Cam Göbeği Ormanı Kasabası yaklaşık olarak Uçan Bulut Şehri'nin 200 kilometre batısında yer alıyordu. Her ne kadar çok uzak bir yerde yer alsa da kasabada yaşayan çok sayıda insan vardı ve zaman zaman yolculuk eden insanlarda geliyordu. Burası Uçan Bulut Şehrinden Yeni AY Şehrine gitmek için geçilmesi gereken bir yer olarak düşünülebilirdi.
Kavurucu güneş ve güneş ışınları yüzünden çatlaklarla kaplanmış yer insanları normalden daha tedirgin yapmıştı. O anda 6 kişilik bir grup kasabanın sokaklarında göründü. İlki ve liderlik eden kişi büyük ve korkutucu bir yapıya sahip 1.5 metre uzunluğunda bronz bir pala taşıyan biriydi. Yüz hatları şeytaniydi ve gözlerinden kötü niyet yayılıyordu. Arkasında ki kişiler de hayvan derisinden yapılmış ceket giyiyor ve kılıç, gürz, bıçak ve benzeri silahları kullanıyorlardı.
Onların görünüşleri sokaktaki atmosferi anında germişti. Yoldan geçenler hızlıca sokağın kenarlarına gitmişlerdi ve yüzleri korkudan buruşmuşken daha tedbirli davranıyorlardı... Sadece 6 kişilik grup kasabada ki küçük bir hana girdiklerinde rahatlayabilmiş ve aceleyle uzaklaşmışlardı.
Bang!!
Gümüş bir zırh giyen iri yarı bir adam büyük bir palayı neredeyse yetişkin bir adam büyüklüğündeki bir adama çarparak onu hanın ortasında ki en büyük masaya uçurdu ve ardından bağırdı. "Bu masa artık bu büyükbabaya ait. Ölmek istemiyorsanız defolun."
İçkileriyle eğlenen 4 kişi tam öfkelerini ifade edecekti ancak iri yarı adamın yüzünü gördüklerinde yüz renkleri hızlıca değişti. Masadan itaatkar bir şekilde kalkarlarken bir kelime bile etmeye cesaret edemediler. Daha sonra masanın üzerindekiler kıran bir kükreme sesi geldi "Handa ki en iyi yiyeceklerin hepsini getirin."
Hancı çoktan onları karşılamaya gelmişti. Masanın üzerinde ki tabak ve bardak kalıntılarına bakınca sanki kalbinin kanadığını hissetti. Ancak yine de kendini zorlayarak gülümsedi ve "Gümüş....Gümüş Ejderlerin genç efendileri lütfen biraz bekleyin. İçecek ve yiyecekler yakında gelecek. Çok yakında..." Dedi.
Bu 6 kişilik grup Cam Göbeği Ormanı Kasabasının kötü şöhretli Gümüş Ejder Paralı Asker grubuna aitti ve büyük palayı taşıyan iri yarı adam onların lideri ve kendine "Gümüş Ejder" ismini veren Yin Long idi. 40lı yaşları biraz geçmesine rağmen kaynak gücü aslında 2.seviye Gerçek Kaynak Alemine ulaşmıştı. Cam Göbeği Ormanı Kasabasında 4.seviye Başlangıç Kaynak Aleminde olan biri bile güçlü olduğu düşünüldüğünde o kuşkusuz ki burada aşılmaz bir varlıktı. Bu nedenle Gümüş Ejderler kasabanın en güçlü paralı asker grubu olarak biliniyor ve sanki kanunlar yokmuş gibi davranıyorlardı. Ve tabi ki kimse onları kışkırtmaya cesaret edemiyordu. (Ç.N: Yin Long Çince de Gümüş Ejderle aynı şekilde söyleniyormuş ek bilgi olsun :D )
6 kişilik grup oturduklarında diğer 5 üye yağcılığa başladı. Altısının konuşması, gülüşleri ve küfürleri tüm hanı doldurmuştu. Onlar böyle kanunsuz şeyleri yapmaya çok uzun zaman önce başlamışlardı. Çevrede ki müşteriler Gümüş Ejderin zulmü yüzünden çok korkmuşlardı ve kimse ihtiyaçlarını söylemek haricinde konuşmaya cesaret edemiyordu.
O anda 5 kişiden oluşan başka bir grup handa görüldü. Bir bakışta grubun liderinin 20li yaşlarda vasat bir vücut şekli olan ve sade görünüşlü bir genç adam olduğu anlaşılıyordu. Ancak yüzüyle tutarsız olarak giyim tarzı kıyaslanamayacak şekilde müsrifti ve şehirdeki tüm insanlar onun giydiklerine uzun bir süre kıskançlıktan taşan gözlerle bakabilirdi.
Hanın önünde durarak sanki dikkat etmesini bile hak etmeyen hayvanlara bakıyormuş gibi olan inanılmaz kibirli bakışlarıyla içeridekileri süzdü. Daha sonra kaşlarını eğdi ve soğukça homurdandı. (Ç.N: bu bana birini hatırlatıyor :D )
Onun arkasında ki 17-18 yaşlarında ki bir genç adam hızlıca öne çıktı ve ona doğru başını eğip özür dileyici bir gülümseme ile birlikte "Genç Lider Xiao uzak diyarlarda ki tüm hanlar buna benziyordur. 50 kilometre içinde iyi olan bir han bulmamız mümkün olmayacak. Lütfen biraz katlanın." Dedi. (Ç.N: biliyordum başka böyle bir kibir budalası yok :D )
Bu 5 kişi beklenildiği gibi Xiao Kuangyun, Xiao Moshan, Xiao Ba, Xiao Jiu ve Xiao Klanından getirilen Xiao Chengzhi idi. Onlar Uçan Bulut Şehriyle Xiao Tarikatı arasında ki yoldalardı.
Xiao Chengzhi tüm bu yol boyunca çok mutluydu. Xiao Tarikatına gittiğini düşündüğünde uykusunda bile gülüyordu. Xiao Kuangyun'in önünde her zaman yalakalık yapıyordu. Ona karşı en ufak bir hata bile yapmak istemiyordu.... Eğer ona tatmine dici bir şekilde hizmet edip ondan övgü alırsa daha sonra Xiao Tarikatında bile istediği gibi yaşayabilirdi.
"Hmph!" Xiao Kuangyun yeniden homurdanıp içeri ilgisiz bir bakış attı ve sonunda içeri girdi.
Xiao Chengzhi hemen koştu ve en iyi yerde ki masaya gittikten sonra çömelip kollarıyla tahta sandalyeyi temizledi. Daha sonra Xiao Kuangyun'a hayranlık içinde bakıp bağırdı. "Mal sahibi. Hemen tabak çanağı getir.... Ve elindeki en iyilerini seç"
Xiao Kuangyun'in grubu içeri girdiklerinde çoktan Gümüş Ejder Paralı Asker Grubundan 6 kişinin bakışlarının hedefi olmuşlardı. İçlerinden biri küçümseyici bir şekilde gülerek "Ha! Bu küçük velet oldukça vahşi davranıyor. Bizi gördüğünde takındığı ifadeye bak. Tsk! Tsk!" Dedi.
"Büyük ihtimal etrafta gezintiye çıkmış zengin ailelerin birinin liderinin oğludur. Sulu derisine ve etlerine baksana sanki biraz sıksan su sızdıracak gibiler. Ama o bizim bölgemizde karışıklık çıkarmaya cesaret ediyor. "ölüm" kelimesinin nasıl yazıldığını bilmiyor mu?"
"Patron gidip onlara kimin bölgesinde olduklarını öğretmemi ister misin? Hangi zengin ailenin liderinin oğlu olması kimin umurunda bizim bölgemizde bize itaat etmesi gerek."
“PAAAA!”
Yin Long yediği tavuk budunu büyük bir güçle çarptı ve palasını alarak "bu babacığın onları bizzat selamlamaya gitmesine izin verin. Onun giydiği kıyafetleri sevdim eğer oğluma götürürsem kesinlikle çok mutlu olacaktır." Dedi.
Konuştuktan sonra palasını taşıyarak Xiao Kuangyun'in masasına gitti ve 3 adım uzaktan palasıyla masayı parçaladıktan sonra sert bir ses tonuyla "Velet! Elbiselerin oldukça temiz gözüküyor. Ancak senin utanç verici bedenine bakınca senin tarafından giyilmeye utanıyor olmalılar. Hemen onları çıkar." Dedi.
"Soyun! Şimdi çıkar onları! Beni duydun mu?"
"Eğer soyunmak istemiyorsan biz sana yardımcı oluruz."
"Eğer patronumuz seni kişisel olarak soyundurursa hiç nazik olmaz hahahaha."
Gümüş Ejder Paralı Asker grubunun üyeleri dalga geçmeye devam ettiler. Handa ki diğer insanlar uzaklaşıp Xiao Kuangyun'a acıyarak bakıyorlardı. Hancı ve görevlilerde daha uzakta saklanıyor ve onları durdurmaya cesaret edemiyorlardı.
Ama beklenenin aksine Xiao Kuangyun ve masasındakiler ünlü Gümüş Ejderler grubuyla karşı karşıya olmalarına rağmen ürkütücü bir şekilde sakinlerdi. Xiao Kuangyun ellerini uzatıp iğrenerek şarapla lekelenmiş elbisesini temizledi ve soğuk bir şekilde "Hepsinden kurtulun" dedi.
"En? Kurtulmak? Demin ne dedi?"
"Hepinizden kurtulacağını söyledi. Ahahahahhah...AHH!"
Gümüş Ejder paralı asker grubundakilerin alaycı sesleri aniden acı içinde ki çığlıklara döndü. Xiao Ba'nın bedeni yıldırım gibi ileri çıktı ve en çok ses çıkaran 3 kişiyi havaya uçurdu. Ardından *kacha kacha* diye kemik kırılma sesleri duyuldu.
Yin Long'in barbarca gülümsemesi anında yok oldu. Geriye doğru bir adım atladı ve dehşete düşmüş bir ifadeyle "Ruhsal.....Ruhsal Kaynak Alemi..." Dedi. (Ç.N: bundan sonra bir kez daha yapacağım birkaç bölüm ileride bunu ondan sonra eklersem bölümün sonuna ekleyeceğim. Kaynak alemleri : Temel<Başlangıç<Gerçek<Ruhsal<Yeryüzü<Gökyüzü<.....)
"Ruhsal Kaynak Alemi" sözü duyulduğunda sanki handa bir bomba patlamış gibi oldu ve herkes sarsılıp suskunlaşmıştı. Sadece tarikatlar ve büyük şehirler böyle güçlü kişilere sahipti. Ve bu küçük kasabada kimse hayatları boyunca onların hiç görmediği sadece en çılgın rüyalarında var olan bir seviyeydi.
Yin Long konuşmayı bitirdiğinde paralı askerlerden 2 si Xiao Ba'nın avcunu sallamasıyla 10 metreden fazla uçtular ve bilinçsiz bir şekilde yere düştüler. Yin Long'i tüm bedeni titreyip dizlerinin üzerine düştü ve aşırı halsiz bir şekilde "Ö...Öz...Özür dilerim. Gözlerim görmekte başarısız oldu...Sizin gibi yüce varlıkları tanıyamadım. Ben.....ben ölmeyi hak ediyorum... ölmeyi hak ediyorum." Dedi.
Eğer karşısındakinin Ruhsal Kaynak Aleminde olduğunu bilseydi ölecek bile olsa onu kışkırtmayı denemezdi.
"Kurtulun ondan." Xiao Kuangyun soğukça söyledi.
Bunu duyduktan sonra Xiao Ba elleri aşağıya doğru kaydı ve acı çığlıkları içinde Yin Long'in kollarını parçaladı.
O anda genç birinin bedeni hanın kapsısında göründü. (Ç.N: Düşündüğüm şey olmasın lütfen :D )
Yun Che Uçan Bulut Şehrinden ayrıldığında aklında bir hedef yoktu. Xiao Lie'den aldığı tableti düşünerek etrafa sorup kasıtlı olarak Yeni Ay şehrine doğru yöneldi. Büyük ve kalabalık bir yere ulaşması gerekiyordu böylece damarlarını düzeltmek için gerekli olan şeyleri bulma şansı artardı.
Bünyesi zayıftı ve sahip olduğu az parayı da at alarak harcamaya dayanamadığından gerçekten çok yavaş bir hızla yürüyerek yolculuk yaptı. Cam Göbeği Ormanı Kasabasına geldiğinde son derece aç ve yorgundu. Sokağın kenarında ki hanı gördüğünde sahip olduğu az kaynak sikkelerine bakıp kendini küçümseyen bir gülümsemeyle hana doğru ilerledi.
Kapıya geldiğinde domuz kesimine benzeyen bir ses duydu. Sesin ardından aniden Xiao Chengzhin'ın yanında Xiao Kuangyun ve Xiao Moshan'ın yan yana oturduğunu gördü.... Aniden durup arkasını döndü ve aceleyle uzaklaştı. Ama tam arkasını dönmüşken Yin Long'in kollarını parçaladığı yönün olduğu yere şans eseri bakan Xiao Ba'nın yüz rengi aniden değişti.
"Hancı bu göz zevkini bozan şeyleri al ve dışarı at." Xiao Kuangyun soğukça homurdandı. Karıncalardan daha düşük çöpler aslında onu yemeğini mahvetmeye cesaret etmişlerdi.
"Ah......evet, evet, evet, evet, evet." Hancının tüm bedeni sallanıyordu ve panik içinde başıyla onaylıyordu. Çalışanlarıyla beraber dikkatlice Gümüş Ejder paralı asker grubunun üyelerini dışarı taşıdılar.... Yin Long 2.seviye gerçek kaynak aleminde olduğundan kasabadaki kimse ona karışmaya cesaret edemiyordu. Ama bu son derece küstah ve acımasız gencin rasgele bir hizmetkarı bile Ruhsal kaynak alemindeydi. Nasıl onun dediklerine biraz bile olsa karşı gelmeye cesaret edebilirlerdi?
"Genç Efendi." Xiao Ba yavaşça Xiao Kuangyun'ın yanına geldi ve kulağına birkaç cümle fısıldadı.
"En? Xiao Klanından kovulan işe yaramazdan mı bahsediyorsun?" Xiao Ba'nın dediklerini duyduktan sonra Xiao Kuangyun küçümseyerek gülerken kaşlarını büzdü ve "Çok iyi. Onun varlığını neredeyse unutmuştum ve cennet bile onu bana sunuyor... Xiao Ba git ve benim için onun yüzünü dağıt." Dedi.
"Tarikat lideri tarikatın otoritesini yabancıları ezmek için kullanmamanızı söyledi." Xiao Moshan sakinlikle söyledi.
"Hmph! Xiao Klanının işe yaramayan veledi beni halkın önünde utandırdı. Onun cenaze törenini şehirde yapmamak zaten yeterince merhametli bir şeydi. Xiao Ba onun yüzünü dağıttıktan sonra dilini de kes. Çok iyi bir konuşmacı değil mi? Bundan sonra nasıl konuşacağını görmek istiyorum!" Xiao Kuangyun alçak sesle konuştu.
O gün Xiao Klanında Yun Che onun kurduğu tüm komployu parçaladı ve konuştuğu her cümleyle onun yüzünü tokatladı. Nasıl kalbinde hiç kin duymamış olsun? Yun Che'nin yüzünü dağıtmak istemesi tabi ki kıskançlıktandı.... Kendisinin bile elde edemediği Xia Qingyue'nin onunla evlenmiş olmasını kıskanıyordu.
Xiao Moshan daha fazla konuşmadı. Xiao Ba sessizce başıyla onaylayıp sabit bir şekilde hanın dışına doğru yürüdü ve Yun Che'nin gittiği yöne giderek onu kovalamaya başladı.
----------------ÇEVİRMEN NOTU----------------
Olaylar olaylar :D Bu arada ismini vermek istemeyen birisi bir bağış attı. Onun attığı bağış için 3 4 bölüm çevirmem gerekiyor ama 3 4 çevirince konu yarıda kalıyordu bende biraz daha uğraşıp tam olarak bitirmeye uğraşacağım tahmin ettiğim gibi biterse inşallah yarın çok güzel yerlere gelmeye başlayacağız :D
Yun Che'ye ne olacak? Xiao Ba yüzünü dağıtabilecek mi? Dağıtırsa nasıl bir değişiklik yapacak? Başarılıysa estetik cerrahisi değişir mi? Bölümün isminde neden Jasmine yazıyor? Jasmine ne yada kim? Merak mı ediyorsunuz? O zaman bekleyin okuyun ve öğrenin...
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..