Bölüm 209: Hakimiyet Kurma

avatar
14514 36

Against The God - Bölüm 209: Hakimiyet Kurma


 

 "Yun Che" ismi söylendiğinde Cang Yue'nin tepki hızı Yun Che'ninkinden daha hızlıydı. Hızlıca Yun Che'nin elini yakalayıp gergin ve heyecanlı bir şekilde konuştu. "Küçük Kardeş Yun senin sıran."

 

"Enişte iyi şanslar! Gidip tüm rakiplerini döv ve bizimle alay edenlere kimin patron olduğunu göster!" Xia Yuanba yumruklarını sıkarken konuştu.

 

"Yakında geri dönerim." Yun Che çok düşünmeden gelişigüzel bir cevap verdi ve yerinden kalkıp arenaya yöneldi.

 

15.arena bir anda odak noktası oldu.

 

"Çabuk bak! Mavi Rüzgar İmparatorluk Ailesindeki çocuk çıkıyor!"

 

"Tsk tks bu Fu Yanjie onun ilk rakibi olduğundan gerçekten çok şanslı. Neden ben de bu kadar şanslı değilim?"

 

(Ç.N: Şanslı demek :D )

 

"Sanırım bu Fu Yanjie 2.seviye Ruhsal Kaynak Alemindeydi. Onun 3 harekette maçı kazanacağını bekliyorum....Hahahahah! Neden ben de 15. Grupta değilim ki? Öyle olsaydım 11 maçı kaybetsem bile memnun bir şekilde bu çöpü ezebilirdim."

 

Çevrede anında kahkahalar yankılandı.

 

Yun Che kulağını dolduran seslere cevap vermeden karşısındaki rakibine baktı. Onun geniş omuzları yuvarlak bir beli ve salam bir bedeni vardı. Elinde 8 ayak uzunluğunda büyük bir pala tutuyordu. Ancak Yun Che bunların hiç birine dikkat etmiyordu. Onun dikkat ettiği şey rakibinin ağzının kenarında hafifçe oluşan küçümseyici bir gülümseme ve gözlerinde parlayan zalimlikti.

 

“Heh…” Yun Che'nin ağzının köşeleri kıvrılarak son derece hafif bir küçümseme içerikli gülümseme oluştururken kaşlarını indirdi.

 

"Maç başlasın!"

 

Hakemin sesi söndükten sonra Fu Yanjie'nin elindeki pala vahşice savruldu ve beraberinde uğultulu bir rüzgar getirdi. Küçümseyerek Yun Che'ye baktı ve alçak bir sesle konuştu. "Yun Che benimle karşılaştığın için şansına küs ve benim için itaatkar bir şekilde yere yat!"

 

Fu Yanjie, bu alaycı konuşmanın ortasında Yun Che'nin silahını çıkarmasını beklemedi ve hareketli bir tempoda ilerledi. Elindeki pala yada bedeni büyük olsa da hızı hiç yavaş değildi. Kısa bir haykırışla beraber büyük palasını kaynak enerjisi kullanarak Yun Che'nin sol koluna doğru savurdu.

 

Yanan Cennet Klanının koltuklarında Fen Juebi yürekten gülerek konuştu. "Büyük kardeşim sadece bekle ve gösteriyi izle. Bu kişi özellikle bilgilendirildi. O en kısa sürede onun kollarından birini koparacak ve yanında da yüzünden bir dilim verecek."

 

"Çok iyi." Fen Juecheng soğukça gülümserken ağzı seğirdi.

 

Pala son derece kötücül bir şekilde hiç kendini geri tutmadan ona doğru geliyordu. Yun Che kenara doğru çekilip saldırıyı atlattı ama hemen sonra Fu Yanjie palasını yukarı doğru süpürdü....Ve bu süpürme yönü tam olarak Yun Che'nin yüzüne doğruydu.

 

Yun Che'nn bakışları odaklandı. Ardından son derece öfkelendi....Ben kolumu kırmanı affedebilirim hatta hayatımın yarısını almana bile tahammül edebilirim ama bu orospu çocuğu aslında benim yüzümü dağıtmak istiyor!!! Bu hiçbir şekilde hoş görülmez yada affedilmez! Yaşlı bir amca buna dayansa ve karısı tahammül etse bile ben buna yine de tahammül etmem!!!

 

Yun Che'nin gözlerinde aniden bir saldırganlık ışığı parladı. Bedenini aşağı doğru kaydırarak saldırıdan sıyrıldı ve geriye çekilmek yerine bir şimşek gibi ilerledi ve dirseği ile Fu Yanjie'nin karın bölgesine vurdu.

 

"Vay anasını! Bu adam ölmek istiyor!"

 

"Bu çocuk deli mi? Fu Yanjie'nin gözünü açmasına bile gerek yok. Sadece palasını aşağı doğru sallayarak bile onun hayatını alabilir. Sonuçta o gerçekten bir genç. Sadece kaynak gücü değil savaş deneyimi de beş para etmez ve eksik.

 

Ancak sonraki manzara herkesi oracıkta dondurmuştu....Yun Che ilerleyip Fu Yanjie'nin karnına saldırmıştı ama yine de Fu Yanjie'nin palası hala havada duruyordu ve aşağı inmemişti. Yun Che duruşunu düzeltip geriye 2 adım attığında bile kolu hala aşağı inmemişti.

 

*Çınlama*....

 

Fu Yanjie'nin elindeki pala yere düştü.

 

“Ugh… ug…” ağzından boğuk sesler çıktı. Fu Yanjie’in gözleri sabit bir şekilde genişledi ve sanki yerlerinden fırlayacaklarmış gibi abartılı bir şekilde şişti. Acı içinde iki eliyle karnını tutarken yere kapaklandı ve bebek bir karides gibi kıvrıldı. Bedeni titriyordu ve bir yağmur fırtınası gibi başından soğuk terler akıyordu. Ağzından kanla beraber beyaz bir köpük aktı.

 

Her ne kadar Yun Che’nin dirsek darbesi onu yarım adım bile geri götürmese de ezici enerji sayısız akarsuya dönüşüp şiddetle bedenine girdi. Muazzam acının içinde savaşma yeteneğini kaybetti. Eğer arenada olmasalar ve Yun Che diskalifiye olma ihtimalini dikkate almasa idi demin yaptığı hareket yüzünden Yun Che onu iyice sakat bırakacaktı.

 

Yun Che ayaklarının yanında acı içinde kıvranan Fu Yanjie'ye baktı ve soğuk bir şekilde konuştu. "Senin ile benim aramda önceden olan kin yada nefret yok ve senin bana böyle kötücül bir şekilde zarar vermeye çalışmanı gerektiren bir neden yok büyük ihtimal sen birisi için kukla olarak kullanıldın. Onun kim olduğunu bilmiyorum ama inanıyorum ki yakında bulacağım. Geri dön ve ona de ki karşılamanı aldım ama bunun sonuçları onun için çok ağır olacak."

 

Fu Yanjie hala yerde kıvrılıyordu ve tek bir kelime dahi edemiyordu.

 

"“Fu Yanjie on nefes zamanı boyunca yerden kalkamadı! Mavi Rüzgar İmparatorluğundan Yun Che kazandı!"

 

Fu Yanjie hala yerde kıvrılıp ayağa kalkamazken Yun Che acelesiz bir şekilde arenadan ayrıldı. Çok geçmeden 2 klan arkadaşı gelip kızarmış yüzleri ile Fu Yanjie'yi arenadan çıkardılar.

 

Bunun tek taraflı bir şov olmasını bekleyen öğrenciler anında gevşek ağızlı ve geniş gözlü hale gelerek birbirlerine baktılar.

 

"Ne oluyor? Fu Yanjie gerçekten yenildi mi?"

 

"Yun Che'nin deminki saldırısı Fu Yanjie'nin dantian'ının enerji kapısına vurarak bir anda tüm gücünü kaybetmesine neden olmuş olabilir mi.....Böyle olmuş olmalı değil mi?"

 

"Tek açıklanabilir yol bu. Ama yine de bu Fu Yanjie gerçekten bir Gerçek Kaynak Alemindeki çocuk tarafından yenildi. Bu çok utanç verici."

 

Yun Che'nin yürüyüş temposu oldukça yavaştı. Yarı yolda gözlerini daraltıp odaklanarak yüzündeki ifadeyi hiç bozmadan çevresini inceledi. Çok geçmeden ona doğru yönelen hafif bir öldürme arzusu keşfetti....Bu öldürme arzusu çok küçüktü ancak Yun Che böyle şeylere karşı çok hassas ve aşina idi. Kafasını çevirip öldürme arzusunun sahibine baktı...Ardından bir anda kafasını geri çevirdi ve koltuğuna gitti.

 

Fen Juecheng…. Ha, demek o. Yun Che soğukça gülümsedi. Dün gece olanları düşündü ve hemen her şeyi anladı.

 

Onların bakışları sadece bir an için keşiştiği ve Fen Juecheng'in onun kadar korkutucu keskin hisleri olmadığından doğal olarak Yun Che'nin herşeyi anladığını fark etmedi. Maçın sonucu Fen Juecheng'in ten rengini daha çok kararttı. "Görünüşe göre biz bu Yun Che'yi hafife almışız."

 

“Tsk.” Ancak Fen Juebi son derece kibirliydi. "Ne olursa olsun o sadece gülünç Gerçek Kaynak Aleminde. Fu Yanjie rakibini çok hafife aldı ve çok şanssızdı. Ancak tesadüf eseri Yun Che'nin sıradaki rakibi Fu Yanjie'den 1 seviye yüksek olan ikiz kardeşi ve o kesinlikle Yun Che'nin bu şanslı darbelerine izin vermeyecek."

 

İlk turun maçları azgın bir ateş gibi devam etti. Cang Yue'nin söylediği gibi tempo oldukça hızlıydı ve sadece 3 saat geçmesine rağmen her arenada oynanan ortalama maç sayısı çoktan 30u geçmişti. Uzun süren maçlar olduğu gibi kısa süren maçlarda oluyordu.

Ama birisinin rakibi 4 büyük tarikattan birisi olduğunda genelde direk maçtan çekiliyorlardı. Özellikle Ling Yun, Xiao Kuanglei, Yan Jin ve Shui Wushuang gibi kişiler ile karşılaşanlar daha savaşmayı bile düşünmeden çekiliyorlardı....Aksi halde savaşırken yanlışlıkla biraz fazla güç kullanırlarsa bu ağır yaralanmalara yada onun gibi şeylere yol açabilir bu da ileride oynayacakları maçlara etki edebilirdi. Bu yüzden maça çıkmayıp güç tasarrufu yapıyorlardı.

 

"Grup 15'in 35. maçı Mavi Rüzgar İmparatorluk Ailesinde "Yun Che"  —— vs. —— Güneyli Yeşim Bulut Partisinden ‘Fu Yinjie’ "

 

Yun Che'nin ikinci maçı başlamak üzereydi ama bu maçtaki rakibi onun bir süre boş boş bakmasına neden oldu.

 

Eh? Nasıl tesadüfen yeniden Güneyli Yeşim Bulut Partisi olabilir? Ayrıca bu isimde oldukça tanıdık geliyor.

 

Yun Che arenaya çıktı ve oldukça suskun hissederken rakibine baktı. Onunda geniş omzu, yuvarlak beli ve sağlam bir vücudu vardı. Kıyafetleri dışında demin yendiği Fu Yanjie'nin aynısıydı. Hatta kullandıkları silah bile aynıydı.

 

"Buradaki babacık Fu Yinjie! Sen demin benim ikiz kardeşimi ağır yaraladı şimdi bu babacık seni yok edecek!" Fu Yinjie büyük palasını kaldırdı ve öfkeyle kükredi. Çok büyük olmayan gözlerinde vahşilik ve kötü niyet vardı.

 

"Haha ikiz kardeşler sadece aynı gruba atanmamış ayrıca rakipleri bile aynı. Ne kadar ilginç."

 

"Fu Yinjie çabuk bu veledi yen ve kardeşinin nefretini dışa vur! O maçı büyük annesinin evine gidecek kadar kötü kaybetti."

 

"Eğer sende yenilirsen siz iki kardeş hemen çarpmak için bir tofu bulun ve ölün. Hahaha."

 

(Ç.N: Espri o kadar ince ki anlamadım açıkçası :D )

 

Yun Che'nin bakışları kayıtsızca çevreyi süpürdü. Fen Juecheng'in kötü niyetli gülümsemesi, kendini ağır abi sanan tarikat öğrencilerinin alaycı yüzleri ve ağızları ve ayrıca önündeki Fu Yinjie'nin kötü niyetli ve aşağılayıcı bakışları göz kapaklarının altında toplandı. Ağzının köşesi seğirdi ve Yun Che biraz soğukça gülmeye başladı.

 

Ha....Siz cidden ben, Yun Che'nin istediğiniz gibi kalıplaşan ve oynayan yumuşak bir hurma olduğumu mu düşündünüz?

 

Sadece fazlasınız diye beni böyle aşağılayıcı bir tavırla yargılayabileceğinizi mi sandınız? Ve benimle alay edebileceğinizi mi sandınız?!

 

(Ç.N: Siz çok yanıldınız : ) )

 

"Maç başlasın!"

 

"Seni yok edeceğim!" Hakemin sesi solduğunda Fu Yinjie yüksek sesle kükreyerek büyük palasını kaldırdı ve Yun Che'ye doğru koştu. Yabancılara göre Fu Yinjie'nin öfkesi son derece normaldi sonuçta Yun Che onun kardeşini ağır yaralamıştı ve ona büyük bir saygınlık kaybettirmişti. Ancak Yun Che bu "öfke"'nin ardındaki gerçek nedeni biliyordu.

 

"Sadece sen mi?"

 

Yun Che küçümseyerek güldü ve onun kükreyişinin ortasında eli boş bir şekilde  Fu Yinjie'nin büyük palasını karşıladı ve koluyla onun palasının arkasına anında vurdu.

 

Bang!!

 

Son derece kulak delici bir parçalanma sesiyle birlikte Fu Yinjie'nin elindeki kaynak enerjisi dolu pala parçalandı. Daha şok içinde çığlık atma fırsatı bile bulamadan Yun Che'nin sağ ayağı yukarı doğru çıkıp onun göğsüne vurdu.

 

Bir "bang" sesiyle Fu Yinjie'nin kaynak enerji savunması hurda kağıt levha gibi delindi ve 6 kaburgası sesle beraber çatladı. Sağlam bedeni bir top mermisi gibi geriye doğru birkaç on metre uçarak arkasındaki koruyucu kaynak enerjisi bariyerine çarptı. Oluşan çarpışma bariyeri biraz titretti.

 

Fu Yinjie'nin bedeni bariyerden aşağı kaydı ve yere düştü. O çoktan bilincini kaybetmişti.

 

Çıplak elleri ile palayı parçalaması ve rakibini tek hamlede yenmesi bir anda olmuştu. Etraftaki izleyenler seslerini kaybetmişti hakem bile zamanında tepki verememişti.

 

“Hmph!” Yun Che ilgisizce soğuk bir şekilde burnundan soludu. Fu Yinjie'ye bir daha bakmadan ifadesizce arenadan çıktı.

 

Hakem sanki bir rüyadan yeni uyanmış gibi aceleyle sonucu açıkladı.

"Mavi Rüzgar İmparatorluk Ailesinden Yun Che kazandı!"

-------------ÇEVİRMEN NOTU--------------

BUGÜN HAVA ÇOK SOĞUKTU PARMAKLARIM YANIYOR SOĞUKDA YAZARKEN. HALA KAR YOK YIL 2015 HAVA SOĞUK YENİ GÜNÜ BEKLİYORUZ :D GERÇİ BUNU OKUDUĞUNUZDA YIL 2016 OLMUŞ OLACAK. ACABA KAR YAĞDI MI BUNU OKUYANA KADAR...

Etraftakilerin tepkileri nasıl olacak? Yun Che'nin diğer maçlarında neler olacak? Xia Qingyue Yun Che ile yakın mesafeden karşılaşacak mı? Karşılaşacaksa onu tanıyacak mı? İlk turda neler olacak? Merak mı ediyorsunuz? O zaman şansınızı sonraki bölüme tıklayarak deneyin kim bilir belki devam ediyordur :D yada belki etmiyordur :D :D :D ….

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44246 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr