Bölüm 152: Altın Ölçek Ejderha Dönüşüm Tableti

avatar
15232 40

Against The God - Bölüm 152: Altın Ölçek Ejderha Dönüşüm Tableti


 

Çeviren: Black Wall – Düzenleyen 1ghostdreamer – Yayıncı: Useless

 

‘’Savaşa devam etmeye gerek yok’’ Qin Wuyou yürüdü. Her ne kadar merhametli hareket etmiş olsa da Murong Yi’inin yaraları hala hafif değildi ve savaşmak için enerjisi yoktu. ‘’ Yun Che ezici bir zafer kazandı.’’

 

O, Yun Chenin üçüncü saldırında merhamet etmiş olmasaydı, ağır kılıcın gaddarlığı ve eşsiz gücü karşısında neredeyse Murong Yi nin neredeyse tükenmiş olan kaynak enerjisini dağıtacağını ve onu bir et köftesi haline getirebileceğini açıkça görmüştü.

 

Yun Che derebeyi devasa kılıcı sakladı, hafif bir gülümseme ile orada durdu ve bir daha konuşmadı.

 

Tüm sahne kaybolmuştu, çökmekte olan bir harabe yığını haline gelmişlerdi. Çevrede ki öğrencilerin her birinin gözlerinde derin bir şok ve yüzlerinde asılı olan bir güvensizlik vardı. Qin Wuyou sonucu açıkladığı zaman tezahürat yerine ortamda öldürücü bir sessizlik vardı.

 

Gerçek kaynak âlemi ikinci seviye bir uygulayıcıyla, gerçek kaynak âlemi dokuzuncu seviyede olan iki uygulayıcı arasında ki çatışma, bu savaşta,  kaynak gücü farkı kıyaslanamayacak şekilde büyüktü, kimsenin aklında bu savaşın sonucu ile ilgili bir gerilim yoktu, onlar sadece bir iç saray öğrencisinin ihtişamına tanık olmak ve kibirli bir öğrenciyi ezdiğini görmek için gelmişlerdi. Onlar kendi yeteneklerini abarttığını düşünerek yun Che ile alay etmişlerdi aptal ve aptalca olduğu için ona gülmüşlerdi. Hatta boş zamanlarında tartışmalar için kahkaha kaynağı olmuştu. Entelektüel ve zihinsel üstünlük duyguları olduğunu düşünerek zevk için alay etmişlerdi…

 

 

 

Bugün gözlerinin önünde şok edici gerçek ortaya çıkmıştı. Birkaç ay boyunca alay ettikleri bu kişi, zaten hayal edemeyecekleri yükseklikten onlara bakıyordu. Söyledikleri tüm laflar için dış saray öğrencilerin birçoğu utandı ve kızardı. Kalabalığın içerisinden sadece birkaç kişi bir boşluk bulup bağırarak özür diledi.

 

Herkes Yun Che ye boş gözlerle yerini maçtan önce aşağılamayla olmuş şimdiyse saygılı gözlerle bakıyorlardı, gözlerinde o şok ve örnek aldıkları bir hale gelmişti. Tüm yedi seviye mesafeyi aştı ve ağır bir kılıç kullanarak tüm arenayı sallamış ve rakibini etkisi altına almıştı, onların gözünde mevcut Yun Che bir idol karakter haline gelmişti. Bu dünyayı bile sarsabilecek üç saldırı herkesi şok içerisinde bırakmıştı.

 

‘’çok… Çok güçlü! Önceden ben sürekli onunla alay etmiştim… Ben gerçekten çok gülünç biriyim.’’

 

‘’ gerçek kaynak âlemi dokuzuncu seviye bir gün ulaşacağım ama yedi seviye üstünde ki rakibi yenebileceğimi düşünmüyorum… Bu gerçek bir güç! Ben hayatımda böyle muhteşem bir şeyi gerçekleştirebileceğimi sanmıyorum. Bu genç kardeş yun… Çok, çok korkutucu.’’

 

‘’ bu ağır kılıç, erkekler için çok gösterişli bir silah… Hangi orospu çocuğu ağır kılıçların bir çöp olduğunu söyledi ki… Bunu yapmayacağım… Başka bir silah kullanarak gelişmek istiyorum! Ben hemen orta saraya silahımı değiştirmek için başvuru da bulunacağım!’’ bir dış saray öğrencisi ortak silah köşküne doğru koşmaya başlamadan önce duygu dolu bir yüz ifadesi ile söyledi.  

 

Bir kere bu sözler ortaya çıktığında, aynı anda bunu düşünen sayısız öğrenci vardı. Dış ve iç saray öğrencileri bütün ağır silahların ele alınmasından feryat edercesine silah köşklerine doğru koştular. Yun Che nin bu üç saldırısı, aşırı derecede şok ve bedenlerini tutku ile yakmıştı.

 

Sonuç olarak sadece yarım günde, ortak ve cennetsel silah alanındaki bütün ağır tip silahlar yağmalanmıştı.

 

Qin Wushang yavaş yavaş ağaya kalktı ve duygu dolu bir yüz ile arenada bulunan Yun Che ye baktı. O sadece kendisinin duyabileceği bir ses ile mırıldandı. ‘’prenses Cang Yue tarafından seçilmeye layık birisi… Derebeyinin devasa kılıcını kontrol edebilen gerçek kaynak âlemi ikinci seviyede ki birisi kolayca gerçek kaynak âlemi dokuzuncu seviyede ki birisini yendi. Sessiz ve tehditkâr bir aurasıyla mütevazı görünüyor ama bir insanın tüm hayatı boyunca görebileceği kadar çok keskin ve kurnaz.

 

O kesin olarak Yun Chenin tam gücünü kullanmadığına inanıyordu. Sonuçta Yun Che ağır kılıcı ortaya çıkardığında sadece üç kez sallamıştı.

 

Fakat bu üç saldırı bir tanrısal güç ortaya çıkardı ve zorba bir duygu getirdi. Hafif bir kılıcın sallanmasıyla binlerce hatta milyonlarcasıyla karşılaştırılması mümkün değildi.

 

Daha sonra Qin wushang net ve parlak bir şekilde kendine özgü biçimde tüm plazada yayılacak şekilde konuştu ‘’ gerçekten bu parlak savaş çok şok edici oldu. Yun Che ikinci seviye gerçek kaynak âlemi gücüyle bir iç saray öğrencisi olan Murong Yi’ yi yendi ve mavi rüzgâr kaynak sarayında birkaç yüzyıldır kontrol edilmesi mümkün olmayan Derebeyinin devasa kılıcını kontrol etti bu istisnasız olarak olağanüstü!  Sen Mavi rüzgâr kaynak sarayında son üç yüz yılda ortaya çıkan bir numaralı dâhisin. Ve sen hala çok gençsin ve geleceğin sınırsız.’’

 

Qin Wushang konuştuğu gibi plazada ki tüm gürültü azaldı. Sözlerinin her birisi dolgun ve ciddiydi ve onlar en ufak bir abartı hissetmediler. ‘’ bugünden itibaren resmen bir iç saray öğrencisisin ve tanrısal kaynak sıralamasında 73. Olan Murong Yi ile konumun değişecektir. Ayrıca bugünkü performansından dolayı herhangi bir zamanda Yüce kaynak salonu na girmen için izin verilecek ve seçtiğin kaynak sanatları ve teknikleri ile ilgili herhangi bir kısıtlama olmayacaktır. Ayrıca sana altın dönüşüm ejderha paleti verilecektir.’’

 

Whoaaa

 

Qin Wushang konuşmasını bitirdiği gibi tüm kalabalık anında bir kargaşa içerisine girdi.

 

Herhangi bir zamanda yüce kaynak sarayına girmek ve kaynak sanatlarını sınırsız miktarda seçebilme hakkına sahip olmak, tüm mavi rüzgâr kaynak sarayında eşi görülmemiş bir olay olduğu söylenebilir. Sadece bu ödül zaten ölçülemez bir şeydi. Ve insanları gerçekten şok eden şey altın ejderha dönüşüm paletinin konuşulmuş olmasıydı. Altın dönüşüm ejderha paleti tüm mavi rüzgâr imparatorluk şehrinde herkesin bildiği ve sahip olmayı hayal ettiği yüksek dereceli bir paletti. Mavi rüzgâr kaynak sarayı imparatorluk ailesine doğrudan bağlı olan ve mavi rüzgâr imparatorluğunun en büyük sarayıydı. Şüphesiz onlar büyük güçleri ile sadece bir tane altın ejderha dönüşüm paletini iki yılda yapabilirlerdi. Bir altın ejderha dönüşüm paletini yapmak için yaklaşık olarak 200 tıbbi malzeme ve onlarca değerli kristaller kullanılıyordu. Rafinesi kıyaslanamayacak şekilde zor ve etkileri kıyaslanamayacak şekilde şaşırtıcıydı, yendikten sonra sadece bir gecede bir seviye kazanılabiliyordu.

 

Daha önce mavi rüzgâr kaynak sarayında altın ejderha dönüşüm paleti sadece mavi rüzgâr sıralama turnuvasına katılacak öğrencilere yarışmadan önce büyük bir atılım sağlamak amacıyla veriliyordu. Bununla birlikte bir öğrenciye verilmesi bir ilk oldu.

 

Büyük bir süre bu ödülü tüm öğrenciler kıskandı, daha sonra bunun aşırı olmadığını düşündüler. Çünkü Yun Che nin bugünkü performansı tamamen bu ödülü almayı hak etmişti.

 

Orada olan Murong Yi ye gelince, o ilk başta bütün olayın ana karakteri olmuştu ama şimdi unutulmuştu. Herkesin bakışları Yun Che üzerindeydi ve hemen hemen hiç kimse ona doğrudan bakmamıştı.

 

Murong Ye dişlerini sıkarak Murong Yi nin kalkmasına yardımcı oldu tam orayı terk etmek için iki adım attığı sırada, Yun Che nin figürü arkasından geliyordu.

 

‘’ yani sen sadece öyle bırakacak mısın?’’

 

Murong Ye tepeden tırnağa titredi ve zorlukla döndü. ‘’ Yun Che…  sen dayanılmaz bir şekilde zorbalık yapmasan daha iyi edersin… Kuzenim kuzey bölgesinin büyük generalinin tek oğludur. Bugün tamamen kuzenimi kızdırdın… Sadece pişman olacağın gün için sabırsızlanıyorum.’’

 

Murong Ye nin sert bir ifadesi vardı ama onun içi yumuşaktı; o kötü niyetli bir şekilde konuşurken bedeni korku ve titreme ile doluydu ve kalbi daha şiddetli bir şekilde çarpıyordu. O bunu kabul etmek istemese de her zaman bir dehanın yanında övünmüştü, onun ve Yun Che nin arasında ki fark yeryüzü ve gökyüzü arasında ki mesafeden daha fazlaydı. Yun Che önünde kibirli olmayı bırak ayakkabısını yalamak için bile yeterli şartlara sahip değildi.

 

‘’kıdemli kardeş Murong Ye bu yüzden gergin olmaya gerek yok. Ben sadece Murong Yi ye bir şey hatırlatmak isterim.’’ Yun Che hafifçe gülümsedi. ‘’biz bu dövüşü ayarladığımız zaman, senin beni kalabalığın önünde cezalandırmanı kabul ettim, ancak kaybedersen kesinlikle benim üç isteğimi kabul edecektin ve bu isteklerimde herhangi bir azalma olmaz… Murong Yi bunu unutmadın değil mi? Eğer unuttuysan hazır burada bulunanlar hatırlamana yardımcı olabilir, ayrıca saray baş Qin de bir tanık’’

 

‘’sen… ‘’ Ağır yaralı Murong Yi nin yüzü aniden mora döndü ve dudakları titredi. Sonra gözleri yukarı doğru kaydı ve öfkeden dolayı doğrudan bayıldı.

 

Yun Che ve Feng Baiyun önünde beyaz bir figür belirdi, onun ve Murong yi arasında durdu. Bu sonuç ile atanan savaş bitmiştir. Feng Baiyun un ifadesi çok çirkindi, ama ağzının köşelerinde asılmış soğuk bir gülümseme vardı. ‘’ Yun Che veledi, fena değil… Hiçbir geçmişi olmayan senin gibi vahşi bir velet için… Ne yazık ki daha sonra kesinlikle acı bir şekilde ödeteceğim…’’’

 

Yun Che benzer soğuk bir gülümsemeyle döndü. ‘’daha önce bana acı bir şekilde ödetmek isteyen sayısız insan olmuştur. Ama onlar sadece sakatlanmadı onların hepsi öldü. Aslında daha sonra kimin acı bir şekilde ödeyeceğini görmek için sabırsızlanıyorum.’’

 

‘’Ç.N DERHAL BURAYI TERKET KARDEŞİM ☺ )

 

Feng Baiyun gözleri vahşice daraldı ve kaşları soğuklukla çatıldı. Arkasını döndü be Murong Ye ve bilinçsiz olan Murong Yi ile uzaklaştı.

 

‘’Enişte… Enişte… ! ‘’

 

 

 

Xio Yuanba sonunda insanları geçmek için önemli bir miktarda enerji sarf etti ve Yun Che nin önüne geldi. Yüzü kırmızı bir şekilde parlıyordu ve aşırı duygusallıkla doluydu. ‘’ ben sadece enişte kesinlikle senin kazanacağını biliyordum. Waaah…  Enişte! Aslında bu kadar güçlü hale geldin!  Sana saygı duyuyorum, sana çok saygı duyuyorum, kısacası sana gerçekten saygı duyuyorum! Ablam eniştemin sakat kaynak damarlı olduğunu biliyordu ve bu kadar güçlü hale geldiğini görseydi kesinlikle şok olurdu.’’

 

‘’heheh.’’ Yun Che hafif bir gülümsemeye karşı koyamadı. O xio klanını bıraktığından beri, Yuanba nın kelimelerini dinlemek, Xio Quingyue nin cennet sel görüntüsünün zihninde parlamasına sebep oldu… Bir yıl geçmişti ve bu süre zarfında onu sık sık düşünmüştü. Başka bir şey söz etmeden cennet ve yeryüzünün saygısıyla, on altı yıl boyunca nişanlısı olmuş gelin odasında girmiş ve resmi olarak Yun Che nin karısı olmuştu. Xio Quingyue nin bu kimliği ile onu unutması mümkün değildi.

 

O kalabalığa baktı ve bir anda Xio Yuanba ya zorbalık eden dört kişiyi gördü. Bu kez o dört kişinin Yun Che ile olan bakışları birleştiğinde bedenleri küçüldü ve hepsi kıyaslanamayacak bir gururlu ifadeyle gülümsüyorlardı… Onlar aslında bugün Yun Che nin yenildiğini görmek ve öfkelerini azaltmak için buraya gelmişlerdi, ama onlar tanrısal kaynak sıralamasında bulunan bir öğrencinin bir köpek gibi dayak yiyeceğini hiç düşünmemişlerdi.  Onlara yüz cesaret verilse bile kesinlikle Yuanba ya tek bir parmaklarını dahi süremezlerdi hatta Yuanba ya yaranmak için çalışırlardı.

 

Xio Yuanba yı tanıyan ve onun kaynak gücüyle alay eden birçok öğrenci, şimdi Yun Che ile olan ilişkisini gördüklerinde, bağırsakları yeşile dönmüştü. Bir terleme ile onlar sessizce gelecekte Yuanba ile nasıl bir iyi ilişki içerisine girebileceklerini ve Yuanba dan nasıl özür dileyebileceklerini düşündüler.

 

‘’ büyük kardeş yun, sen gerçekten çok, çok, çok güçlüsün.’’ Kalabalığın arasına sıkışmış narin ve oldukça genç bir adam heyecanlı bir şekilde bağırdı.

 

‘’ Yan Xiaofan?’’  saraya giriş sınavında tanıştığı genç adama bakarak Yun Che hafifçe gülümsedi. ‘’ gerçekten kaynak sarayına girmeyi başarmışsın.’’

 

‘’mm, mm.’’ Yun Xiaoyan başını salladı. ‘’büyük kardeş Yun un tüm yardımları sayesinde başardım. Öğretmen Qin bana ikinci bir sınav şansı verdi ve başarıyla geçtim. Aksi halde yaralanmalarım ile burada olmam mümkün değildi, burayı terk etmek zorunda kalacaktım. Büyük kardeş Yun Che benim idolüm! Kaynak saray da bu beş yıl içinde senin düzeyine ulaşmak en büyük hedefim olacak!’’

 

‘’haha! İyi şanşlar! Dış saray sadece geçici, hedefin iç saray olmalı.’’

 

‘’ ben kesinlikle buna çalışacağım’’ Yun Xiaofan yumruklarını sıktı ve inançla söyledi.

 

Plazanın tüm çevresi doğal haline dönerken, Yun Che yi izleyen Lan Xueruo nun tamamen rahatlamış yüzünü, kıyaslanamayacak şekilde mutlu bir gülümseme sardı. Kendi nazik ve güzel gülümsemesinin altına saklanmış derin bir gurur olduğunu kendisi bile göremiyordu.

 

O Yun Che ile tanışmış olduğu bu zaman aralığında, onun kendi yeteneklerini abartmadığını ve kesinlikle düşünmeden konuşmadığını biliyordu. Onun kendi seviyesinin üzerindekilere karşı savaşabilme gibi şok edici bir yeteneği vardı. Ve o Murong Yi ye meydan okuduğu zaman, o aslında çok kötümser bir tutum içerisinde değildi… Ama asla Yun Che nin bu kadar güçlü bir hale geleceği aklına gelmemişti. Sadece Murong Yi, yi yenmekle kalmadı onu bütünüyle görmezden geldi.

 

Bir kez mutluluk geçti ama bu sefer derin bir kaygı yüreğinde yayılmaya başladı.

 

O bu kapışmadan sonra neler olabileceği hakkında herkesten daha net oldu.

 

Mavi rüzgâr kaynak sarayı imparatorluk ailesinin doğrudan emrindeydi ve imparatorluk ailesinin temel taşlarını ve omurgasını oluşturmak için genç dâhilerin teşvik edilmesine yardımcı oluyordu. Bir anlamda bu imparatorluk ailesinin yüzü oldu. Eğer Bir öğrenci iç saraya girdiği takdirde gelecekte ki başarıları bir istisna olmadan son derece harika olurdu. Çünkü tüm imparatorluk şehrinde tanınıyor olacaktı.

 

Ve tamamen gerçek kaynak âlemi ikinci seviyesinde bir öğrenci, gerçek kaynak âlemi dokuzuncu seviyesinde olan bir öğrenciyi yendi. Dahası, sadece 17 yaşındayken… Bu ne tür bir eşsiz dehaydı! Son birkaç yüzyıl içinde mavi rüzgâr kaynak sarayına böyle bir inanılmaz deha ortaya çıkmamıştı ve o sadece 17 yaşındaydı; onun gelecekte ki başarıları kesinlikle ölçülemez.

 

Hiç şüphesiz yun Che adı birkaç kısa gün içerisinde tüm şehir e yayıldı ve tüm şehirde bir kargaşaya neden oldu. O son derece büyük bir övgü ve büyük miktarda ilgi gördü ama o aynı zamanda kamuoyunun bir girdabı içerisine gömüldü.

 

Ama aslında Lan Xueruo bu konuda endişeli değildi.

 

Onun hakkında endişe duyduğu şey, onun iki kardeşi… Veliaht prens Cang lin ve üçüncü prens Cang Shuo idi.

 

Kesinlikle onların yun Che yi yanlarına çekmek için çalışacaklarına inanıyordu. Sadece bu da değil onlar kesinlikle onu gayretle diğer iç saray öğrencileriyle denemek isteyeceklerdir. İlk 10 dan bile fazlasıyla…

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr