Bölüm 207: Tarihi Kıran Gerçek Kaynak Alemi

avatar
14928 38

Against The God - Bölüm 207: Tarihi Kıran Gerçek Kaynak Alemi


 

Her ne kadar Mavi Rüzgar İmparatorluğunun sıralaması çok iyi olmasa da onlar hala imparatorluktu! İmparatorluk içinde en büyük siyasi gücü kontrol edenler onlardı bu yüzden isimleri okunduğunda tüm herkesin dikkatini çekmişti. Ancak Ling Wugou "Yun Che" ismini okuduktan sonra bakışlarını isim listesinden çekti ve başka bir isim okumadı.

 

Sadece bir isim vardı.

 

"Benim sıram." Yun Che hemen kalktı ve taşa doğru yürüdü.

 

Etraf anında fısıldama sesleriyle doldu.

 

"Eh? Neler oluyor? Sadece o mu?"

 

"Öyle gibi görünüyor....Bu da ne!!! İmparatorluk Ailesi gerçekten sadece 1 kişiyi mi göndermiş? İmparatorluk Ailesinin içindeki kargaşadan etkilenmiş olabilirler mi?"

 

"Saçma sağan konuşma. Belki de bu kişinin kaynak gücü çok yüksektir bu yüzden sadece onu göndermişlerdir. Sonuçta en yüksek seviyeli öğrenciler turnuvaya gönderiliyor."

Yun Che ilerlerken herkesin gözü onun üzerindeydi.

Donmuş Bulut Asgard’ın bölgesinde sakin ve sessiz olarak oturan Xia Qingyue onu gördüğünde gözleri genişledi ve sessizce mırıldandı.

"O....nasıl o....olabilir."

Yun Che sahneye çıktığında Chu Yuechan'nin etrafındaki soğuk hava düzensizleşti ve gözleri de dalgınlaştı. Ardından eskisinden daha sakin bir hal aldı ve kafasını çevirip bir daha ona bakmadı. Kimse onun ne düşündüğünü bilmiyordu.

 

"Eh?" Chu Yueli gittikçe daha fazla şüpheci bir şekilde baktı. Yun Che taşın önüne geldiğinde kafasını çevirerek Xia Qingyue'ye doğru konuştu.

"Qingyue....sende onun birisine benzediğini hissetmiyor musun?"

“Yun Che… Xiao Che… Xiao Che…” Xia Qingyue sessizce mırıldandı ardından nazikçe kafasını salladı.

"Ona benziyor ama o olması imkansız. Onun kaynak damarları sakattı ve düzelmesi imkansızdı ayrıca onun İmparatorluk Ailesi ile bir ilişkisinin olması daha da imkansız."

 

(Ç.N: Ama oldu :D )

 

Chu Yueli bir kez daha Yun Che'ye baktı ve usulca konuştu. "Evet onun olması imkansız. Ama dünyada bu kadar birbirine benzeyen iki kişi gerçekten varmış."

Onu daha önce gördün mü?" Chu Yuechan kaşlarını kaldırıp sordu.

"Hayır." Chu Yueli kafasını salladı.

"Sadece daha önce tanıştığım birine benziyor."

 

"Kime?"

 

"Qingyue'nin o yıl evlenemeye ısrar ettiği kişiye. Onun adı Xiao Che idi ve bunun adı da Yun Che isimleri bile benziyor. Ne şok edici bir tesadüf." Chu Yueli açıkladı.

 

Chu Yuechan: “!!!!!”

 

"Abla sorun nedir?" Chu Yuechan'ın aurasının aniden düzensizleştiğini görünce Chu Yueli kafasını kaldırdı ve şaşkınlıkla sordu.

 

"Bir şey yok." Chu Yuechan gözlerini kapadı ve buz gib soğuk bir sesle konuştu. Ama hemen ardından sağ elinin yanından bir kırılma sesi geldi. Koltuğun dirsekliği buz gibi auranın arasında toz olmuştu.

 

"Abla? Sen..."

 

"Daha fazla bir şey sormana izin vermiyorum. Ben iyiyim." Chu Yuechan büyüleyici gözlerini kapadı ve soğukça azarladı.

 

Asgard’ın ev sahibesi hariç Asgard’da Chu Yuechan en yüksek konum ve prestije sahipti. Her en kadar o da Donmuş Bulutun 7 perisinden biri olsa ve Chu Yuechan'nin kardeşi olsa da ona karşı tamamen saygı duyuyordu. Her ne kadar şüpheleri büyüse de tekrar sormaya cüret etmedi ve kalbinde defalarca düşündü.

 

Yun Che —— 17 yaşında —— Onuncu Seviye Gerçek Kaynak Alemi.

 

Sonuç açıklandığında seyirciler hoşnutsuzluk ile yuhaladı. Daha sonra kıs kıs gülme sesleri dört bir yana yayıldı. Kıs kıs gülmeler etrafı doldurduğunda kontrolsüz kahkahalara dönüştüler. Herkes gülüyordu hatta erdemli prestijli büyükler bile yuhalayıp kahkaha atıyordu.

 

(Ç.N: Gülün siz gülün....)

 

"Pff...Gerçek Kaynak Alemi.....Gerçek Kaynak Alemindeki biri gerçekten bu turnuvada ortaya çıktı.... O bu turnuvaya girecek kadar cesur mu?.... Pff… HAHAHAHA…"

 

"Mavi Rüzgar İmparatorluğu gerçekten böyle bir öğrenciyi mi katılsın diye yolladı? Ben de şok edici olacağını düşünüyordum....S*keyim! Bu gerçekten şok edici. Gerçek Kaynak Alemi! İmparatorluk ailesi bu sene komiklik yapmaya mı gelmiş?"

 

"Görünüşe göre artık en alttan birinci sıra için endişelenmemize gerek yok. Hahahaha!"

 

"Ben turnuvaya daha önce katılan hiçbir Gerçek Kaynak Alemindeki kişiyi duymadım. Mavi Rüzgar İmparatorluğu artık saygınlığını düşünmüyor mu? Tsktsk tsktsk. Eğer onlar sonuncu olmazsa ben herkesin içinde bok yiyeceğim!"

 

(Ç.N: Adın neydi güzel kardeşim :D )

 

"Turnuvaya Gerçek Kaynak Alemindeki bir kişi katıldığından standartların aşağı çekildiğini hissediyorum. Onlar için benim utançtan yüzüm kızarıyor.....Ama bu çocuk sahneye çıkacak cesarete sahip. Tsktsk. Onun yüzü benim kıçımdaki deriden kalın."

 

17 yaşında 10. Seviye Gerçek Kaynak Aleminde olan birinin doğuştan gelen yeteneği kötü olarak düşünülmezdi. Katılımcılar arasında o zar zor en alt seviyelere giriyordu ve 20 yaşında olduğunda 3.seviye Ruhsal Kaynak Alemi civarında olması olasıydı. Eğer o zaman katılsaydı kimse alay etmezdi. Onunla alay edenler onun doğuştan gelen yeteneğine etmiyordu. Onun bu turnuvaya Gerçek Kaynak Alemindeki haliyle katılmak için cesarete ve egoya sahip olmasıyla alay ediyorlardı.... O kendi saygınlığını artık istemese bile İmparatorluk Ailesi istemeliydi değil mi?

 

Gerçekten daha önce böyle bir olay hiç olmamıştı. Aslında turnuvada bununla ilgili bir kural yoktu ama 16-20 yaşları arasında 3 tane Ruhsal Kaynak Aleminde olan öğrenciyi getiremeyenler turnuvaya katılmak için değerli olmuyorlardı ve hatta davetiye mektubu bile almıyorlardı. Bazı büyük tarikatlar eğer 3 öğrenci getiremeyecek durumdalar turnuvaya girmekten vazgeçiyorlardı. Eğer 2 yada bir Ruhsal Kaynak Alemindeki kişi getirseler bile kendi sıralarını asla bir Gerçek Kaynak Alemi ile doldurmuyorlardı.

 

(Ç.N: Gerçek kaynak aleminin gücüne tanık edin sizi hıyar turşuları....)

 

Ve böyle bir şekilde tarih kırılmıştı. Gerçek Kaynak Aleminden bir katılımcı ortaya çıkmıştı....Hatta İmparatorluk Ailesinin katılımcısıydı....Hatta tek katılımcısıydı. Çoğu insan şaşkındı ve büyük çoğunluk kahkaha atarken ileri geri sallanıyordu. Bu tarikatların kendi gücünün üstünlüğü hissini istemsizce arttırmıştı. Buna karşı olsalar da İmparatorluk Ailesi Mavi Rüzgar İmparatorluğunu yönetiyordu ve bu tür bir duygu son derece kuvvetliydi.

 

"O aslında....gerçekten gelmiş." Cennetsel Kılıç Villasının tarafından Ling Yun şaşkınlık dolu yüzüyle konuştu.

 

"Uwah! O gerçekten daha şimdiden 10.seviye Gerçek Kaynak Aleminde! Bu inanılmaz!" Etraftaki alay seslerini umursamayan Ling Jie şaşkınlıktan titreyen yüzüyle konuşurken ağzı genişledi.

 

"Oh?" İkisinin tepkisi Ling Yuefeng'in kaşlarını kaldırmasına neden oldu.

"İkiniz onu tanıyor mu?"

 

Ling Yun hafifçe başıyla onayladı. "O geçen sefer küçük Jie'nin memnun bir gülümseme ile sana anlattığı kişi. En son onu yarım yıl önce görmüştük. O zaman 3.seviye Gerçek Kaynak Aleminde idi ve küçük Jie'nin 3 saldırısını karşıladı. Sadece yarım yıl geçti ve o çoktan 10.seviye olmuş. Böyle bir gelişim hızı.....önceki beni bile fazlasıyla geçiyor."

 

"Ne?" Ling Yuefeng'in yüzünde bir şaşkınlık belirtisi ortaya çıktı. Tamamen farklı gözler ile Yun Che'yi incelemeye başladı.

 

"3.seviye Gerçek Kaynak Aleminde iken 3.seviye Ruhsal Kaynak Aleminde olan Ling Jie'nin 3 saldırısına karşı koyabildiğine göre onun gücü kesinlikle kaynak gücüne bakarak ölçülemez. O Ling Jie ve benim gibi kendisinden birkaç seviye fazla rakiplere karşı üstünlük kurabilecek yetenekte." Ling Yun sakince konuştu.

 

"Kaynak gücü gerçekten de birisinin tüm gücünü göstermez." Ling Yuefeng hafifçe başıyla onayladı. "Ama yine de o gücün en önemli göstergesidir. Birisi kendinden yüksek seviyeli kişilere karşı kazanabilse bile ne kadar yükseklere kadar bunu devam ettirebilir? Yeryüzü Kaynak Aleminde 3 seviye aslında birinin gidebileceği limittir. Eğer o gerçekten tarif ettiğin gibi biriyse ve yeteneği gerçekten dikkat etmeye değse de ne yazık ki bu turnuvaya yine de çok erken geldi."

 

"Evet o kesinlikle çok erken geldi." Ling Yun tamamen inançlı bir şekilde başıyla onayladı.

"En son onu gördüğümde Prenses Cang Yue ve ona ipucu vermiştim. Onun sıradaki turnuvaya katılmasını ve İmparatorluk Ailesini temsil etmesini söyledim. O zaman geldiğinde kesinlikle dünyayı şaşırtacak ve İmparatorluk Ailesini önemli bir konuma taşıyacaktı. Ama bu sene gelmesini beklemiyordum."

 

Çevredeki tüm yuhalamalar, küçümsemeler ve gülüşler onun beklentileri içindeydi. Ama tüm bunlar nasıl onun kalbinde bir dalgalanmaya neden olabilirdi? Numarasını seçtikten sonra ifadesi hiç bozulmamış bir şekilde yerine doğru yürüdü. İfadesi ve bakışları sakin ve kendi halindeydi sanki tüm bu olanların onunla bir ilgisi yoktu.

 

Bu tür bir davranış Ling Yuefeng'in ona karşı olan değerlendirmesini daha da yükseltmişti.

 

(Ç.N: Sanki çokta takıyoruz seni :D )

 

"Hahahaha! Gülmekten öleceğim. İmparatorluk Ailesi gerçekten Gerçek kaynak Aleminde olan bir çöpü yollamış. Kendilerini aptal yerine koymak mı istediler? Hahahaha! Beyhude yere asil ve güzel Mavi Ay Prensesinin getirdiği takım...."

 

Fen Juebi yüksek sesle güldü. Ardından aniden Fen Juecheng'in yüzünde hiç gülümseme olmadığını bunun yerine sert bir ifadesinin olduğunu gördüğünde aniden sordu. "Eh? Büyük kardeşim sorun nedir? Niye bu kadar kötü gözüküyorsun?"

 

Fen Juecheng'in kaşları batarken korkutucu derecede kasvetli bir ses tonuyla konuştu. "Onun adı.....Yun Che mi?"

 

"Evet. Büyük kardeşim onu tanıyor musun?" Fen Juebi da gülmeyi kesti ve ciddileşti. O Yanan Cennet Klanının genç lideri olduğundan kimse Fen Juecheng'i kışkırtmaya cüret etmiyordu. Fen Juecheng'in en son böyle bir ifade takındığını görmesinin üzerinden çok uzun zaman geçmişti.

 

"Yun Che ha....Çok iyi.....Bu gerçekten harika.....Çok harika!" Fen Juecheng'in sesi ve teni gittikçe daha kasvetlendi ve bedeninden buz gibi bir öldürme arzusu patlamaları yayılmaya başladı. Koltuğun dirsekliğini kavradığı elinin damarları çoktan şişmişti ve şuan kalbinde inanılmaz derecede öfkeliydi.

 

O "Yun Che" ismini ilk kez Üçüncü Prens Cang Shuo'dan duymuştu. Her ne kadar Cang Shuo ona Yun Che'nin öldüğünü söylese de o yine de araştırmak için birilerini yollamıştı. Yun Che'nin Prenses ile arasının çok yakın olduğunu öğrenmişti ve ayrıca onun gerçekten Ölümün Çölünde öldüğünü de öğrenmişti.

 

Ama o Yun Che şuan önünde iyi ve hayatta olarak ortaya çıkmıştı.

 

Tek katılımcı olmasına ve onunda sadece Gerçek Kaynak Aleminden biri olmasına rağmen Prenses Cang Yue yine de bizzat gruba eşlik etmeyi seçmişti. Eğer Prensesin burada olma nedeninin sadece Yun Che'ye eşlik etmek olmadığını biri ona söyleseydi buna ölene kadar dayak yiyecek olsa bile inanmazdı.

 

Ancak bunlar onu şuan ki gibi öfkeli yapaya yetmezdi.

 

Dün gece Prenses Cang Yue'nin odasının kapısının önündeyken içeriden gelen garip sesler ve ayrıca onun son cümlesini söylerken titreyen sesini duymuştu...O zaman bunun biraz garip olduğun düşünse de bunu aklına sokmadı ve bunun için fazla düşünmemişti. Ama şuan düşünülünce onlar bir şey tarafından aniden uyarılmış inleme sesleri olduğu açıktı.

 

Bang! Bang!!

 

Fen Juecheng'in iki tarafındaki dizlikler aynı anda içine göçtü. Sıkıca sıktığı eklemleri de beyazlaşmıştı ve insanı korkutan kemik kırılma sesleri gelmeye başlamıştı. Yüzü de sanki yeni bok yemiş gibi çirkindi.

 

(Ç.N: Bunlar güzel benzetmeler kullanın :D )

 

"Büyük kardeşim sorun nedir? Ben seni daha önce hiç böyle sinirli görmedim." Fen Juebi şok içinde sordu.

Fen Juecheng derin bir nefes aldı ve alçak sesle konuştu.

"Birini bulup en kısa sürede Yun Che'nin seçtiği numarayı araştır....Onun olduğunu gruptaki herkese tek tek ulaş.....Onlara benim için onunla karşılaştıklarında zalim olmalarını söyle! Eğer herkesin önünde onu öldüremezlerse adamakıllı onu sakatlasınlar. Öncelik olarak yüzünü yok etsinler!!!"

 

Fen Juecheng'in tavırları Fen Juebi'nin daha fazla sormaya korkmasına neden oldu. O Fen Juecheng her ne kadar genelde kibar ve nazik gözükse de öfkelendiğinde ne kadar korkutucu olduğunu biliyordu. Hemen başıyla onayladı ve konuştu.

 

"Peki. Sadece bir Gerçek kaynak Alemindeki kişiyi öldürmek bir tavuğu öldürmek kadar kolay! Hemen birisine bunu yapması için emir vereceğim. O Cennetsel Kılıç Villasından ayrıldığında onu öldürmek yada ölmek istemesini sağlamak büyük kardeşimin bir sözüne bakar değil mi?"

 

Fen Juecheng bir kez daha derin enfes aldı. Göğsündeki öfke alevleri hala azalmamıştı. Cang Yue ben her zaman senin saf ve temiz, kıyaslanamayacak kadar çekici, kusursuz bir şekilde asil olduğunu düşünüyordum ve senin aklını ve bedenini ele geçirmek için benim Yanan Cennet Klanının genç lideri unvanımı unutmamı gerektirecek niteliklerin olduğunu sanıyordum. Ama sen bana beklenmedik bir şekilde....Gerçekten beklenmedik bir şekilde büyük bir sürpriz getirdin!!! Aynı zamanda büyük bir öfke ve utanç da getirdin!!!

----------------ÇEVİRMEN NOTU-----------------

ACABA KAÇA KADAR GİDECEĞİZ :D

Fen Juecheng neler yapacak? İlk savaşlar ne zaman başlayacak? Yun Che ve Xia Qingyue neler yapacak? Acaba diğer bölüm var mı? Merak mı ediyorsunuz? O zaman beklemeyin sonraki bölüm yazısına tıklayın var mı yokmu öğrenin :D ....

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr