nın sesi aniden sevinçli bir şaşkınlığa dönüştü.

 

“Kraliyet Kardeşim!” Feng Huita'nın arkasından, benzer bir şekilde gümüş kıyafetler giymiş kraliyet auralı bir genç daha bağırdı. Mu Hanyi'nin büyük erkek kardeşi Feng Hange, Buz Rüzgârı İmparatorluğunun veliaht prensinden başkası değildi.

 

Mu Hanyi hızlı adımlarla ilerledi, zemine diz çöktü ve dedi, “Bu evlat Kraliyet Baba ve Kraliyet Kardeşini selamlar! Ikinize de en son saygı gösterdiğimden beri çok uzun zaman geçti, bu Hanyi utanıyor ve üzgün.”

 

“Geri dönmüş olman yeterli.“ Feng Huita Mu Hanyi'yi elinden tutarak yerden kaldırdı. Mu Hanyi'ye doğru bakarken, imparatorun gözleri hafifçe nemlendi.

 

Mu Hanyi'nin utanç içinde konuşurken başını halen alçalmış şekilde düşük tutuyordu, “Bu oğul, Krallığa ve Kraliyet Babasına şan ve söhret getirmek için Alem Kralı'nın doğrudan öğrencisi olmayı deneyerek gayret göstermeye odaklandı ve bu yüzden uzun zamandır evine dönmedi. Fakat… Ben çok işe yaramazım. Başarısız oldum ve Kraliyet Babamı utandırdım.”

 

“Ah, bunun gibi bir şeyi nasıl söylersin?” Feng Huita nazikçe başını iki yana salladı, “Çocuğumuz Alem Kralı'nın doğrudan öğrencisi olmaya yetecek kadar yetenekli olmasa bile, yine de Kar Şarkısı Diyarındaki yüz binlerce insandan çok daha iyi.” Feng Huita, Hanyi'nin arkasındaki benzer şekilde İlahi Buz Anka Tarikatı'nın kıyafetini giymiş olan Mu Xiaolan ve Yun Che'ye doğru baktı... “Bu ikisi… seninle birlikte gelen İlahi Buz Ankası Tarikatın'dan değerli konuklarımız mı?”

 

Mu Hanyi, “gerçekten öyle,” diye cevaplarken duygularından hızlıca kurtuldu. "Onlar bu ikisi. ”

 

Mu Hanyi tam onu tanıtacakken, Yun Che çoktan ilerleyip kendini tanıtmıştı, “Buz Ankası öğrencisi Yun Che, Buz Rüzgarı İmparatoru'nu selamlıyor.” dedi.

 

“Ah…” Mu Xiaolan, “Buz Ankası öğrencisi Mu Xiaolan, Buz Rüzgarı İmparatoru'nu selamlıyor” diye bir an için tereddüt etti.

 

İkisinin auralarını algıladığı gibi, Feng Huita aklında inanılmaz derecede umutsuzluğa düştü. İkisi de gerçekten de İlahi Buz Anka Tarikatı'ndan geliyordu, ama nasıl değerli misafirler olarak düşünülebilirlerdi ki? Statülerinin Mu Hanyi'den çok daha düşük olduğu açıktı. Daha önce bilmiş olsaydı, bu tarz bir beklenti ve korkuyla nasıl olurda onları kişisel olarak karşılayabilirdi ki?

 

Her şeye rağmen, o hiçbir umutsuzluk kırıntısı göstermedi ve hafifçe güldü ve dedi, “İlahi Buz Ankası Tarikatı'ndan geldiğiniz için doğal olarak benim Buz Rüzgarı İmparatorluğumun saygın konuklarısınız. Bölge Lordu Situ, yanlış tahmin etmiyorsam, bu Mu Xiaolan senin kızın olmalı değil mi?”

 

Situ Xiongyang cevap verirken güldü, “Haklısınız. Buz Rüzgarı İmparatoru olduğunuza hiç şüphe yok, gözleriniz gerçekten her şeyi görebiliyor.”

 

“Çok genç olmasına rağmen yine de Mu soyadını kazanabilmiş. Geleceği gerçekten sınırsız.” Feng Huita, söylerken gülümsedi “Bölge Lordu Situ, böyle bir kıza sahip olmakla kutsanmışsınız. Katılıyorum, katılıyorum.”

 

Feng Huita ve Feng Hange'nin kişisel olarak sıcak karşılamasıyla, bir grup insan saraya girdi.

 

Mu Hanyi bir gün geç kaldığı için, oraya vardıklarında doğum günü kutlaması çoktan başlamış ve iki saattir devam ediyordu. Bu nedenle ana salon çoktan misafirlerle dolmuştu. Üstelik, bu konukların hepsi davet edilmiş olduğundan, onlar Kar Şarkısı Diyarı'ndaki doğal olarak tüm büyük figürlerdi.