Yun Che sudan zıplayan bir sazan gibi yerden kalktı. Ellerine bakarken sanki bir rüyadaymış gibi tüm bedeninin güç ile dolduğunu hissetti.
Yun Che'nin ani sıçraması hiç şüphesiz Chu Yuechan'ı ürküttü. O Yun Che'yi seyretti ve zayıfça konuştu. "Yun Che....sen..."
Yun Che'nin bilincini kaybetmesinden ve Donmuş Ruh Bariyerinin açılmasından çoktan 6 saat geçmişti. Chu Yuechan şu anki durumu ile o inatçı bir şekilde uyumaya karşı gelmişti ve acılı bir şekilde Yun Che'nin uyanıp kalkmasını beklemişti. Ancak o asla Yun Che'nin sadece 6 saatlik kısa bir sürede tüm yaralarını iyileştirerek, tüm gücünü geri kazanarak ve tamamen yenilenerek kalkacağını düşünmemişti.
"Ben şimdi iyiyim." Yun Che ellerini aşağı indirdi ardından hafif bir gülümseme ile konuştu. O dışarıdaki Taş Ejderha Generale baktı ve alçak sesle konuştu. "Bizi koruyan bu bariyer miydi?"
"Hmph, sen konuşma! Eğer bu bariyer olmasaydı bırak seviye atamayı çoktan yüzlerce kez ölmüştün!" Jasmine hızlı bir şekilde konuştu.
"Bu bir Donmuş Ruh Bariyeri, o dört saat daha kalabilir. Sen....sen gerçekten iyi misin?" Chu Yuechan , Yun Che'ye baktı ve hala inançsızlık dolu olan sesiyle konuştu.
Yun Che hafifçe güldü ve konuşmadı. Kaynak enerjisi dışarı doğru yayılarak bedeninin üstündeki tüm kan lekelerini dağıttı. Anında yüzünde, ellerinde ve elbisesinde oluşan deliklerden görünen cildinde tek bir kan izi bil kalmadı. Cildi yeşim gibi parlak ve netti ayrıca üzerinde kesinlikle tek bir yara izi bile yoktu.
Bu sahne Chu Yuechan'ın gözlerinde bir belirsizliğin ortaya çıkmasına neden oldu. Yun Che çömeldi ve bir kaynak enerjisi esintisini Chu Yuechan'ın kalp damarlarını korumak için bedenine gönderirken nazik bir ifade ile konuştu. "Burada beni bekle. Biz hemen bu yerden çıkacağız."
(Ç.N: Useless çevirisi vol 2: Burada kalıp erkeğini bekle şu elemana kadınıma karışmaması gerektiğini öğretip hemen geliyorum!!! :D )
Yun Che konuştuktan sonra erdeki ağır kılıcını kavradı ve Donmuş Ruh Bariyerinden dışarı çıktı....Donmuş Ruh Bariyeri bir koruyucu bölgeydi ve ayrıca izole edilmiş bir bölgeydi. Birisi içeri giremezdi ama dışarı çıkabilirdi.
Buda'nın Büyük Yolunda ikinci seviyeye geçmesi Yun Che'nin bedeninin gücünü büyük ölçüde arttırmıştı. Ellerindeki 1950 kilogramlık ağır kılıç sanki hiç var olmamış gibi hafif hissettiriyordu. O Donmuş Ruh Bariyerinden çıktığında ağır kılıcını dışarı doğru yatay bir şekilde savurdu. Bir patlama serisiyle birlikte bu Taş Ejderha Savaşçılar toz haline gelen fasulyeler gibi parçalanmışlardı....ve kıyaslanamayacak bir bütünlük ile ezilmişlerdi.
O anda tek saldırının içindeki güç önceki ile kıyaslanamayacak boyuttaydı. Yirmiden fazla Taş Ejderha Savaşçısı tek bir savuruşla birlikte tamamen yok edilmişti. Ardından Yun Che'nin bedeni döndü ve havada yükseğe atladı. Düşük sesli bir homurtuyla birlikte doğrudan Taş Ejderha Generalin kafasına vurdu.
Daha önce o Taş Ejderha Generalin tek bir darbesiyle neredeyse ölüyordu...Ama şimdi şu anki gücünün Taş Ejderha Generalin gücü ile kafa kafaya çarpışıp çarpışamayacağını test etmek istiyordu.
Boom!!
İki ağır kılıç vahşice çarpıştı. Devasa bir sesle birlikte ayaklarının altında iki birbirine geçen geçit oluştu. Taş Ejderha General geriye doğru hareket ederken Yun Che dışarı doğru fırladı. Yere indikten sonra büyük bir çaba ile birlikte durmadan önce bir mesafe kaydı ve elleri bir süre uyuşuk hissettirdi.
Derebeyi'nin Devasa Kılıcının üzerinde bir inç uzunluğunda (2.54cm) başka bir çentik ortaya çıktı.
Derebeyi'nin Devasa Kılıcı Taş Ejderha Generalinin elindeki devasa kılıç ile iki kere çarpıştı ve ikisinde de üzerinde bir çentik oluştu. Bu iki seviye arasındaki eşitsizlikti.
Yun Che'nin kaşları hafifçe battı. Her ne kadar gücü büyük ölçüde artsa da Taş Ejderha General 5. Seviye Ruhsal Kaynak Alemindeydi ve son derece nadir olan Gökyüzü Kaynak ağır kılıcı kullanıyordu. Onunla kafa kafaya çarpışma düşüncesi hala biraz safçaydı.
Ancak Yun Che'nin ifadesi herhangi bir huzursuzluk ortaya çıkarmadı. Hapishane Tanrısı Sirius'un Büyük Kitabına sahip olduğundan o ağır kılıç kullanan rakiplerden korkmuyordu çünkü o ağır kılıcın her yönüne çok aşina idi. Bakışları Taş Ejderha Generalin ellerindeki garip şekilli ağır kılıca indi ve gözlerinde olağandışı bir ifade parladı.
Gökyüzü Kaynak Kılıçları, tüm Mavi Rüzgar İmparatorluğunda muhtemelen sadece 10 taneydi! Gökyüzü Kaynak seviyesindeki ağır kılıçlara gelince onlardan basitçe hiç yoktu.
Ama bugün böyle bir kılıç gerçekten önündeydi!!
Her ne kadar bu ayarlanmış bir test alemi olsa da birisi ölebildiğine ve seviye atlayabildiğine göre buradaki her şey Anka'nın testinin yapıldığı rüya dünyasının aksine gerçekti. Bu da önündeki Gökyüzü Kaynak silahının da gerçek olduğu anlamına geliyordu!!
Bu düşünceyle birlikte Yun Che kafasını kaldırdı ve ağır kılıcını yükseltti. Yıldırım gibi Taş Ejderha Generale hücum etti ama bu sefer ona kafa kafaya saldırmaya devam etmedi Bunun yerine onun ağır kılıcı kendi saldırısını karşılamaya gelirken Yıldız Tanrısının Kırık Gölgesini kullanarak kendi pozisyonunu değiştirdi. Bir anda onun sol tarafından belirdi ve kullandığı ağır kılıcın tüm gücüyle aşağıya doğru vurdu.
Taş Generalin fiziksel gücü ile bedenini ve silahının kuvveti inanılmaz derecede korkutucuydu. Ama o büyük bir kusura sahipti ki bu da onun hızıydı. Yun Che bunu daha önceki yarı ölü durumuna geldiğinde fark etmişti.
Bir "patlama" sesi ile birlikte ağır kılıç şiddetle Taş Ejderha Generalin sağ omzuna çarptı. Omzundaki altın-sarı renkli zırh anında sarsıldı ama bedeni sadece bir an için sallandı ve dengesini kaybetmedi. Onun ellerindeki kılıç yatay bir şekilde Yun Che'ye doğru savruldu.
Yun Che uzağa kaçarak Taş Ejderha Generalin karşı saldırısından kaçtı. Ardından dişlerini açığa çıkardı...Bu elemanın bedeni çok sert ve bu ağır kılıç bile ona zarar veremiyor....Yanan Kalbin etkisi altındaki Anka Kırığı, Anka Kanadının Gök Kubbe Dansı ve Gökyüzü Kurdu Kesişinin kombine saldırısıyla ölmemesine şaşmamalı.
Ben senin sürekli direnmeye devam edebileceğine inanmıyorum!
Yun Che'nin gözleri parladı ve yeniden ilerledi. Yıldız Tanrısının Kırık Gölgesini kullanarak Taş Ejderha Generalin çevresinde arkasında birkaç ardıl görüntü bırakarak hızlıca hareket etti. Taş Ejderha Generalin her saldırısı son derece korkutucuydu ama hepsi Yun Che'nin arkasında bıraktığı ardıl görüntülere çarparken Yun Che'nin her saldırısı isabetli bir şekilde onun bedenine çarpıyordu.
Boom! Boom! Boom! Boom…
Yun Che tarafından onlarca kez şiddetle vurulduktan sonra Taş Ejderha Generalin üzerindeki altın-sarı renkli zırh delik deşik oldu ama bedeni hala zarar görmemişti. Taş Ejderha General bedeninin yarısını döndürdü ve ağır kılıcını yatay olarak Yun Che'ye doğru savurdu. Ama bu sefer Yun Che kaçmak için geriye atlamadı.
"Anka Kanadının Gök Kubbe Dansı!"
BOOM!!!
Yun Che bu saldırı için saldırı noktası olarak Taş Ejderha Generalinin kafasını seçmişti. Bir patlama sesinin ardından Taş Ejderha Generalinin kafasının merkez olduğu bir alev topağı patladı. Taş Generalin miğferi doğrudan parçalandı ve o acı dolu bir uluma çıkardı. Bedeni sonunda ilk kez dengesini kaybetti ve biraz geriye sendeledi. Bedeninin şu anki durumunun altında dengesini geri kazanmak için sol eli farkında olmadan ağır kılıcı bıraktı.
Ve bu Yun Che'nin beklediği andı. O sol elini ağır kılıçtan çektiği an ağır kılıcı sadece tek eliyle tutuyordu.
Ağır kılıcın diğer bir zayıflığı bilekti! Ağır kılıç çok ağır olduğundan onu kullanırken birisinin mutlaka onu iki eliyle kavraması gerekiyordu. Sadece iki el ile kavrandığında ağır kılıcın maksimum gücü kullanılabiliyordu. Ama bu ayrıca her saldırıda bileğe inanılmaz bir ağırlık veriyordu bu yüzden ağır kılıcın elden fırlaması çok kolaydı....özellikle de ağır kılıç tek el ile kullanıldığında!
Sıkıca Taş Ejderha Generalin sağ bileğinin yerine odaklanırken Yun Che yere indiği anda yıldırım gibi ileri fırladı ve çevresindeki kaynak enerjisi aurası aniden kıyaslanamyacak şekilde düzensizleşti.
"Düşen Ayın Batan Yıldızı!!"
Taş Ejderha General bedenini yeni sabitlemişken Yun Che'nin normalden yaklaşık on kat daha güçlü saldırısı şiddetle vurdu ve ağır kılıcı tuttuğu bileğine isabet etti.
Bang!!
Sağır edici çarpışma sesinin içinde Taş Ejderha General yeniden acı dolu bir uluma attı. Tüm kolu kalktı ve onu kaplayan zırh tamamen parçalandı. Garip şekilli ağır kılıç tam Yun Che'nin beklediği gibi ellerinden uçtu. Onlarca metre uçtuktan sonra şiddetli bir şekilde yere indi...Yere inmeden hemen önce heyelana benzeyen bir sesin eşliğinde birkaç metre uzunluğunda bir geçit oluştu.
Yun Che koştu ve Taş Generalin ellerinden uçan ağır kılıcın önüne geldi. İki eliyle ejderha kemiği gibi kılıç kabzasından tuttu ve onu ellerinin içinde kavradı.
(Ç.N: Zaaa yerde buldum artık benim :D )
Her ne kadar o bu ağır kılıcın Derebeyi'nin Devasa Kılıcından daha ağır olmasını beklese de onu eline aldığında bir süre şok oldu. Çünkü bu onun ağırlığı Derebeyinin Devasa Kılıcından en az bir kat daha ağırdı bu da onun ağırlığının en az dört bin kilogram olduğu anlamına geliyordu!! Eğer o Buda'nın Büyük Yolunda ikinci aşamaya geçmemiş olsaydı bu kılıcı alsa bile onu Derebeyi'nin Devasa Kılıcını kullandığı gibi serbestçe kullanamayacaktı.
Her ne kadar ikisi de ağır kılıç olsa da Yun Che'nin bu kılıcı tutarken hissettiği şey ile Derebeyi'nin Devasa Kılıcını tutarken hissettiği şey arasında yeryüzü ve gökyüzü arasındaki fark kadar bir farklılık olduğu söylenebilirdi. Tüm aurası da tamamen değişmişti ve pençeleri ile dişleri açık ir şekilde avına atlamayı bekleyen bir kaplan gibi yırtıcı olmuştu ve yeri sallayacak bir kuvvet ile patlamayı bekliyordu.
Yun Che'nin kaynak enerjisi ağır kılıca aktı ve kılıcın ismi zihninde ortaya çıktı.
"Ejderha....Kusuru....Ne iyi bir kılıç, ne iyi bir isim!" Yun Che alçak sesle konuştu ve yüzünde hafif bir gülümseme ortaya çıktı. Her ne kadar Gökyüzü Kaynak Silahı ile Yeryüzü Kaynak Silahı arasında sadece bir alem fark olsa da ağırlık, güç ve auraları arasındaki fark yeryüzü ve gökyüzü arasındaki fark gibiydi. Taş Ejderha Generalinin gücü Ejderha Kusurunu kaybettikten sonra pençeleri ve dişleri çıkarılan vahşi bir kaplan gibi gücü bir kattan daha fazla düştü. Bu Yun Che'nin ondan herhangi bir tehdit hissetmemesine neden oldu.
Yun Che'nin bakışları Taş Ejderha Generale döndü ve soğuk bir gülüşle birlikte konuştu. "Bana verdiğin bu kılıcı kullanarak seni Batı'ya yollayacağım!"
(Ç.N: Buradaki batı Budizm'deki batı. O da yeniden doğuşun yapıldığı yer.)
Sesi solduğunda Yun Che, Taş Ejderha Generale doğru ilerledi. Bir rüzgar uğultusunun eşliğinde Yun Che'nin ellerindeki Ejderha Kusuru ilk kez kesici kenarını gösterdi. Bir gümbürdeme sesinin ortasında Ejderha Kusuru, Taş Ejderha Generalin bedenini kesti. Sadece tarif edilemeyecek şekilde kulak delici bir "yırtılma" sesi duyulabildi ve altın-sarı zırh tabakası ince bir kağıt tabakası gibi ayrıldı. Taş Ejderha General alçak sesle kükredi ve bedeni birkaç adım arkaya gitti. Sağlam bedeninde üç santimden daha derin ve altmış santimetre uzunluğunda bir yar izi oluştu.
Bu saldırının sonucu Yun che'nin haz içinde gülümsemesine neden oldu. Taş Ejderha Generalin dengesini kazanmasını beklemeden tüm bedeni anka alevleri ile kaplanırken havada yükseğe atladı. Bakışları Taş Ejderha Generalin kafasına kilitlendi ve buz gibi soğuk bir sesle konuştu. "Bakalım kafan bu Gökyüzü Kaynak Silahının gücüne karşı koyabilecek mi!!"
"Anka Kanadının Gök Kubbe Dansı!"
YIRTILMA!
Yun Che'nin alev kaplı bedeni havayı yardı ve Taş Ejderha Generalin kafasına çarptı. Bir "patlama" sesi ile birlikte alevler patladı ve Ejderha Kusurunun içine yoğunlaşmış anka alevlerinin gücü patlayarak dışarı çıktı. Taş Ejderha Generalin kalın ve ağır miğferiyle beraber sağlam kafası da anında parçalandı ve gökyüzü taş parçaları ile doldu.
Yun Che geriye doğru uçtu ve sabit bir şekilde yere indi. Ejderha Kusurunu önünde iki eliyle yatay bir şekilde tuttu ve gözlerinde kıyaslanamayacak şekilde heyecanlı bir ışık ortaya çıktı. Arkasındaki Taş Ejderha General tamamen parçalanmış kafası ile birlikte yavaşça geriye doğru düştü. Ardından boğuk bir "bang" sesiyle birlikte zemine düşerek gökyüzüne bir toz bulutu çıkardı.
-----ÇEVİRMEN NOTU------
Oh ne güzel dövüyor ya :D bu arc güzel dimi :D
Ejderha General yenildi mi? İlk aşama bitti mi? Bittiyse ikinci aşama nasıl olacak? Bitmediyse kaç dalga daha var? Chu Yuechan şimdi neler diyecek? Merak mı ediyorsunuz? O zaman bekleyin okuyun ve öğrenin...
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..