Bu kuru ve çorak bir dağlık araziydi. Dışarı doğru bakıldığında etraf tamamen bulut denizini delen dik eğimli dağlar ile doluydu. Çevreyi kaplayan sıradağ bölgesi kaçınılmaz olarak yarısı ışık ışınları ile engellenmiş izole bir bölgeye dönüşmüştü.
Testin 'Kapısından' geçen Yun Che bu yere girdi ve etrafına baktığında kaşlarını çattı. Durduğu platform oldukça küçüktü. O kadar küçüktü ki şu an durduğu yerden en uç noktalarını bile görebiliyordu. Platformun uzunluğu çeyrek kilometreden uzun değildi ve genişliği taş çatlasa yüz metreydi. Çevre tamamen dağlar ile doluydu bu yüzden yürümek için temelde hiç yol yoktu. Ve dağların zirveleri bulutların içinde gizlenmiş gibi gözüküyordu eğer birisi onlardan birisine tırmanmayı düşünürse bu yapılmak için kesinlikle imkansız bir şey olacaktı.
"Bırak......beni...."
Onun kucakladığı Küçük Peri zayıf bir ses çıkardı ve serbestçe kullanabildiği tek uzvu olan sağ kolu hafifçe mücadele etti. Yun Che onun buna alışık olmadığını yada tam olarak onun kesinlikle bir erkek ile temas etmekten nefret ettiğini biliyordu. O diz çöktü ve açık pembe renkli bir battaniye çıkarıp yere serdi. Ardından Küçük Peri'yi onun üzerine yerleştirdi ve nazikçe konuştu. "Endişe etmene gerek yok. Kesinlikle gerekli olmadığı sürece ben gelişigüzel sana dokunmayacağım. Şu anda biz Ejderha Tanrı'sının test alanına girdik. İsteyip istememen önemli değil. Şu anki kaderimiz çoktan tamamen birbiri ile bağlandı. Eğer biz başarıyla bu testi geçersek ikimizde yaşayacağız ve bundan muazzam bir fayda kazanacağız. Eğer biz başarısız olursak.....o zaman ikimizde öleceğiz."
"Ama başarısızlığımızdan önce senin kesinlikle ölme düşüncesine sahip olmaman ve hayatta kalmak için uğraşman gerek tamam mı? Çünkü bu test sadece benim için değil, bu test ikimizin testi ve ikimizinde kaderleri ile ilgili. Senin bana güç vermeni ve kendine umut vermeni umuyorum....Sen sadece yaşamayı değil kaynak damarlarınla meridyenlerini tamamen yenilemeyi ve doğrudan İmparator Kaynak Alemine girmeyi umut et."
Küçük Peri'nin küçüklüğünden beri mutlak yüksekliğe ulaşmaya nitelikleri vardı ve onunla aynı yaştaki kimse ona karşı duramıyordu. O henüz orta yaşlı biri değildi ama çoktan İmparator Kaynak Aleminden yarım adım uzaktaydı. O basitçe hayatının çoğunu hayranlık duyularak ve saygı duyularak geçirmişti. O kimsenin hayal bile kuramadığı bir yükseklikte durmaya alışmıştı ve diğerlerine kudretlice ve gururla yukarıdan bakıyordu...Ama şimdi tatlı dille kandırılan küçük bir kız gibi Yun Che tarafından teselli ediliyordu. O buna ne alışıktı ne de şu anda hissettiği duyguları açıklayabilirdi. O gözlerini kapadı ve cevap vermedi ama kalbindeki ölme düşüncesi çoktan sessizce yok olmuştu.
"Sen gerçekten benim battaniyemi aldın ve başka bir kıza verdin. Kızacağımdan korkmuyor musun?" Jasmine somurtkan bir şekilde konuştu.
"Jasmine senin büyük bir kalbin var bu yüzden sen kesinlikle böyle küçük bir meseleyi sorun etmezsin. Mavi Rüzgar İmparatorluk şehrine gittiğimizde kesinlikle sana daha iyisini alacağım."
Jasmine soğukça homurdandı. "Hmph! Bunu hala yaşıyorken yeniden Mavi Rüzgar İmparatorluk Şehrinde dönebilirsek konuşabiliriz. Sen bu kadını teste getirmek için ısrar ettin. Ben gerçekten senin ne düşündüğünü bilmiyorum! Bunu yaptığın için sadece zorluk artmayacak ayrıca onun yüzünden kesinlikle dikkatin dağılacak....Bu Ejderha tanrısının testi! Bunun zorluk seviyesi senin hayal etmenin imkansız olduğu bir şey. Benim şu anki durumumda ben gücümü kullanamayacağım yani sen tek başınasın."
Jasmine'nin sesi acılık ile doluydu. Onun gözlerinde Yun Che'nin Küçük Peri'yi test alanına getirerek verdiği karar hiç şüphesiz ölümü arzulayan bir hareketti. Ama o bir sene boyunca Yun Che'nin yanında olduğu ve Yun Che'nin kişiliğini anladığından dolayı bu hareket onun için biraz bile beklenmedik olmamıştı.
Yukardaki gökyüzünde İlkel Gök Mavisi Ejderhanın sesi aniden yankılandı:
"İki genç insan Ejderha Tanrısının test alanına hoş geldiniz. Bu test toplam 3 aşamadan oluşuyor. Şu an olduğunuz yer ilk testin yapılacağı alandır. Önünüzdeki yer ikinci aşamanın yapılacağı yere tek giriştir. Bu yerdeki tüm Taş Ejderha Savaçıları yenin ve ardından doğal olarak giriş açılacaktır.... İkinize de bol şanslar dilerim."
(Ç.N: İhtiyacınız olacak :D )
İlkel Gök Mavisi Ejderhanın sesi kaybolduğunda Yun Che'nin önünde iki tane kirli satı ışık aniden parladı....Yun Che hızlıca ileri doğru bir adım attı ve iki eliyle Derebeyi'nin Devasa Kılıcını kullanarak onu yatay olarak önüne getirdi.
Sarı ışık dağıldı ve Yun Che'nin gözleri önüne iki figür ortaya çıktı. Onların bedenleri sıradan bir insandan farklı değildi ama onlar taştan oyulmuş gibiydiler ve inanılmayacak derecede sert gözüküyorlardı. Onların kafaları yarı insan ve yarı ejderhaydı. Onlar bir ellerinde taş bir mızrak diğer ellerinde de taş bir kalkan tutarken ifadesiz gözleri ile sıkıca Yun Che'ye kilitlenmişlerdi.
(Ç.N: Ve test başlar :D :D :D )
Bunlar İlkel Gök Mavisi ejderhanın bahsettiği Taş Ejderha Savaşçılar mı? Yun che'nin kalbindeki tetiktelik yükseldi ama hemen ardından kalbi sakinleşti. Çünkü o bu iki Taş Ejderha Savaşçıdan yayılan herhangi bir güç aurası hissetmiyordu.
"Onların güçleri muhtemelen seninki gibi 4.seviye Gerçek Kaynak Aleminde." Jasmine konuştu.
İki Taş Ejderha Savaşçı çoktan Yun Che'ye doğru hareket etmeye başlamıştı. Onların bedenleri ağır gözükürken koşan adımları son derece sağır ediciydi.
Aynı anda aynı seviyedeki düşmanlarla karşılaşmak ortalama uygulayıcılar için gerçekten çok zor bir şeydi. Ancak yun Che için bu temelde biraz bile korkutucu değildi. Çünkü o tek bedende aynı seviyedeki düşmanları anında tamamen ortadan kaldıracak 4 büyük ilahi yeteneğe sahipti.
Yun Che iki Taş Ejderha Savaşçının yaklaşmasını bekledi ve onların tuttuğu mızraklardan daha uzun olan kılıcını savurdu. İlk Taş Ejderha Savaşçı daha yeni mızrağını kaldırıp saldırma pozisyonu aldığında Yun Che'nin kılıcı çoktan taş mızrağa çarpıp onu anında parçalara ayırmıştı. Ardından hiç momentum kaybetmeden kılıcı onun bileğini kırdı....Ancak bu noktada kılıcın arkasındaki kuvvette hiç azalma olmadı ve o havayı geçmeyi devam edip ikinci Taş Ejderha Savaşçıya çarptı.
İki Taş Ejderha Savaşçısının parçalanmış bedenleri yere serildi ve ardından bir ışık parlaması içinde tamamen yok oldular.
Yun Che sadece bir kez kılıcını savurmuştu....ve sadece bir nefes zamanında iki Taş Ejderha Savaşçısını ve bir taş mızrağı yok etmişti. Bunu söylemek çok abartılı değildi ama Mavi Rüzgar İmparatorluğunda Yun Che'nin seviyesinde bunu yapabilecek ikinci kişiyi bulmak imkansızdı.
Aynı seviyedeki iki rakibini anında yendikten sonra Yun Che bunun için rahatlamadı. Bu Ejderha Tanrısının testiydi yani nasıl bu kadar kolay olabilirdi? Eğer testin zorluğu sadece bu kadar olsaydı o zaman daha önce bu teste katılan 129 kişinin ölmesi mantıksız olurdu.
Ziiiiing~
Yun Che'nin iki Taş Ejderha Savaşçısını yenmesinden daha 3 nefes zamanı bile geçmemişken önünde 4 sarı ışık topu aniden parladı ve hemen ardından öncekilerin aynısı gibi gözüken ve taş mızraklar tutan 4 Taş Ejderha Savaşçısı Yun Che'ye doğru taarruz etmeye başladı.
Her ne kadar sayıları dörde çıksa da güçleri aynı kalmıştı. Yun Che ileri doğru bir adım attı ve ağır kılıcını bir ejderha kuyruğu gibi savurarak yüksek bir patlama sesi ile birlikte ağırlıkları en az birkaç yüz kilo olan 4 Taş Ejderha Savaşçısını uçurarak uzaklara gönderdi. Onlar yere indiğinde dördü de parçalara ayrılmıştı.
Dört Taş Ejderha Savaşçısı da anında ortadan kaldırıldı. Ağır kılıcın saldırı menzili ve zulmü uzun mızrak ile karşılaştırılamayacak bir şeydi.
Dört parçalanmış Taş Ejderha Savaşçı yok olduktan sonra Yun Che'ye bekleme zamanı vermeden sarı ışık ışınları yeniden parladı ve bu sefer 8 tane Taş Ejderha Savaşçı ortaya çıktı.
(Ç.N: Kale savunma oyunları gibi dalga dalga adam geliyor arkadaş :D )
Yun Che'nin önünde düz bir sırada 8 Taş Ejderha Savaşçısı ortaya çıktı. Bu sayılarla bile Yun Che korkmadı. Onların saldırmalarını beklemeden Yun Che onlara doğru koştu ve ağır kılıcını öncekinden daha güçlü bir şekilde savurdu.
BANG BANG BANG!!
Taş Ejderha Savaşçılar daha yeni ortaya çıkmıştı ama çoktan üç tanesinin kafası moloz haline gelip yere düşmüştü. O anda üç mızrak Yun Che'ye doğru sokuldu. Yun Che onlara bakmadan kılıcını savurdu ve üç taş mızrağı anında parçaladı ve savurmanın oluşturduğu hava dalgası kalan 5 Taş Ejderha Savaşçıyı geri çekilmeye zorladı. Hemen ardından o ileri doğru bir adım attı ve üç kere kılıcını savurdu. Üç ağır patlama sesi yankılandı ve 5 Taş Ejderha Savaşçısı birbiri ardına parçalandı....Tüm bu süreç boyunca sekiz Taş Ejderha Savaşçısı sadece Yun Che'ye dokunamamakla kalmamışlardı aynı zamanda ona üç adım bile yaklaşamamışlardı.
O anda Yun Che'nin zihninde Jasmine'nin uyarıcı sesi geldi. "Onlara şiddetlice saldırma. Kaynak enerji kullanımı mümkün olduğunca sınırlamaya çalış. Her dalgadan sonra bu Taş Ejderha Savaşçılarının sayılarının ikiye katlandığını fark etmedin mi? Son birkaç dalgada kesinlikle onlardan daha fazla olacak!"
"Biliyorum." Yun Che başıyla onayladı. Birinci dalgada iki, ikinci dalgada dört ve üçüncü dalgada sekiz tane Taş Ejderha Savaşçısı vardı. Bu şekilde devam ederse diğer dalgada kesinlikle 16 tane ve ondan sonraki dalgada 32 tane ve ardından 64 tane...
(Ç.N: 7-8 dalga olsa bu test baya zorlu geçer :D 10-15 sıkıntı değilde 500 tane gelirse baya sıkıntı yaratır bence :D )
"Aynı seviyedeki fazla sayıda düşmanla aynı anda savaşmak başkası için kesinlikle umutsuzluk olurdu. Ama benim için....onlardan yüz tanesi bile aynı anda gelse ben yine de onların hepsini bir tane bile bırakmadan öldürebilirim!" Yun Che ciddi bir şekilde konuştu.
Bunu söyledikten sonra önünde yeniden sarı ışık parladı ve sekiz tane daha Taş Ejderha Savaşçısı ortaya çıktı.
Mn? Sekiz tane mi? Neden sadece sekiz tane? Sekiz limitleri mi? Yun Che kalbinde biraz şaşırdı. O tam saldırmak için ilerleyecekken aniden bir şeyin yanlış olduğunu hissetti.....Çünkü bu Taş Ejderha Savaşçıların auralarını sadece önünde değil arkasında da hafifçe hissedebiliyordu.
O adımlarını durdurdu ve hızlıca döndü. O arkasında ortaya çıkan mızrak kullanan sekiz Taş Ejderha Savaşçıyı gördüğünde şok oldu ve onlar şu anda yerde yatan Küçük Peri'ye doğru ilerliyorlardı.
"Siz ölümünüze susadınız!"
Öfkelenen Yun Che yıldırım hızında geriye koştu. Bir ejderha gibi kılıcını sallayarak bir fırtına oluşturdu ve Küçük Peri'ye yaklaşan tüm Taş Ejderha Savaşçıları geriye itti ardından hızlıca Küçük Peri'nin yanına yöneldi. Ama bu sefer Yun Che onlarla doğrudan karşılaşmaya cüret etmedi. Bunun yerine Küçük Peri'nin yanında durdu ve oraya doğru gelen Taş Ejderha Savaşçıları birbiri ardına yok etti....Ama önündekilerle ilgilenmeyi bitirmeden arkasındaki sekiz Taş Ejderha Savaşçısı birlikte onlara doğru taarruz etti. Onlar Yun Che'nin zayıflığını biliyor gibi görünüyorlardı ve uzun mızraklarıyla yerde yatan Küçük Peri'ye doğru saldırdılar.
Önünden ve arkasından gelen saldırılar Yun Che için küçük meselelerdi. Ama Küçük Peri tehlikenin ortasındayken o en ufak bir ihmali bile göze alamıyordu çünkü Küçük Peri'nin şu anki hali nedeniyle o her an ölebilirdi. Ve şu anda sadece 16 Taş Ejderha Savaşçısı vardı yine de her dalgada sayıları artacaktı. Eğer o tüm bu zaman boyunca yerde yatmaya devam ederse Yun Che'nin sadece onun yanında kalarak onu koruyabilmesi sadece imkansızdı.
Bu yüzden Yun Che bir karar verdi. O vahşice ağır kılıcını savurarak bedeninin etrafında soluk siyah bir dolunay çizdi ve tüm Taş Ejderha Savaşçıları yaklaşık 6 metre uzaklaşmaya zorladı. Ardından kılıcın sağından sol elini çekti ve onu sadece sağ eliyle kullandı. O sol kolu ile Küçük Peri'yi kaldırdı ve onu omuzuna yaslayarak sıkıca tuttu. Ardından Taş Ejderha Savaşçılarının grubunun içine daldı ve ağır kılıcını nereye savurursa oradan parçalanmış kayalar uçuşuyordu.
"Sen çıldırdın mı!?" Yun Che'nin eylemi Jasmine bağırırken onu tamamen sersemletmişti. "Sen ağır kılıcını tek elinle kullanıyorsun...Bu kuvvetinin iki kat hızlı düşmesine neden olacak! Onu taşıyarak sadece dayanıklılığının düşüş hızını arttırmıyorsun ayrıca hareketlerini kısıtlayarak dikkatinin sürekli dağılmasına neden olacak.....Eğer burada ölmek istemiyorsan acele et ve onu bırak ardında da enerji tüketimini kontrol altına al."
"Bunu yapamam!" Yun Che tereddütsüz bir şekilde konuştu. "Sen bana aptal diyebilirsin ve hatta beni kibirli olarak çağırabilirsin ama ben onu asla aşağı indirmeyeceğim...Eğer onun yerinde sen olsaydın seni de asla bir kenara atmazdım!"
Yun Che bunu söylerken ağır kılıcını savurarak 6 tane hilal çizdi ve 16 Taş Ejderha Savacısının hepsini parçaladı.
Jasmine: “…”
-----ÇEVİRMEN NOTU---------
Heyt be başladı sonunda testler :D bu hafta ATG çok gelecek bakalım kaç tane gelecek :D Tahminleri alalım en son kaç tane Taş Ejderha Savaşçı gelir sizce? (Not: ing okuyanlar söylemesin pls.)
Yun Che, Küçük Peri'yi korurken savaşmayı ne kadar sürdürebilecek? Testin ilk aşamasında kaç tane Taş Ejderha Savaşçı var? Ejderha Savaşçıların hepsi Yun Che ile aynı seviyede mi? Küçük Peri bu durumda ne yapacak? Merak mı ediyorsunuz? O zaman bekleyin okuyun ve öğrenin...
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..